M.I.C.E ve Türkiye

25.10.2019 - 15:59, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

M.I.C.E ve Türkiye

Yazıma öncelikle M.I.C.E. ve Türkiye dememdeki ana sebeple başlayacağım. M.I.C.E. dediğimizde tam anlamı ile ticaret ve turizm ortaya çıkmakta. Fakat Türkiye’de M.I.C.E. dendiğinde, ‘turizm mi yoksa farklı bir sektör mü?’ belirsizliği, yazıma bu bağlamda başlık oluşturmama sebep oldu. Turizm, sektör olarak içerisinde çokça sektörü barındırmaktadır. Bugün baktığınızda otel, acente, teknik, gıda, inşaat, tekstil gibi 52 sektör ile ortak çalışmakta ama işin aslı bu 52 sektör, turizm ve turist için hizmet etmektedir. İşte tam da bu noktada M.I.C.E. faktörü ortaya çıkmaktadır. 52 ticari sektör turizme hizmet ederken, M.I.C.E. bu 52 sektöre hizmet vermek için oluşturulmuş bir sistemdir. Yani aslında baktığımızda turizm bir sistemse M.I.C.E.  sektörü de bir sistemdir ve bu iki sistem birbirine bir sarmal yapıyla bağlanarak, birbirlerinin gelişimine yön veren bir yapı oluşturmaktadır. Ticari şirketlerin büyümesi ve gelişimi ise M.I.C.E. sektörünün hizmet vermesiyle gerçekleşmektedir. Sonuç olarak M.I.C.E.,  gelişime ihtiyaç duyan tüm sektörlerin ihtiyaç duyduğu bir yapıdır. Dolayısıyla ‘turizm eşittir M.I.C.E.’ algısı bu noktada değişmelidir. M.I.C.E. tüm ticari sektörlerin gelişimine yön verdiği gibi turizm sektörüne hizmet veren, gelişimine olumlu katkı sağlayan bir yapıdır.  Türkiye’de kavram kargaşasının da yaşanmasının da özeti aslında budur. Peki, Meetings, Incentives, Conferences and Exhibitions (M.I.C.E) nasıl turizmcinin eline geçti de algı tamamen turizmmiş gibi oldu? Dünya ile kontağı, irtibatı olan tek bir meslek var. O da turizm! Bir turizmcinin ülkesi eğer turizm anlamında gelişmiş ise diğer ülkelerden turist alıyor ve insanları memnun edebilme anlamında çalışıyor demektir. M.I.C.E. işini en iyi yapabilecek kişi de turizmcidir. Bir turizmcinin konaklama, insan ağırlama, seyahat ettirme vs. gibi konulara hâkim olmasının yanı sıra en iyi bildiği iş ise iletişim becerisidir. Bu hizmetleri verirken iletişiminin de güçlü olması lazım ki ağırladığı misafiri memnun edebilsin. Tüm bu deneyimler birleştiğinde kurumsal bir firmanın kendi çalışanlarına veya iletişime geçmek istediği kitlere yapacağı lansman ve etkinlerin tümü için uzman sayılacak kişi yine bir turizmcidir diyebilirim. Sektörlerin ihtiyaçlarını turizmcinin cevaplayıp çözüm bulması nedeniyle, olayın içindeki ulaşım, konaklama, eğlence gibi konular da tamamen turizm gibi algılandı. M.I.C.E.’ın kendi içinde farklılık gösteren gelişimi ve geliştirmeye yönelik olması, sorunlara hep çözüm üretmesi birçok sektör ile daha fazla bağ kurmasını sağladı. Birçok sektör de ise kendisine hem müşteri buldu hem de işveren konumda bulundu. Yazımın başında dediğim gibi M.I.C.E., sektörlerin gelişimi için çalışan bir yapıdır. Aslında reklamcıdan taşımacıya, otelciden restorancıya sektöründe birçok uzmanla birlikte çalışmaktır M.I.C.E. Ama bunların dışında en önemlisi M.I.C.E. sektörünü gerçekleştirmek için ‘event management company’ yani etkinlik yönetim kısmını iyi bilmek gerekir. Bugün müşteri ile iletişime geçen acentenin kongre, toplantı, teşvik ya da fuar gerçekleştirmesi gerekmekte. İşte tüm bu etkinliklerde hizmet veren bir yönetim sisteminin olması lazım. Bu sistemin birçok alanda uzman olmasından hariç, hizmette bulunduğu sektörü de analiz eden, kreatif yapısı, çözüm gücü, tecrübe ve deneyimleri fazla olan kişi ve kişilerden oluşan bir sistemden bahsediyorum. Burada teorik bilginin dışında tecrübe gerekmekte. Bu da sahada çalışmakla olur. Şimdi daha karmaşık hale getirelim. İş deneyimi denince, sektöre hizmet veren bir tedarikçi yıllarca ürün desteği sağlıyor ve irili ufaklı etkinliklere katılıyor. Kendince birçok deneyimden bahsedebilir ama uzman bir etkinlik yöneticisi olur mu? Ya da bu işin sadece operasyon kısmının bir bölümünde bulunmuş, sektör içinde dostluklar elde etmiş… Sizce bu kişi de M.I.C.E.’ın satış ve pazarlamacısı olur mu? ‘Peki nasıl olunur bu işin uzmanı ya da profesyoneli?’ diyeceksiniz ama ben uzmanlık konusunda, profesyonellik konusunda daha farklı bir pencereden bakmaktayım M.I.C.E için. Ben uzman ve profesyoneli ayırıyorum. Profesyonel bu işin ticarisi, uzman ise ticari projeyi satanın uygulayıcısıdır. Yani projeyi oluşumundan bitişine kadar uygulayan yapıdır etkinlik kısmı. Türkiye’de maalesef her işe hızlı çözümler üretip ‘aaa bende yaparım’ dememizden dolayı M.I.C.E. sektöründe ‘kim, ne iş yapar?’ kısmı karışmış durumda doğrusu. M.I.C.E. bir sektördür. Bu sektörün müşterilerini bulan acentelerdir. Müşterinin talebini uygulayan da event management company’dir. Hizmet ve tedarikini sağlayan mekânlar, oteller, ulaşım firmaları, reklamcılar, bilişimciler, ajanslar vs. saymakla bitmeyen müşteri istek ve ihtiyaçlarına ürün ya da hizmet veren firmalardır. Eğer bir acente iseniz gelişim için direkt tedarikçi ile çalışıp, işi ucuza getirdim diye düşünmeyin ya event management departmanı kurun ya da işi bir şirkete verin. Eğer etkinlik yönetim firması iseniz ‘bu işte biz uzmanız’ diyerek müşteriye direkt ulaşıp, işi satmaya çalışmayın. Ya acente olun ya da hakkı ile bu işi yapan bir etkinlik yönetim firması olmaya çalışın. Eğer tedarikçi iseniz sizi anlayacak etkinlik yönetim firmaları ve onların departmanı ile bir arada çalışın ve sizlere verecekleri yönlendirmeler ile gelişim sağlayın. Kısacası ya oldunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun…

