O iş öyle olmadı ABAM!

SİYASET 24.03.2024 - 20:47, Güncelleme: 25.03.2024 - 10:25
 

O iş öyle olmadı ABAM!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir çok ili geziyor, seçim çalışması yapıyor.

Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a kadar dün baş tacı yaptıklarını bugün meydanlarda 'vefasızlıkla' suçlayarak, kendine yakışan siyasi dili kullanıyor. Onları vefasızlıkla suçlarken, kendisinin nasıl abla gibi koruyucu kollayıcı olduğunu, nasıl delikanlı tavır sergilediğini anlata anlata bitiremiyor. Üstünede dün 'ABAM' deyip bağrına bastıklarını vefasızlıkla suçluyor. Siyasette bu işe damardan girme denir... Ancak damarda da akacak kan durmuyor işte... Geçtiğimiz hafta da Antalya'ya geldi... Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in covid-19'a yakalandığı dönemi hatırlatarak vefasızlıkla suçladı yetmedi, Afyonkarahisar'a gitti orada da Böcek'in vefasızlığını anlata anlata bitiremedi. Akşener konuştu Anadolu Ajansı (AA) bu konuşmasını servis etmeye doyamadı.  Konuştu, konuştu yetmedi! Akşener, Böcek'in vefasızlığına karşı kendisinin nasıl delikanlı, nasıl vicdanlı olduğunun altını çizerken, şunları da söyledi: "Sayın Muhittin Böcek Beyefendi hastalandığı zaman kendisi şahittir. Pek çok insan geldi gitti 'Yerine birini seçelim. Sen onay ver.' dediler. Ben de 'Olmaz. Hasta bir insana bu yapılmaz. Yapılması doğru değil.' dedim. Karşılığı ne oldu. Partimin içinde ne kadar hadi eyvallahcı arkadaş varsa almak oldu. Bir daha başkalarına, yabancılara kefil olmayacağım. Çünkü kefil olduğum yamuk çıktı. Bu yamuklukları düzelteceğiz inşallah. Bir karar vereceksiniz. Hasta halinde 'Hadi bakayım bunu değiştirelim şunu koyalım.' diyenlerin karşısında dimdik duran bir Meral Akşener ama iyileştikten sonra o Meral Akşener'in partisine elini sokan bir anlayış. Buna karşılık her şeyi açık net adaylarımız. Ya dümencilere ya da dürüstlere ya namertlere ya da mertlere oy vereceksiniz." 'Olmaz" demiş öyle mi? 'Hasta insana bu yapılmaz' demiş öyle mi? O iş öyle değil ABAM! Bilen bilir, İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener hemşehrimdir. Kocaeli'nde rahmetli ağabeyini iyi tanırım. Bu nedenle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile özel hukuğumuz olduğundan Millet İttifakı döneminde ricasını kırmayarak, Akşener'le Kılıçdaroğlu aracılığıyla diyalog kurdum. Kimi zaman İYİ Parti Genel Merkezi makam odasında, kimi zaman İstanbul'daki evinde, kimi zaman da İYİ Parti'nin yeni yapılan ek binasının yapıldığı yeni genel merkezindeki odasında bir araya geldik. İhtiyaç halinde de telefon görüşmesi ve yazışma şeklinde görüşmeler sağladık.  En fazla diyaloğum ise, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in hastalığı döneminde oldu. Başkan Böcek'in durumu ciddi olmaya başladığında oğlu Gökhan Böcek'in, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in direk telefonda konuşmalarını sağlamıştım. O dönem Başkan Böcek'in oğlu Gökhan Böcek yaşananlara yakından tanıklık etti. Taa ki, Başkan Böcek'in Akdeniz Üniversitesi'ne sevk edilip, durumunun daha da kötüye gitmesiyle ben Ankara yollarına düştüm. Acilen Antalya'dan Ankara'ya yola çıkmam istenmişti. Çünkü, herkes Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nde hesaplar yapılıyor, meclis içerisinden kim seçilir tartışmalarını Ankara'da İYİ Parti ve CHP içinde üst düzey görüşmeler sağlanıyordu.  Akşener ve Kılıçdaroğlu Antalya'dan gelen ve meclisten seçilip başkan olmak isteyen hiç kimseyle görüşmüyor hatta dönemin Antalya Milletvekilleri'ne bile makam odalarının kapılarından sokmuyordu. Akşener, Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nden seçilecek yeni başkanı belirlemek istiyor, Kılıçdaroğlu sessizliğini koruyordu. Bir gün içinde CHP ve İYİ Parti Genel Merkezi'nde genel başkanların odaları arasında 3-4 kez mekik dokuduğumu bilirim.  Ankara'da Antalya krizi yaşanıyordu. Akşener en fazla partisinin o dönem Antalya Milletvekilleri Hasan Subaşı ve Feridun Bahşi'ye karşı öfkesini dile getiriyor; "Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Hacıarifoğlu kimdir yahuu? Ben bugüne kadar Hasan Subaşı ile Feridun Bahşi'yi bir araya getiremedim, kimdir bu adam ki Subaşı ile Bahşi'yi biraraya getiriyor." diyerek, vekillerinin istediği dışında birini arar vaziyetteydi. Yaklaşık 10 gün süren ikili diyaloglarda çok özelleri bende kalması kaydıyla tek söyleceğim Akşener'in anlattığı gibi o işin öyle olmadığıydı. Bugün Başkan Muhittin Böcek'i vefasızlıkla suçlayan zihniyetin aslında kendisinin yola çıktıklarını hangi duraklarda indirdiğine bakmak gerekir.  O dönemin en yakın tanığı olarak bir konuşan Akşener, iki konuşan Akşener, üç konuşan Akşener'e tek söyleyeceğim söz var; "O iş öyle olmadı ABAM!"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir çok ili geziyor, seçim çalışması yapıyor.

Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a kadar dün baş tacı yaptıklarını bugün meydanlarda 'vefasızlıkla' suçlayarak, kendine yakışan siyasi dili kullanıyor. Onları vefasızlıkla suçlarken, kendisinin nasıl abla gibi koruyucu kollayıcı olduğunu, nasıl delikanlı tavır sergilediğini anlata anlata bitiremiyor. Üstünede dün 'ABAM' deyip bağrına bastıklarını vefasızlıkla suçluyor.

Siyasette bu işe damardan girme denir...

Ancak damarda da akacak kan durmuyor işte...

Geçtiğimiz hafta da Antalya'ya geldi...

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in covid-19'a yakalandığı dönemi hatırlatarak vefasızlıkla suçladı yetmedi, Afyonkarahisar'a gitti orada da Böcek'in vefasızlığını anlata anlata bitiremedi. Akşener konuştu Anadolu Ajansı (AA) bu konuşmasını servis etmeye doyamadı. 
Konuştu, konuştu yetmedi! Akşener, Böcek'in vefasızlığına karşı kendisinin nasıl delikanlı, nasıl vicdanlı olduğunun altını çizerken, şunları da söyledi:

"Sayın Muhittin Böcek Beyefendi hastalandığı zaman kendisi şahittir. Pek çok insan geldi gitti 'Yerine birini seçelim. Sen onay ver.' dediler. Ben de 'Olmaz. Hasta bir insana bu yapılmaz. Yapılması doğru değil.' dedim. Karşılığı ne oldu. Partimin içinde ne kadar hadi eyvallahcı arkadaş varsa almak oldu. Bir daha başkalarına, yabancılara kefil olmayacağım. Çünkü kefil olduğum yamuk çıktı. Bu yamuklukları düzelteceğiz inşallah. Bir karar vereceksiniz. Hasta halinde 'Hadi bakayım bunu değiştirelim şunu koyalım.' diyenlerin karşısında dimdik duran bir Meral Akşener ama iyileştikten sonra o Meral Akşener'in partisine elini sokan bir anlayış. Buna karşılık her şeyi açık net adaylarımız. Ya dümencilere ya da dürüstlere ya namertlere ya da mertlere oy vereceksiniz."

'Olmaz" demiş öyle mi?
'Hasta insana bu yapılmaz' demiş öyle mi?
O iş öyle değil ABAM!

Bilen bilir, İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener hemşehrimdir. Kocaeli'nde rahmetli ağabeyini iyi tanırım. Bu nedenle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile özel hukuğumuz olduğundan Millet İttifakı döneminde ricasını kırmayarak, Akşener'le Kılıçdaroğlu aracılığıyla diyalog kurdum.
Kimi zaman İYİ Parti Genel Merkezi makam odasında, kimi zaman İstanbul'daki evinde, kimi zaman da İYİ Parti'nin yeni yapılan ek binasının yapıldığı yeni genel merkezindeki odasında bir araya geldik. İhtiyaç halinde de telefon görüşmesi ve yazışma şeklinde görüşmeler sağladık. 

En fazla diyaloğum ise, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in hastalığı döneminde oldu. Başkan Böcek'in durumu ciddi olmaya başladığında oğlu Gökhan Böcek'in, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'in direk telefonda konuşmalarını sağlamıştım. O dönem Başkan Böcek'in oğlu Gökhan Böcek yaşananlara yakından tanıklık etti.
Taa ki, Başkan Böcek'in Akdeniz Üniversitesi'ne sevk edilip, durumunun daha da kötüye gitmesiyle ben Ankara yollarına düştüm. Acilen Antalya'dan Ankara'ya yola çıkmam istenmişti. Çünkü, herkes Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nde hesaplar yapılıyor, meclis içerisinden kim seçilir tartışmalarını Ankara'da İYİ Parti ve CHP içinde üst düzey görüşmeler sağlanıyordu. 

Akşener ve Kılıçdaroğlu Antalya'dan gelen ve meclisten seçilip başkan olmak isteyen hiç kimseyle görüşmüyor hatta dönemin Antalya Milletvekilleri'ne bile makam odalarının kapılarından sokmuyordu.
Akşener, Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nden seçilecek yeni başkanı belirlemek istiyor, Kılıçdaroğlu sessizliğini koruyordu. Bir gün içinde CHP ve İYİ Parti Genel Merkezi'nde genel başkanların odaları arasında 3-4 kez mekik dokuduğumu bilirim. 

Ankara'da Antalya krizi yaşanıyordu. Akşener en fazla partisinin o dönem Antalya Milletvekilleri Hasan Subaşı ve Feridun Bahşi'ye karşı öfkesini dile getiriyor; " Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Hacıarifoğlu kimdir yahuu? Ben bugüne kadar Hasan Subaşı ile Feridun Bahşi'yi bir araya getiremedim, kimdir bu adam ki Subaşı ile Bahşi'yi biraraya getiriyor." diyerek, vekillerinin istediği dışında birini arar vaziyetteydi.
Yaklaşık 10 gün süren ikili diyaloglarda çok özelleri bende kalması kaydıyla tek söyleceğim Akşener'in anlattığı gibi o işin öyle olmadığıydı.
Bugün Başkan Muhittin Böcek'i vefasızlıkla suçlayan zihniyetin aslında kendisinin yola çıktıklarını hangi duraklarda indirdiğine bakmak gerekir. 
O dönemin en yakın tanığı olarak bir konuşan Akşener, iki konuşan Akşener, üç konuşan Akşener'e tek söyleyeceğim söz var; 
"O iş öyle olmadı ABAM!"

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.