Seçmen parti logolarını kapatıp oy kullanacak

SİYASET 28.02.2024 - 15:40, Güncelleme: 28.02.2024 - 15:57
 

Seçmen parti logolarını kapatıp oy kullanacak

Antalya genelinde bir türlü seçim heyecanı başlamadı diye düşünürken başka kentlerde de durumun pek farklı olmadığını öğrendim.

Belediye başkan adayları kendi çalıp kendi oynuyor… Kalabalık toplamak adına da körlerle sağırlar birbirini ağırlar durumu var. Adayların partilileriyle görüntü vermek adına bir araya gelip, fotoğraf vermesi durumu… Yerel seçime 30 gün kala hiçbir hareket ve heyecan yok! Partilerin örgütleri, teşkilatları sanki ilk kez seçim çalışması içindeymiş gibi  ’31 Mart gelse de ne olursa olsun’ ruh haliyle ‘mış’ gibi yapıyorlar. Sorarsan hepsi çok çalışıyor ama ‘bitse de gitsek’ modundan çıkamıyor. Heyecanın, umudun olmadığı yerde tüm kent gerçeklikle yüzleşiyor. Dolayısıyla kent genelinde seçim ekonomisi de dönmüyor ve herkes kara kara düşünüyor. ‘Kent merkezi böyle ama ilçelerde durum nedir?’ diye merak edip, ekip arkadaşlarımla birlikte yollara düştük. Serik’ten Manavgat’a, Elmalı’dan Demre’ye kadar sokakta seçmenin ruh halini değerlendirmeye çalıştık. Kimi zaman da bir adayın arkasında seçmenin refleksini ölçmek için gözlemlerde bulunduk. Yurttaşın yerel seçim umurunda bile değil… Hatta pazar yerinde, caddede, sokakta gördüğü belediye başkan adayı kendisini görmesin diye kaçar adımlarla seçim çalışması yapılan ortamdan kaçan seçmenleri gözlemledik. Sokakta yurttaş ya kendini gizliyor ya da geçim sıkıntısının getirdiği öfkeyle tepkisel hareket ederek karşısında gördüğü belediye başkan adayına parti gözetmeksizin ‘enflasyon’ tepkisini kusuyor. Aktif parti üyelerinin, sokaktaki seçmenin, esnafın, pazarcının, emeklinin, öğrencinin hatta iş insanının bile kafası geçim derdinde… Birini belediye başkanlığı koltuğuna oturtmuş..! Birilerini zengin etmiş..! İdeolojisi için mücadele edecekmiş..! Hepsini öfkesine hapsetmiş ‘önce geçim’ diyor.  En düşük maaşı 10 bin TL olan 490 bin emeklinin yaşadığı Antalya’da seçim mi konuşulur, geçim mi? Diye sorarım size… Yurttaş haklı!  Enflasyonla savaşan ben, sen, Antalya, Türkiye 1 Nisan sabahı bizleri neyin beklediğini bilmiyoruz… Seçmen yorgun, seçmenin kafası dolu. Sırt sıvazlanarak geçen yılların ardından yoksullaşmanın bedelini öderken tutunacak dalı kalmadığının farkında… Genel seçimde Z kuşağı seçimi belirleyecek derken, bugün onların dedeleri, babaanneleri seçim belirleyecek duruma geldi. Seçmenin 3 kuşağı da geçim derdinde ama gündem yerel seçim olmasını kabul edemiyor. Yaşamak için, hayata tutunmak için, kendine moral vermek için adına ne koyarsanız koyun işte tam da bu nedenle seçmen kendine bir çözüm bulmuş durumda… Nasıl mı? Önceliği sandığa gitmemekte arıyor. Atasından gördüğü gibi CHP’nin ya da yıllarca emek verdiği AKP’nin adayına oy atabilmek için seçim günü kabine girip kendinle baş başa kaldığında moralini düzgün tutmak için parti logosunu kapatarak oy kullanmayı planlıyor. Seçmenin AKP’nin ekonomi politikasına duyduğu öfke kadar CHP’nin beceriksiz parti içi politikaları ve siyasette ekonomi dilini doğru kullanmaması sebebiyle adayların ciddi şekilde oy kaybetmesine neden oluyor.  Adayların siyasi partilerinden, genel başkanların iki dudağı arasındaki politikaların uzaklaşarak kampanyaları yürütmeleri, ikili ilişkilerindeki güven duygusunu seçmene geçirmeleri gerekiyor.  Unutmadan, bir de çılgın projeler, altyapı dahilinde yol, su projeleri seçmenin umurunda olmadığını özellikle sosyal projeler dahilinde belediyelerin yerelde birleştirici gücünü kullanarak yeni ek iş sağlayacak, üretime dahil olacak pazarlar yaratarak maddi kazanç sağlayabilecek projelere ilgi duyduğunu da söyleyebilirim. Böylesi öfkeli ve belirsiz seçmen karşısında seçim sonuçlarıyla ilgili araştırma şirketlerinin bile sağlıklı, bilimsel sonuçlara hakim olacağı kanaatini taşımıyorum. Çoğunluğun kafa kafaya geçeceği seçimin sonunda Ak Parti şu kadar belediye aldı, CHP bu kadar belediye aldı kavramları yerine adayların isimleri üzerinden ilk kez farklı bir yerel seçim süreci yaşayacağız ve sonuçlara şaşıracağız.  Ekonominin gerçekliği rasyonel sonuçları verirken, toplumun içinde bulunduğu ruh halinin sosyolojik gerçekliği yansıtacağı seçimlerin sonuçları en az ben de sizin kadar merak ediyorum. Kalın sağlıcakla...
Antalya genelinde bir türlü seçim heyecanı başlamadı diye düşünürken başka kentlerde de durumun pek farklı olmadığını öğrendim.

