Aynı partinin eski ve yeni başkanı birbirine girdi

SİYASET (Web Sitesi) - Web Sitesi | 16.08.2019 - 14:00, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Aynı partinin eski ve yeni başkanı birbirine girdi

AK Partili Serik Belediyesi eski Başkanı Ramazan Çalık ile aynı partinin yeni Belediye Başkanı Enver Aputkan birbirine girdi. Ağza alınmayacak sözleri kamuoyuna açıklama diyerek paylaşan iki başkan Serik’in gündeminden düşmüyor

haberimizvar.net Serik bugünlerde AK Parti’nin eski ve yeni belediye başkanının kavgasını konuşuyor. Belediyeye geçmiş dönem borcuyla ilgili icra yoluyla tahsilata gelen firma ile alev alan kavgada kamuoyu açıklaması denilerek, ağzı alınmayacak sözlerle kavgaya dönüştü. Serik yeni Belediye Başkanı AK Partili Enver Aputkan, yolsuzluktan söz edince, eski belediye başkanı Ramazan Çalık, ‘zübük’ benzetmesi yaparak zehir zemberek açıklama yaptı.  İşte Serik’in gündeminde olan kavgada iki başkanının kamuoyuyla paylaştıkları: ANINDA TOPLANTI YAPTI Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan, bir alacak yüzünden Sistemli Dağıtım Hizmetleri A.Ş.’nin talebi üzerine Serik Belediyesi’nin menkul mallarının haczedilmesi için Serik Belediyesi Binası’na gelen Serik İcra Müdürlüğü ve şirket avukatlarına Serikli vatandaşlar tarafından engel olunması ve tepki gösterilmesi ile ilgili olarak halka açık bilgilendirme ve basın toplantısı düzenledi.  Toplantıya AK Parti Serik İlçe Başkanı Hasan Kozan, MHP Serik İlçe Başkanı Ahmet Ali Coşkun, DSP Serik İlçe Başkanı Yusuf Öztürk, belediye başkan yardımcıları ve belediye Meclis üyeleri de katıldı. KAVGA BAŞLADI 9 Mart Parkı’nda düzenlenen toplantıda Serik İcra Müdürlüğü’nün 7 Ağustos 2019 tarih ve 2019/1164 esas sayılı dosyasına istinaden belediyenin bir önceki dönemden gelen 19 milyon 320 bin 180 liralık borç nedeniyle hacze geldiklerini belirten Belediye Başkanı Enver Aputkan, Serik Belediyesi’ne ait değeri 60 milyon TL’yi bulan 5 adet gayrimenkulün üzerine haciz konulduğunu ve bu gayrimenkullerin satışı içinde talepte bulunulduğunu söyledi. HER ŞEYİ ANLATTI Bu satış talebine karşın belediye tarafından hem kıymet takdirine tespit edilen değerin düşük olduğu için hem itiraz davası, hem de haczedilen gayrimenkullerin değerinin borcun çok üstünde olması nedeniyle hacze itiraz davası açıldığını ifade eden Aputkan, menkul malların haczine gelen memurların binaya girişi esnasında bu olayı duyan Serikli vatandaşların bu işleme ve firma yetkililerine tepki gösterdiğini ve ardından da bir takım hadiseler yaşandığını anlattı. Söz konusu firmanın 2016-2019 yılları arasında sözde yaptığı işler için Serik Belediyesi’ne ve Belediyeye ait Sin-Kar Turizm Ltd. Şti.’ne toplamda 106 milyon 852 bin 899 liralık fatura kestiğini ve bu faturalardan bu güne kadar 74 milyon 15 bin 999 lirasının ödemesinin yapıldığını açıklayan Aputkan, bu şirketin sözde, gözle görülür yaptığı tek işin 9 Mart Parkı’nın tadilatı ve yeniden yapılması işi olduğunu ve onunda maliyetinin piyasa değerlerinin çok çok üzerinde olduğunu göstermek içinde toplantıyı özellikle bu parkta yaptıklarını dile getirdi. MALİYETLERDEKİ GERÇEK Aputkan, şöyle konuştu: “Bu parkın maliyeti yaklaşık 6 milyon liradır. Sadece çocuk oyun guruplarının maliyeti 772 bin lira, parktan çıkan moloz nakli için ise 18 bin 146 ton hafriyat gösterilerek 489 bin 946 lira fatura edilmiştir. Parka baktığınızda 6 bin metrekare bir alandan bu kadar hafriyatın çıkabilmesi için bu parkın en az bir buçuk metre kazılarak aşağıya inmesi gerekir. Ama görüyoruz ki; buranın altından dere geçiyor. O yüzden de buranın kazılması imkansızdır ve bu kadar hafriyatın yapılması imkansızdır. Elimizde, yapılan işler yapılırken çekilmiş fotoğraflar ve belgeler var. Burada 7 adet çatılı piknik masası yapılmış. Tanesi 9 bin 100 liradan fatura edilmiş, Bu çatılı piknik masalarını belediye olarak kendimiz imal ediyoruz ve maliyeti ise sadece 2 bin 500 Türk Lirasıdır. Bunu özellikle sizler de görün istedik. Buradan sesleniyorum. Bu parka harcanan 6 milyon doğrudur diyerek Türkiye kamuoyuna bir açıklama yapılmasını bekliyorum.” ONURUMUZLA OYNAMAYIN! Hak edenin hak ettiğini mutlaka alması gerektiğini ve hukuka saygılı olduklarını belirten Aputkan, “Buradan bütün yetkililere sesleniyorum. Hak etmediğimiz bu ilçenin, bu insanların, burada yaşayanların hak etmediği paraları bize ödemeye mecbur etmeyin ve bizim onurumuzla kimse oynamasın. Onuru ile oynanan insanlar tepki gösterir. Olay çok üzücüdür. Kavgayı metot olarak hiçbir zaman seçmedik, bundan sonrada seçmeyeceğiz. İnanıyorum ki; Türk adaletini temsil eden hâkim ve savcılarımız, eğer kusur bizde ise bize hesap sorsunlar. Ya da Serik Belediyesi çalışanlarını tehdit ederek, evrakları zorla imzalattıranlardan da hesap sorulması gerektiğine inanıyorum. Bundan sonrada hukuki çevrede mücadelelerimiz sürecek” diye konuştu. İHALE SIKINTILI Söz konusu firmanın araç kiralama adı altında aylık belediyeden bir buçuk milyon lira para aldığına dikkati çeken Aputkan, yakın tarihte bu firmaya ait 25 aracı geri gönderdiklerini söyledi. İhaleyi incelediklerini belirten Aputkan, 7 aracın belediyeye teslim edilmediğini gördüklerini, teslim edilmeyen bu araçlar için firmaya 400 bin lira ceza yazdıklarını ve 7 araçtan 4’ünün teslim edildiğini, ancak 3 tanesinin teslim edilmediğini belirtti. Aputkan üç aracın teslim edilmeme sebebini ise şu şekilde açıkladı: “İhaleye girilirken öyle bir özellik yazıyorlar ki; kimse ihaleye girmesin. Yarış olmasın. Ondan sonra o aracı kendileri de bulamıyor. O araçlar kendilerinde de yok. Çünkü bulamıyorlar” dedi. BAKAN SOYADIYLA İŞ Türkiye’de her dönemde pazarlamacı tipler meydana çıkacağının altını çizen Aputkan, “Kendilerini olduğundan fazla siyasi yönden güçlü gösterirler. Maalesef Serik’te bu pazarlamacılar, 3 yıl bunu başarmışlar. Benim belediyemde müdür atayacak ve değiştirecek konuma gelmişler. Buradan ilan ediyorum. Bu insanları, soy isimleri ile bunun da araştırılmasını talep ediyorum. Bir bakanımızın soy isminin benzerliğinden faydalanarak bu işleri yaptıkları. Emin olun ki; bu kadar net söylüyorum. Sadece benzerlik var. Merak edenler araştırsın. Bu tip pazarlamacılar her dönem olur ve bunu çok iyi kullanır. Bunlarda kendilerini profesyonel olarak gören insanlardır ve bunu da belli yerlerde başarmışlardır. Seni başkan yapacağız diyerek teklifleri olmuştur. Üzülerek söylüyorum bizim