Barınamama sorunu tersine göçü başlattı

GÜNDEM 25.07.2022 - 11:09, Güncelleme: 25.07.2022 - 11:09
 

Barınamama sorunu tersine göçü başlattı

Yüksek kira artışlarının etkisiyle rekor düzeye ulaşan enflasyonun büyük şehirler ve kıyı bölgelerde çok daha sert hissedilmesi, tersine göçe yol açtı. Kira ödemeleri yüzde 310 artarak 10 bin 397 TL’ye ulaşan Antalya’da da yaşamı zorlaştırıyor.

haberimizvar.net- Türkiye’de son aylarda hızla artarak haziranda yüzde 78,62’yle son 24 yılın rekorunu kıran enflasyon, büyük şehirler ve turizm bölgelerinde yüksek talebe bağlı olarak çok daha sert hissediliyor. Bu da söz konusu bölgelerde hayatın daha pahalılaşması anlamına geliyor. Fiyat artışlarının en sert hissedildiği alanlardan biri de konut kiraları. ANTALYA’DA DURUM Gayrimenkul sektörüne yönelik analiz hizmeti sunan endeksa.com’un verilerine göre haziran itibariyle ortalama kiralar son bir yılda Muğla’da yüzde 73 artarak 14 bin 937 TL’ye, Antalya’da yüzde 310 artarak 10 bin 397 TL’ye ve İstanbul’da yüzde 168 artarak 8 bin 107 TL’ye çıktı. Bu durum tersine göçü hızlandırırken, aynı zamanda çalışmak için büyükşehirlere gelmek isteyenleri de durdurdu. Dünya’nın haberine göre İstanbul Gayrimenkul Değerleme Kurucu ve Yönetici Ortaklarından Ahmet Büyükduman, kamu çalışanları için yüksek kiraların bulunduğu bölgelerin artık mahrumiyet bölgeleri haline geleceğini, bu nedenle bu bölgelerde kamuda daha fazla bekar çalışanın istihdam edileceğini savundu.  İSTANBUL’DA YAŞAM İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa da, aşırı derecede artan kiralardan dolayı İstanbul gibi bölgelerin başta memurlar olmak üzere bir sürgün bölgesine dönüştüğünü kaydetti: “Memur en fazla 10 bin lira maaş alıyor ancak İstanbul’da 7 bin ila 8 bin TL’den aşağı kiralık ev yok. Lojmanların satılması da olumsuz etkiledi. O yüzden kimse İstanbul’a gelmek istemiyor. İstanbul’da olan da gitmek için elinden geleni yapıyor”. KESK: BARINAMAMA SORUNU EYLÜLDE DAHA DA ARTACAK Yüksek kiraların başrol oynadığı satın alma gücündeki erozyon nedeniyle büyük kentlerden ve sahil beldelerinden tayinlerini isteyen kamu personeli ve doktor sayısındaki artış, meslek örgütlerinin de gündeminde. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, reel anlamda kamu çalışanlarının ücretlerindeki değer kaybının büyük kentlerde yaşamayı daha da zorlaştırdığını, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve gözde sahil kentlerinde çalışan bir memurun maaşının yüzde 70’ini kiraya vermek zorunda olduğunu söyledi. Kiralara getirilen azami yüzde 25 artış zorunluluğuna rağmen, ev sahipleriyle kiracılar arasında yaşanan sorunların arttığına değinen Bozgeyik, özellikle üniversite öğrencilerinin metropollere dönüş yapacağı eylülden itibaren, çok büyük bir barınamama sorunu ile karşı karşıya kalınacağına dikkat çekti. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de büyükşehirlerden Anadolu’ya tayin isteme eğiliminin çok yeni olmadığını söyledi: “Bodrum, Marmaris gibi yerleşim yerlerinde yaz sezonu nüfus çok arttığı için o bölgelere görevlendirmeler oluyor. Ancak orada kiralar yüksek olduğu için gitmek istemiyorlar. Bunu biliyoruz. Bodrum’da kamu çalışanları, sağlık çalışanları tabii ki kirada zorlanır, çünkü yüksek. Bu nedenle lojman sağlamak lazım”. BÜYÜKŞEHİR VE SAHİLLER SÜRGÜN YERİ GİBİ GÖRÜLÜYOR Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, 20-30 yıl önce sadece doktorlardan değil diğer meslek gruplarından da büyük kentlere ve sahil ilçelerine talep olduğunu, çünkü o dönemlerde devletin konaklama imkanlarının yaygın olduğunu, ama bu alanların özelleştirilerek ortadan kaldırıldığını dile getirdi. Son birkaç yıldır sahillerin ve büyük kentlerin sürgün yeri gibi görüldüğüne işaret eden Bulut, “Eskiden Anadolu’nun yoksun bölgelerine gidince sürgün gibi nitelendirilirken, şimdi İstanbul’a ve sahil bölgelerine gitmek sürgün gibi olmaya başladı” dedi. Hastanelerin hemen yakınında hekim ve diğer sağlık çalışanları için konaklama imkanlarının sağlanmasının dünya sağlık yapılanmasında çok eski yöntemlerden biri olduğunu aktaran Bulut, Türkiye’de de eskiden SSK hastanelerinin yanlarında lojmanlar olduğunu, ama bu yapılanmaların bozulduğunu, yeniden hastaneler çevresinde konaklama imkanlarının oluşturulması gerektiğini belirtti.  
Yüksek kira artışlarının etkisiyle rekor düzeye ulaşan enflasyonun büyük şehirler ve kıyı bölgelerde çok daha sert hissedilmesi, tersine göçe yol açtı. Kira ödemeleri yüzde 310 artarak 10 bin 397 TL’ye ulaşan Antalya’da da yaşamı zorlaştırıyor.

