"Öfkemiz sel oldu"

GÜNDEM 10.08.2023 - 17:01, Güncelleme: 10.08.2023 - 17:01
 

"Öfkemiz sel oldu"

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Antalya Şubeler Platformu üyeleri, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri kapsamında bugün bir eylem gerçekleştirdi.

habermerkezi.net-  KESK tarafından birçok şehirde eşzamanlı düzenlenen basın açıklaması Antalya’da Defterdarlık binası önünde yapıldı. Basın açıklamasını emekçiler adına KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal yaptı. Köksal dışında Tüm Bel Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, Eğitim Sen MYK üyesi Ahmet Karagöz, KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nurettin Sönmez, KESK’e bağlı sendikaların genel başkanları ve MYK üyeleri katılırken, Yeşil Sol Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç da alanda yer aldı. Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda. Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon başkanının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır. Tüm bunları teşhir etmek, taleplerimizi dile getirmek için eylem ve etkinlik yapmak istediğimizde ise karşımıza binlerce polis dikilmiş, müdahale edilmiş, arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır. ‘ÖFKE VE İSYANLARI KONTROL ALTINDA TUTMAK İÇİN’ Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Aslında danışıklı dövüş tanımlaması da naif kalmaktadır, o kadar yüzsüzler ki, birbirlerine iltifat etmekten taleplerini söylemeye zaman bulamıyorlar! İktidarı zora sokacak bir talebi dile getirmemek için kırk dereden su getiriyorlar. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur. Basın önüne çıkınca aslan kesilmeleri ise kamu emekçileri ve özellikle emeklilerinin giderek büyüyen öfke ve isyanlarını kontrol altında tutmak içindir. Artık öfkemiz sel oldu, isyanımız çığ gibi büyüdü, büyüyor. Bu üçüz kardeşlere dur demenin vakti geldi de geçiyor. Siyasal alanda nasıl bir ittifak yapıyorlarsa yapsınlar ancak ellerini ceplerimizden çeksinler. Zaten artık ceplerimiz de boşaldı, eve ekmek götüremez hale geldik. Kira fiyatları karabasan oldu. Bugün özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının %70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine %30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda %60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz! Bir yandan kavurucu sıcaklar bir yandan zam furyası altında nefes almaya çalışıyoruz. ‘KAHROLA KAHROLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORLAR’ Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler. Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. AKP iktidarı geldiğimiz noktada Temmuz maaş artışlarıyla milyonlarca kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluğa, emekli olunca ise daha fazla sefalete terk eden yeni bir maaş-ücret rejimi yaratmıştır. Buna göre iktidarın “en düşük maaş” dediği kamu emekçisinin maaşı 22 bin TL olmuştur. Ancak artış kağıt üzerinde kalmıştır. Çünkü 22.000 TL’nin olan bu maaşın; 3.390 TL’si sabit ek ödeme tutarı, 8.077 TL’si ilave seyyanen ödenek tutarı, 1.159 TL’si eş yardımı, 382 TL’si ise çocuk yardımından oluşmaktadır. Bu 4 kalemden sigorta prim kesintisi ve gelir vergisi kesintisi yapılmamaktadır. Yani bunlar emekliliğe yansıtılmamakta, emekli aylığına esas tutarın hesabında sıfır kabul edilmektedir. Bu durumda 22.000 TL olan maaşın sadece 8.890 TL’si emekli aylığı hesabında temel alınacaktır. Emekli aylığı ise 4.500 TL civarında yani bugün alınan 22 bin TL maaşın beşte birine kadar inecektir. Bugünü kurtarmak isteyen iktidar hepimizi önümüzdeki yıllarda çok daha derin bir açlığa, sefalete sürüklemektedir. Bu, iktidarın çalışanlara ve emeklilere kurduğu yeni bir tuzaktır. Bu tuzaktan tek çıkış yolu KESK olarak toplu sözleşme masasına götürdüğümüz maaş artışı teklifidir.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Antalya Şubeler Platformu üyeleri, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri kapsamında bugün bir eylem gerçekleştirdi.

habermerkezi.net-  KESK tarafından birçok şehirde eşzamanlı düzenlenen basın açıklaması Antalya’da Defterdarlık binası önünde yapıldı. Basın açıklamasını emekçiler adına KESK Genel Sekreteri Şenol Köksal yaptı. Köksal dışında Tüm Bel Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, Eğitim Sen MYK üyesi Ahmet Karagöz, KESK Antalya Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nurettin Sönmez, KESK’e bağlı sendikaların genel başkanları ve MYK üyeleri katılırken, Yeşil Sol Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç da alanda yer aldı.

Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda. Öncesinde kurulan 6 masadan çıkan kararlara bakıldığında 7. Masadan da ne çıkacağını tahmin edebiliyoruz. Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmış. Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon başkanının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır. Tüm bunları teşhir etmek, taleplerimizi dile getirmek için eylem ve etkinlik yapmak istediğimizde ise karşımıza binlerce polis dikilmiş, müdahale edilmiş, arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır.

‘ÖFKE VE İSYANLARI KONTROL ALTINDA TUTMAK İÇİN’

Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bunu başaramadığımız sürece yandaş konfederasyonlarla iktidarın danışıklı dövüşü devam edecektir. Aslında danışıklı dövüş tanımlaması da naif kalmaktadır, o kadar yüzsüzler ki, birbirlerine iltifat etmekten taleplerini söylemeye zaman bulamıyorlar! İktidarı zora sokacak bir talebi dile getirmemek için kırk dereden su getiriyorlar. Bir konfederasyon düşünün ki, seyyanen, ek ödeme, ilave ödeme adı altında emekliliğimize yansımayan artışların emekliliğimize yansıtılmasını bir talep olarak dahi dile getirmesin! Konfederasyonlardan biri hiç dile getirmez iken diğer konfederasyon ise sözlü olarak söyleyip resmi teklif metninde ise hesaplamaya dâhil etmiyor. İçerideki tutum ve duruşları budur. Basın önüne çıkınca aslan kesilmeleri ise kamu emekçileri ve özellikle emeklilerinin giderek büyüyen öfke ve isyanlarını kontrol altında tutmak içindir.

Artık öfkemiz sel oldu, isyanımız çığ gibi büyüdü, büyüyor. Bu üçüz kardeşlere dur demenin vakti geldi de geçiyor. Siyasal alanda nasıl bir ittifak yapıyorlarsa yapsınlar ancak ellerini ceplerimizden çeksinler. Zaten artık ceplerimiz de boşaldı, eve ekmek götüremez hale geldik. Kira fiyatları karabasan oldu. Bugün özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının %70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine %30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda %60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz! Bir yandan kavurucu sıcaklar bir yandan zam furyası altında nefes almaya çalışıyoruz.

‘KAHROLA KAHROLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORLAR’

Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. Kaynaklarımızı sermayeye, kendi eş dostlarına peşkeş çektiler. Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.

AKP iktidarı geldiğimiz noktada Temmuz maaş artışlarıyla milyonlarca kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluğa, emekli olunca ise daha fazla sefalete terk eden yeni bir maaş-ücret rejimi yaratmıştır. Buna göre iktidarın “en düşük maaş” dediği kamu emekçisinin maaşı 22 bin TL olmuştur. Ancak artış kağıt üzerinde kalmıştır. Çünkü 22.000 TL’nin olan bu maaşın; 3.390 TL’si sabit ek ödeme tutarı, 8.077 TL’si ilave seyyanen ödenek tutarı, 1.159 TL’si eş yardımı, 382 TL’si ise çocuk yardımından oluşmaktadır. Bu 4 kalemden sigorta prim kesintisi ve gelir vergisi kesintisi yapılmamaktadır. Yani bunlar emekliliğe yansıtılmamakta, emekli aylığına esas tutarın hesabında sıfır kabul edilmektedir. Bu durumda 22.000 TL olan maaşın sadece 8.890 TL’si emekli aylığı hesabında temel alınacaktır. Emekli aylığı ise 4.500 TL civarında yani bugün alınan 22 bin TL maaşın beşte birine kadar inecektir. Bugünü kurtarmak isteyen iktidar hepimizi önümüzdeki yıllarda çok daha derin bir açlığa, sefalete sürüklemektedir. Bu, iktidarın çalışanlara ve emeklilere kurduğu yeni bir tuzaktır. Bu tuzaktan tek çıkış yolu KESK olarak toplu sözleşme masasına götürdüğümüz maaş artışı teklifidir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.