insanlarımızın da zafiyetleri vardır. Bunlar hikayedir. Biz dimdik duracağız, halkımızın desteği çok önemli” dedi. ÖNCEKİ DÖNEM ARAŞTIRILIYOR Eksik gördükleri konular ile ilgili olarak önceki dönem yapılan harcamaların inceleme işlemlerinin devam ettiğini belirten Aputkan, kendilerinin hiç kimse ile dertlerinin olmadığı ancak usulsüz yapılan işlerle ilgili yasal işlemlerinde yapılacağını ve kahramanlık peşinde de olmadıklarını, bundan sonraki yapacakları işlemleri de kamuoyu ile zaman zaman paylaşacaklarını söyledi. APUTKAN’A ÇALIK’TAN YANIT Aputkan’ın bu açıklamasının ardından AK Partili Serik Belediyesi eski Başkanı Ramazan Çalık, zehir zemberek açıklama yaptı. Çalık’ın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Serik Belediyesi’nde bir kamu kurumuna yakışmayan olaylar meydana gelmiştir. Bir şirket adına belediyeye hacze gelen memurlar ve avukatlar saldırıya uğramış konu adli makamlara aksetmiş. Aynı günün akşamında Serik Belediye Başkanı Sayın Aputkan tarafından basın açıklaması adı altında son derece talihsiz ve mesnetsiz açıklamalar yapılmıştır. KIŞKIRTMA NİTELİĞİNDE Kışkırtma niteliğindeki bu açıklamalar, iki açıdan çok vahimdir. Birincisi; devlet düzeni içinde asla yapılmayacak, kamu düzenine ve asayişe aykırı birtakım eylemlerin/saldırıların belediye başkanı ve yakın çevresi tarafından yapıldıktan sonra sanki işin içinde Serik halkı varmış gibi kamuoyuna sunulması ve devletle halkı karşı karşıya getirmeyi amaçlayan açıklamalarda bulunulması, hangi akla hizmettir? Bir meczup burada söylenenleri gerçek zannedip telafisi mümkün olmayacak bir iş yapsa, Sayın Aputkan sorumluluğu üstlenecek midir? Bu açıklamanın ikinci talihsiz yönü ise, şahsıma yönelen iftiralar ve hakaretler içermesidir.  Sayın Aputkan ve ekibi, altında kalacağı birtakım isnatlarda bulunmuşlardır. Sayın Aputkan bugün o koltukta oturuyorsa bunu bizim Serik halkı için ürettiğimiz hizmetlere borçludur.  Belediyede gelinen şu noktada Sayın Aputkan’ın ve ekibinin söyleyeceği şey ancak şu cümleler olabilirdi kanaatindeyim. MEĞER BİLMEDEN!  “Biz bu işi meğer bilmiyormuşuz. Boyumuzdan büyük işlere talip olmuşuz. Biz Serik gibi il statüsünde bulunan bir belediye idaresini, Y.Kocayatak Muhtarlığı’ndaki ve belde belediyesindeki bilgi ve görgümüzle yönetebiliriz zannetmiştik. Bu nedenle mazbatayı aldığımız günden itibaren şaşkın ve çaresiziz.  Hizmet üretemediğimiz için acizliğimize gerekçe bulmaya/gündemi farklı konularla meşgul etmeye çalışıyoruz. Bu nedenle önce sendikayla kavga ettik. Sonra Antalya’da bir gazeteci ve yayıncı bulduk, onunla kavga ettik. Sonra personelle kavgaya başladık. İşçi ve memurun ekmek parasıyla oynadık. Hukuka aykırı uygulamalarla bir anda belediyeyi sayısız davanın muhatabı haline getirdik. İş üretemediğimiz ve belediyeyi idare edemediğimiz için yeni gerekçeler üretmek zorundaydık. Bu nedenle sıra beceriksizliklerimizin faturasını eski Başkan Ramazan Çalık’a yüklemeye geldi!” diyebilirlerdi açık yüreklilikle…     FİTNE ATAŞİ YAKIYORLAR Şunun net olarak bilinmesini isterim. Ben ülkemin bağımsızlık, birlik ve refah davasının bir neferiyim ve bu istikamette yoluma devam ediyorum. Zira ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Serik için gece gündüz çalışıp neler yaptığımı kimse bilmese bile hemşerilerim biliyor. Asıl sorun şu ki; birileri beceriksizliklerini kapatmak için hem AK Parti içinde, hem de halk arasında fitne ateşi yakıyor ya da yaktığını zannediyor. Fitne ateşi yakarak ismimi iftira ve yolsuzluk isnatlarına karıştıranlar davalarına ihanet edenler şunu bilmeliler.  Şayet küskün olsaydım ve bir davam olmasaydı, seçime bir başka partiden girer ve 50’nin üzerinde bir oyla seçimi alırdım. Bu süreçte üç ayrı partiden teklif aldım. Çünkü Serikli kardeşlerim gibi siyasilerde çalışmalarımı çok iyi biliyor, muhaliflerim bile beni takdir ediyor. Yaptırdığım anketlerden de bunu net olarak tespit etmiştim! Fakat bunu benim partim görmedi! Basit hesaplar yapıldı. KILPAYI KAZANDI Yüksek oranlı bir oyla seçim kazanmak mümkünken, ne yazık ki bu fırsat kullanılmadı. Siyasetteki en büyük hata yapıldı. Kerameti kendinden menkul bazı siyaset esnafı, halkı kendilerine mahkûm sandı. 2014’te 42 ile kazılan mahalli seçim, 2019’da ittifak yapıldığı hâlde 38’le kılpayı kazanıldı. Ben bütün bu yanlışlara rağmen ne küstüm, ne de partimi terk ettim. Çünkü 2014’te aday yapmak suretiyle bana bu makama gelme fırsatını sağlayan partim ve nihayetinde Serik halkıydı. Bana 2014 yılında partim tarafından gösterilen teveccühü yok sayamazdım. Ben varsam her şey güzel, ben yoksam dünya yansın, diyemezdim! Partimin tercihiydi...  YANLIŞ ADAY SEÇİMİ Tercihinin sonucunu partim de görmeliydi. Sanıyorum sadece Antalya’da değil, tüm ülkede yapılan yanlış aday tercihlerinin sonucunu AK Parti olarak gördük. Bugün herkes tarafından net olarak anlaşılmaktadır ki, Sayın Aputkan da maalesef bu yanlış aday seçiminin acı sonuçlarından biridir!  Öncelikle ifade edeyim ki; ben şu anda Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapıyorum. Aktif siyasetten bir dönem uzaklaşmak, tecrübelerimi öğrencilerimle paylaşmak ve kendimi nadasa çekmek istedim. BECERKİSİZLİĞİN FATURASI Siyasi hayatta engel olmaya gücümün yetmediği işlerin ucunda, kenarında, köşesinde ve yanında olmak istemedim! Anlaşılan o ki; Serik’te beceriksizliklerinin faturasını bana çıkarmak isteyen zevat, buna da izin vermeyecek! Yaptığımız hizmetleri anlatmadan önce şunu da ifade etmek isterim. Bu ülkede belediyeler hep borçludur ve belediye başkanlarının bir işi de bir yandan borç döngüsünü yönetirken, diğer yandan da hizmet üretmek, hizmet için yeni yeni projeler ortaya koymak ve kaynaklar bulmaktır. BİZ YAPTIK Belediyelerde zaman zaman alacaklılar icra ve haciz yoluna başvururlar. Benim dönemimde de belediye birçok kez icra ve haciz işlemi görmüştür. Bir kez bile geçmişten gelen borçları ve borçları   yapanları gerekçe göstererek, bu olayı halka yansıttığım ve durumdan sorumlu olmayan masum halkı provoke ettiğim görülmüş mü? Ne siyasi malzeme olarak kullanmayı ne de geçmiş yönetimlere saldırmayı düşünmedik bile. Bu gibi durumlarda alacaklılarla güvene dayalı olumlu görüşmeler çerçevesinde iletişim kurduk. Masaya oturduk, diyalog yoluyla bir orta yol bulup borçlarımızı yapılandırdık ve hesaplarımıza gelen hacizleri kaldırttık. Personel maaşlarımızı da ödedik ve Serik için sayısız hizmeti de ürettik. İSPATA DAVET Sayın Aputkan’ı öncelikle iddialarını ispata davet ediyorum. Benim dönemimde yapılan bütün işler yasal çerçevede açık ihaleyle yapılmış ve Sayıştay denetiminden de geçmiştir. İddialarını ispatlayamayan müfteridir! İddialarını ispatlama imkânı yoktur. Zira olmayan şey ispatlanamaz!  