Kimi kime şikayet edeceğiz ?

GÜNDEM 03.07.2020 - 14:30, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:05
 

Kimi kime şikayet edeceğiz ?

Serik Belediyesi’nin Temmuz ayı meclisinde Millet İttifakı adına konuşan CHP’li Mehmet Ali Karacan, Belek sahillerindeki işgal kullanımları gündeme getirdi

haberimizvar.net-  Serik Belediye Meclisi’nin Temmuz ayı toplantısında Millet İttifakı adına söz alan CHP’li Mehmet Ali Karacan konuşmasına,  “27yıl önce Sivas Madımak’ta katledilen tüm o güzel insanları saygı,sevgi ve rahmetle anıyorum” diyerek başladı. Serikspor yönetimini, teknik kadro ve futbolcularını şampiyonluklarının tescili nedeniyle kutlayan Karacan, günibirlik alanların tahsisi için 1.060.717 lira yatırılmadığını ve tahsisin bu nedenle iptal olduğunu dile getirdi. Karacan, Belediye başkanı Enver Aputkan’a bu parayı neden gününde yatırmadıklarını sordu ve “2019 yılının Temmuz ayında bu para yatırılsaydı tahsis devam ediyor olacaktı, ilçemizde bu sorunlarla uğraşmamış olurdu” dedi.   ‘BİZİ YOK SAYAMAZSINIZ’ Günübirlik alanları ile ilgili toplantının şekline tepki gösteren Karacan, “İlçemizdeki STK’lar, Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler 21 Haziran günü Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nün düzenlendiği bir toplantıya davet edildi. Fakat daha sonra bu toplantı bazı bahaneler öne sürülerek iptal edildi. Koskoca adamlar ile Serik ile dalga geçildi. Aslında bu toplantının özünde çok daha büyük bir hata var. Toplantıya sadece Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler davet ediliyor. Millet İttifakı yok, DSP yok, Saadet Partisi yok, Yeniden Refah Partisi yok, Demokrat Parti yok, Genç Parti yok. Toplantıyı düzenleyen kesime sesleniyorum; Sen beni yok sayamazsın, yok böyle bir hakkın! İşinize geldiği zaman birlik beraberlik diyeceksiniz ama fiiliyatta beni yok sayacaksın. Umarım bu anlayışı  bu halk yakın zamanda hızla yok sayacaktır” diye konuştu.   BAKAN SEÇİLMİŞ DEĞİL ATANMIŞ Günü birlik konusunda kimsenin masum olmadığını da vurgulayan Karacan sözlerine şöyle devam etti; “Ayrıca atanmış turizm bakanının seçilmiş belediye başkanına davranışını grubum ve şahsım adına kınıyorum. Epey mücadele oldu, gerek Cumhuriyet Halk Partisi, gerek sivil toplum kuruluşları bu konuların üzerine gitti, iyi niyetle yapılan tüm eylem ve mücadeleye saygı duyuyorum. Sahil ile ilgili kurulan komitemizin iyi niyet ile yaptığı tüm girişimleri takdir ettik. Fakat bir konuda açıklık getirmek istiyorum, sahilde açılan bir pankart dikkatimi çekti. Neydi bu pankart, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’dan davacıyız.’ Bakın kimse kimseyi kandırmasın, sanki cumhurbaşkanının bu olaydan haberi yokmuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmış, hata. AKP’de ve tüm icra makamlarında Tayyip Erdoğan’ın haberi olmayan hiç bir şey yapılmaz, böyle bir olayın imkanı yoktur. Komitemiz Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u, Cumhurbaşkanına şikayet ediyor fakat unutulmaması gereken bir şey var. Turizm Bakanını Putin ya da Trump atamadı, Cumhurbaşkanın ta kendisi atadı. Sizler kimi kime şikayet ediyorsunuz ? Aklıma meşhur kadı hikayesi geliyor, merak edenlere dışarıda anlatabilirim, bu olaya cuk diye oturuyor. Turizm Bakanı seçilmiş birisi değil atanmış bir kişi ve atayan kişi de doğa dostu biri değil. Hiç bir seçime girmemiş, bir oy dahi almamış bir turizm bakanı ne Serik halkına, ne de bu meclise hesap vermez, tek bir kişiye hesap verir. Kim o tek bir kişi, tek adam. Yani Cumhurbaşkanı. Bu yüzden asılan pankartı absürt buluyorum. İşte bizler tek adam rejimine, partili Cumhurbaşkanı sistemine karşı çıkar iken gösterdiğimiz hassasiyet bu yüzden idi.’   ‘PANDEMİYE HAZIRLIKLI DEĞİLDİK’ Pandemi konusuna değinen Karacan; ‘Ayrıca ülkemizi ve tüm dünyayı perişan eden pandemi ile ilgili düşüncelerimi açıklamak istiyorum. Keşke kara gün akçesi dediğimiz paralar fonlara aktarılmasaydı, keşke başka bir ülkenin vatandaşlarına 40 milyar dolar harcamasaydık, keşke Ukrayna ordusuna 200 milyon dolar hibe etmeseydik, keşke 500 milyon dolara yakın parayı alakasız ülkelere cami yapması için vermeseydik. Ülkeyi yöneten zihniyet keşke Afrika Kalkınma Bankası’na 26 milyar hibeyi, bu ülkede işsiz kalan binlerce insanımız, sebze ve meyvelerin fiyatlar yarı yarıya düşen emekçi çiftçimiz için kullansaydık. Bakın yüzlerce turizm işçisi işsiz kalıyor, şirketler ve oteller birer birer kapanıyor. Bunlara engel olmak sosyal devletin görevi ,bu yerel yönetimin değil Merkezi hükümetin sorumluluğudur” dedi.    
Serik Belediyesi’nin Temmuz ayı meclisinde Millet İttifakı adına konuşan CHP’li Mehmet Ali Karacan, Belek sahillerindeki işgal kullanımları gündeme getirdi

