Kin ve nefret yerine sevgiyi hakim kılalım

GÜNDEM 17.05.2022 - 12:56, Güncelleme: 17.05.2022 - 12:56
 

Kin ve nefret yerine sevgiyi hakim kılalım

“Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, başarılı bir üretici değilsiniz”

 “Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, başarılı bir üretici değilsiniz” AKP, sevgi yerine, baskı, yasak, korku üreterek iktidarını sürdürüyor. Bütün baskılarına, yasaklarına ve cezalarına rağmen toplumdan gelen itirazlara karşı, yasakları ve baskıyı artırarak toplumu sindirmeye, baskılamaya çalışıyor. Geldikleri noktada kendi elleriyle zenginleştirdikleri ve din silahı ile kandırabildikleri hariç bu zihniyete inanan bir toplum kalmadı. Din demişken gençlik arasında deist ve ateist sayısında patlama bunların iktidarları döneminde tavan yaptı. Nasıl yapmasın ki hepimizin kutsal dinini iktidarlarını sürdürmek adına kullanabildikleri kadar kullandılar, becerisizliklerini din maskesiyle kapatmaya çalıştılar. Yolsuzluk yapanları insanların “suç işleme hakkı var” diyerek utanmadan savundular. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte sorgulanamayan, hesap vermeyen, ben ne yapıyorsam o doğrudur anlayışının hüküm sürdüğü ucube bir döneme girdik. Gece yarısı kararnameleri ile bakanlar görevden alınıyor, yasaklar getiriliyor, TBMM adeta sıradanlaştırılarak işlevsiz hale getiriliyor. Toplum hiç bu kadar birbirinden nefret eder duruma düşürülememişti, bunlar bunu da başardılar, birbirinden nefret eden insan yığınları oluştu. Kendilerini devletin yerine koyarak parti devleti haline geldiler, insanların devlete olan güvenini sarstılar. Adalet, insan hakları yerlerde sürünen birer kavram haline geldi. İnsanları korkutmak adına, kendilerini eleştiren uygulamalarına karşı çıkanları akıl almaz cezalarla yargıladılar. Basın hürriyeti diye bir şey kalmadı, muhalif gazeteler, gazeteciler, televizyon kanallarına ceza üstüne ceza yağdırıyorlar. Ekonomi felç durumda, sokaklar, marketler, pazarlar adeta zamla uçuyor. Hazine ve maliye bakanı yaptıkları Nurettin Nebati çıktığı televizyon kanallarında çocuklara masallar niyetine hikayeler anlatıyor. Gözlerime bakın diyeli çok olmadı kendisi insanların gözlerine bakamaz hale geldi. Bu zihniyetin ne kadar beceriksiz olduğunu gören halk yığınlar halinde bunları terk etmeye başladı. Tabanın altlarından kaydığını gören iktidar zulmüne zulüm ekleyerek baskıyı ve korkuyu iyice artırmaya başlamıştır. Zulmedenler, halkından kopup gerçeklerden uzaklaşanlar iktidarlarının hep son demlerini yaşarlar, Türkiye acilen bir seçime gitmelidir. Ülkemiz daha fazla yoksullaşmadan, halkımızın umutları sıfır noktasına gelmeden seçim sandığı milletin önüne konmalıdır. Bu iktidar ve yandaşlarının seçim kazanması zordur,  Gelecek olan iktidarın her şeyden ama her şeyden önce siyasetin dilini düzeltip, temizlemesi, sevgi tohumlarını, buğday tohumları kadar önemseyip tüm ülkeye serpmesi gerekmektedir. Ekmek yoksa buğday ekilir, iş yoksa yeni fabrikalar kurulur, yıkılan, yakılan her şey yeniden yapılır. Ama bir milletin içine atılmış ayrılık, kin ve nefret tohumları yok edilmezse o ülke yok olur. 20 yıldır bu zihniyetin ekmiş olduğu kin ve nefret tohumlarını temizlemek hepimizin en asli görevidir. Adaleti, insan haklarını, demokrasiyi tekrar fabrika ayarlarına döndürerek ülkemiz üzerine çöken bu karanlıktan kurtulacağız.
“Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, başarılı bir üretici değilsiniz”