Halkın önüne çıkıp yolsuzluk var iddiasında bulunup, borcu ödemeyeceğini söylemek, belediyeye iş yapmış bir şirketi veya şirketleri hedef göstermek ne kahramanlık, ne de belediye başkanının sorumluluğudur. Hukuk kurallarının üstünde değilsin ki! Bu tarz söylemlerle neyi amaçlıyorsun… GERÇEKLER RAKAMLARDA Gelelim partimizin de destekleri ile bizim ne yaptığımıza. Neler yapmışız ve hangi şartlarda yapmışız. Rakamlarla, gerçekleri konuşalım. Büyükşehir Yasası çıktığı için dokuz belde belediyesini Serik Belediyesi ile birleştirdik ve yeniden teşkilatlandırdık. Serik Belediyesi’nin hizmet alanı 30 kattan fazla büyüdü, dolayısıyla hizmet yükümüz 30 kat artmış oldu. Bunun ne demek olduğunu mesai arkadaşlarım ve derdi hizmet olanlar çok iyi bilir! BORÇ 228 MİLYON DEĞİL! Serik Belediyesi’nden ve dokuz belde belediyesinden yaklaşık 125.000.000.00 (yüz yirmi beş milyon) TL, borç devraldık.  Toplam gelirimiz o gün için yaklaşık (35.000.000.00) otuz beş milyondu. Yani borcumuz, gelirimizin dört katıydı. Biz gece gündüz çalışarak geliri, birinci yıl yaklaşık 54 milyon, ikinci yıl 75 milyon, üçüncü yıl 94 milyon, görevi bıraktığımız yıl ise yaklaşık 100 milyon olarak gerçekleştirdik. Görevde kalsaydık 2019 için hedefimiz 120 milyon gelirdi. Görevi devraldığımızda 125 milyon borcumuzun TÜİK parasal değer güncelleme raporuna göre bugünkü karşılığı 225 milyonun üzerindedir. Bugünkü idare bizzat (Sayın Aputkan) borcu 228 milyon olarak açıklamıştır. Borç, bizim hesaplarımıza göre ise 190 milyon civarındadır. Ancak şu anda idarenin başında bulunan ve resmî evraklara hâkim olan Sayın Aputkan’ın verdiği rakamı gerçek kabul ediyorum!  Bu duruma göre bile biz artı üç (+3) milyon borç yapmışız, demektir. Yani borcu idare etmişiz. Yani borca borç eklememişiz.  YATIRIM YAPTIK YATIRIM Dahası yıllardır hizmetten mahrum kalan Serik’imize yaklaşık 400 milyon liralık yatırım yapmışız. Bu yatırımın yanında, yatırımlara ek olarak personel maaşlarını da tıkır tıkır ödemiş, hiçbir personelimizi mağdur etmemişiz. Aputkan’ın borç açıklamasına göre bile belediye borcu gelirinin yaklaşık iki katıdır. Ben devraldığımda borç ise gelirin dört katıydı.  Büyükşehir Yasası nedeniyle su parasını bile toplamaya yetkisi olmayan ve sıcak parası bulunmayan bir belediyede bunları yapabilmek bir başarı hikayesidir. Partimizin de desteği ile gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımız sayesinde Serik’in çehresini değiştirdik. Bunun yanında sosyal ve kültürel faaliyetlerle öğrencilerimize, okullarımıza, ibadethanelerimize, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sahip çıktık. Belediyemizde birçok gelir kalemi meydana getirerek, kendi imkanlarımızla bu yatırımları yaptık. HİZMETLERİMİZ VAR Sahip çıkılmadığı için elimizden alınmış, 1.000.000 (bir milyon) metrekare araziyi ilçemize kazandırdık. Bu arazilerin bugünkü değeri yaklaşık 300.000.000.00 (üç yüz milyon) liradır.  Hazineye geçmiş arazilerin geri alınması sürecinde nasıl mücadele ettiğimizi çalışma arkadaşlarım biliyor! Mesela 190 dönümlük Çandır arazisi.  Ayrıca değerine paha biçilemeyen Belek Beach Parka giden yol üzerindeki muhteşem orman arazisi!  SORUNLARI ÇÖZDÜK Serik’te 70 yıllık tapu meselesini çözdük. Bizim dönemimizde tapular dağıtılmaya başlandı. İş takip edilirse dağıtılmayanlar da yakın zamanda dağıtılır. Bu konudaki çalışmalarımızı sayın başkan Aputkan ve sayın ilçe başkanı Kozan da çok iyi bilir. Nasıl hummalı bir çalışmanın sonucunda işin çözüldüğüne çalışma arkadaşlarım da şahittir. Büyükşehir Yasası’nın uygulama sürecinde ilk yıllarda hızlı hizmet alınamadığı için büyükşehir sorumluluğunda olan birçok alanın hizmetini de biz üstlendik. Bu iş için de ciddi masraf ve yatırımlar yaptık. Burası Büyükşehir’e ait deyip sorumluluktan kaçmadık, halkımızı mağdur etmemek için ne gerekiyorsa yaptık. DUVARLARI YIKTIK Serikli’nin 40 yıldır hayali olan merkez camisinin yenilenmesini sağladık. Jandarma binası alanını ilçe merkezine kazandırdık. Milletin nefes alacağı caddeler ve parklar yaptık. 300 km den fazla asfalt döktük. Her mahalleye kapalı alan yaptık. Eğitimde Serik’e bir fakülte kazandırdık. Kadriye’de özel üniversite açılmasını sağladık. Kadriye ve Belek yollarının peyzaj çalışmalarını yaptık. Karadayı, Sarıabalı ve Gebiz yollarının asfalt ve peyzaj çalışmalarını yaptık. Sonuç olarak yazmakla, saymakla bitmeyecek hizmetlere imza attık. Seçim vaatlerimizin hemen hepsini, içme suyu getirme ve hamam vaadi   hariç (devam eden mahkeme süreçleri nedeniyle) tuttuk. Serik’in ihtiyacı olan işlerin yüzde seksenini (80) tamamladık. Kaderine terk edilmiş  Serik’in imar planlarının önünü açtık. Böylece Serik’in gelişimini engelleyen duvarları bir bir yıktık. AHLAKSIZCA SUÇLANIYORUM Dolayısıyla sanki bu hizmetleri ben ve ekibim gerçekleştirmemiş gibi, benim partimden aday olan ve belediye başkanlığına gelen kişi tarafından yönetim beceriksizliklerini kapatmak amacıyla ahlaksızca suçlanıyor ve iftiraya uğratılıyorum. Sayın Aputkan’ın belediyenin bugün geldiği konumun müsebbibi olarak beni ilan etmesi, son derece üzücü ve partim açısından da bir o kadar vahimdir. Ben sekiz-beş devlet memurluğu yapmadım. AKP İLÇE BAŞKANI PROVOKASYONA DESTEK VERDİ Belediye çoğu zaman 21:00/24:00 arası kapandı.  Bu işler saat beşte mesai bitti mantığı ile çalışanların yapacağı bir iş değil. Komutanın mesaisi saat 17’de biterse erin mesaisini sorgulamaya gerek yok! Dolayısıyla gerçek dışı iddia ve iftiraların yapıldığı  basın toplantısında AK Parti İlçe Başkanı Hasan Kozan’ın da iştirak ederek bu provokasyona destek vermesini çok hazin buluyorum.  Bu tür adamların özellikle son seçimde AK Parti’ye bedeli çok ağır olmuştur. BASIN TOPLANTISI ŞAKA GİBİ Bütün yaşadıklarımdan çıkardığım sonuç şudur; hangi partiye mensup olursa olsun hırsı aklının önündeki tipleri siyasetten tasfiye etmeden bu memleket rahat nefes alamayacaktır. Mevcut belediye başkanının basın toplantısı adeta şaka gibidir! Mevcut yönetimin şu anda yaptığı asfaltların ihalesi bile benim dönemimde yapılmışken, yine aynı yönetimin bu hoyratlığı ve nankörlüğü ibretliktir!   