Yazıma öncelikle M.I.C.E. ve Türkiye dememdeki ana sebeple başlayacağım. M.I.C.E. dediğimizde tam anlamı ile ticaret ve turizm ortaya çıkmakta.

Fakat Türkiye’de M.I.C.E. dendiğinde, ‘turizm mi yoksa farklı bir sektör mü?’ belirsizliği, yazıma bu bağlamda başlık oluşturmama sebep oldu.

Turizm, sektör olarak içerisinde çokça sektörü barındırmaktadır. Bugün baktığınızda otel, acente, teknik, gıda, inşaat, tekstil gibi 52 sektör ile ortak çalışmakta ama işin aslı bu 52 sektör, turizm ve turist için hizmet etmektedir.
İşte tam da bu noktada M.I.C.E. faktörü ortaya çıkmaktadır. 52 ticari sektör turizme hizmet ederken, M.I.C.E. bu 52 sektöre hizmet vermek için oluşturulmuş bir sistemdir. Yani aslında baktığımızda turizm bir sistemse M.I.C.E.  sektörü de bir sistemdir ve bu iki sistem birbirine bir sarmal yapıyla bağlanarak, birbirlerinin gelişimine yön veren bir yapı oluşturmaktadır.
Ticari şirketlerin büyümesi ve gelişimi ise M.I.C.E. sektörünün hizmet vermesiyle gerçekleşmektedir. Sonuç olarak M.I.C.E.,  gelişime ihtiyaç duyan tüm sektörlerin ihtiyaç duyduğu bir yapıdır. Dolayısıyla ‘turizm eşittir M.I.C.E.’ algısı bu noktada değişmelidir.
M.I.C.E. tüm ticari sektörlerin gelişimine yön verdiği gibi turizm sektörüne hizmet veren, gelişimine olumlu katkı sağlayan bir yapıdır.  Türkiye’de kavram kargaşasının da yaşanmasının da özeti aslında budur.

Peki, Meetings, Incentives, Conferences and Exhibitions (M.I.C.E) nasıl turizmcinin eline geçti de algı tamamen turizmmiş gibi oldu?

Dünya ile kontağı, irtibatı olan tek bir meslek var. O da turizm! Bir turizmcinin ülkesi eğer turizm anlamında gelişmiş ise diğer ülkelerden turist alıyor ve insanları memnun edebilme anlamında çalışıyor demektir. M.I.C.E. işini en iyi yapabilecek kişi de turizmcidir.