 “Eğer sevgi üretmiyorsa yüreğiniz, başarılı bir üretici değilsiniz”
AKP, sevgi yerine, baskı, yasak, korku üreterek iktidarını sürdürüyor.
Bütün baskılarına, yasaklarına ve cezalarına rağmen toplumdan gelen itirazlara karşı, yasakları ve baskıyı artırarak toplumu sindirmeye, baskılamaya çalışıyor.
Geldikleri noktada kendi elleriyle zenginleştirdikleri ve din silahı ile kandırabildikleri hariç bu zihniyete inanan bir toplum kalmadı.
Din demişken gençlik arasında deist ve ateist sayısında patlama bunların iktidarları döneminde tavan yaptı.
Nasıl yapmasın ki hepimizin kutsal dinini iktidarlarını sürdürmek adına kullanabildikleri kadar kullandılar, becerisizliklerini din maskesiyle kapatmaya çalıştılar.
Yolsuzluk yapanları insanların “suç işleme hakkı var” diyerek utanmadan savundular.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte sorgulanamayan, hesap vermeyen, ben ne yapıyorsam o doğrudur anlayışının hüküm sürdüğü ucube bir döneme girdik.
Gece yarısı kararnameleri ile bakanlar görevden alınıyor, yasaklar getiriliyor, TBMM adeta sıradanlaştırılarak işlevsiz hale getiriliyor.

Toplum hiç bu kadar birbirinden nefret eder duruma düşürülememişti, bunlar bunu da başardılar, birbirinden nefret eden insan yığınları oluştu.

Kendilerini devletin yerine koyarak parti devleti haline geldiler, insanların devlete olan güvenini sarstılar.
Adalet, insan hakları yerlerde sürünen birer kavram haline geldi.
İnsanları korkutmak adına, kendilerini eleştiren uygulamalarına karşı çıkanları akıl almaz cezalarla yargıladılar.
Basın hürriyeti diye bir şey kalmadı, muhalif gazeteler, gazeteciler, televizyon kanallarına ceza üstüne ceza yağdırıyorlar.
Ekonomi felç durumda, sokaklar, marketler, pazarlar adeta zamla uçuyor.
Hazine ve maliye bakanı yaptıkları Nurettin Nebati çıktığı televizyon kanallarında çocuklara masallar niyetine hikayeler anlatıyor.
Gözlerime bakın diyeli çok olmadı kendisi insanların gözlerine bakamaz hale geldi.
Bu zihniyetin ne kadar beceriksiz olduğunu gören halk yığınlar halinde bunları terk etmeye başladı.
Tabanın altlarından kaydığını gören iktidar zulmüne zulüm ekleyerek baskıyı ve korkuyu iyice artırmaya başlamıştır.
Zulmedenler, halkından kopup gerçeklerden uzaklaşanlar iktidarlarının hep son demlerini yaşarlar, Türkiye acilen bir seçime gitmelidir.
Ülkemiz daha fazla yoksullaşmadan, halkımızın umutları sıfır noktasına gelmeden seçim sandığı milletin önüne konmalıdır.
Bu iktidar ve yandaşlarının seçim kazanması zordur, 
Gelecek olan iktidarın her şeyden ama her şeyden önce siyasetin dilini düzeltip, temizlemesi, sevgi tohumlarını, buğday tohumları kadar önemseyip tüm ülkeye serpmesi gerekmektedir.
Ekmek yoksa buğday ekilir, iş yoksa yeni fabrikalar kurulur, yıkılan, yakılan her şey yeniden yapılır.
Ama bir milletin içine atılmış ayrılık, kin ve nefret tohumları yok edilmezse o ülke yok olur.
20 yıldır bu zihniyetin ekmiş olduğu kin ve nefret tohumlarını temizlemek hepimizin en asli görevidir.
Adaleti, insan haklarını, demokrasiyi tekrar fabrika ayarlarına döndürerek ülkemiz üzerine çöken bu karanlıktan kurtulacağız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.