Sedat Peker’e ne yaptılar?

Ebru Küçükaydın- Kapanma döneminde evlerimizde otururken bugün ne diyecek diye, adeta dizi film izler gibi Sedat Peker açıklamalarını takip ediyoruz. Sosyal medya üzerinden yapılan yorumlar, 90’lı yıllarda bıraktığımız derin devlet ilişkileri yeniden gözler önüne seriliyor. Dün aydınlatılmayan konular, tozlu raflardan yeniden çıkarılarak bugün yaşananlarla birlikte değerlendiriliyor. Sistemin hiçbir zaman boşluk bırakmadığı derin devlet ilişkileri adeta mantar gibidir. Mantarı koparıp, yok ettim zannedersiniz, ancak yağmurlu, nemli ve karanlık ortamı bulduğunda o kopardığınız mantarın yerinde yenileri çıkar. Sedat Peker’in meydan okuyan sözlerinde açılması gereken önemli parantez FETÖ ile mücadeleye başladığı dönemdir.  SİSTEM BOŞLUK KALDIRMIYOR! Sedat Peker ve Abdullah Çatlı gibi bir dönemin nam salmış devlet destekli güçleri, Peker’in bugün ‘Tayyip ağabey’ diye hitap ettiği Erdoğan ve AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte cezaevlerine tıkıldı. Derin devlet ilişkileri yok ediliyor algısı yaratılırken tıpkı mantar örneğinde olduğu gibi sistem boşluğu doldurdu. Bu süreç dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve oğlu Murat Aksu tarafından yeniden şekillendirildi. FETÖ’nün devlet ve siyaset içinde yapılanmasıyla birlikte eskileri temizlemek o dönemde kolay oldu. Sedat Peker ve belli bölgelerde konuşlanmış isimler bu dönemde çete lideri olarak yargılandı.  SİLAH GÜCÜ EKSİKLİĞİ FETÖ ile iktidar arasında sorun yaşanıp Fetullah Gülen terör örgütü lideri olarak anılmaya başlandıktan sonra, yüzde 1’lik dilimleri bile hesaplayarak ilerleyen AKP, diğer cemaatlerin kitlesine yöneldi. Bir tek eksik vardı. FETÖ devletin içinde de olsa silahlıydı, ama diğer cemaatlerin silah güçleri bulunmuyordu. Bu eksikliği gidermek adına düğmeye basıldı. Sedat Peker ve diğerleri, 20-30 yıllık infazlar tepelerinde sallanarak cezaevlerinden çıkarıldı. Cezaevinden çıkar çıkmaz bu kişilerle tek tek pazarlık yapıldı. Her biri ekipleriyle birlikte cemaatlerin silah gücü olacaktı. Bu teklifi kabul edenler özgürlüklerini elde edecek, kabul etmeyenlerin başına ise 30 yıllık infazları inecek ve cezaevini boylayacaktı. Bunların içinde kabul edenler oldu, aynı Sedat Peker gibi… Etmeyenler ise hala cezaevinde, 30 yılın üzerindeki cezalarını tamamlamayı bekliyor.  PAZARLIKLAR Sedat Peker, kendisine bağlanan cemaate güç vermeyi aşarak, iktidarla yakın ilişkilere girmeye, hatta siyaset yapmaya başladı. ‘Süslü Süleyman’ diye hitap ettiği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise sadece ve sadece yukarıdan gelen talimatları yerine getiriyordu. Bunun dışında bir özgül ağırlığı yoktu. Bu sistemde oyun kurucu her daim Mehmet Ağar oldu. Cezasını iltimaslı olarak çektikten sonra oğlu Tolga Ağar’ı AKP’den milletvekili yapma pazarlığında bile bulundu.  BAHÇELİ DEVREYE GİRİNCE Her şey tıkırında giderken peki ne oldu? Aklınızda eminim ki şu an bu soru vardır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ittifak yaptığı iktidar partisiyle dereyi geçerken atı değiştirme pazarlığına girdi. Sedat Peker işine bakmıyor, siyaset yapıyordu. Siyaset-rant-mafya üçgeninde kontrolün elden gitmemesi adına doğru ismin Sedat Peker değil de Alaattin Çakıcı olduğunu, Mehmet Ağar’ın da desteğiyle onaylatınca, bir süredir Peker videolarını izliyoruz. 1.sezon 4. bölüm olarak izlediğimiz filmi daha iyi anlamak için, önceki filmleri bilmek gerekir diye düşündüm. Gazeteci olarak kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getireyim istedim. İyi seyirler…