Siber uzay mutluluğu

GÜNDEM 18.11.2022 - 12:22, Güncelleme: 18.11.2022 - 12:22
 

Siber uzay mutluluğu

Malum sanal hayat, siber uzayda toplumsallaşma, sosyalleşme haline geldi. Siber uzayın sonsuz boşluğuna bıraktık çoğumuz kendimizi. Bilim, kitap, müzik, tiyatro, sinema, bilgiler, haberler, edebiyat, dostluklar, arkadaşlıklar ve hatta sevgililer..

Ne varsa aklınıza gelen bir tuş uzağınızda, hemen  yanı başınızda. Büyük bir devrimdir bu, insanlık için büyük bir adım. İnsanların uyanışında, aydınlanmasında, haber almasında, bakış açılarının gelişmesinde ve gözetleme dünyası sayesinde çoğu kötülüğün/adaletsizliğin, sömürünün/baskının, dolandırıcılığın/ düzenbazlığın, iyinin/kötünün, karanlığın gün ışığına çıkmasını sağlayan büyük bir devrim. Artık çoğu şey gizlenemiyor, internet kapanmadıkça, sansür uygulanmadıkça, bant daraltma o bu vs. olmadıkça.. Kısacası haber alma özgürlüğüne balta vurulmadıkça. Bu kadar akış karşısında, insanların sorgulama yeteneği, düşünsel yeteneği de artıyor bence. İşte bu şahane... Neyse tercihiniz, neyse beklentiniz, kişiye özel hizmet burada... Her şey sınırsız neredeyse sanalda. Dijital uçurum yoksa arada. Tabii yalan yanlış çöplüğü de yanında, bedavaya. Çok dikkat etmek gerek mutlaka bunlara Bir de tek yanlıysa sadece gördüğünüz, izlediğiniz, okuduğunuz, araştırdığınız şeyler, ayrımcılığı/ kutuplaştırmayı da körüklemesi yan ürün aslında. Özel hayatın ihlaline hiç girmeyeceğim. Bu ayrıca bir tartışma konusu Sanal ortamla böylesine haşır neşirken ve sosyalleşirken, bir yandan da sosyal yaşamdan elimizi eteğimizi çekip kabuklarımızın içine çekiliyoruz. Sanal ortamda çoğalırken, gerçek hayatta yalnızlaşıyoruz Siber uzayda birleşen, ama gerçek yaşamda birleşemeyen, aksine gittikçe insanların birbirinden uzaklaştığı bir toplum haline geliyoruz. Matriks veya Avatar kurgularındaki bir topluma doğru mu gidiyoruz? Meçhul.. Bireysel özgürlük arzusu ile yola çıkan bizler, aslında özgürlüğümüzü fark etmeden bu sanal ortamlara sattık, boş kalan zincirlerimizi de onlara bağladık sanki. Evet, bu kadar bilgiye, habere, görüşe, bu kadar çok insana, dosta ulaşmak çok değerli ve önemli. İnsanın/ insanlığın, hakların, özgürlüklerin, bakış açılarının  gelişmesinde de önemi yadsınamaz. Ancak bu mecralardayken, yaşantı dünyamızı kaybetmek, gerçek hayatta birleşememek, bir araya gelmemek, sosyalleşmemek ne kadar doğru? Klavyede yazdıklarımız, gökten zembille inip yaşantı dünyamızı düzeltiyor mu mesela? Mesela okuduk, öğrendik, sorguladık, yazdık çizdik. Çok güzel.. Eyledik mi? Çoğumuzun yazdığı çizdiği haksızlık, hukuksuzluk ve eleştirileri klavyelerimiz dışında sosyal yaşamda da savunabildik mi? “Doğru insan, iyi insan, barış, kardeşlik, eşitlik, özgürlük, saygı, sevgi, hak, hukuk, kendin ol, onu yap bunu yap ”sloganları attık lakin, biz önce kendimizde bu sloganları uygulayabildik veya bunlar için bir şeyler yapabildik mi? Yazdıklarımızın kaçı biziz, yoksa sadece arzuladığımız, idealimizdeki beni mi çizdik? Hadi idealimizdeki beni çizdik diyelim sanalda, bu ideale ulaşabilmek için biz ne yaptık? Sanalda elini tutmak dışında, çıkıp sokağa tutabildik mi elini insanın. Kendimizi ve en önemlisi insanı; gerçekten, gerçek hayatta ayağa kaldırabildik mi? İyi şeyler yapabildik ve umut için, gelecek için, güzel günler için birleşmeyi gerçek hayatta da sağlayabildik mi? Yoksa umudu da, güzellikleri de sanala hapsedip, gerçek hayatlarımızı tozlu dolaplara mı kaldırdık? Eyleyebildik mi kısacası, birleşebildik mi? Umudu, yaşamı, barışı, kardeşliği, sevgiyi sanala değil de gün ışığına, sokaklara çıkarabildik mi? Biliyor musunuz, evet, teknolojiden yararlanalım elbette. Siber uzayda da birleşelim, paylaşalım, birlikte çoğalalım, güzel bir geleceğe birlikte gidelim. Ama en önemlisi şunu unutmamak lazım bence; Sanal bir araç sadece, gerçek hayattır, nefestir, yaşamdır aslolan. İşte asıl burada birleşmek götürecek bizi daha iyiye, daha güzele ve aydınlık günlere. O halde, üşenmemek lazım, kalkmalı yerlerimizden, sanal zincirlerimizi elimize almalı. Biz sanalın kölesi olmamalıyız, sanal bizim kölemiz olmalı. Diyorum ki tekrar; huzur, refah, adalet, hak, hukuk, barış, kardeşlik, sevgi, mutluluk dolu günler, onlara ulaşma umudu ve bunun için mücadele sadece sanalda, hayallerde kalmamalı. Olabildiğince gerçek yaşama coşkuyla akmalı ve orada nefes almalı, hayatta olmalı.        
Malum sanal hayat, siber uzayda toplumsallaşma, sosyalleşme haline geldi. Siber uzayın sonsuz boşluğuna bıraktık çoğumuz kendimizi. Bilim, kitap, müzik, tiyatro, sinema, bilgiler, haberler, edebiyat, dostluklar, arkadaşlıklar ve hatta sevgililer..