YOLSUZLUK İDDİALARI Sayın Aputkan’ın şahsıma yönelttiği yolsuzluk iddiasına gelince… Bu yolsuzluk dediği iş, açık ihale ile yapılmıştır. Ben belediye başkanlığım süresince hiçbir ihale içinde olmadım. Rahat karar alsınlar diye encümene dahi katılmadım ve orada başkanlık etmedim. Burada katıldığım birkaç istisna toplantı vardır. O da encümenin çaresiz kaldığı ve karar çıkaramadığı durumlarda, encümen üyelerinin talepleri doğrultusunda katıldım ve vatandaş lehine çözümler üretilmesi, kararlar alınması yolunda irade beyan ettim. Hiçbir imar komisyonuna müdâhil olmadım. TİYATRO OYNUYOR Hiçbir imar komisyonu üyesinden hiçbir talebim olmadı. Bunu başta mevcut başkan Sayın Aputkan olmak üzere eski meclis üyeleri dâhil mesai arkadaşlarım çok iyi bilir. Bir belediye başkanının basın önüne çıkıp tiyatro oynaması, hukuka aykırı, içi boş, kof ve kabadayılık olarak kabul edilecek restler çekmesi, hukuku hiçe sayması; şunu ödeyeceğim, şunu ödemeyeceğim gibi saçmalıkları kahramanlık yapıyormuş gibi ifadeye koyması Serik Belediyesi adına utanç vericidir. BORÇ VARSA ÖDENİR Devlette devamlılık esastır. Borç varsa ödenir. Ben kendisine buradan sesleniyorum. Benimle ilgili bir suç isnadında bulunuyorsan, derhâl yasal yollara başvur. Yargı kurumları önünde akı, karayı görelim. Ben kamuoyunu aydınlatmaktan da asla çekinmem. Sayın Aputkan’a’a tavsiyem, ekmeğinin davasındaki personelle uğraşmamasıdır. Sendikayla kavga etmesi de doğru değildir.  Burada benim yaptığım bir yanlış varsa, doğrudan yargı makamlarına başvurması en uygun yoldur. BU İŞLERİ BİLMİYORSA İftira ve haysiyet cellatlığına gerek yoktur. Benim de müdürlüğümü yapan bazı arkadaşlar bugün Aputkan’ın müdürleridir ve yapılan işlerde imzaları vardır. Bu işleri bilmiyorsa müdürlerinden bilgi alabilir! Ki bu müdürlerin bir kısmı Sayın Aputkan’ın tavsiyesiyle oraya getirilmişlerdir. Astlarına hep doğruyu ve yasal olanı yapın tavsiyesinde bulunan benim gibi bir başkanın, astlarına zorla yasal olmayan işler yaptırdığını iddia ediyorsa, savcılık orada! Terbiyesini takınacak ve görevini yapacak! UCUZ SİYASET YAPIYOR Sayın Aputkan’a en önemli tavsiyem ise, böyle ucuz siyasetle meşgul olarak   cehaletlerini savunuyor duruma düşmemeleridir. Sonuç olarak, Sayın Aputkan, ben bu kadar hizmeti altı seçimin olduğu, FETÖ darbe teşebbüsünün ve belasının memleketi kasıp kavurduğu, büyük turizm krizinin yaşandığı bir dönemde ürettim. Hiçbir zaman mazeret üretmedim. Yaygara koparmadım. BENİM YANLIŞIM ENVER ABİ DEMEM Benim en büyük hatam; beraber çalıştığımız dönemde gördüğüm insanî zaaflarına rağmen, yaşına hürmeten Sayın Aputkan’a  “Enver Abi” diye hitap etmem ve değer vermemdir. Ama ben kendime yakışanı yaptım ve belediyeye nezaketi, zarafeti ve seviyeyi hâkim kılmaya çalıştım. Çevresine bakmadan işine bakan, kişilerle uğraşmayan, kişilerle uğraşmayı basitlik ve küçüklük sayan, kendini hizmete adamış olanların, Brütüs’leri görmemesi, görememesi, nankörlüğün bu denlisini hesap edememesi, insanlık tarihinin gerçeklerindendir. Benzeri olaylar dünyanın her yerinde hep yaşanır ve yaşanacaktır. Bu tip insanların hesap edemediği, Serik’te bu tür tertiplerle siyaset yapılamayacağı, bu tür anlayışların artık demode olduğudur. Belediye çalışanlarını emirle etrafına toplayıp Serik halkı diye haber yaptırarak, halkı sorumsuzca kışkırtarak, eski mesai arkadaşına iftiralar ederek, belediye başkanlığı olmaz, olamaz. Belediyenin borcu halkı ilgilendirmez. Halk hizmet bekler. ZÜBÜK BENZETMESİ Serik’e hiç hizmet etmediğim kabul edilse bile, benim  ismim Aziz Nesin’de ete kemiğe bürünen   Zübük  tipinin,  zübükçe metotlarıyla  yapılan  siyaseti  Serik’te tarihe  gömen  belediye başkanı olarak anılacaktır. Biz buna siyasette ‘seviye’ diyoruz. Bu seviyenin altında kaldıkça yok olmaya ve başarısızlığa mahkûmsunuz! Serik halkı artık düşük profilli belediye başkanlarını ve gayri ahlaki ve düşük  siyaset tarzlarını asla kabul etmeyecektir, etmiyor da! DEHŞETLE İZLİYORUM Sayın Aputkan’ı hayretle ve dehşetle izledim. Bunları nasıl söyleyebildi bilmiyorum ama akıl ve izana aykırı şeyler söylediğinin ve Nasrettin Hoca gibi bindiği dalı kestiğinin farkında değildi!  Soruyorum ona, şayet bugün belediye çok kötü durumda ise bundan şahsınız ve yanınızdaki müdürler de sorumlu olmalı değil mi? Halkın aklıyla alay mı ediyorsunuz? İdaremizdeki bütün ihaleler sizin de denetiminde olduğunuz kurullardan geçmedi mi? Gerçekten samimi olsaydınız, dürüst olsaydınız ve bana gelip ‘Biz bu işi bilmiyoruz. Bize yardımcı olur musunuz?’ deseydiniz, yardımcı olurdum. Maaşları tıkır tıkır öder, hizmeti de ilk günler hariç aksatmazdınız. Bu işi bilmiyorsunuz. İşin kötüsü bilmediğinizi de bilmiyorsunuz Bay Başkan. Belediyeyi ve kendinizi bu duruma düşürmenize değdi mi? Düşünün lütfen!    ÖNCE YERE İNİN Size ve üst yönetiminize başarı için bir tüyo vereyim Sayın Başkan. İlk önce, yere bir inin. Mütevazi olun. İnsanların gözlerine bakın ve samimi olun. Emekçilerin ekmek parasıyla oynamayın.  En önemlisi de gönül kırmayın. Gönülleri yıkarak, bir yere varamazsınız. Gönülleri yıktığınızda, ‘carettalar’ dâhil cümle mahlûkatın hakkına girdiğiniz gibi, kıldığınız namaz da namaz olmaz. Ben değil, Derviş Yunus söylüyor Sayın Başkan! ESERİNİZLE ÖVÜNÜN Son olarak şunu söylemek isterim. Belediyemizi ve başkanlık yaptığım dönemi Türkiye’nin 4. başarılı belediyesi olarak açıklayan tarafsız kuruluşların çeyreği kadar cesaretli olup zor şartlarda gerçekleştirilen projeler ve hizmetler için teşekkür edip, daha fazlası için kollar sıvanmış olsaydı, belediyemiz bugün çok daha iyi bir konumda olacaktı. Bilmem farkında mısınız? Haddinizi aştığınızın, terbiye sınırlarını ihlal ettiğinizin, müfteri durumunda olduğunuzun, düşmanlık ektiğinizin, hukuki sınırları ihlal ettiğinizin, kamu görevlisinin vakarına yakışmayan tavırlar sergilediğinizin farkında mısınız?  Yazık ettiniz kendinize de, Serik Belediyesine de! Beş yılda bin bir emekle kurduğumuzu dört ayda tarumar ettiniz. Eserinizle övünün! Kamuoyuna ve Serik halkına zaruri açıklamalarımı sunuyor, tüm vatandaşlarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Prof. Dr. Ramazan ÇALIK”  
AK Partili Serik Belediyesi eski Başkanı Ramazan Çalık ile aynı partinin yeni Belediye Başkanı Enver Aputkan birbirine girdi. Ağza alınmayacak sözleri kamuoyuna açıklama diyerek paylaşan iki başkan Serik’in gündeminden düşmüyor

