CHP Genel Merkezi’nden Antalya’ya bakmak

07.01.2020 - 17:39, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

CHP Genel Merkezi’nden Antalya’ya bakmak

Dün CHP Genel Merkezi’nden Antalya’ya bakma imkanı buldum. İçinde olduğunuzda göremedikleriniz, açınız genişledikçe baktığınızda daha farklı boyut kazanabiliyor. Hele ki durum siyasi yapı olunca… Pazartesi sabahı Antalya’nın fırtınalı, rüzgarlı havasından Ankara’nın karlı yollarına ulaşmam oldukça zor olmasına karşın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile randevu saatim olan 14.00’e son dakikada yetişebildim. Beni Kılıçdaroğlu’nun yeni Özel Kalem Müdürü Derya Gödek karşıladı. Bülent Ecevit ile birlikte çalışmış Derya Hanım’ın işine olan hakimiyetiyle, sıcak karşılaması Kılıçdaroğlu’nun gülen yüzüyle devam etti. Bu atmosfer, saatlerce verdiğim yol mücadelesi sonrası beni oldukça dinlendirdi. Kılıçdaroğlu, makamının önündeki sandalyeyi işaret etti ve samimi bir havayla, makamına oturmak yerine karşı sandalyeye oturdu. Yaklaşık bir saat süren görüşmemiz de aynı samimi havada geçti. Derya Hanım görüşmemizi arada sırada diğer randevular için kesse de, Kılıçdaroğlu sohbetimizi sürdürdü. Memleketim Kocaeli’yle ilgili hal hatır konuşmasının ardından  konu kısa sürede Antalya’ya geldi. Kılıçdaroğlu, özel olarak Antalya’ya verdiği değere vurgu yaptı. Belediyelerde atılan her adımı yakın takip ettiğini örneklerle anlattı. Belediye başkanlar seçildiler diye partinin onları bırakmadığı, sosyal demokrat anlayışının yerel yönetimlerde hizmetlere yansıması gerektiği, kentin siyasal dengeleri adına kimin kiminle işbirliği içinde olduğu, parti örgütüyle belediye başkanlarının ilişkilerine kadar Antalya’daki tüm belediyeleri mercek altında tuttuğunu anlattı. Kılıçdaroğlu kongre süreçlerine ilişkin de, partinin benimsediği ilkeler doğrultusunda CHP’nin demokrasi adına diğer partiler arasında ayrım yapmaksızın uzlaşmacı, kucaklayıcı anlayışla çimento görevi görmesi gerekliliğini dile getirdi. Bu anlayışın il örgütlerine de yansıyarak, yapıcı, halka hizmet üreten ve kavgadan uzak bakış açısıyla yol alması, genel merkez ve il örgütü arasında güven ortamı oluşmasının gerekliliğini anlattı. Kongre süreçlerinin belirleyici isminin Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı olduğunu hissettiren detaylar verdikten sonra kendisiyle görüşmemi istedi. Projeler, kongre süreci, belediyeler derken yaklaşık bir saat süren görüşmemizin sonunda Kılıçdaroğlu, bana çikolata tutmadan göndermek istemediğini belirterek, yine samimi ve gülen yüzüyle yolcu etti. Kılıçdaroğlu’nun odasından çıktıktan sonra danışmanı Kemal Işıldak, başdanışmanı Kenan Nuhut ile sohbet etme imkanı buldum. Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel ile odasında soluklandıktan sonra, Oğuz Kaan Salıcı ile CHP eski Genel Merkezi, yeni CHP Siyaset Okulu’nda buluştuk. Salıcı, kongre süreçlerinde daha rahat çalışmak için eski genel merkezi tercih ettiğini söyledi. Bir odada Hatay, diğer odada Amasya derken tüm örgütlerin telaşını izledim. Salıcı, ne istediğini bilen, tatlı-sert tavrıyla kararlılığını ortaya koyan üslubuyla Antalya’daki kongre sürecini değerlendirdi. İl başkanının nasıl çalışması gerektiğini, sorumluluklarını, ailesine zaman ayırmaya bile vakit bulamamaktan şikayet etmeden ‘daha fazla nasıl oy alırım’ kaygısını her dakika kendisinde ve sorumlu olduğu örgütünde canlı tutması gerektiğini anlattı. Partinin en başta aldığı karar olan, il örgütlerini ikiye, üçe bölmeden, herkesi CHP çatısı altında birleştirecek il başkan adayında uzlaşma sağlanması gerektiğini olmazsa olmaz olarak kabul ettiklerini dile getirdi. Antalya’da da aynı beklenti içinde olduklarını, çıkarılan ya da çıkarılmak istenen her adayla ilgili uzlaşılması gerektiği konusunda vurgu yaptığını ifade etti. Özellikle Antalya’da genel merkez olarak uzlaşma beklediklerini, bu konuda da gerekli görüşmeleri yaptığını belirtti. “Önce CHP” diyerek başlık attığımız konuşmalarımızın ardından yeniden görüşmek üzere ayrıldık. CHP Genel Merkezi’nden Antalya’ya baktığımda öncelikli olarak yerel yönetimlerin her dakikasının gözlem altında olduğunu, “bu başkanlar seçildi, artık ne yaparsanız yapın” demeden denetim ve otokontrol ağı kurulduğunu gördüm.  Kongre sürecinde ise, özellikle partili genç kesimin genel merkez ağırlığının hissetmek istediğini, yeni oluşan iktidar olma heyecanının kongre süreçlerinde kırılmaması, sağlanan birlikteliklerin bölünerek CHP’ye zarar vermemesi için üzerinde uzlaşılmış, herkesin benim adayım diyeceği tek isimle çıkma kararlılığına tanık oldum. Şubat ayında gerçekleşecek il kongresi öncesi CHP Genel Merkezi’nde çok özel görüşmelerin yaşanacağı, ortak aday noktasında herkesin ikna olacağı bir isim üzerinde kararlılıkla durulacağını öğrendim. Çok kısa süre içinde bu adayın kim olacağını da hep birlikte öğreneceğiz.          

