Tamince dosyasında neler var?

GÜNDEM 22.09.2019 - 21:00, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Tamince dosyasında neler var?

Adalet Bakanlığının Tamince hakkındaki talebine dayanak olan Nizamettin Sağır’ın itiraz başvurusundaki iddialar yenilir, yutulur cinsten değil. Tamince’nin kontrolündeki banka ve tapu kayıtlarını isteyen Sağır, soruşturmanın bilinçli olarak kapatıldığını dile getirdi.

ÖZEL HABER           HABERİMİZ VAR – Adalet Bakanlığı’nın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin işadamı Fettah Tamince hakkındaki FETÖ iddialarıyla ilgili verdiği takipsizlik kararının iptalini istemesi gözleri Tamince dosyasına çevirdi. Adalet Bakanlığının itirazı kabul olursa yargı yolu açılacak olan Tamince hakkında avukat Nizamettin Sağır tarafından verilen itiraz dilekçesinde birbirinden çarpıcı detaylar yer alıyor. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının Tamince hakkında yapılan şikayetlerle ilgili 10 Mayıs 2018’de verdiği 2018/26123 nolu takipsizlik kararına itiraz eden Nizamettin Sağır, başta FETÖ’nün bankası Bank Asya olmak üzere bir çok bankayla büyük bir para trafiği yaşandığını aktardı. YETERLİ DELİL TESPİT EDİLEMEMİŞ Müteahhit Gökhan Çelikel ve emekli hakim Osman Kaçmaz adına takipsizlik kararına itiraz eden Sağır, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının, “şüpheli Fettah Tamince hakkında FETÖ/PDY örgüt üyeliği suçu yönünden kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden” kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdiğini hatırlattı. Bu karara yapılan itirazın da Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 11 Ekim 2016 tarih ve 2016/2447 değişik iş sayılı karan ile reddedildiğini, böylece şüpheli hakkındaki takipsizlik kararının kesinleştiğini belirten Sağır, “Bu durumda yeni delil ortaya çıkmadıkça yeniden dava açılamayacaktı. Yeni delil çıkması durumunda ise sulh ceza mahkemesinden ek karar alması gerekiyordu” dedi. BANK ASYA’DA ‘İRFAN AŞ’ HESABI Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının Tamince hakkındaki hangi delillere rağmen takipsizlik kararı verdiğini soran Sağır, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi’nin yaptığı sorgulamanın sonuçlarını aktardı. Buna göre, KOM Şube’nin FETÖ/PDY sorgulamasında Tamince’nin 2009 yılında hissesini devrederek çıktığı İrfan Özel Öğretim ve Turizm Ticaret A.Ş adına Bank Asya’da açılmış hesapta 5 bin 35 liralık artış tespit edildi. Bunun dışında suç teşkil edecek herhangi bir tespit yapılmadığı söyleyen Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. UAÜ HAKKINDA BİLİRKİŞİ RAPORU Osman Kaçmaz’ın Uluslararası Antalya Üniversitesi’ndeki (UAÜ) para trafiğiyle ilgili yaptığı suç duyurusunda ise savcılık bilirkişi raporu istedi. Bilirkişi raporunda 45 milyon 592 bin 538 TL, 1 milyon 950 bin 862 Dolar ve 45 bin Euro bağış toplandığı belirtildi. Osman Kaçmaz’ın şikayetinde belirttiği gibi toplam 129 milyon civarında bağış toplanmadığının anlaşıldığı söyleyen savcılık, bankalar arası yapılan virman, EFT ve havale toplamının 64 milyon 850 bin 671 lira olduğunu, Kaçmaz’ın iddiasındaki 129 milyon 479 bin 628 TL’nin virman hareketleri toplamından oluşmuş olabileceği kanaatine vardı. Kaçmaz’ın avukatı Nizamettin Sağır’ın şikayetinde üniversiteye yapılan toplam binaların maliyetinin 35-40 milyon TL olduğunu belirttiğini de kaydeden savcılık, üniversitenin açılışında yapılmış olan diğer masraflarla birlikte toplanan bağışların üniversiteye harcandığı kanaat ve sonucunda varıldığını söyledi. KAMU ARAZİSİ İPOTEK GÖSTERİLDİ UAÜ’ye fakülte yapılması kaydıyla devlet tarafından tahsis edilen Manavgat Gündoğdu’daki arazi ipotek gösterilerek alınan 120 milyon dolar ve 30 milyon TL krediyle ilgili Deniz Bank’tan gelen cevabi yazıya değinen Başsavcılım, “Bu kredinin borçlusu Öge Seyahat Tur. A.