Kanal İstanbul ve asgari ücret

27.12.2019 - 14:35, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Kanal İstanbul ve asgari ücret

Ülkemizin kötü yönetildiği, hatta tabiri caizse yönetilemediği bir dönemde günlerdir Kanal İstanbul diye “çılgın” bir projeyi konuşuyoruz. Diyorlar ki; “Montrö Antlaşması’na göre Boğazlardaki gemi trafiğinden gelir elde edemiyoruz, o yüzden Kanal İstanbul’u yapmamız gerekiyor, gerekirse Montrö Antlaşması’nı da değiştirmeliyiz”. 1774 yılında Osmanlı’nın savaşta kaybettiği Boğazlardaki haklarımızı ve hâkimiyetimizi, 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile biraz sağlamlaştırıp, Mustafa Kemal’in büyük ülkeler arasındaki o günkü kargaşadan zekice yararlanıp, başta askeri haklarımız olmak üzere boğazları hakimiyet altına aldığımız 1936 yılında imzalanan Montrö Antlaşması’nın stratejik açıdan bizim için önemi çok büyüktür. Tam 162 yıl sonra boğaz hakimiyeti tekrar bize geçmiştir ve o gün bugündür devam etmektedir. Uçan sinek tarafından bile kandırılma potansiyeli olan ulu hükümetimiz, Montrö Antlaşması’nı değiştirecekmiş! O masada her şeyimizi kaybedeceğimizden zerre şüphem yok! Zaten mevzunun gemi ticareti falan olmadığı, işin tamamen rant projesi olduğu da projenin yapılacağı alanda, Arap kökenli üç büyük şirketin 3 milyon metrekare arazi satın almasından belli oldu! Hükümetimiz yine halkla hiçbir bağı olmayıp, halkın yararının peşinde değil de, sadece birilerini zengin etme sevdasındadır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu resmen açıkladı. Buraya aktarılacak parayla; - İstanbul’daki tüm okullar yenilenebilir, - Tüm riskli binalar yeniden yapılabilir, - 9 tane Marmaray yapılabilir, - 1650 hastane yapılabilir, - Yüzlerce fabrika ve üretim alanları oluşturulabilir. Doğaya vereceği zararı, deprem risklerini falan hiç anlatmıyorum bile… Hal böyleyken, ulu hükümetimiz dün “işçi sınıfına jest yaptık” diye dalga geçerek asgari ücreti 2 bin 324 lira olarak açıkladı. Sadece geçen sene büyük sermayedarların 3 milyar lira vergi borcunu tek kalemde silen hükümet, her asgari ücretliden aylık yaklaşık 650 lira vergi alıyor! Sarayın günlük gideri dört buçuk milyon lira iken, bu para 1287 asgari ücretlinin toplam maaşlarına denk geliyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun tek sorumlusu ülkeyi yönetenler, pardon yönetemeyenlerken, bu durumun faturasını ise işçi sınıfı ödüyor. İşadamlarına para var, işçiye yok! Saraya para var, işçiye yok! Lükse, şatafata, itibara para var, işçiye yok! Zaman silkinme, kendine gelme zamanıdır! 8 milyon işçinin kendini hatırlatıp, sermayedarları ve onları yönetenleri titretme zamanıdır! Dar gelirliye “şükredin” diye telkinde bulunup, 3 asgari ücret alan hocaları dinlememe, “hadi oradan, tok açın halinden anlamaz” deme zamanıdır! Bir film repliğinde geçtiği gibi; “Dedem duvar örerdi, Babam duvar örerdi, Ben duvar örüyorum, Neden hala evim yok?” deme zamanıdır. Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var ki?

Ülkemizin kötü yönetildiği, hatta tabiri caizse yönetilemediği bir dönemde günlerdir Kanal İstanbul diye “çılgın” bir projeyi konuşuyoruz.

Diyorlar ki; “Montrö Antlaşması’na göre Boğazlardaki gemi trafiğinden gelir elde edemiyoruz, o yüzden Kanal İstanbul’u yapmamız gerekiyor, gerekirse Montrö Antlaşması’nı da değiştirmeliyiz”.

1774 yılında Osmanlı’nın savaşta kaybettiği Boğazlardaki haklarımızı ve hâkimiyetimizi, 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile biraz sağlamlaştırıp, Mustafa Kemal’in büyük ülkeler arasındaki o günkü kargaşadan zekice yararlanıp, başta askeri haklarımız olmak üzere boğazları hakimiyet altına aldığımız 1936 yılında imzalanan Montrö Antlaşması’nın stratejik açıdan bizim için önemi çok büyüktür. Tam 162 yıl sonra boğaz hakimiyeti tekrar bize geçmiştir ve o gün bugündür devam etmektedir.

Uçan sinek tarafından bile kandırılma potansiyeli olan ulu hükümetimiz, Montrö Antlaşması’nı değiştirecekmiş! O masada her şeyimizi kaybedeceğimizden zerre şüphem yok!

Zaten mevzunun gemi ticareti falan olmadığı, işin tamamen rant projesi olduğu da projenin yapılacağı alanda, Arap kökenli üç büyük şirketin 3 milyon metrekare arazi satın almasından belli oldu!

Hükümetimiz yine halkla hiçbir bağı olmayıp, halkın yararının peşinde değil de, sadece birilerini zengin etme sevdasındadır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu resmen açıkladı.

Buraya aktarılacak parayla;

- İstanbul’daki tüm okullar yenilenebilir,

- Tüm riskli binalar yeniden yapılabilir,

- 9 tane Marmaray yapılabilir,

- 1650 hastane yapılabilir,

- Yüzlerce fabrika ve üretim alanları oluşturulabilir.

Doğaya vereceği zararı, deprem risklerini falan hiç anlatmıyorum bile…

Hal böyleyken, ulu hükümetimiz dün “işçi sınıfına jest yaptık” diye dalga geçerek asgari ücreti 2 bin 324 lira olarak açıkladı.

Sadece geçen sene büyük sermayedarların 3 milyar lira vergi borcunu tek kalemde silen hükümet, her asgari ücretliden aylık yaklaşık 650 lira vergi alıyor!

Sarayın günlük gideri dört buçuk milyon lira iken, bu para 1287 asgari ücretlinin toplam maaşlarına denk geliyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun tek sorumlusu ülkeyi yönetenler, pardon yönetemeyenlerken, bu durumun faturasını ise işçi sınıfı ödüyor.

İşadamlarına para var, işçiye yok!

Saraya para var, işçiye yok!

Lükse, şatafata, itibara para var, işçiye yok!

Zaman silkinme, kendine gelme zamanıdır!

8 milyon işçinin kendini hatırlatıp, sermayedarları ve onları yönetenleri titretme zamanıdır!

Dar gelirliye “şükredin” diye telkinde bulunup, 3 asgari ücret alan hocaları dinlememe, “hadi oradan, tok açın halinden anlamaz” deme zamanıdır!

Bir film repliğinde geçtiği gibi;

“Dedem duvar örerdi,

Babam duvar örerdi,

Ben duvar örüyorum,

Neden hala evim yok?” deme zamanıdır.

Zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var ki?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.