ÖLÜ KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN GÜNDEMDE KALANLAR!!!

25.09.2019 - 20:43, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

ÖLÜ KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN GÜNDEMDE KALANLAR!!!

Kadını et parçası olarak gören zihniyet yine hortladı. Hem de ölü kadın bedeni üzerinden… Türkiye’de, kadın olmak, engelli olmak, ölümcül hastalıkla mücadele ederken bile  yaşamak çok ama çok zordur. Bunu yaşayan biri olarak çok iyi bilenlerdenim. Neclican Tay’ı sosyal takip edenlerden biriydim… Siyasi bir kimliği, gazetecilik adına takip edilmesi gereken bir isim değildi ama yaşının genç olmasına rağmen taşıdığı yaşam enerjisi ve dağıttığı umut, Neslihan’ın çevresinde ‘Neslihan yaparsa bende yaparım’ diye bilen binlerce insanı etrafında toplamıştı. Ben de hem ortopedik engelli, hem de işitme engelli bir kadın olarak hatta bir çok hastalıkla mücadele ederken, Neslican’ın yaşam enerjisini hayranlıkla izliyordum. 21 yaşında olmasına karşın bu kadar derin, tecrübeli cümlelerle insanların gönüllerine dokunabilme kabiliyetinde olan insana sadece ve sadece yapılması gereken destek olmaktı. Daha fazla takip edildiğini bilmek Neslican’ın umuduna, umut katıyordu… Kaç kişi hiç tanımadığı binlerce insanın gönlüne dokunabilirdi ki..? Bunun adı ister başarı olsun, ister kabiliyet bizim toplumumuzda örümcek beyinliler için kadınsan, et parçasından fazlası olamazsın hükmü geçerliydi… Yıllarca cinsiyet ayrımcılığı yapmadan hayat denilen yolu yürüyen beni bile çileden çıkaran paylaşımlar insana ‘pes artık’ dedirtiyor. Bu beyinlerin nasıl düşündüğünü, ne istediğini sorgulatıyor. Bilime olan saygımızdan dolayı kafamızda büyüttüğümüz koca koca profesörler, işlerinde uzman koca koca adamlar Neslican’ın “Ben bir bacaktan ibaret değil çok daha fazlasıyım” sözünün derinliğini anlamadan öldükten sonra ağızlarından çıkan salyalarını klavyelerinden akıta akıta sosyal medya hesaplarından yazdılar, çizdiler. Mücadelesi için söylediği  “Belki kaybedeceğim ama savaşırken kaybedeceğim” cümlesinin arkasında inançlarını sorguladılar. Adeta ölü kadının bedenine hatta fikirlerine, duygularına, değerlerine saldıranlar bırakın kadına, insana saygınız olmadığından mı bu yazdıklarınız? Hele hele en son gündeme gelen biri var ki; sormayın gitsin. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi eski dekanlarından Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ergün Yıldırım, Neslican’ın ölümüyle ilgili olarak kaleme aldığı​ “Neslican Tay ve sekülerleşen ölüm kültürü” başlıklı köşe yazısında  “Yok olmaya doğru akan bedenini sosyal medyada yeniden ikame ederek kurtarmaya çalıştı” diye yazdı. Neslican’ın ölümünden beslenerek bu cümleyi kuran insan mıdır? Sorarım size… Neslican, kesilen sol bacağını saklamadan gezmesi mini etek, şort giydi diyerek ölü kadın üzerinden gündemde kalanlar, şimdi de ölü kadın bedeninden beslene beslene bizlere ‘insan olmayı’ sorgulatıyor.  ‘Neslican’dan geriye ne bıraktınız?    

Kadını et parçası olarak gören zihniyet yine hortladı. Hem de ölü kadın bedeni üzerinden…

Türkiye’de, kadın olmak, engelli olmak, ölümcül hastalıkla mücadele ederken bile  yaşamak çok ama çok zordur. Bunu yaşayan biri olarak çok iyi bilenlerdenim. Neclican Tay’ı sosyal takip edenlerden biriydim…

Siyasi bir kimliği, gazetecilik adına takip edilmesi gereken bir isim değildi ama yaşının genç olmasına rağmen taşıdığı yaşam enerjisi ve dağıttığı umut, Neslihan’ın çevresinde ‘Neslihan yaparsa bende yaparım’ diye bilen binlerce insanı etrafında toplamıştı. Ben de hem ortopedik engelli, hem de işitme engelli bir kadın olarak hatta bir çok hastalıkla mücadele ederken, Neslican’ın yaşam enerjisini hayranlıkla izliyordum. 21 yaşında olmasına karşın bu kadar derin, tecrübeli cümlelerle insanların gönüllerine dokunabilme kabiliyetinde olan insana sadece ve sadece yapılması gereken destek olmaktı. Daha fazla takip edildiğini bilmek Neslican’ın umuduna, umut katıyordu…

Kaç kişi hiç tanımadığı binlerce insanın gönlüne dokunabilirdi ki..?

Bunun adı ister başarı olsun, ister kabiliyet bizim toplumumuzda örümcek beyinliler için kadınsan, et parçasından fazlası olamazsın hükmü geçerliydi…

Yıllarca cinsiyet ayrımcılığı yapmadan hayat denilen yolu yürüyen beni bile çileden çıkaran paylaşımlar insana ‘pes artık’ dedirtiyor. Bu beyinlerin nasıl düşündüğünü, ne istediğini sorgulatıyor.

Bilime olan saygımızdan dolayı kafamızda büyüttüğümüz koca koca profesörler, işlerinde uzman koca koca adamlar Neslican’ın “Ben bir bacaktan ibaret değil çok daha fazlasıyım” sözünün derinliğini anlamadan öldükten sonra ağızlarından çıkan salyalarını klavyelerinden akıta akıta sosyal medya hesaplarından yazdılar, çizdiler.

Mücadelesi için söylediği  “Belki kaybedeceğim ama savaşırken kaybedeceğim” cümlesinin arkasında inançlarını sorguladılar.

Adeta ölü kadının bedenine hatta fikirlerine, duygularına, değerlerine saldıranlar bırakın kadına, insana saygınız olmadığından mı bu yazdıklarınız?

Hele hele en son gündeme gelen biri var ki; sormayın gitsin. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi eski dekanlarından Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ergün Yıldırım, Neslican’ın ölümüyle ilgili olarak kaleme aldığı​ “Neslican Tay ve sekülerleşen ölüm kültürü” başlıklı köşe yazısında  “Yok olmaya doğru akan bedenini sosyal medyada yeniden ikame ederek kurtarmaya çalıştı” diye yazdı.

Neslican’ın ölümünden beslenerek bu cümleyi kuran insan mıdır? Sorarım size…

Neslican, kesilen sol bacağını saklamadan gezmesi mini etek, şort giydi diyerek ölü kadın üzerinden gündemde kalanlar, şimdi de ölü kadın bedeninden beslene beslene bizlere ‘insan olmayı’ sorgulatıyor.

 ‘Neslican’dan geriye ne bıraktınız?

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.