haberimizvar.net Serik bugünlerde AK Parti’nin eski ve yeni belediye başkanının kavgasını konuşuyor. Belediyeye geçmiş dönem borcuyla ilgili icra yoluyla tahsilata gelen firma ile alev alan kavgada kamuoyu açıklaması denilerek, ağzı alınmayacak sözlerle kavgaya dönüştü. Serik yeni Belediye Başkanı AK Partili Enver Aputkan, yolsuzluktan söz edince, eski belediye başkanı Ramazan Çalık, ‘zübük’ benzetmesi yaparak zehir zemberek açıklama yaptı.  İşte Serik’in gündeminde olan kavgada iki başkanının kamuoyuyla paylaştıkları:

ANINDA TOPLANTI YAPTI

Serik Belediye Başkanı Enver Aputkan, bir alacak yüzünden Sistemli Dağıtım Hizmetleri A.Ş.’nin talebi üzerine Serik Belediyesi’nin menkul mallarının haczedilmesi için Serik Belediyesi Binası’na gelen Serik İcra Müdürlüğü ve şirket avukatlarına Serikli vatandaşlar tarafından engel olunması ve tepki gösterilmesi ile ilgili olarak halka açık bilgilendirme ve basın toplantısı düzenledi.  Toplantıya AK Parti Serik İlçe Başkanı Hasan Kozan, MHP Serik İlçe Başkanı Ahmet Ali Coşkun, DSP Serik İlçe Başkanı Yusuf Öztürk, belediye başkan yardımcıları ve belediye Meclis üyeleri de katıldı.

KAVGA BAŞLADI

9 Mart Parkı’nda düzenlenen toplantıda Serik İcra Müdürlüğü’nün 7 Ağustos 2019 tarih ve 2019/1164 esas sayılı dosyasına istinaden belediyenin bir önceki dönemden gelen 19 milyon 320 bin 180 liralık borç nedeniyle hacze geldiklerini belirten Belediye Başkanı Enver Aputkan, Serik Belediyesi’ne ait değeri 60 milyon TL’yi bulan 5 adet gayrimenkulün üzerine haciz konulduğunu ve bu gayrimenkullerin satışı içinde talepte bulunulduğunu söyledi.

HER ŞEYİ ANLATTI

Bu satış talebine karşın belediye tarafından hem kıymet takdirine tespit edilen değerin düşük olduğu için hem itiraz davası, hem de haczedilen gayrimenkullerin değerinin borcun çok üstünde olması nedeniyle hacze itiraz davası açıldığını ifade eden Aputkan, menkul malların haczine gelen memurların binaya girişi esnasında bu olayı duyan Serikli vatandaşların bu işleme ve firma yetkililerine tepki gösterdiğini ve ardından da bir takım hadiseler yaşandığını anlattı.

Söz konusu firmanın 2016-2019 yılları arasında sözde yaptığı işler için Serik Belediyesi’ne ve Belediyeye ait Sin-Kar Turizm Ltd. Şti.’ne toplamda 106 milyon 852 bin 899 liralık fatura kestiğini ve bu faturalardan bu güne kadar 74 milyon 15 bin 999 lirasının ödemesinin yapıldığını açıklayan Aputkan, bu şirketin sözde, gözle görülür yaptığı tek işin 9 Mart Parkı’nın tadilatı ve yeniden yapılması işi olduğunu ve onunda maliyetinin piyasa değerlerinin çok çok üzerinde olduğunu göstermek içinde toplantıyı özellikle bu parkta yaptıklarını dile getirdi.

MALİYETLERDEKİ GERÇEK

Aputkan, şöyle konuştu: “Bu parkın maliyeti yaklaşık 6 milyon liradır. Sadece çocuk oyun guruplarının maliyeti 772 bin lira, parktan çıkan moloz nakli için ise 18 bin 146 ton hafriyat gösterilerek 489 bin 946 lira fatura edilmiştir. Parka baktığınızda 6 bin metrekare bir alandan bu kadar hafriyatın çıkabilmesi için bu parkın en az bir buçuk metre kazılarak aşağıya inmesi gerekir. Ama görüyoruz ki; buranın altından dere geçiyor. O yüzden de buranın kazılması imkansızdır ve bu kadar hafriyatın yapılması imkansızdır. Elimizde, yapılan işler yapılırken çekilmiş fotoğraflar ve belgeler var. Burada 7 adet çatılı piknik masası yapılmış. Tanesi 9 bin 100 liradan fatura edilmiş, Bu çatılı piknik masalarını belediye olarak kendimiz imal ediyoruz ve maliyeti ise sadece 2 bin 500 Türk Lirasıdır. Bunu özellikle sizler de görün istedik. Buradan sesleniyorum. Bu parka harcanan 6 milyon doğrudur diyerek Türkiye kamuoyuna bir açıklama yapılmasını bekliyorum.”

ONURUMUZLA OYNAMAYIN!

Hak edenin hak ettiğini mutlaka alması gerektiğini ve hukuka saygılı olduklarını belirten Aputkan, “Buradan bütün yetkililere sesleniyorum. Hak etmediğimiz bu ilçenin, bu insanların, burada yaşayanların hak etmediği paraları bize ödemeye mecbur etmeyin ve bizim onurumuzla kimse oynamasın. Onuru ile oynanan insanlar tepki gösterir. Olay çok üzücüdür. Kavgayı metot olarak hiçbir zaman seçmedik, bundan sonrada seçmeyeceğiz. İnanıyorum ki; Türk adaletini temsil eden hâkim ve savcılarımız, eğer kusur bizde ise bize hesap sorsunlar. Ya da Serik Belediyesi çalışanlarını tehdit ederek, evrakları zorla imzalattıranlardan da hesap sorulması gerektiğine inanıyorum. Bundan sonrada hukuki çevrede mücadelelerimiz sürecek” diye konuştu.

İHALE SIKINTILI

Söz konusu firmanın araç kiralama adı altında aylık belediyeden bir buçuk milyon lira para aldığına dikkati çeken Aputkan, yakın tarihte bu firmaya ait 25 aracı geri gönderdiklerini söyledi. İhaleyi incelediklerini belirten Aputkan, 7 aracın belediyeye teslim edilmediğini gördüklerini, teslim edilmeyen bu araçlar için firmaya 400 bin lira ceza yazdıklarını ve 7 araçtan 4’ünün teslim edildiğini, ancak 3 tanesinin teslim edilmediğini belirtti. Aputkan üç aracın teslim edilmeme sebebini ise şu şekilde açıkladı: “İhaleye girilirken öyle bir özellik yazıyorlar ki; kimse ihaleye girmesin. Yarış olmasın. Ondan sonra o aracı kendileri de bulamıyor. O araçlar kendilerinde de yok. Çünkü bulamıyorlar” dedi.

BAKAN SOYADIYLA İŞ

Türkiye’de her dönemde pazarlamacı tipler meydana çıkacağının altını çizen Aputkan, “Kendilerini olduğundan fazla siyasi yönden güçlü gösterirler. Maalesef Serik’te bu pazarlamacılar, 3 yıl bunu başarmışlar. Benim belediyemde müdür atayacak ve değiştirecek konuma gelmişler. Buradan ilan ediyorum. Bu insanları, soy isimleri ile bunun da araştırılmasını talep ediyorum. Bir bakanımızın soy isminin benzerliğinden faydalanarak bu işleri yaptıkları. Emin olun ki; bu kadar net söylüyorum. Sadece benzerlik var. Merak edenler araştırsın. Bu tip pazarlamacılar her dönem olur ve bunu çok iyi kullanır. Bunlarda kendilerini profesyonel olarak gören insanlardır ve bunu da belli yerlerde başarmışlardır. Seni başkan yapacağız diyerek teklifleri olmuştur. Üzülerek söylüyorum bizim insanlarımızın da zafiyetleri vardır. Bunlar hikayedir. Biz dimdik duracağız, halkımızın desteği çok önemli” dedi.