Dün CHP Genel Merkezi’nden Antalya’ya bakma imkanı buldum. İçinde olduğunuzda göremedikleriniz, açınız genişledikçe baktığınızda daha farklı boyut kazanabiliyor. Hele ki durum siyasi yapı olunca…

Pazartesi sabahı Antalya’nın fırtınalı, rüzgarlı havasından Ankara’nın karlı yollarına ulaşmam oldukça zor olmasına karşın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile randevu saatim olan 14.00’e son dakikada yetişebildim. Beni Kılıçdaroğlu’nun yeni Özel Kalem Müdürü Derya Gödek karşıladı. Bülent Ecevit ile birlikte çalışmış Derya Hanım’ın işine olan hakimiyetiyle, sıcak karşılaması Kılıçdaroğlu’nun gülen yüzüyle devam etti. Bu atmosfer, saatlerce verdiğim yol mücadelesi sonrası beni oldukça dinlendirdi. Kılıçdaroğlu, makamının önündeki sandalyeyi işaret etti ve samimi bir havayla, makamına oturmak yerine karşı sandalyeye oturdu. Yaklaşık bir saat süren görüşmemiz de aynı samimi havada geçti. Derya Hanım görüşmemizi arada sırada diğer randevular için kesse de, Kılıçdaroğlu sohbetimizi sürdürdü.

Memleketim Kocaeli’yle ilgili hal hatır konuşmasının ardından  konu kısa sürede Antalya’ya geldi. Kılıçdaroğlu, özel olarak Antalya’ya verdiği değere vurgu yaptı. Belediyelerde atılan her adımı yakın takip ettiğini örneklerle anlattı. Belediye başkanlar seçildiler diye partinin onları bırakmadığı, sosyal demokrat anlayışının yerel yönetimlerde hizmetlere yansıması gerektiği, kentin siyasal dengeleri adına kimin kiminle işbirliği içinde olduğu, parti örgütüyle belediye başkanlarının ilişkilerine kadar Antalya’daki tüm belediyeleri mercek altında tuttuğunu anlattı.