Ne varsa aklınıza gelen bir tuş uzağınızda, hemen  yanı başınızda.

Büyük bir devrimdir bu, insanlık için büyük bir adım.

İnsanların uyanışında, aydınlanmasında, haber almasında, bakış açılarının gelişmesinde ve gözetleme dünyası sayesinde çoğu kötülüğün/adaletsizliğin, sömürünün/baskının, dolandırıcılığın/ düzenbazlığın, iyinin/kötünün, karanlığın gün ışığına çıkmasını sağlayan büyük bir devrim.

Artık çoğu şey gizlenemiyor, internet kapanmadıkça, sansür uygulanmadıkça, bant daraltma o bu vs. olmadıkça..

Kısacası haber alma özgürlüğüne balta vurulmadıkça.

Bu kadar akış karşısında, insanların sorgulama yeteneği, düşünsel yeteneği de artıyor bence. İşte bu şahane...

Neyse tercihiniz, neyse beklentiniz, kişiye özel hizmet burada...

Her şey sınırsız neredeyse sanalda. Dijital uçurum yoksa arada.

Tabii yalan yanlış çöplüğü de yanında, bedavaya. Çok dikkat etmek gerek mutlaka bunlara

Bir de tek yanlıysa sadece gördüğünüz, izlediğiniz, okuduğunuz, araştırdığınız şeyler, ayrımcılığı/ kutuplaştırmayı da körüklemesi yan ürün aslında.

Özel hayatın ihlaline hiç girmeyeceğim. Bu ayrıca bir tartışma konusu

Sanal ortamla böylesine haşır neşirken ve sosyalleşirken, bir yandan da sosyal yaşamdan elimizi eteğimizi çekip kabuklarımızın içine çekiliyoruz.

