“Siyaset yürüten bir partinin silahlı örgütle bağı olamaz”

GÜNDEM 18.07.2022 - 16:21, Güncelleme: 18.07.2022 - 16:21
 

“Siyaset yürüten bir partinin silahlı örgütle bağı olamaz”

HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, “Siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz” dedi.

haberimizvar.net- Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı. HDP’nin “tam bir Türkiye partisi” olduğunu belirten Demirtaş, “Çünkü Türkiye tek bir etnik kimlikten de tek bir inançtan da oluşmuyor. Bu açıdan HDP, temsil yönüyle Türkiye’deki her kesimi kapsıyor. Türkiye’deki farklı kimlik ve inançları yok sayan ırkçı partiler bile kendilerini Türkiye partisi olarak tanımlıyorlar ve kimse de bunda bir sorun görmüyor. Dolayısıyla asıl Türkiye partisi olmayanlar sağ milliyetçi, ırkçı partilerdir” ifadelerini kullandı. HDP ÇİZGİSİ HDP’nin çizgisini daha görünür kılmak için çaba sarf etmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: “Toplumun önemli bir kesimi bölünme, silah, şiddet, terör korkusu yaşıyor. İktidar da bu korkuları sürekli kaşıyarak öfkeyi HDP’ye yönlendiriyor. Dolayısıyla HDP bir günah keçisine dönüştürülmüş oluyor. Bu cendereden çıkmak için HDP’nin daha fazla birlik ve barış mesajı vermesi, bu yönlü politikalarını somut ve görünür kılması yerinde olur. Gerekirse her gün birkaç kez, ülkeye iç barışı getireceğimizi, şiddeti kalıcı olarak sonlandıracak politikalarımızı aktarmak, bölünme diye bir gündemimiz olmadığını ikna edici şekilde anlatmak ve tüm toplumu barış, kardeşlik, duyguları etrafında buluşturmak zorundayız.” “HDP, PKK’NİN UZANTISI DEĞİLDİR” Demirtaş, “Bu açılımın parametrelerini netleştirir misiniz? Peki nasıl bir açılım?” sorusuna şu yanıtı verdi: “İktidar tüm olanaklarıyla HDP’ye yönelik kirli propaganda ve algı çalışması yürütürken bizim yüzümüzü doğrudan halka dönerek niyetimizi, içten düşüncelerimizi bıkmadan ve usanmadan anlatmamız gerekir. ‘Biz zaten mağduruz, bizi anlamak zorundasınız’ deyip yerimizde oturamayız. Mithat Sancar’ın da son röportajında altını çizdiği gibi; HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz. Öte yandan, HDP’nin Kürt sorununa bakışı da çözüm önerileri de birçok partiden farklıdır ve en gerçekçi olandır. Bizim çözüm önerimiz askeri operasyon değil, diyalog ve müzakeredir. Diyalog ve müzakerenin yegane çözüm yolu olduğunu da topluma iyi anlatabilmek gerekir. Bu bakış açısı nedeniyle kimse HDP’yi, PKK’nin siyasi uzantısı gibi göremez.” “PKK’NİN TÜRKİYE’YE KARŞI SİLAHLARI BIRAKMASINI İSTERİM” Demirtaş, bir soru üzerine devletin de PKK’nin de sorunu artık şiddet zemininin dışına çıkarmak zorunda olduğunu vurgulayarak, “Ben mümkünse PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim. Ancak ve ne yazık ki ortada iki temel engel var, bunları da herkesin bilmesi lazım. İlki, Hükümet askeri operasyon dışında hiçbir seçeneği devreye koymuyor, tartışmıyor, silahta ısrar ediyor. Oysa biz PKK’nin ikna edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Burada da ikinci engel çıkıyor, o da İmralı tecrididir. Çünkü PKK’yi ikna edebilecek kişi Öcalan’dır, onu da yıllardır tecritte tutuyorlar. Bu engellere rağmen PKK silahlarını susturursa bundan mutlu olurum. Ama deneyimlerimiz, bunun kolay olmadığını gösterdi maalesef” dedi. “Hükümet silahların susması için Öcalan ile görüşürse doğru bir şey yapmış olur” diyen Selahattin Demirtaş, “Bu ülkenin evlatlarının canlarını kurtarmak, kimsenin karşı koyacağı bir şey olamaz. Akan kanın durması AKP’ye oy getirir diye barışa karşı çıkmak ahlaken de siyaseten de yanlış olur. AKP’ye yarayıp yaramayacağını bilemem ama Türkiye toplumuna yarar, herkes nefes alır. Böyle bir durumda HDP seçmeni AKP’ye oy verir mi diye merak ediliyorsa bunun yanıtını ancak sandıkta görebiliriz. HDP seçmeni tüm gelişmeleri, muhalefetin tutumunu, her şeyi iyice ölçer, biçer ve en doğru kararı verir. Ben, seçmenimize çok güveniyorum” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE’NİN BİR NUMARALI SORUNU DEMOKRASİ OLMAMASI” HDP eskiş eş genel Başkanı Demirtaş, “Sizce Türkiye’nin bugün bir numaralı sorunu Erdoğan’ın seçimde yenilgiye uğratılması mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Hayır, değil. Türkiye’nin bir numaralı sorunu ülkede demokrasi olmaması. Erdoğan’ın gitmesi demokrasiyi otomatikman getirmiyor. Bizim üçüncü yol siyasetimiz tam da budur zaten. Biz AKP ve Erdoğan karşıtlığı ya da Altılı Masa taraftarlığı üzerinden siyaset yapmıyoruz. Sadece köklü, radikal demokrasiyi büyütmeye odaklanmış durumdayız. Stratejik hedefimiz budur. Geri kalan her hamlemiz bu stratejiye uygun taktiklerdir. Taktiklerimiz değişkenlik gösterebilir ama stratejimiz değişmeyecektir.” Demirtaş, “ortak aday” hakkındaki soru üzerine, “Aday ismini biz kendi partimizde bile tartışmazken başka partilerin adayını isim düzeyinde tartışmak doğru olmaz. Ancak ortak aday olsun isteniyorsa o adayın HDP’nin de düşünceleri ve önerileri alınarak belirlenmesi daha kapsayıcı bir tutum olur. Sadece HDP’nin de değil, Meclis dışındaki sol partilerin, meslek odalarının, sendikaların, kadın örgütlerinin, baroların, çevre örgütlerinin de düşünce ve önerileri alınmalı ki, ortak aday gerçekten de toplumun ortak adayı olabilsin” yanıtını verdi. Selahattin Demirtaş, aday olma durumu hakkında ise, “Ben aday olmaya, yukarıda belirttiğim çerçevede hazırım. Halk nezdinde siyasi yasaklı değilim. Gerisini iktidar düşünsün. Bugün itibarıyla Erdoğan aday olabiliyorsa hukuken ben hayli hayli aday olabilirim. Ancak kararı halkımızın görüşleri doğrultusunda partimiz verecektir. Ortak aday için, son dakikaya kadar hep birlikte çalışacağız, ortak adaya açık olacağız” sözlerini sarf etti.  
HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, “Siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz” dedi.

