HAKKIMIZI İSTİYORUZ

10.12.2019 - 16:11, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

HAKKIMIZI İSTİYORUZ

İkinci Dünya Savaşı'nın insanlar üzerinde bıraktığı ağır tahribattan sonra Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Paris'te yaptığı oturumun sonunda 10 aralık 1948 günü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildi. Bu beyanname 500'den fazla dile çevrilerek dünyanın en çok dile çevrilen belgesi ünvanını almıştır ve o gün bugündür 10 Aralık, "Dünya İnsan Hakları Günü" olarak anılmakta ve kutlanmaktadır.  Bu beyannamenin ilk maddesinde "Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar" yazar… Dünyada en kaliteli yaşam sürülen ülkeler sırasıyla Norveç, İsveç ve İrlanda iken, Türkiye maalesef 62 ülke arasında 59 sırada! Ülkemizde işçi haklarından kadın haklarına, eğitim ve sağlık hakkına erişimden, yaşama hakkına kadar tüm alanlarda hak ihlalleri yaşanmaktadır.  Yüzbinlerce KYK mağduru, yüzbinlerce EYT mağduru hakkını aramaya çalışıp, bulamazken, 800 bebek, 2000 çocuk, 10000 kadın, hamile kadınlar, hasta tutsaklar, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler cezaevinde!  Ülkenin başkenti Ankara'daki İnsan Hakları Anıtı bile tutuklu! (bilen bilir çevresi polis barikatı ile çevrili olduğu için İnsan Hakları Anıtı’nın yanına yaklaşamaz, bir fotoğraf bile çektiremezsiniz)  İnsanın doğumundan, okul hayatına, askerliğinden, iş hayatına kadar ömrünün her evresinde birileri tarafından kollanmaya, torpille bir yerlere gelmeye mecbur bırakılan bir ülke haline geldik!  Okulunu bitirip sınava gireceksindir ama senin gireceğin sınavın soruları çalınmış, birilerine verilmiştir!  O sınavı bir şekilde geçip mülakata gireceksindir, ama gireceğin mülakata da isimler verilmiştir! Senin ağzınla kuş tutman bile yetmeyecektir kısacası! Çocuğunu bin bir zorlukla büyütmeye çalışırken hırsız birileri tren yolu yapacak, o yol çökecek ve sen çocuğunu bir tren kazasında kaybedeceksin mesela!  Ya da ensesi kalın, torpilli bir iş adamı kızına tecavüz edip. Öldürecek! O adamını bulup tutuksuz yargılanırken, sen dışarıda kahredeceksin kendine!  Alkollü biri yolda bir canı ezecek, o suçsuz olsun diye yollar yıkanacak, hatta asfalt yenilenecek, sen sadece yazıklar olsun demekle yetineceksin!  Bundan 20 yıl önce her haksızlıkta sokağa çıkıp hakkını arayabilen bir toplumken, hatta Başbakanına yazar kasa fırlatabilen insanlarken, şimdi sokağa bile çıkmaya korkan bir toplum haline getirildik. Hukuka, kanuna anayasaya, bütün bu kavramlara karşı güvenimizi kaybettik!  İnsan haklarıyla insandır. Ülke olarak bu güvensizlik ortamından kurtulup, tekrar adaleti tesis edip, insana insanca yaşayacağı bir düzen kurduktan sonra huzur bulacağız.  İşte o gün geldiğinde insan hakları gününü kutlarız, o güne kadar hakkımızı istemeye devam edeceğiz…  

İkinci Dünya Savaşı'nın insanlar üzerinde bıraktığı ağır tahribattan sonra Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Paris'te yaptığı oturumun sonunda 10 aralık 1948 günü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildi. Bu beyanname 500'den fazla dile çevrilerek dünyanın en çok dile çevrilen belgesi ünvanını almıştır ve o gün bugündür 10 Aralık, "Dünya İnsan Hakları Günü" olarak anılmakta ve kutlanmaktadır. 

Bu beyannamenin ilk maddesinde "Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar" yazar…

Dünyada en kaliteli yaşam sürülen ülkeler sırasıyla Norveç, İsveç ve İrlanda iken, Türkiye maalesef 62 ülke arasında 59 sırada!

Ülkemizde işçi haklarından kadın haklarına, eğitim ve sağlık hakkına erişimden, yaşama hakkına kadar tüm alanlarda hak ihlalleri yaşanmaktadır. 

Yüzbinlerce KYK mağduru, yüzbinlerce EYT mağduru hakkını aramaya çalışıp, bulamazken, 800 bebek, 2000 çocuk, 10000 kadın, hamile kadınlar, hasta tutsaklar, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler cezaevinde! 

Ülkenin başkenti Ankara'daki İnsan Hakları Anıtı bile tutuklu! (bilen bilir çevresi polis barikatı ile çevrili olduğu için İnsan Hakları Anıtı’nın yanına yaklaşamaz, bir fotoğraf bile çektiremezsiniz) 

İnsanın doğumundan, okul hayatına, askerliğinden, iş hayatına kadar ömrünün her evresinde birileri tarafından kollanmaya, torpille bir yerlere gelmeye mecbur bırakılan bir ülke haline geldik! 

Okulunu bitirip sınava gireceksindir ama senin gireceğin sınavın soruları çalınmış, birilerine verilmiştir! 

O sınavı bir şekilde geçip mülakata gireceksindir, ama gireceğin mülakata da isimler verilmiştir! Senin ağzınla kuş tutman bile yetmeyecektir kısacası!

Çocuğunu bin bir zorlukla büyütmeye çalışırken hırsız birileri tren yolu yapacak, o yol çökecek ve sen çocuğunu bir tren kazasında kaybedeceksin mesela! 

Ya da ensesi kalın, torpilli bir iş adamı kızına tecavüz edip. Öldürecek! O adamını bulup tutuksuz yargılanırken, sen dışarıda kahredeceksin kendine! 

Alkollü biri yolda bir canı ezecek, o suçsuz olsun diye yollar yıkanacak, hatta asfalt yenilenecek, sen sadece yazıklar olsun demekle yetineceksin! 

Bundan 20 yıl önce her haksızlıkta sokağa çıkıp hakkını arayabilen bir toplumken, hatta Başbakanına yazar kasa fırlatabilen insanlarken, şimdi sokağa bile çıkmaya korkan bir toplum haline getirildik. Hukuka, kanuna anayasaya, bütün bu kavramlara karşı güvenimizi kaybettik! 

İnsan haklarıyla insandır.

Ülke olarak bu güvensizlik ortamından kurtulup, tekrar adaleti tesis edip, insana insanca yaşayacağı bir düzen kurduktan sonra huzur bulacağız. 

İşte o gün geldiğinde insan hakları gününü kutlarız, o güne kadar hakkımızı istemeye devam edeceğiz…

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.