“İstenilen il başkanı olmadım çünkü…”

haberimizvar.net- “Tüm yoldaşlarımı 38. Olağan İl Kongremize hoş geldiniz diyerek selamlıyorum. Yoldaşlık hukuku; amaçları aynı olan kişilerin aynı yolda omuz omuza yürümesini gerektirir. Biliyorum ki; hepimizin ortak amacı Cumhuriyet Halk Partisi bayrağını iktidara taşımaktır. Dışarıda hepimiz siyasetimizi yapıyoruz, yapacağız ama bu kongre salonunun kapısından girerken, kişisel hedeflerimizi dışarıda bırakıp, partimiz adına elimizi taşın altına koyuyoruz. “BEDENİMİ TAŞIN ALTINA KOYDUM” Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı sorumluluğunu aldıktan sonra yönetimimizdeki yoldaşlarımla birlikte değil elimi, bedenimi taşın altına koyarak Antalya İl Örgütü’nün önce CHP Genel Merkezi’nde sonra Türkiye’de başarı çıtasını en tepeye çıkarmayı olmazsa, olmazımız yaptık. Kimileriniz beni eleştirdiniz! Çünkü kimileriniz her söylenene cevap verecek, kendi partisi içinde elini masaya vuracak, belediye başkanlarıyla, milletvekilleriyle, genel merkez yöneticileriyle kavga edecek, parti içi ötekileştirmeye neden olacak il başkanı profili istediniz.   “KAVGAYA DEĞİL, ORTAK AKILA İHTİYACIMIZ VAR” Oysa ki, Antalya İl Örgütü’nün kavgaya değil, sükûnete ve ortak akıla ihtiyacı vardı. Ben de partimin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetim anlayışını şiar edindim. Bırakın parti içi birlik, beraberliğini tüm muhalefet partilerini farklı ideolojilerde olsa bile, siyasi ahlakın getirdiği saygıyla aynı masaya oturtmayı başardı. Bizlerin de aynı siyasi ahlakla hareket etmesi için önce il başkanı olarak benim, ardından da yönetimim sabırlı yönetim anlayışının tohumlarını ekmem gerekiyordu. Ben de bunu yaptım…   “HAKARET UĞRADIM, YOK SAYILDIM” Yeri geldi hakarete uğradım, yeri geldi ağır dille eleştirildim, yeri geldi yok sayıldım ama bir Cumhuriyet Halk Partiliye yakışır bir şekilde il başkanlığının sorumluluğuyla hareket ettim.  Çünkü kavgamız Cumhuriyet Halk Partisi içinde değil, dışarıda iktidara karşı olması gerekiyor. Bu enerjiyi, bu kavgayı, bu sertliği birbirimize yapmak yerine dışarıda siyaset üreterek ortaya koyduk. Beklenenin aksine bir il başkanı olduğum için bana karşı duranlara hiç ama hiç kızmadım.  Çünkü yoldaşlık bunu gerektirir! Eski alışkanlıkla siyaset yapanlar da bugün bunları öğrenmese bile yarın öğreneceğine inanıyorum.   “OYUMUZU YÜZDE 33’E ÇIKARDIK” Birbirimize saygı duyarak, hedefi belli olan yolumuzda birbirimize omuz atmadan ama omuz vererek yürüdüğümüzde, işte o zaman iktidar olacağız.  Cumhuriyet Halk Partili tek bir yoldaşımın başını öne eğdirmeden demokrasinin ve özgürlüklerin öncülüğünde yol alırken, hepimiz genel seçimlerde sahadaydık. 2023 genel seçimlerinde oyumuzu yüzde 33’e çıkarak, partimizi Antalya’da birinci parti yaptık. Antalya tarihinde Kepez’de, Aksu’da, Serik ve Alanya’da birinci parti olmanın gururunu hep birlikte yaşadık. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na sözümüz var. Antalya Büyükşehir başta olmak üzere 19 ilçemizi Cumhuriyet Halk Partisi’ne kazandıracağız. 100. YILIN ONURU Bu yetkiyi bana verdiğinizde partimizle aynı yaşta olan Cumhuriyetimizin 100. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partimizin il başkanı olmanın onuru ve gururuyla Türkiye tarihine Antalya İl Örgütü olarak not düşeceğiz.    “GÜNAH KEÇİSİ’NİN ADI DEĞİŞİM OLDU” Yakın geçmişte yaşadığımız genel seçimde inanarak hep birlikte çalıştık. Ancak birçok nedenden dolayı iktidarı kıl payı kaçırdık. İktidarı kaçırdık ama asıl önemlisi bu yenilginin nedenini görmeden iktidar olamayışımızın duygusallığıyla bir günah keçisi arandı.  Bunun adına da değişim denildi! Oysa ki; seçimden önce demokrasi ortak paydasında bir araya gelen bütün dostlarımızın tek hedefi Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapmak, partimizi ise iktidara taşımak ve yeniden parlamenter demokratik sisteme geçip bu ucube sistemi ortadan kaldırmaktı. Güçler ayrılığını ortadan kaldırıp bütün yetkiyi tek adama devreden bu bozuk düzeni yeniden Cumhuriyet’in temel değerlerine bağlı laik, demokratik, sosyal hukuk devletini inşa etmekti.  Ancak bu samimi hedef yerine ulaşamayınca, seçim öncesinde büyük mühendislik dehası olarak değerlendirilen demokrasinin çimentosu genel başkanımız tek sorumlu ilan edildi.   “BAŞKA PARTİLERE ÇALIŞANLAR OLDU” Yok! Listeler beğenilmedi. Yok! İttifak eleştirildi. Yok! Parti içi kavgalara girildi! derken başta genel başkanımız olmak üzere Antalya’da milletvekili listesinin sorumlusu il başkanı oldu. Oysa ki; seçim öncesi bütün kamuoyu araştırılmalarında yüzde 36-37 arasında seyreden oy oranımız ancak yüzde 33’lere ulaşabildi. Bu da bizim, Antalya’da 8 vekil çıkarabilecekken, 6’da kalmamıza sebep oldu.  Bu gözler neyi gördü, bu kulaklar neyi işitti biliyor musunuz? Listeleri beğenmeyip, listelere yapanlara ders vermek adına sahada başka partilere çalışanların ihanetini gördü ve duydu.   “HİÇ BİR ZAMAN UMUTSUZ OLMADIK” Ama Cumhuriyet Halk Partililer hiçbir zaman ‘umutsuz’ olmadı, olamaz. Partimizi iktidara taşıyamadığımızda evet hepimiz üzülürüz, yeri gelir kahroluruz ama umutsuzluğa düşmez, seçimin ertesi günü ‘örgütün umudu kalmadı’ diyenlere inat seçim varmışçasına çalışırız.    DELEGELERİN SIKINTISI Delegelerimizin sıkıntısını çok iyi biliyorum.  Cumhuriyet Halk Partisi Antalya çatısı altında birilerinin delegelerimizi tek oy fazla almak adına ceza kesmesine benim yönetimimde asla izin vermem, vermeyeceğim de! BELEDİYE BAŞKANLARINA YÜKLENDİ Belediye başkanlarımız için sahada hizmete oy istedik, onlar seçilmiş olarak tüm seçmenlere hizmet borcunu ödemesi boyunlarının borcu… Siyaseti parti yönetimlerine bırakacaklar. Bizler partimiz adına siyasetimizi yaparken onlar hizmet yarışında olacak. Sapla samanı birbirine karıştırmak; partimizin belediye başkanlarına yakışmaz.   Bugün delegelerimizin içinde bulunduğu durum belediye başkanlarımızın hizmet yerine parti içi siyaset yapmasından kaynaklanmaktadır. İşte sırf bu yüzden; Bizim yönetimimizde tehdit yerine saygı olacak! Bizim yönetimimizde umutsuzluk yerine umut olacak! Bizim yönetimimizde baskılar yerine özgürlükler olacak! Bizim yönetimimizde kavga değil, barış olacak! Bizim yönetimimizde demokrasi sözde değil özde olacak! Bizim yönetimimizde ahde vefa olacak! Yarınlara parmak sallayarak değil, sevgiyle, saygıya inançla hep birlikte yürüyeceğiz! Hepinizi en derin duygularımla selamlarken, gelecek bizim, yarınlar bizim, bu davet bizim diyerek ‘beyaz’da buluşalım yoldaşlarım…”