haberimizvar.net- Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı. HDP’nin “tam bir Türkiye partisi” olduğunu belirten Demirtaş, “Çünkü Türkiye tek bir etnik kimlikten de tek bir inançtan da oluşmuyor. Bu açıdan HDP, temsil yönüyle Türkiye’deki her kesimi kapsıyor. Türkiye’deki farklı kimlik ve inançları yok sayan ırkçı partiler bile kendilerini Türkiye partisi olarak tanımlıyorlar ve kimse de bunda bir sorun görmüyor. Dolayısıyla asıl Türkiye partisi olmayanlar sağ milliyetçi, ırkçı partilerdir” ifadelerini kullandı.

HDP ÇİZGİSİ

HDP’nin çizgisini daha görünür kılmak için çaba sarf etmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: “Toplumun önemli bir kesimi bölünme, silah, şiddet, terör korkusu yaşıyor. İktidar da bu korkuları sürekli kaşıyarak öfkeyi HDP’ye yönlendiriyor. Dolayısıyla HDP bir günah keçisine dönüştürülmüş oluyor. Bu cendereden çıkmak için HDP’nin daha fazla birlik ve barış mesajı vermesi, bu yönlü politikalarını somut ve görünür kılması yerinde olur. Gerekirse her gün birkaç kez, ülkeye iç barışı getireceğimizi, şiddeti kalıcı olarak sonlandıracak politikalarımızı aktarmak, bölünme diye bir gündemimiz olmadığını ikna edici şekilde anlatmak ve tüm toplumu barış, kardeşlik, duyguları etrafında buluşturmak zorundayız.”

“HDP, PKK’NİN UZANTISI DEĞİLDİR”

Demirtaş, “Bu açılımın parametrelerini netleştirir misiniz? Peki nasıl bir açılım?” sorusuna şu yanıtı verdi: “İktidar tüm olanaklarıyla HDP’ye yönelik kirli propaganda ve algı çalışması yürütürken bizim yüzümüzü doğrudan halka dönerek niyetimizi, içten düşüncelerimizi bıkmadan ve usanmadan anlatmamız gerekir. ‘Biz zaten mağduruz, bizi anlamak zorundasınız’ deyip yerimizde oturamayız.