Belediye başkan adayları kendi çalıp kendi oynuyor…
Kalabalık toplamak adına da körlerle sağırlar birbirini ağırlar durumu var. Adayların partilileriyle görüntü vermek adına bir araya gelip, fotoğraf vermesi durumu…
Yerel seçime 30 gün kala hiçbir hareket ve heyecan yok!
Partilerin örgütleri, teşkilatları sanki ilk kez seçim çalışması içindeymiş gibi  ’31 Mart gelse de ne olursa olsun’ ruh haliyle ‘mış’ gibi yapıyorlar.
Sorarsan hepsi çok çalışıyor ama ‘bitse de gitsek’ modundan çıkamıyor.
Heyecanın, umudun olmadığı yerde tüm kent gerçeklikle yüzleşiyor. Dolayısıyla kent genelinde seçim ekonomisi de dönmüyor ve herkes kara kara düşünüyor.
‘Kent merkezi böyle ama ilçelerde durum nedir?’ diye merak edip, ekip arkadaşlarımla birlikte yollara düştük. Serik’ten Manavgat’a, Elmalı’dan Demre’ye kadar sokakta seçmenin ruh halini değerlendirmeye çalıştık. Kimi zaman da bir adayın arkasında seçmenin refleksini ölçmek için gözlemlerde bulunduk.
Yurttaşın yerel seçim umurunda bile değil…
Hatta pazar yerinde, caddede, sokakta gördüğü belediye başkan adayı kendisini görmesin diye kaçar adımlarla seçim çalışması yapılan ortamdan kaçan seçmenleri gözlemledik. Sokakta yurttaş ya kendini gizliyor ya da geçim sıkıntısının getirdiği öfkeyle tepkisel hareket ederek karşısında gördüğü belediye başkan adayına parti gözetmeksizin ‘enflasyon’ tepkisini kusuyor.
Aktif parti üyelerinin, sokaktaki seçmenin, esnafın, pazarcının, emeklinin, öğrencinin hatta iş insanının bile kafası geçim derdinde…
Birini belediye başkanlığı koltuğuna oturtmuş..!
Birilerini zengin etmiş..!
İdeolojisi için mücadele edecekmiş..!
Hepsini öfkesine hapsetmiş ‘önce geçim’ diyor. 
En düşük maaşı 10 bin TL olan 490 bin emeklinin yaşadığı Antalya’da seçim mi konuşulur, geçim mi? Diye sorarım size…
Yurttaş haklı! 
Enflasyonla savaşan ben, sen, Antalya, Türkiye 1 Nisan sabahı bizleri neyin beklediğini bilmiyoruz…
Seçmen yorgun, seçmenin kafası dolu. Sırt sıvazlanarak geçen yılların ardından yoksullaşmanın bedelini öderken tutunacak dalı kalmadığının farkında…
Genel seçimde Z kuşağı seçimi belirleyecek derken, bugün onların dedeleri, babaanneleri seçim belirleyecek duruma geldi. Seçmenin 3 kuşağı da geçim derdinde ama gündem yerel seçim olmasını kabul edemiyor.
Yaşamak için, hayata tutunmak için, kendine moral vermek için adına ne koyarsanız koyun işte tam da bu nedenle seçmen kendine bir çözüm bulmuş durumda…
Nasıl mı?
Önceliği sandığa gitmemekte arıyor. Atasından gördüğü gibi CHP’nin ya da yıllarca emek verdiği AKP’nin adayına oy atabilmek için seçim günü kabine girip kendinle baş başa kaldığında moralini düzgün tutmak için parti logosunu kapatarak oy kullanmayı planlıyor.
Seçmenin AKP’nin ekonomi politikasına duyduğu öfke kadar CHP’nin beceriksiz parti içi politikaları ve siyasette ekonomi dilini doğru kullanmaması sebebiyle adayların ciddi şekilde oy kaybetmesine neden oluyor. 
Adayların siyasi partilerinden, genel başkanların iki dudağı arasındaki politikaların uzaklaşarak kampanyaları yürütmeleri, ikili ilişkilerindeki güven duygusunu seçmene geçirmeleri gerekiyor. 
Unutmadan, bir de çılgın projeler, altyapı dahilinde yol, su projeleri seçmenin umurunda olmadığını özellikle sosyal projeler dahilinde belediyelerin yerelde birleştirici gücünü kullanarak yeni ek iş sağlayacak, üretime dahil olacak pazarlar yaratarak maddi kazanç sağlayabilecek projelere ilgi duyduğunu da söyleyebilirim.
Böylesi öfkeli ve belirsiz seçmen karşısında seçim sonuçlarıyla ilgili araştırma şirketlerinin bile sağlıklı, bilimsel sonuçlara hakim olacağı kanaatini taşımıyorum. Çoğunluğun kafa kafaya geçeceği seçimin sonunda Ak Parti şu kadar belediye aldı, CHP bu kadar belediye aldı kavramları yerine adayların isimleri üzerinden ilk kez farklı bir yerel seçim süreci yaşayacağız ve sonuçlara şaşıracağız. 
Ekonominin gerçekliği rasyonel sonuçları verirken, toplumun içinde bulunduğu ruh halinin sosyolojik gerçekliği yansıtacağı seçimlerin sonuçları en az ben de sizin kadar merak ediyorum.
Kalın sağlıcakla...

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.