Milli ara ve yeni heyecan

06.09.2019 - 12:58, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Milli ara ve yeni heyecan

Şimdi ben bu köşeden dolayı linç yer miyim? Evet bence yerim. Olsun linç de güzeldir. Hadi gerçekçi olalım! Hepimiz lig maratonunu daha çok seviyoruz. Tabii ki de Milli Takım’ın yeri hepimizde bambaşka. Ama bu da bir gerçek ki artık eskisi gibi çoğumuz milli maçlardan zevk alamıyoruz! Keşke Şampiyonlar Ligi gibi, milli maçlar da hafta içi oynansa ve bitse.. Hemen tuttuğumuz, âşık olduğumuz renklere geri dönsek. İnsanların söylemekten korktuğu, çekindiği şeyleri korkusuzca birilerinin dile getirmesi lazım sanki.   MİLLİ TAKIM PAZARI Milli ara özlemdir. Hepimiz Milli Takımımızın golüne çığlık çığlığa bağırırız, havaya zıplarız. O tartışılmaz bir gerçek. Ama geçenlerde bir tweet gördüm. Bana masum ve çok doğru geldi onu paylaşmak istiyorum, “Milli ara lig severlerin regl dönemidir” diye. Hadi şimdi bir linçte buradan. Ohhh şurama da linç. Burama da linç. Tam Gelson Dala’yı merak edip görecekken, ağzımızda tadı yarım kalan Leschuk performansının doruk noktasına çıkaracakken, Amilton ile Sangare’ye artık ‘maşallah şiir gibi oynuyorlar’ demişken gelen bu ara, beni çok üzüyor. Ama Cumartesi gecesi mis gibi Andora maçı var Milli Takımımızın. İnşallah oradan kolay bir 3 puan ile Avrupa Şampiyonası’na bir adım daha yaklaşır ve Sangare’yi 20-30 milyona satarız seneye. Şaka yapıyorum tabii ki. Uzun yıllar bize hizmet edecektir Sangare. Ama 20-30 milyonda yeni Sangareler için fena para değil.   FRAGMAN BİTTİ! Yeter bu kadar milli arayı ezdiğim. Gelelim biraz da milli aranın faydalarına. İlk 3 maçlık fragman bize, iyi kötü önümüzdeki filmin nasıl bir şey olacağını gösterdi. Şimdi fragmanda gelen eleştirileri, açıkları görüp onları düzeltme fırsatı var yönetmen Bülent Korkmaz’ın elinde. Ve şüphesiz ki bunu en iyi şekilde değerlendirecektir. Takıma yeni katılan oyuncuları en iyi şekilde rayına oturtacaktır hoca. Yıllardır özlemini hasretini çektiğimiz ve geçen yıl Malatya maçı ile kaçırdığımız Avrupa’ya, bizi götürecektir. İlk 3 haftada ligin bu yıl ne kadar zor geçeceği belli oldu. Herkes herkesi yenebilecek kapasitede. Bu yıl teknik adamlara daha fazla iş düşüyor. İyi hoca kötü hocanın ortaya çok net çıkacağı bir sezon bizi bekliyor. Biz de artık Bülent Hoca ‘İyi hoca mı? Yoksa sadece iyi bir savunmacı mı?’ sorusuna cevap alacağız. Benim, Bülent Hoca’nın futbolculuğu kadar teknik adamlığının da efsanevi olacağından hiç şüphem yok. Bu arayı en iyi şeklide değerlendirip, evimizde 3 puan ile lige dönüş yapacağına eminim.   VOLEYBOL DA BASKETBOL GİBİ OLMASIN! Aklımda gündem dışı bir konu var. Yönetimin, kadın voleybol takımı satın alacağına dair bir şeyler duyuldu. 1. Lig’de ve Süper Lig’e çıkma şansı varken kapatılan basketbol şubesinin üzüntüsü daha bizde tazeyken, bir kere daha bu şehrin duygularıyla oynamayın lütfen! Ya kapatmamak üzere açın ya da boş verin. Bilmeyenler için kısa özet geçeyim. 2 sene önce Antalyaspor Basketbol Takımı, Süper Lig’e çıkma yarışında play-off aşamasında elenmişti. Fakat o yıl Trabzonspor ve Uşak takımı ligden çekilmişti Eğer federasyon alt ligden takım çıkarmayı teklif etseydi, Bursaspor teklifi kabul etmeyeceğini açıkladığı için sıra bize gelecekti. Ama bu şehrin kısa sürede çok sevdiği, bağlandığı basketbol şubesini kapatanlar için çok geç bir teklif olacaktı… Teklif gelmeyince hatırlarsınız ki o yıl, her takım 2 maç bay geçmişti. Basketbol Süper Lig’i, 1 takım eksik oynanmıştı. Ülkemizde 1 Euroleague almış 1 de final oynamış ve sayısız Avrupa başarıları olan takımlar varken, basketbolu bu kadar ucuza indirgemek pek yakışmamıştı doğrusu. Umarım voleybol sevdamız da böyle kursağımızda kalmaz.