haberimizvar.net-  Serik Belediye Meclisi’nin Temmuz ayı toplantısında Millet İttifakı adına söz alan CHP’li Mehmet Ali Karacan konuşmasına,  “27yıl önce Sivas Madımak’ta katledilen tüm o güzel insanları saygı,sevgi ve rahmetle anıyorum” diyerek başladı. Serikspor yönetimini, teknik kadro ve futbolcularını şampiyonluklarının tescili nedeniyle kutlayan Karacan, günibirlik alanların tahsisi için 1.060.717 lira yatırılmadığını ve tahsisin bu nedenle iptal olduğunu dile getirdi. Karacan, Belediye başkanı Enver Aputkan’a bu parayı neden gününde yatırmadıklarını sordu ve “2019 yılının Temmuz ayında bu para yatırılsaydı tahsis devam ediyor olacaktı, ilçemizde bu sorunlarla uğraşmamış olurdu” dedi.

 

‘BİZİ YOK SAYAMAZSINIZ’

Günübirlik alanları ile ilgili toplantının şekline tepki gösteren Karacan, “İlçemizdeki STK’lar, Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler 21 Haziran günü Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nün düzenlendiği bir toplantıya davet edildi. Fakat daha sonra bu toplantı bazı bahaneler öne sürülerek iptal edildi. Koskoca adamlar ile Serik ile dalga geçildi. Aslında bu toplantının özünde çok daha büyük bir hata var. Toplantıya sadece Cumhur İttifakı’nı oluşturan partiler davet ediliyor. Millet İttifakı yok, DSP yok, Saadet Partisi yok, Yeniden Refah Partisi yok, Demokrat Parti yok, Genç Parti yok. Toplantıyı düzenleyen kesime sesleniyorum; Sen beni yok sayamazsın, yok böyle bir hakkın! İşinize geldiği zaman birlik beraberlik diyeceksiniz ama fiiliyatta beni yok sayacaksın. Umarım bu anlayışı  bu halk yakın zamanda hızla yok sayacaktır” diye konuştu.

 

BAKAN SEÇİLMİŞ DEĞİL ATANMIŞ

Günü birlik konusunda kimsenin masum olmadığını da vurgulayan Karacan sözlerine şöyle devam etti; “Ayrıca atanmış turizm bakanının seçilmiş belediye başkanına davranışını grubum ve şahsım adına kınıyorum. Epey mücadele oldu, gerek Cumhuriyet Halk Partisi, gerek sivil toplum kuruluşları bu konuların üzerine gitti, iyi niyetle yapılan tüm eylem ve mücadeleye saygı duyuyorum. Sahil ile ilgili kurulan komitemizin iyi niyet ile yaptığı tüm girişimleri takdir ettik. Fakat bir konuda açıklık getirmek istiyorum, sahilde açılan bir pankart dikkatimi çekti. Neydi bu pankart, ‘Sayın Cumhurbaşkanımız, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’dan davacıyız.’ Bakın kimse kimseyi kandırmasın, sanki cumhurbaşkanının bu olaydan haberi yokmuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmış, hata. AKP’de ve tüm icra makamlarında Tayyip Erdoğan’ın haberi olmayan hiç bir şey yapılmaz, böyle bir olayın imkanı yoktur. Komitemiz Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u, Cumhurbaşkanına şikayet ediyor fakat unutulmaması gereken bir şey var. Turizm Bakanını Putin ya da Trump atamadı, Cumhurbaşkanın ta kendisi atadı. Sizler kimi kime şikayet ediyorsunuz ? Aklıma meşhur kadı hikayesi geliyor, merak edenlere dışarıda anlatabilirim, bu olaya cuk diye oturuyor. Turizm Bakanı seçilmiş birisi değil atanmış bir kişi ve atayan kişi de doğa dostu biri değil. Hiç bir seçime girmemiş, bir oy dahi almamış bir turizm bakanı ne Serik halkına, ne de bu meclise hesap vermez, tek bir kişiye hesap verir. Kim o tek bir kişi, tek adam. Yani Cumhurbaşkanı. Bu yüzden asılan pankartı absürt buluyorum. İşte bizler tek adam rejimine, partili Cumhurbaşkanı sistemine karşı çıkar iken gösterdiğimiz hassasiyet bu yüzden idi.’

 

‘PANDEMİYE HAZIRLIKLI DEĞİLDİK’

Pandemi konusuna değinen Karacan; ‘Ayrıca ülkemizi ve tüm dünyayı perişan eden pandemi ile ilgili düşüncelerimi açıklamak istiyorum. Keşke kara gün akçesi dediğimiz paralar fonlara aktarılmasaydı, keşke başka bir ülkenin vatandaşlarına 40 milyar dolar harcamasaydık, keşke Ukrayna ordusuna 200 milyon dolar hibe etmeseydik, keşke 500 milyon dolara yakın parayı alakasız ülkelere cami yapması için vermeseydik. Ülkeyi yöneten zihniyet keşke Afrika Kalkınma Bankası’na 26 milyar hibeyi, bu ülkede işsiz kalan binlerce insanımız, sebze ve meyvelerin fiyatlar yarı yarıya düşen emekçi çiftçimiz için kullansaydık. Bakın yüzlerce turizm işçisi işsiz kalıyor, şirketler ve oteller birer birer kapanıyor. Bunlara engel olmak sosyal devletin görevi ,bu yerel yönetimin değil Merkezi hükümetin sorumluluğudur” dedi.  

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.