Sanal ortamda çoğalırken, gerçek hayatta yalnızlaşıyoruz

Siber uzayda birleşen, ama gerçek yaşamda birleşemeyen, aksine gittikçe insanların birbirinden uzaklaştığı bir toplum haline geliyoruz.

Matriks veya Avatar kurgularındaki bir topluma doğru mu gidiyoruz? Meçhul..

Bireysel özgürlük arzusu ile yola çıkan bizler, aslında özgürlüğümüzü fark etmeden bu sanal ortamlara sattık, boş kalan zincirlerimizi de onlara bağladık sanki.

Evet, bu kadar bilgiye, habere, görüşe, bu kadar çok insana, dosta ulaşmak çok değerli ve önemli.

İnsanın/ insanlığın, hakların, özgürlüklerin, bakış açılarının  gelişmesinde de önemi yadsınamaz.

Ancak bu mecralardayken, yaşantı dünyamızı kaybetmek, gerçek hayatta birleşememek, bir araya gelmemek, sosyalleşmemek ne kadar doğru?

Klavyede yazdıklarımız, gökten zembille inip yaşantı dünyamızı düzeltiyor mu mesela? Mesela okuduk, öğrendik, sorguladık, yazdık çizdik. Çok güzel..

Eyledik mi? Çoğumuzun yazdığı çizdiği haksızlık, hukuksuzluk ve eleştirileri klavyelerimiz dışında sosyal yaşamda da savunabildik mi?

“Doğru insan, iyi insan, barış, kardeşlik, eşitlik, özgürlük, saygı, sevgi, hak, hukuk, kendin ol, onu yap bunu yap ”sloganları attık lakin, biz önce kendimizde bu sloganları uygulayabildik veya bunlar için bir şeyler yapabildik mi?

Yazdıklarımızın kaçı biziz, yoksa sadece arzuladığımız, idealimizdeki beni mi çizdik?

Hadi idealimizdeki beni çizdik diyelim sanalda, bu ideale ulaşabilmek için biz ne yaptık?

Sanalda elini tutmak dışında, çıkıp sokağa tutabildik mi elini insanın. Kendimizi ve en önemlisi insanı; gerçekten, gerçek hayatta ayağa kaldırabildik mi?

İyi şeyler yapabildik ve umut için, gelecek için, güzel günler için birleşmeyi gerçek hayatta da sağlayabildik mi?

Yoksa umudu da, güzellikleri de sanala hapsedip, gerçek hayatlarımızı tozlu dolaplara mı kaldırdık?

Eyleyebildik mi kısacası, birleşebildik mi? Umudu, yaşamı, barışı, kardeşliği, sevgiyi sanala değil de gün ışığına, sokaklara çıkarabildik mi?

Biliyor musunuz, evet, teknolojiden yararlanalım elbette. Siber uzayda da birleşelim, paylaşalım, birlikte çoğalalım, güzel bir geleceğe birlikte gidelim.

Ama en önemlisi şunu unutmamak lazım bence;

Sanal bir araç sadece, gerçek hayattır, nefestir, yaşamdır aslolan.

İşte asıl burada birleşmek götürecek bizi daha iyiye, daha güzele ve aydınlık günlere.

O halde, üşenmemek lazım, kalkmalı yerlerimizden, sanal zincirlerimizi elimize almalı. Biz sanalın kölesi olmamalıyız, sanal bizim kölemiz olmalı.

Diyorum ki tekrar; huzur, refah, adalet, hak, hukuk, barış, kardeşlik, sevgi, mutluluk dolu günler, onlara ulaşma umudu ve bunun için mücadele sadece sanalda, hayallerde kalmamalı. Olabildiğince gerçek yaşama coşkuyla akmalı ve orada nefes almalı, hayatta olmalı.

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (2 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
İsmail
(18.11.2022 12:42 - #72513)
Elinize yüreğinize sağlık,
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İsmail
(18.11.2022 12:42 - #72514)
Elinize yüreğinize sağlık,
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.