Ş.’dir. Bu kredinin üzerinde üniversitenin herhangi bir kefaletinin bulunmadığı, kullanılan kredinin toplam 60 milyon 693 bin 500 USD olduğu, ayrıca kredi kullanımı ile ilgili üniversitenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı görülmüştür. Sadece müştekinin iddiasına göre üniversite tarafından otele tahsis edilen arsa üzerine bu krediden dolayı ipotek tesis edildiği, bu olayda da müştekinin iddia etmiş olduğu şekilde üniversite mütevelli heyeti olan şüphelilerin herhangi bir zimmet,  güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık suçları tespit edilememiştir” diyerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. ZAMAN GAZETESİNDE YÜZDE 10 HİSSE Cumhuriyet Başsavcılığının aldığı bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz eden Nizamettin Sağır,  gerekçelerini şöyle sıraladı: “Şüpheli Fettah Tamince hakkındaki takipsizlik kararı kesinleştiği ve bu kesinleşmeden sonra yeni delil ortaya çıkmadığı yönündeki tespit dosya içeriğine aykırıdır. Şöyle ki; KOM Şube Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta İrfan A.Ş.’deki ortaklığın haricinde KHK ile kapatılan Yedi Renk Sanat Vakfı’nın kurucusu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca yine dosyaya ibraz ettiğimiz ticaret sicil Belgelerine göre şüpheli Tamince’nin 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra 12 Ocak 2014 tarihinde FETÖ’nün yayın organlarının sahibi olan Feza Yayıncılık A.Ş.’den yüzde 10 hisse aldığı ve bu hisseleri 5 ay kadar sonra 20 Mayıs 2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile devrettiği, yine FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesi ile KHK ile kapatılan Türk-Rus Kültür Vakfı, Gevher Sultan Vakfı, Tolerans Vakfı gibi vakıfların kurucusu ve TUSKON’un üyesi olduğuna ilişkin yeni deliller ortaya çıkmıştır”. SAVCI YENİ DELİLLERİ DİKKATE ALMADI Başsavcılığın tespitinin aksine önceden verilmiş takipsizlik kararından sonra yeni deliller ortaya çıktığını savunan Sağır,  “Savcılık bu kararı ile kendi tespitlerine de ters düşmüştür. Karar bu nedenle usul, yasa ve dosyadaki belgelere aykırıdır. Kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. FETÖ’ye ait olduğu gerekçesiyle kapatılan vakfın kurucusu, 17-25 Aralık sonrası FETÖ şirketi ortağı, FETÖ’cü kuruluşların üyesi ve Bank Asya’da yüz milyonlarca liralık bağış hesabı olan Fettah Tamince FETÖ’cü değilse, kime FETÖ’cü denilir? Bu sorunun cevabı da verilmelidir” diyerek itiraz etti. ‘ADALETE GÖLGE DÜŞÜREN BİR KARAR’ Osman Kaçmaz’ın şikayetindeki zimmet suçu ile ilgili olarak Başsavcılığın ‘bağış toplamı 129 milyon civarında değil’ diyerek ve bu bağışların üniversiteye harcandığı kanaatine vararak verdiği karara da itiraz eden Nizamettin Sağır, “Bu tespit de usul ve yasaya aykırıdır. İddia ettiğimiz zimmet suçunun ortaya çıkarılması için dosyanın emekli Sayıştay denetçilerinden oluşacak bilirkişiye tevdi edilmesi ve denetime elverişli bir raporun hazırlatılması gerekir iken dosya yetersiz bir bilirkişiye göndererek hatalarla dolu, soyut, tarafsızlıktan ve bilimsellikten uzak hazırlanan, iddialarımızı çürütmeye çalışan bu bilirkişinin raporuna itibar edilmiştir. İddia makamının delilleri toplamadan, söz konusu zimmet iddiamızın hiçbirini değerlendirmeye tutmadan, şüpheli olarak gösterdiğimiz kişilerin ifadelerini almadan, gerekli bilgi ve delilleri toplamadan, daha doğrusu etkin soruşturma yapmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi hakka, hukuka ve adalete de gölge düşürmüştür” dedi. HESAP HAREKETLERİ ANALİZ EDİLMEDİ İddia makamının bilirkişiye gönderdiği soruşturma dosyasındaki üst yazıda ‘banka hesap hareketlerinin çözüm ve veri analizi yapılması’ istendiği halde, düzenlenen bilirkişi raporunda bir banka ekstresi içeriklerinin tekrar özetlendiğini, herhangi bir veri analiz değerlendirmesi yapılmadığını ileri süren Nizamettin Sağır, şikayet dilekçesinde şunları söyledi: “Halbuki iddia ettiğimiz zimmet suçunun ortaya çıkarılması için emekli Sayıştay denetçilerinden oluşacak bilirkişiye gönderilmiş olsaydı çözüm ve veri analizi yapılarak ilgili evraklar ile birlikte denetime elverişli bir raporun hazırlanacağından hiç kimsenin kuşkusu kalmayacaktı. Yetersiz kabul ettiğimiz bilirkişi raporu incelendiğinde rapordaki rakamların gerçekleri yansıtmadığı ilk bakışta anlaşılmaktadır. Dosyada var olmasına rağmen Akbank ve Yapı Kredi bankalarına ait POS hesapları bilirkişi raporuna yansıtılmamış, bilirkişi adeta bu hesapları gözden kaçırmaya çalışmıştır. Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, ‘nakit bağış, yardım ve yapılan ödemeler toplamı 45 milyon 592 bin 538 TL, 1 milyon 950 bin 861 dolar ve 45 Euro’dur’ denmesine karşılık, rapor içeriğinde 149 milyon 345 bin 814 TL, 6 milyon 829 bin 723 USD ve 187 bin Euro bağış toplandığı görülmektedir” ifadelerini kullandı. VAKIF ÜNİVERSİTESİ ÖZEL ŞİRKET DEĞİL Bilirkişi raporunda yaklaşık 200 milyon lira olan rakamın sonuç bölümüne yaklaşık 64 milyon olarak yansıtıldığının altını çizen Sağır, “Bilirkişinin sonuç bölümünde belirttiği 64 milyon lira doğru kabul edilse bile, bilirkişi raporunda herhangi bir tespit olmamasına rağmen savcılığın, üniversitenin kuruluş ve bitim aşamasında 40 milyon TL harcandığı yönündeki kabulü ile ortada hesabı belli olmayan 24 milyon liralık bir para var. Bu paranın nereye harcandığı belli değildir. Cumhuriyet savcılığı kamu kurumu niteliğindeki vakıf üniversitesini adeta bir özel şirket gibi değerlendirerek soyut ve bilimsellikten uzak bir karar vermiştir” dedi. BİLİRKİŞİ RAPORU BİLİMSELLİKTEN UZAK Bilirkişi raporunun çelişkilerle dolu, dosyadaki delillere açıkça aykırı ve bilimsellikten uzak olduğunu söyleyen Sağır, savcılığın 120 milyon USD ve 30 milyon ipotekle ilgili yaptığı değerlendirmeye de itiraz etti. Şüphelilerin Uluslararası Antalya Üniversitesi’ne (UAÜ) turizm uygulama oteli yapılması kaydıyla tahsis edilen arazi üzerine 5 yıldızlı otel kurmak için tahsisli kamu arazisini ipotek göstererek 120 milyon dolar ve 30 milyon TL kredi aldıklarını hatırlatan Sağır, “Devletin sahip olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edilerek kredi çekildiği yönündeki şikayetimiz üzerine Cumhuriyet Savcısı bizzat ilgili belgeleri istemek yerine, UAÜ’nün Denizbank’a yazdığı ve bankanın da ‘müşteri sırrı kapsamında’ diyerek açıklamadığı cevabi yazıya dayanarak karar vermiştir” itirazında bulundu. BANKA VE TAPU KAYITLARI İSTENMELİDİR Sağır şu noktalara dikkat çekti: “Denizbank’ın cevabi yazısında üniversitenin kredi için kefalet vermediği, ancak ipotekten hiç bahsetmediği görülmektedir. Bizim iddiamız kefalet değil ipotek koyulduğu ve devletin bu nedenle zarara uğratıldığı yönündedir. Ayrıca otel inşaatını UAÜ mütevelli heyeti üyelerinden Ömer Gür’ün şirketine, ihaleye dahi çıkarılmadan yaptırılması Vakıflar Kanunu ve İhale Kanunu’na aykırı olduğu gibi TCK’ya göre de suç teşkil etmesine rağmen bu hususlar göz ardı edilerek şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olamadığı kararı verilmiştir. Bu usul ve yasaya aykırıdır”. Bu itirazlarından sonra Denizbank’tan alınan kredinin tüm belgelerinin ve ilgili tapu kayıtlarıyla ipotek belgelerinin getirilmesini talep eden Nizamettin Sağır, bunların emekli Sayıştay denetçilerinden oluşan bir bilirkişi kurulu tarafından incelenmesini istedi. Sağır’ın bu itirazı 14 Ağustos 2018’de Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi. Adalet Bakanlığının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı talep işte bu takipsizlik kararı ve itirazın reddedilmesinin kaldırılmasını içeriyor. 
Adalet Bakanlığının Tamince hakkındaki talebine dayanak olan Nizamettin Sağır’ın itiraz başvurusundaki iddialar yenilir, yutulur cinsten değil. Tamince’nin kontrolündeki banka ve tapu kayıtlarını isteyen Sağır, soruşturmanın bilinçli olarak kapatıldığını dile getirdi.