Şimdi ben bu köşeden dolayı linç yer miyim? Evet bence yerim.

Olsun linç de güzeldir.

Hadi gerçekçi olalım!

Hepimiz lig maratonunu daha çok seviyoruz. Tabii ki de Milli Takım’ın yeri hepimizde bambaşka. Ama bu da bir gerçek ki artık eskisi gibi çoğumuz milli maçlardan zevk alamıyoruz!

Keşke Şampiyonlar Ligi gibi, milli maçlar da hafta içi oynansa ve bitse.. Hemen tuttuğumuz, âşık olduğumuz renklere geri dönsek.

İnsanların söylemekten korktuğu, çekindiği şeyleri korkusuzca birilerinin dile getirmesi lazım sanki.

 

MİLLİ TAKIM PAZARI

Milli ara özlemdir.

Hepimiz Milli Takımımızın golüne çığlık çığlığa bağırırız, havaya zıplarız. O tartışılmaz bir gerçek. Ama geçenlerde bir tweet gördüm. Bana masum ve çok doğru geldi onu paylaşmak istiyorum, “Milli ara lig severlerin regl dönemidir” diye. Hadi şimdi bir linçte buradan.

Ohhh şurama da linç. Burama da linç.

Tam Gelson Dala’yı merak edip görecekken, ağzımızda tadı yarım kalan Leschuk performansının doruk noktasına çıkaracakken, Amilton ile Sangare’ye artık ‘maşallah şiir gibi oynuyorlar’ demişken gelen bu ara, beni çok üzüyor.

Ama Cumartesi gecesi mis gibi Andora maçı var Milli Takımımızın. İnşallah oradan kolay bir 3 puan ile Avrupa Şampiyonası’na bir adım daha yaklaşır ve Sangare’yi 20-30 milyona satarız seneye.

Şaka yapıyorum tabii ki. Uzun yıllar bize hizmet edecektir Sangare. Ama 20-30 milyonda yeni Sangareler için fena para değil.

 

FRAGMAN BİTTİ!

Yeter bu kadar milli arayı ezdiğim.

Gelelim biraz da milli aranın faydalarına.

İlk 3 maçlık fragman bize, iyi kötü önümüzdeki filmin nasıl bir şey olacağını gösterdi.

Şimdi fragmanda gelen eleştirileri, açıkları görüp onları düzeltme fırsatı var yönetmen Bülent Korkmaz’ın elinde. Ve şüphesiz ki bunu en iyi şekilde değerlendirecektir.

Takıma yeni katılan oyuncuları en iyi şekilde rayına oturtacaktır hoca.

Yıllardır özlemini hasretini çektiğimiz ve geçen yıl Malatya maçı ile kaçırdığımız Avrupa’ya, bizi götürecektir.

İlk 3 haftada ligin bu yıl ne kadar zor geçeceği belli oldu.

Herkes herkesi yenebilecek kapasitede.

Bu yıl teknik adamlara daha fazla iş düşüyor. İyi hoca kötü hocanın ortaya çok net çıkacağı bir sezon bizi bekliyor.

Biz de artık Bülent Hoca ‘İyi hoca mı? Yoksa sadece iyi bir savunmacı mı?’ sorusuna cevap alacağız. Benim, Bülent Hoca’nın futbolculuğu kadar teknik adamlığının da efsanevi olacağından hiç şüphem yok.

Bu arayı en iyi şeklide değerlendirip, evimizde 3 puan ile lige dönüş yapacağına eminim.

 

VOLEYBOL DA BASKETBOL GİBİ OLMASIN!

Aklımda gündem dışı bir konu var.

Yönetimin, kadın voleybol takımı satın alacağına dair bir şeyler duyuldu.

1. Lig’de ve Süper Lig’e çıkma şansı varken kapatılan basketbol şubesinin üzüntüsü daha bizde tazeyken, bir kere daha bu şehrin duygularıyla oynamayın lütfen!

Ya kapatmamak üzere açın ya da boş verin.

Bilmeyenler için kısa özet geçeyim. 2 sene önce Antalyaspor Basketbol Takımı, Süper Lig’e çıkma yarışında play-off aşamasında elenmişti.

Fakat o yıl Trabzonspor ve Uşak takımı ligden çekilmişti

Eğer federasyon alt ligden takım çıkarmayı teklif etseydi, Bursaspor teklifi kabul etmeyeceğini açıkladığı için sıra bize gelecekti.

Ama bu şehrin kısa sürede çok sevdiği, bağlandığı basketbol şubesini kapatanlar için çok geç bir teklif olacaktı…

Teklif gelmeyince hatırlarsınız ki o yıl, her takım 2 maç bay geçmişti.

Basketbol Süper Lig’i, 1 takım eksik oynanmıştı. Ülkemizde 1 Euroleague almış 1 de final oynamış ve sayısız Avrupa başarıları olan takımlar varken, basketbolu bu kadar ucuza indirgemek pek yakışmamıştı doğrusu.

Umarım voleybol sevdamız da böyle kursağımızda kalmaz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.