ÖNCEKİ DÖNEM ARAŞTIRILIYOR

Eksik gördükleri konular ile ilgili olarak önceki dönem yapılan harcamaların inceleme işlemlerinin devam ettiğini belirten Aputkan, kendilerinin hiç kimse ile dertlerinin olmadığı ancak usulsüz yapılan işlerle ilgili yasal işlemlerinde yapılacağını ve kahramanlık peşinde de olmadıklarını, bundan sonraki yapacakları işlemleri de kamuoyu ile zaman zaman paylaşacaklarını söyledi.

APUTKAN’A ÇALIK’TAN YANIT

Aputkan’ın bu açıklamasının ardından AK Partili Serik Belediyesi eski Başkanı Ramazan Çalık, zehir zemberek açıklama yaptı. Çalık’ın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Serik Belediyesi’nde bir kamu kurumuna yakışmayan olaylar meydana gelmiştir. Bir şirket adına belediyeye hacze gelen memurlar ve avukatlar saldırıya uğramış konu adli makamlara aksetmiş. Aynı günün akşamında Serik Belediye Başkanı Sayın Aputkan tarafından basın açıklaması adı altında son derece talihsiz ve mesnetsiz açıklamalar yapılmıştır.

KIŞKIRTMA NİTELİĞİNDE

Kışkırtma niteliğindeki bu açıklamalar, iki açıdan çok vahimdir. Birincisi; devlet düzeni içinde asla yapılmayacak, kamu düzenine ve asayişe aykırı birtakım eylemlerin/saldırıların belediye başkanı ve yakın çevresi tarafından yapıldıktan sonra sanki işin içinde Serik halkı varmış gibi kamuoyuna sunulması ve devletle halkı karşı karşıya getirmeyi amaçlayan açıklamalarda bulunulması, hangi akla hizmettir? Bir meczup burada söylenenleri gerçek zannedip telafisi mümkün olmayacak bir iş yapsa, Sayın Aputkan sorumluluğu üstlenecek midir?

Bu açıklamanın ikinci talihsiz yönü ise, şahsıma yönelen iftiralar ve hakaretler içermesidir.  Sayın Aputkan ve ekibi, altında kalacağı birtakım isnatlarda bulunmuşlardır. Sayın Aputkan bugün o koltukta oturuyorsa bunu bizim Serik halkı için ürettiğimiz hizmetlere borçludur.  Belediyede gelinen şu noktada Sayın Aputkan’ın ve ekibinin söyleyeceği şey ancak şu cümleler olabilirdi kanaatindeyim.

MEĞER BİLMEDEN!

 “Biz bu işi meğer bilmiyormuşuz. Boyumuzdan büyük işlere talip olmuşuz. Biz Serik gibi il statüsünde bulunan bir belediye idaresini, Y.Kocayatak Muhtarlığı’ndaki ve belde belediyesindeki bilgi ve görgümüzle yönetebiliriz zannetmiştik. Bu nedenle mazbatayı aldığımız günden itibaren şaşkın ve çaresiziz.  Hizmet üretemediğimiz için acizliğimize gerekçe bulmaya/gündemi farklı konularla meşgul etmeye çalışıyoruz. Bu nedenle önce sendikayla kavga ettik. Sonra Antalya’da bir gazeteci ve yayıncı bulduk, onunla kavga ettik. Sonra personelle kavgaya başladık. İşçi ve memurun ekmek parasıyla oynadık. Hukuka aykırı uygulamalarla bir anda belediyeyi sayısız davanın muhatabı haline getirdik. İş üretemediğimiz ve belediyeyi idare edemediğimiz için yeni gerekçeler üretmek zorundaydık. Bu nedenle sıra beceriksizliklerimizin faturasını eski Başkan Ramazan Çalık’a yüklemeye geldi!” diyebilirlerdi açık yüreklilikle…  

 

FİTNE ATAŞİ YAKIYORLAR

Şunun net olarak bilinmesini isterim. Ben ülkemin bağımsızlık, birlik ve refah davasının bir neferiyim ve bu istikamette yoluma devam ediyorum. Zira ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Serik için gece gündüz çalışıp neler yaptığımı kimse bilmese bile hemşerilerim biliyor. Asıl sorun şu ki; birileri beceriksizliklerini kapatmak için hem AK Parti içinde, hem de halk arasında fitne ateşi yakıyor ya da yaktığını zannediyor. Fitne ateşi yakarak ismimi iftira ve yolsuzluk isnatlarına karıştıranlar davalarına ihanet edenler şunu bilmeliler.  Şayet küskün olsaydım ve bir davam olmasaydı, seçime bir başka partiden girer ve 50’nin üzerinde bir oyla seçimi alırdım. Bu süreçte üç ayrı partiden teklif aldım. Çünkü Serikli kardeşlerim gibi siyasilerde çalışmalarımı çok iyi biliyor, muhaliflerim bile beni takdir ediyor. Yaptırdığım anketlerden de bunu net olarak tespit etmiştim! Fakat bunu benim partim görmedi! Basit hesaplar yapıldı.

KILPAYI KAZANDI

Yüksek oranlı bir oyla seçim kazanmak mümkünken, ne yazık ki bu fırsat kullanılmadı. Siyasetteki en büyük hata yapıldı. Kerameti kendinden menkul bazı siyaset esnafı, halkı kendilerine mahkûm sandı. 2014’te 42 ile kazılan mahalli seçim, 2019’da ittifak yapıldığı hâlde 38’le kılpayı kazanıldı. Ben bütün bu yanlışlara rağmen ne küstüm, ne de partimi terk ettim. Çünkü 2014’te aday yapmak suretiyle bana bu makama gelme fırsatını sağlayan partim ve nihayetinde Serik halkıydı. Bana 2014 yılında partim tarafından gösterilen teveccühü yok sayamazdım. Ben varsam her şey güzel, ben yoksam dünya yansın, diyemezdim! Partimin tercihiydi... 

YANLIŞ ADAY SEÇİMİ

Tercihinin sonucunu partim de görmeliydi. Sanıyorum sadece Antalya’da değil, tüm ülkede yapılan yanlış aday tercihlerinin sonucunu AK Parti olarak gördük. Bugün herkes tarafından net olarak anlaşılmaktadır ki,

Sayın Aputkan da maalesef bu yanlış aday seçiminin acı sonuçlarından biridir!  Öncelikle ifade edeyim ki; ben şu anda Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapıyorum. Aktif siyasetten bir dönem uzaklaşmak, tecrübelerimi öğrencilerimle paylaşmak ve kendimi nadasa çekmek istedim.

BECERKİSİZLİĞİN FATURASI

Siyasi hayatta engel olmaya gücümün yetmediği işlerin ucunda, kenarında, köşesinde ve yanında olmak istemedim! Anlaşılan o ki; Serik’te beceriksizliklerinin faturasını bana çıkarmak isteyen zevat, buna da izin vermeyecek! Yaptığımız hizmetleri anlatmadan önce şunu da ifade etmek isterim. Bu ülkede belediyeler hep borçludur ve belediye başkanlarının bir işi de bir yandan borç döngüsünü yönetirken, diğer yandan da hizmet üretmek, hizmet için yeni yeni projeler ortaya koymak ve kaynaklar bulmaktır.

BİZ YAPTIK

Belediyelerde zaman zaman alacaklılar icra ve haciz yoluna başvururlar. Benim dönemimde de belediye birçok kez icra ve haciz işlemi görmüştür. Bir kez bile geçmişten gelen borçları ve borçları   yapanları gerekçe göstererek, bu olayı halka yansıttığım ve durumdan sorumlu olmayan masum halkı provoke ettiğim görülmüş mü? Ne siyasi malzeme olarak kullanmayı ne de geçmiş yönetimlere saldırmayı düşünmedik bile. Bu gibi durumlarda alacaklılarla güvene dayalı olumlu görüşmeler çerçevesinde iletişim kurduk. Masaya oturduk, diyalog yoluyla bir orta yol bulup borçlarımızı yapılandırdık ve hesaplarımıza gelen hacizleri kaldırttık. Personel maaşlarımızı da ödedik ve Serik için sayısız hizmeti de ürettik.