Mithat Sancar’ın da son röportajında altını çizdiği gibi; HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir. PKK ile bir bağı yoktur. Bunu Türkiye kamuoyuna anlatabilmemiz gerekir. Demokratik siyaset yürüten bir partinin silahlı bir örgütle bağı olamaz.

Öte yandan, HDP’nin Kürt sorununa bakışı da çözüm önerileri de birçok partiden farklıdır ve en gerçekçi olandır. Bizim çözüm önerimiz askeri operasyon değil, diyalog ve müzakeredir. Diyalog ve müzakerenin yegane çözüm yolu olduğunu da topluma iyi anlatabilmek gerekir. Bu bakış açısı nedeniyle kimse HDP’yi, PKK’nin siyasi uzantısı gibi göremez.”

“PKK’NİN TÜRKİYE’YE KARŞI SİLAHLARI BIRAKMASINI İSTERİM”

Demirtaş, bir soru üzerine devletin de PKK’nin de sorunu artık şiddet zemininin dışına çıkarmak zorunda olduğunu vurgulayarak, “Ben mümkünse PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını, bırakmasını isterim. Ancak ve ne yazık ki ortada iki temel engel var, bunları da herkesin bilmesi lazım. İlki, Hükümet askeri operasyon dışında hiçbir seçeneği devreye koymuyor, tartışmıyor, silahta ısrar ediyor. Oysa biz PKK’nin ikna edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Burada da ikinci engel çıkıyor, o da İmralı tecrididir. Çünkü PKK’yi ikna edebilecek kişi Öcalan’dır, onu da yıllardır tecritte tutuyorlar. Bu engellere rağmen PKK silahlarını susturursa bundan mutlu olurum. Ama deneyimlerimiz, bunun kolay olmadığını gösterdi maalesef” dedi.

“Hükümet silahların susması için Öcalan ile görüşürse doğru bir şey yapmış olur” diyen Selahattin Demirtaş, “Bu ülkenin evlatlarının canlarını kurtarmak, kimsenin karşı koyacağı bir şey olamaz. Akan kanın durması AKP’ye oy getirir diye barışa karşı çıkmak ahlaken de siyaseten de yanlış olur. AKP’ye yarayıp yaramayacağını bilemem ama Türkiye toplumuna yarar, herkes nefes alır. Böyle bir durumda HDP seçmeni AKP’ye oy verir mi diye merak ediliyorsa bunun yanıtını ancak sandıkta görebiliriz. HDP seçmeni tüm gelişmeleri, muhalefetin tutumunu, her şeyi iyice ölçer, biçer ve en doğru kararı verir. Ben, seçmenimize çok güveniyorum” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN BİR NUMARALI SORUNU DEMOKRASİ OLMAMASI”

HDP eskiş eş genel Başkanı Demirtaş, “Sizce Türkiye’nin bugün bir numaralı sorunu Erdoğan’ın seçimde yenilgiye uğratılması mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Hayır, değil. Türkiye’nin bir numaralı sorunu ülkede demokrasi olmaması. Erdoğan’ın gitmesi demokrasiyi otomatikman getirmiyor. Bizim üçüncü yol siyasetimiz tam da budur zaten. Biz AKP ve Erdoğan karşıtlığı ya da Altılı Masa taraftarlığı üzerinden siyaset yapmıyoruz. Sadece köklü, radikal demokrasiyi büyütmeye odaklanmış durumdayız. Stratejik hedefimiz budur. Geri kalan her hamlemiz bu stratejiye uygun taktiklerdir. Taktiklerimiz değişkenlik gösterebilir ama stratejimiz değişmeyecektir.”

Demirtaş, “ortak aday” hakkındaki soru üzerine, “Aday ismini biz kendi partimizde bile tartışmazken başka partilerin adayını isim düzeyinde tartışmak doğru olmaz. Ancak ortak aday olsun isteniyorsa o adayın HDP’nin de düşünceleri ve önerileri alınarak belirlenmesi daha kapsayıcı bir tutum olur. Sadece HDP’nin de değil, Meclis dışındaki sol partilerin, meslek odalarının, sendikaların, kadın örgütlerinin, baroların, çevre örgütlerinin de düşünce ve önerileri alınmalı ki, ortak aday gerçekten de toplumun ortak adayı olabilsin” yanıtını verdi.

Selahattin Demirtaş, aday olma durumu hakkında ise, “Ben aday olmaya, yukarıda belirttiğim çerçevede hazırım. Halk nezdinde siyasi yasaklı değilim. Gerisini iktidar düşünsün. Bugün itibarıyla Erdoğan aday olabiliyorsa hukuken ben hayli hayli aday olabilirim. Ancak kararı halkımızın görüşleri doğrultusunda partimiz verecektir. Ortak aday için, son dakikaya kadar hep birlikte çalışacağız, ortak adaya açık olacağız” sözlerini sarf etti.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.