haberimizvar.net- Türkiye’de son aylarda hızla artarak haziranda yüzde 78,62’yle son 24 yılın rekorunu kıran enflasyon, büyük şehirler ve turizm bölgelerinde yüksek talebe bağlı olarak çok daha sert hissediliyor. Bu da söz konusu bölgelerde hayatın daha pahalılaşması anlamına geliyor. Fiyat artışlarının en sert hissedildiği alanlardan biri de konut kiraları.

ANTALYA’DA DURUM

Gayrimenkul sektörüne yönelik analiz hizmeti sunan endeksa.com’un verilerine göre haziran itibariyle ortalama kiralar son bir yılda Muğla’da yüzde 73 artarak 14 bin 937 TL’ye, Antalya’da yüzde 310 artarak 10 bin 397 TL’ye ve İstanbul’da yüzde 168 artarak 8 bin 107 TL’ye çıktı. Bu durum tersine göçü hızlandırırken, aynı zamanda çalışmak için büyükşehirlere gelmek isteyenleri de durdurdu.

Dünya’nın haberine göre İstanbul Gayrimenkul Değerleme Kurucu ve Yönetici Ortaklarından Ahmet Büyükduman, kamu çalışanları için yüksek kiraların bulunduğu bölgelerin artık mahrumiyet bölgeleri haline geleceğini, bu nedenle bu bölgelerde kamuda daha fazla bekar çalışanın istihdam edileceğini savundu. 

İSTANBUL’DA YAŞAM

İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa da, aşırı derecede artan kiralardan dolayı İstanbul gibi bölgelerin başta memurlar olmak üzere bir sürgün bölgesine dönüştüğünü kaydetti: “Memur en fazla 10 bin lira maaş alıyor ancak İstanbul’da 7 bin ila 8 bin TL’den aşağı kiralık ev yok. Lojmanların satılması da olumsuz etkiledi. O yüzden kimse İstanbul’a gelmek istemiyor. İstanbul’da olan da gitmek için elinden geleni yapıyor”.

KESK: BARINAMAMA SORUNU EYLÜLDE DAHA DA ARTACAK

Yüksek kiraların başrol oynadığı satın alma gücündeki erozyon nedeniyle büyük kentlerden ve sahil beldelerinden tayinlerini isteyen kamu personeli ve doktor sayısındaki artış, meslek örgütlerinin de gündeminde.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, reel anlamda kamu çalışanlarının ücretlerindeki değer kaybının büyük kentlerde yaşamayı daha da zorlaştırdığını, özellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve gözde sahil kentlerinde çalışan bir memurun maaşının yüzde 70’ini kiraya vermek zorunda olduğunu söyledi.

Kiralara getirilen azami yüzde 25 artış zorunluluğuna rağmen, ev sahipleriyle kiracılar arasında yaşanan sorunların arttığına değinen Bozgeyik, özellikle üniversite öğrencilerinin metropollere dönüş yapacağı eylülden itibaren, çok büyük bir barınamama sorunu ile karşı karşıya kalınacağına dikkat çekti.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de büyükşehirlerden Anadolu’ya tayin isteme eğiliminin çok yeni olmadığını söyledi: “Bodrum, Marmaris gibi yerleşim yerlerinde yaz sezonu nüfus çok arttığı için o bölgelere görevlendirmeler oluyor. Ancak orada kiralar yüksek olduğu için gitmek istemiyorlar. Bunu biliyoruz. Bodrum’da kamu çalışanları, sağlık çalışanları tabii ki kirada zorlanır, çünkü yüksek. Bu nedenle lojman sağlamak lazım”.

BÜYÜKŞEHİR VE SAHİLLER SÜRGÜN YERİ GİBİ GÖRÜLÜYOR

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, 20-30 yıl önce sadece doktorlardan değil diğer meslek gruplarından da büyük kentlere ve sahil ilçelerine talep olduğunu, çünkü o dönemlerde devletin konaklama imkanlarının yaygın olduğunu, ama bu alanların özelleştirilerek ortadan kaldırıldığını dile getirdi. Son birkaç yıldır sahillerin ve büyük kentlerin sürgün yeri gibi görüldüğüne işaret eden Bulut, “Eskiden Anadolu’nun yoksun bölgelerine gidince sürgün gibi nitelendirilirken, şimdi İstanbul’a ve sahil bölgelerine gitmek sürgün gibi olmaya başladı” dedi. Hastanelerin hemen yakınında hekim ve diğer sağlık çalışanları için konaklama imkanlarının sağlanmasının dünya sağlık yapılanmasında çok eski yöntemlerden biri olduğunu aktaran Bulut, Türkiye’de de eskiden SSK hastanelerinin yanlarında lojmanlar olduğunu, ama bu yapılanmaların bozulduğunu, yeniden hastaneler çevresinde konaklama imkanlarının oluşturulması gerektiğini belirtti.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.