Bir turizmcinin konaklama, insan ağırlama, seyahat ettirme vs. gibi konulara hâkim olmasının yanı sıra en iyi bildiği iş ise iletişim becerisidir. Bu hizmetleri verirken iletişiminin de güçlü olması lazım ki ağırladığı misafiri memnun edebilsin.

Tüm bu deneyimler birleştiğinde kurumsal bir firmanın kendi çalışanlarına veya iletişime geçmek istediği kitlere yapacağı lansman ve etkinlerin tümü için uzman sayılacak kişi yine bir turizmcidir diyebilirim.

Sektörlerin ihtiyaçlarını turizmcinin cevaplayıp çözüm bulması nedeniyle, olayın içindeki ulaşım, konaklama, eğlence gibi konular da tamamen turizm gibi algılandı.

M.I.C.E.’ın kendi içinde farklılık gösteren gelişimi ve geliştirmeye yönelik olması, sorunlara hep çözüm üretmesi birçok sektör ile daha fazla bağ kurmasını sağladı. Birçok sektör de ise kendisine hem müşteri buldu hem de işveren konumda bulundu. Yazımın başında dediğim gibi M.I.C.E., sektörlerin gelişimi için çalışan bir yapıdır.

Aslında reklamcıdan taşımacıya, otelciden restorancıya sektöründe birçok uzmanla birlikte çalışmaktır M.I.C.E.

Ama bunların dışında en önemlisi M.I.C.E. sektörünü gerçekleştirmek için ‘event management company’ yani etkinlik yönetim kısmını iyi bilmek gerekir.

Bugün müşteri ile iletişime geçen acentenin kongre, toplantı, teşvik ya da fuar gerçekleştirmesi gerekmekte. İşte tüm bu etkinliklerde hizmet veren bir yönetim sisteminin olması lazım. Bu sistemin birçok alanda uzman olmasından hariç, hizmette bulunduğu sektörü de analiz eden, kreatif yapısı, çözüm gücü, tecrübe ve deneyimleri fazla olan kişi ve kişilerden oluşan bir sistemden bahsediyorum.

Burada teorik bilginin dışında tecrübe gerekmekte. Bu da sahada çalışmakla olur. Şimdi daha karmaşık hale getirelim.

İş deneyimi denince, sektöre hizmet veren bir tedarikçi yıllarca ürün desteği sağlıyor ve irili ufaklı etkinliklere katılıyor. Kendince birçok deneyimden bahsedebilir ama uzman bir etkinlik yöneticisi olur mu?

Ya da bu işin sadece operasyon kısmının bir bölümünde bulunmuş, sektör içinde dostluklar elde etmiş… Sizce bu kişi de M.I.C.E.’ın satış ve pazarlamacısı olur mu?

‘Peki nasıl olunur bu işin uzmanı ya da profesyoneli?’ diyeceksiniz ama ben uzmanlık konusunda, profesyonellik konusunda daha farklı bir pencereden bakmaktayım M.I.C.E için.

Ben uzman ve profesyoneli ayırıyorum. Profesyonel bu işin ticarisi, uzman ise ticari projeyi satanın uygulayıcısıdır. Yani projeyi oluşumundan bitişine kadar uygulayan yapıdır etkinlik kısmı.

Türkiye’de maalesef her işe hızlı çözümler üretip ‘aaa bende yaparım’ dememizden dolayı M.I.C.E. sektöründe ‘kim, ne iş yapar?’ kısmı karışmış durumda doğrusu.

M.I.C.E. bir sektördür. Bu sektörün müşterilerini bulan acentelerdir. Müşterinin talebini uygulayan da event management company’dir.

Hizmet ve tedarikini sağlayan mekânlar, oteller, ulaşım firmaları, reklamcılar, bilişimciler, ajanslar vs. saymakla bitmeyen müşteri istek ve ihtiyaçlarına ürün ya da hizmet veren firmalardır.

Eğer bir acente iseniz gelişim için direkt tedarikçi ile çalışıp, işi ucuza getirdim diye düşünmeyin ya event management departmanı kurun ya da işi bir şirkete verin. Eğer etkinlik yönetim firması iseniz ‘bu işte biz uzmanız’ diyerek müşteriye direkt ulaşıp, işi satmaya çalışmayın. Ya acente olun ya da hakkı ile bu işi yapan bir etkinlik yönetim firması olmaya çalışın. Eğer tedarikçi iseniz sizi anlayacak etkinlik yönetim firmaları ve onların departmanı ile bir arada çalışın ve sizlere verecekleri yönlendirmeler ile gelişim sağlayın.

Kısacası ya oldunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.