İSPATA DAVET

Sayın Aputkan’ı öncelikle iddialarını ispata davet ediyorum. Benim dönemimde yapılan bütün işler yasal çerçevede açık ihaleyle yapılmış ve Sayıştay denetiminden de geçmiştir. İddialarını ispatlayamayan müfteridir! İddialarını ispatlama imkânı yoktur. Zira olmayan şey ispatlanamaz!  Halkın önüne çıkıp yolsuzluk var iddiasında bulunup, borcu ödemeyeceğini söylemek, belediyeye iş yapmış bir şirketi veya şirketleri hedef göstermek ne kahramanlık, ne de belediye başkanının sorumluluğudur. Hukuk kurallarının üstünde değilsin ki! Bu tarz söylemlerle neyi amaçlıyorsun…

GERÇEKLER RAKAMLARDA

Gelelim partimizin de destekleri ile bizim ne yaptığımıza. Neler yapmışız ve hangi şartlarda yapmışız. Rakamlarla, gerçekleri konuşalım.

Büyükşehir Yasası çıktığı için dokuz belde belediyesini Serik Belediyesi ile birleştirdik ve yeniden teşkilatlandırdık. Serik Belediyesi’nin hizmet alanı 30 kattan fazla büyüdü, dolayısıyla hizmet yükümüz 30 kat artmış oldu. Bunun ne demek olduğunu mesai arkadaşlarım ve derdi hizmet olanlar çok iyi bilir!

BORÇ 228 MİLYON DEĞİL!

Serik Belediyesi’nden ve dokuz belde belediyesinden yaklaşık 125.000.000.00 (yüz yirmi beş milyon) TL, borç devraldık.  Toplam gelirimiz o gün için yaklaşık (35.000.000.00) otuz beş milyondu. Yani borcumuz, gelirimizin dört katıydı. Biz gece gündüz çalışarak geliri, birinci yıl yaklaşık 54 milyon, ikinci yıl 75 milyon, üçüncü yıl 94 milyon, görevi bıraktığımız yıl ise yaklaşık 100 milyon olarak gerçekleştirdik. Görevde kalsaydık 2019 için hedefimiz 120 milyon gelirdi. Görevi devraldığımızda 125 milyon borcumuzun TÜİK parasal değer güncelleme raporuna göre bugünkü karşılığı 225 milyonun üzerindedir. Bugünkü idare bizzat (Sayın Aputkan) borcu 228 milyon olarak açıklamıştır. Borç, bizim hesaplarımıza göre ise 190 milyon civarındadır. Ancak şu anda idarenin başında bulunan ve resmî evraklara hâkim olan Sayın Aputkan’ın verdiği rakamı gerçek kabul ediyorum!  Bu duruma göre bile biz artı üç (+3) milyon borç yapmışız, demektir. Yani borcu idare etmişiz. Yani borca borç eklememişiz. 

YATIRIM YAPTIK YATIRIM

Dahası yıllardır hizmetten mahrum kalan Serik’imize yaklaşık 400 milyon liralık yatırım yapmışız. Bu yatırımın yanında, yatırımlara ek olarak personel maaşlarını da tıkır tıkır ödemiş, hiçbir personelimizi mağdur etmemişiz. Aputkan’ın borç açıklamasına göre bile belediye borcu gelirinin yaklaşık iki katıdır. Ben devraldığımda borç ise gelirin dört katıydı.  Büyükşehir Yasası nedeniyle su parasını bile toplamaya yetkisi olmayan ve sıcak parası bulunmayan bir belediyede bunları yapabilmek bir başarı hikayesidir. Partimizin de desteği ile gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımız sayesinde Serik’in çehresini değiştirdik. Bunun yanında sosyal ve kültürel faaliyetlerle öğrencilerimize, okullarımıza, ibadethanelerimize, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sahip çıktık. Belediyemizde birçok gelir kalemi meydana getirerek, kendi imkanlarımızla bu yatırımları yaptık.

HİZMETLERİMİZ VAR

Sahip çıkılmadığı için elimizden alınmış, 1.000.000 (bir milyon) metrekare araziyi ilçemize kazandırdık. Bu arazilerin bugünkü değeri yaklaşık 300.000.000.00 (üç yüz milyon) liradır.  Hazineye geçmiş arazilerin geri alınması sürecinde nasıl mücadele ettiğimizi çalışma arkadaşlarım biliyor! Mesela 190 dönümlük Çandır arazisi.  Ayrıca değerine paha biçilemeyen Belek Beach Parka giden yol üzerindeki muhteşem orman arazisi! 

SORUNLARI ÇÖZDÜK

Serik’te 70 yıllık tapu meselesini çözdük. Bizim dönemimizde tapular dağıtılmaya başlandı. İş takip edilirse dağıtılmayanlar da yakın zamanda dağıtılır. Bu konudaki çalışmalarımızı sayın başkan Aputkan ve sayın ilçe başkanı Kozan da çok iyi bilir. Nasıl hummalı bir çalışmanın sonucunda işin çözüldüğüne çalışma arkadaşlarım da şahittir.

Büyükşehir Yasası’nın uygulama sürecinde ilk yıllarda hızlı hizmet alınamadığı için büyükşehir sorumluluğunda olan birçok alanın hizmetini de biz üstlendik. Bu iş için de ciddi masraf ve yatırımlar yaptık. Burası Büyükşehir’e ait deyip sorumluluktan kaçmadık, halkımızı mağdur etmemek için ne gerekiyorsa yaptık.

DUVARLARI YIKTIK

Serikli’nin 40 yıldır hayali olan merkez camisinin yenilenmesini sağladık. Jandarma binası alanını ilçe merkezine kazandırdık. Milletin nefes alacağı caddeler ve parklar yaptık. 300 km den fazla asfalt döktük. Her mahalleye kapalı alan yaptık. Eğitimde Serik’e bir fakülte kazandırdık. Kadriye’de özel üniversite açılmasını sağladık. Kadriye ve Belek yollarının peyzaj çalışmalarını yaptık. Karadayı, Sarıabalı ve Gebiz yollarının asfalt ve peyzaj çalışmalarını yaptık. Sonuç olarak yazmakla, saymakla bitmeyecek hizmetlere imza attık. Seçim vaatlerimizin hemen hepsini, içme suyu getirme ve hamam vaadi   hariç (devam eden mahkeme süreçleri nedeniyle) tuttuk. Serik’in ihtiyacı olan işlerin yüzde seksenini (80) tamamladık. Kaderine terk edilmiş  Serik’in imar planlarının önünü açtık. Böylece Serik’in gelişimini engelleyen duvarları bir bir yıktık.

AHLAKSIZCA SUÇLANIYORUM

Dolayısıyla sanki bu hizmetleri ben ve ekibim gerçekleştirmemiş gibi, benim partimden aday olan ve belediye başkanlığına gelen kişi tarafından yönetim beceriksizliklerini kapatmak amacıyla ahlaksızca suçlanıyor ve iftiraya uğratılıyorum. Sayın Aputkan’ın belediyenin bugün geldiği konumun müsebbibi olarak beni ilan etmesi, son derece üzücü ve partim açısından da bir o kadar vahimdir. Ben sekiz-beş devlet memurluğu yapmadım.

AKP İLÇE BAŞKANI PROVOKASYONA DESTEK VERDİ

Belediye çoğu zaman 21:00/24:00 arası kapandı.  Bu işler saat beşte mesai bitti mantığı ile çalışanların yapacağı bir iş değil. Komutanın mesaisi saat 17’de biterse erin mesaisini sorgulamaya gerek yok! Dolayısıyla gerçek dışı iddia ve iftiraların yapıldığı  basın toplantısında AK Parti İlçe Başkanı Hasan Kozan’ın da iştirak ederek bu provokasyona destek vermesini çok hazin buluyorum.  Bu tür adamların özellikle son seçimde AK Parti’ye bedeli çok ağır olmuştur.

BASIN TOPLANTISI ŞAKA GİBİ

Bütün yaşadıklarımdan çıkardığım sonuç şudur; hangi partiye mensup olursa olsun hırsı aklının önündeki tipleri siyasetten tasfiye etmeden bu memleket rahat nefes alamayacaktır. Mevcut belediye başkanının basın toplantısı adeta şaka gibidir! Mevcut yönetimin şu anda yaptığı asfaltların ihalesi bile benim dönemimde yapılmışken, yine aynı yönetimin bu hoyratlığı ve nankörlüğü ibretliktir!  

