Su zammında hayaller ve GERÇEKLER

11.09.2019 - 17:14, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Su zammında hayaller ve GERÇEKLER

Yerel seçimlerin ardından CHP’li belediyelerin göreve gelmesiyle vatandaşın, özellikle ekonomi politikalarında farkındalığın değişmesi adına beklentisi arttı. Toplumun ortak kullanımlarının ya bedelsiz ya da en cüzi ücretlerle kullanılması adına sosyal belediyecilik beklentisine karşılık, seçilmiş belediye başkanları ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumundan dolayı çıkmaza girdi. Hükümetin ekonomi politikası CHP belediyelerinin açmazı haline geldi diye bir cümle kullansam yanlış olmaz. Ancak evinde oturan emekli vatandaşımız bile yapılan zamları cebinde hissediyor. Akaryakıt adeta borsaya bağlanmış durumda,  temel ihtiyaçlar zam görüyor. Özellikle son bir yılda zam haberleri normalleşmiş durumda… Şimdi size kalkıp, suya zam olacak diye bildirimde bulunup, zamı savunacak değilim. Ancak belediyelerin ukdesinde olan konularda zam haberi geldiğinde, bu durumun mevcut belediye yönetimleriyle ilgili olmadığını, ülkemizin içinde bulunduğu durumun Hükümet politikası üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hepimizin hayalleri var. Bugün gündemde olan su ücretsiz olsun isteriz. Ancak bir de hayallerin dışında gerçekler var. Antalya’da son 5 yılı değerlendirdiğimizde karşımıza şu bilgiler çıkıyor; ASAT 2014’te yüzde 9, 2015’te yüzde 8, 2016’da yüzde 10, 2017 yılında yüzde 12 olmak üzere toplam yüzde 39 su fiyatında artış yapmış. Şimdi ise ASAT’ın 13 Eylül Cuma günü yapılacak genel kurulunda su zammı gündeme gelecek. Bu durumda önce gerçekleri değerlendirmemiz gerekiyor. İşte gerçekler: ASAT’ın 2018 yılı toplam elektrik fatura bedelinin 160 milyon TL iken, 2019 yılı zamlarıyla ile birlikte ilk 6 aylık fatura bedelinin 150 milyon TL olduğunu biliyor musunuz? Geçen yıl ayda ortalama 12 milyon TL elektrik faturası ödeyen ASAT’ın bu yıl ayda ortalama 24 milyon TL ödediğini biliyor musunuz? ASAT’ın maliyetleri arasında yer alan başta elektriğe 2014-2018 yılları arasından yüzde 227,70, akaryakıt fiyatına 2014-2018 yüzde 464,91 oranında, kimyevi ürün alımlarına (klor ve sodyum) yüzde 892,32 oranında artış olduğunu biliyor musunuz? ASAT’ın en son suya 2017 Kasım ayında zam yaptığını biliyor musunuz? Diğer taraftan enflasyon (TÜFE) 2014-2018 yıllarından toplam yüzde 57,73 oranında, enflasyon (ÜFE) ise yüzde 71,12 oranında artış gösterdiğini biliyor musunuz? Söz konusu gerçekleri öğrendiğimizde siyaset beklentimiz ile gerçekler çakışıyor. Maliyet hesabı ortada… Hükümetin ekonomi üzerinde yanlış politikaları ortada… Şimdi bizim gerçeğimiz ise, su zammı olacak. Hükümetin yanlış politikasının bedelini hepimiz elektrik faturalarında olduğu gibi su faturalarında da cebimizden ödeyeceğiz. Ahh hayaller gerçek olsa değil mi!

Yerel seçimlerin ardından CHP’li belediyelerin göreve gelmesiyle vatandaşın, özellikle ekonomi politikalarında farkındalığın değişmesi adına beklentisi arttı. Toplumun ortak kullanımlarının ya bedelsiz ya da en cüzi ücretlerle kullanılması adına sosyal belediyecilik beklentisine karşılık, seçilmiş belediye başkanları ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumundan dolayı çıkmaza girdi.

Hükümetin ekonomi politikası CHP belediyelerinin açmazı haline geldi diye bir cümle kullansam yanlış olmaz.

Ancak evinde oturan emekli vatandaşımız bile yapılan zamları cebinde hissediyor. Akaryakıt adeta borsaya bağlanmış durumda,  temel ihtiyaçlar zam görüyor. Özellikle son bir yılda zam haberleri normalleşmiş durumda…

Şimdi size kalkıp, suya zam olacak diye bildirimde bulunup, zamı savunacak değilim. Ancak belediyelerin ukdesinde olan konularda zam haberi geldiğinde, bu durumun mevcut belediye yönetimleriyle ilgili olmadığını, ülkemizin içinde bulunduğu durumun Hükümet politikası üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Hepimizin hayalleri var. Bugün gündemde olan su ücretsiz olsun isteriz. Ancak bir de hayallerin dışında gerçekler var. Antalya’da son 5 yılı değerlendirdiğimizde karşımıza şu bilgiler çıkıyor; ASAT 2014’te yüzde 9, 2015’te yüzde 8, 2016’da yüzde 10, 2017 yılında yüzde 12 olmak üzere toplam yüzde 39 su fiyatında artış yapmış. Şimdi ise ASAT’ın 13 Eylül Cuma günü yapılacak genel kurulunda su zammı gündeme gelecek. Bu durumda önce gerçekleri değerlendirmemiz gerekiyor.

İşte gerçekler:

ASAT’ın 2018 yılı toplam elektrik fatura bedelinin 160 milyon TL iken, 2019 yılı zamlarıyla ile birlikte ilk 6 aylık fatura bedelinin 150 milyon TL olduğunu biliyor musunuz?

Geçen yıl ayda ortalama 12 milyon TL elektrik faturası ödeyen ASAT’ın bu yıl ayda ortalama 24 milyon TL ödediğini biliyor musunuz?

ASAT’ın maliyetleri arasında yer alan başta elektriğe 2014-2018 yılları arasından yüzde 227,70, akaryakıt fiyatına 2014-2018 yüzde 464,91 oranında, kimyevi ürün alımlarına (klor ve sodyum) yüzde 892,32 oranında artış olduğunu biliyor musunuz?

ASAT’ın en son suya 2017 Kasım ayında zam yaptığını biliyor musunuz? Diğer taraftan enflasyon (TÜFE) 2014-2018 yıllarından toplam yüzde 57,73 oranında, enflasyon (ÜFE) ise yüzde 71,12 oranında artış gösterdiğini biliyor musunuz?

Söz konusu gerçekleri öğrendiğimizde siyaset beklentimiz ile gerçekler çakışıyor.

Maliyet hesabı ortada…

Hükümetin ekonomi üzerinde yanlış politikaları ortada…

Şimdi bizim gerçeğimiz ise, su zammı olacak. Hükümetin yanlış politikasının bedelini hepimiz elektrik faturalarında olduğu gibi su faturalarında da cebimizden ödeyeceğiz.

Ahh hayaller gerçek olsa değil mi!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.