Kılıçdaroğlu kongre süreçlerine ilişkin de, partinin benimsediği ilkeler doğrultusunda CHP’nin demokrasi adına diğer partiler arasında ayrım yapmaksızın uzlaşmacı, kucaklayıcı anlayışla çimento görevi görmesi gerekliliğini dile getirdi. Bu anlayışın il örgütlerine de yansıyarak, yapıcı, halka hizmet üreten ve kavgadan uzak bakış açısıyla yol alması, genel merkez ve il örgütü arasında güven ortamı oluşmasının gerekliliğini anlattı. Kongre süreçlerinin belirleyici isminin Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı olduğunu hissettiren detaylar verdikten sonra kendisiyle görüşmemi istedi. Projeler, kongre süreci, belediyeler derken yaklaşık bir saat süren görüşmemizin sonunda Kılıçdaroğlu, bana çikolata tutmadan göndermek istemediğini belirterek, yine samimi ve gülen yüzüyle yolcu etti.

Kılıçdaroğlu’nun odasından çıktıktan sonra danışmanı Kemal Işıldak, başdanışmanı Kenan Nuhut ile sohbet etme imkanı buldum. Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel ile odasında soluklandıktan sonra, Oğuz Kaan Salıcı ile CHP eski Genel Merkezi, yeni CHP Siyaset Okulu’nda buluştuk. Salıcı, kongre süreçlerinde daha rahat çalışmak için eski genel merkezi tercih ettiğini söyledi. Bir odada Hatay, diğer odada Amasya derken tüm örgütlerin telaşını izledim. Salıcı, ne istediğini bilen, tatlı-sert tavrıyla kararlılığını ortaya koyan üslubuyla Antalya’daki kongre sürecini değerlendirdi. İl başkanının nasıl çalışması gerektiğini, sorumluluklarını, ailesine zaman ayırmaya bile vakit bulamamaktan şikayet etmeden ‘daha fazla nasıl oy alırım’ kaygısını her dakika kendisinde ve sorumlu olduğu örgütünde canlı tutması gerektiğini anlattı.

Partinin en başta aldığı karar olan, il örgütlerini ikiye, üçe bölmeden, herkesi CHP çatısı altında birleştirecek il başkan adayında uzlaşma sağlanması gerektiğini olmazsa olmaz olarak kabul ettiklerini dile getirdi. Antalya’da da aynı beklenti içinde olduklarını, çıkarılan ya da çıkarılmak istenen her adayla ilgili uzlaşılması gerektiği konusunda vurgu yaptığını ifade etti. Özellikle Antalya’da genel merkez olarak uzlaşma beklediklerini, bu konuda da gerekli görüşmeleri yaptığını belirtti.

“Önce CHP” diyerek başlık attığımız konuşmalarımızın ardından yeniden görüşmek üzere ayrıldık.

CHP Genel Merkezi’nden Antalya’ya baktığımda öncelikli olarak yerel yönetimlerin her dakikasının gözlem altında olduğunu, “bu başkanlar seçildi, artık ne yaparsanız yapın” demeden denetim ve otokontrol ağı kurulduğunu gördüm.  Kongre sürecinde ise, özellikle partili genç kesimin genel merkez ağırlığının hissetmek istediğini, yeni oluşan iktidar olma heyecanının kongre süreçlerinde kırılmaması, sağlanan birlikteliklerin bölünerek CHP’ye zarar vermemesi için üzerinde uzlaşılmış, herkesin benim adayım diyeceği tek isimle çıkma kararlılığına tanık oldum.

Şubat ayında gerçekleşecek il kongresi öncesi CHP Genel Merkezi’nde çok özel görüşmelerin yaşanacağı, ortak aday noktasında herkesin ikna olacağı bir isim üzerinde kararlılıkla durulacağını öğrendim. Çok kısa süre içinde bu adayın kim olacağını da hep birlikte öğreneceğiz.

 

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.