YOLSUZLUK İDDİALARI

Sayın Aputkan’ın şahsıma yönelttiği yolsuzluk iddiasına gelince… Bu yolsuzluk dediği iş, açık ihale ile yapılmıştır. Ben belediye başkanlığım süresince hiçbir ihale içinde olmadım. Rahat karar alsınlar diye encümene dahi katılmadım ve orada başkanlık etmedim. Burada katıldığım birkaç istisna toplantı vardır. O da encümenin çaresiz kaldığı ve karar çıkaramadığı durumlarda, encümen üyelerinin talepleri doğrultusunda katıldım ve vatandaş lehine çözümler üretilmesi, kararlar alınması yolunda irade beyan ettim. Hiçbir imar komisyonuna müdâhil olmadım.

TİYATRO OYNUYOR

Hiçbir imar komisyonu üyesinden hiçbir talebim olmadı. Bunu başta mevcut başkan Sayın Aputkan olmak üzere eski meclis üyeleri dâhil mesai arkadaşlarım çok iyi bilir. Bir belediye başkanının basın önüne çıkıp tiyatro oynaması, hukuka aykırı, içi boş, kof ve kabadayılık olarak kabul edilecek restler çekmesi, hukuku hiçe sayması; şunu ödeyeceğim, şunu ödemeyeceğim gibi saçmalıkları kahramanlık yapıyormuş gibi ifadeye koyması Serik Belediyesi adına utanç vericidir.

BORÇ VARSA ÖDENİR

Devlette devamlılık esastır. Borç varsa ödenir. Ben kendisine buradan sesleniyorum. Benimle ilgili bir suç isnadında bulunuyorsan, derhâl yasal yollara başvur. Yargı kurumları önünde akı, karayı görelim. Ben kamuoyunu aydınlatmaktan da asla çekinmem. Sayın Aputkan’a’a tavsiyem, ekmeğinin davasındaki personelle uğraşmamasıdır. Sendikayla kavga etmesi de doğru değildir.  Burada benim yaptığım bir yanlış varsa, doğrudan yargı makamlarına başvurması en uygun yoldur.

BU İŞLERİ BİLMİYORSA

İftira ve haysiyet cellatlığına gerek yoktur. Benim de müdürlüğümü yapan bazı arkadaşlar bugün Aputkan’ın müdürleridir ve yapılan işlerde imzaları vardır. Bu işleri bilmiyorsa müdürlerinden bilgi alabilir! Ki bu müdürlerin bir kısmı Sayın Aputkan’ın tavsiyesiyle oraya getirilmişlerdir. Astlarına hep doğruyu ve yasal olanı yapın tavsiyesinde bulunan benim gibi bir başkanın, astlarına zorla yasal olmayan işler yaptırdığını iddia ediyorsa, savcılık orada! Terbiyesini takınacak ve görevini yapacak!

UCUZ SİYASET YAPIYOR

Sayın Aputkan’a en önemli tavsiyem ise, böyle ucuz siyasetle meşgul olarak   cehaletlerini savunuyor duruma düşmemeleridir.

Sonuç olarak, Sayın Aputkan, ben bu kadar hizmeti altı seçimin olduğu, FETÖ darbe teşebbüsünün ve belasının memleketi kasıp kavurduğu, büyük turizm krizinin yaşandığı bir dönemde ürettim. Hiçbir zaman mazeret üretmedim. Yaygara koparmadım.

BENİM YANLIŞIM ENVER ABİ DEMEM

Benim en büyük hatam; beraber çalıştığımız dönemde gördüğüm insanî zaaflarına rağmen, yaşına hürmeten Sayın Aputkan’a  “Enver Abi” diye hitap etmem ve değer vermemdir. Ama ben kendime yakışanı yaptım ve belediyeye nezaketi, zarafeti ve seviyeyi hâkim kılmaya çalıştım. Çevresine bakmadan işine bakan, kişilerle uğraşmayan, kişilerle uğraşmayı basitlik ve küçüklük sayan, kendini hizmete adamış olanların, Brütüs’leri görmemesi, görememesi, nankörlüğün bu denlisini hesap edememesi, insanlık tarihinin gerçeklerindendir. Benzeri olaylar dünyanın her yerinde hep yaşanır ve yaşanacaktır. Bu tip insanların hesap edemediği, Serik’te bu tür tertiplerle siyaset yapılamayacağı, bu tür anlayışların artık demode olduğudur. Belediye çalışanlarını emirle etrafına toplayıp Serik halkı diye haber yaptırarak, halkı sorumsuzca kışkırtarak, eski mesai arkadaşına iftiralar ederek, belediye başkanlığı olmaz, olamaz. Belediyenin borcu halkı ilgilendirmez. Halk hizmet bekler.

ZÜBÜK BENZETMESİ

Serik’e hiç hizmet etmediğim kabul edilse bile, benim  ismim Aziz Nesin’de ete kemiğe bürünen   Zübük  tipinin,  zübükçe metotlarıyla  yapılan  siyaseti  Serik’te tarihe  gömen  belediye başkanı olarak anılacaktır. Biz buna siyasette ‘seviye’ diyoruz. Bu seviyenin altında kaldıkça yok olmaya ve başarısızlığa mahkûmsunuz! Serik halkı artık düşük profilli belediye başkanlarını ve gayri ahlaki ve düşük  siyaset tarzlarını asla kabul etmeyecektir, etmiyor da!

DEHŞETLE İZLİYORUM

Sayın Aputkan’ı hayretle ve dehşetle izledim. Bunları nasıl söyleyebildi bilmiyorum ama akıl ve izana aykırı şeyler söylediğinin ve Nasrettin Hoca gibi bindiği dalı kestiğinin farkında değildi!  Soruyorum ona, şayet bugün belediye çok kötü durumda ise bundan şahsınız ve yanınızdaki müdürler de sorumlu olmalı değil mi? Halkın aklıyla alay mı ediyorsunuz? İdaremizdeki bütün ihaleler sizin de denetiminde olduğunuz kurullardan geçmedi mi? Gerçekten samimi olsaydınız, dürüst olsaydınız ve bana gelip ‘Biz bu işi bilmiyoruz. Bize yardımcı olur musunuz?’ deseydiniz, yardımcı olurdum. Maaşları tıkır tıkır öder, hizmeti de ilk günler hariç aksatmazdınız. Bu işi bilmiyorsunuz. İşin kötüsü bilmediğinizi de bilmiyorsunuz Bay Başkan. Belediyeyi ve kendinizi bu duruma düşürmenize değdi mi? Düşünün lütfen!   

ÖNCE YERE İNİN

Size ve üst yönetiminize başarı için bir tüyo vereyim Sayın Başkan. İlk önce, yere bir inin. Mütevazi olun. İnsanların gözlerine bakın ve samimi olun. Emekçilerin ekmek parasıyla oynamayın.  En önemlisi de gönül kırmayın. Gönülleri yıkarak, bir yere varamazsınız. Gönülleri yıktığınızda, ‘carettalar’ dâhil cümle mahlûkatın hakkına girdiğiniz gibi, kıldığınız namaz da namaz olmaz. Ben değil, Derviş Yunus söylüyor Sayın Başkan!

ESERİNİZLE ÖVÜNÜN

Son olarak şunu söylemek isterim. Belediyemizi ve başkanlık yaptığım dönemi Türkiye’nin 4. başarılı belediyesi olarak açıklayan tarafsız kuruluşların çeyreği kadar cesaretli olup zor şartlarda gerçekleştirilen projeler ve hizmetler için teşekkür edip, daha fazlası için kollar sıvanmış olsaydı, belediyemiz bugün çok daha iyi bir konumda olacaktı. Bilmem farkında mısınız? Haddinizi aştığınızın, terbiye sınırlarını ihlal ettiğinizin, müfteri durumunda olduğunuzun, düşmanlık ektiğinizin, hukuki sınırları ihlal ettiğinizin, kamu görevlisinin vakarına yakışmayan tavırlar sergilediğinizin farkında mısınız?  Yazık ettiniz kendinize de, Serik Belediyesine de! Beş yılda bin bir emekle kurduğumuzu dört ayda tarumar ettiniz. Eserinizle övünün!

Kamuoyuna ve Serik halkına zaruri açıklamalarımı sunuyor, tüm vatandaşlarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Prof. Dr. Ramazan ÇALIK”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.