ÖZEL HABER

 

 

 

 

 

HABERİMİZ VAR – Adalet Bakanlığı’nın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin işadamı Fettah Tamince hakkındaki FETÖ iddialarıyla ilgili verdiği takipsizlik kararının iptalini istemesi gözleri Tamince dosyasına çevirdi. Adalet Bakanlığının itirazı kabul olursa yargı yolu açılacak olan Tamince hakkında avukat Nizamettin Sağır tarafından verilen itiraz dilekçesinde birbirinden çarpıcı detaylar yer alıyor. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının Tamince hakkında yapılan şikayetlerle ilgili 10 Mayıs 2018’de verdiği 2018/26123 nolu takipsizlik kararına itiraz eden Nizamettin Sağır, başta FETÖ’nün bankası Bank Asya olmak üzere bir çok bankayla büyük bir para trafiği yaşandığını aktardı.

YETERLİ DELİL TESPİT EDİLEMEMİŞ

Müteahhit Gökhan Çelikel ve emekli hakim Osman Kaçmaz adına takipsizlik kararına itiraz eden Sağır, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının, “şüpheli Fettah Tamince hakkında FETÖ/PDY örgüt üyeliği suçu yönünden kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden” kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdiğini hatırlattı. Bu karara yapılan itirazın da Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 11 Ekim 2016 tarih ve 2016/2447 değişik iş sayılı karan ile reddedildiğini, böylece şüpheli hakkındaki takipsizlik kararının kesinleştiğini belirten Sağır, “Bu durumda yeni delil ortaya çıkmadıkça yeniden dava açılamayacaktı. Yeni delil çıkması durumunda ise sulh ceza mahkemesinden ek karar alması gerekiyordu” dedi.

BANK ASYA’DA ‘İRFAN AŞ’ HESABI

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının Tamince hakkındaki hangi delillere rağmen takipsizlik kararı verdiğini soran Sağır, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi’nin yaptığı sorgulamanın sonuçlarını aktardı. Buna göre, KOM Şube’nin FETÖ/PDY sorgulamasında Tamince’nin 2009 yılında hissesini devrederek çıktığı İrfan Özel Öğretim ve Turizm Ticaret A.Ş adına Bank Asya’da açılmış hesapta 5 bin 35 liralık artış tespit edildi. Bunun dışında suç teşkil edecek herhangi bir tespit yapılmadığı söyleyen Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

UAÜ HAKKINDA BİLİRKİŞİ RAPORU

Osman Kaçmaz’ın Uluslararası Antalya Üniversitesi’ndeki (UAÜ) para trafiğiyle ilgili yaptığı suç duyurusunda ise savcılık bilirkişi raporu istedi. Bilirkişi raporunda 45 milyon 592 bin 538 TL, 1 milyon 950 bin 862 Dolar ve 45 bin Euro bağış toplandığı belirtildi. Osman Kaçmaz’ın şikayetinde belirttiği gibi toplam 129 milyon civarında bağış toplanmadığının anlaşıldığı söyleyen savcılık, bankalar arası yapılan virman, EFT ve havale toplamının 64 milyon 850 bin 671 lira olduğunu, Kaçmaz’ın iddiasındaki 129 milyon 479 bin 628 TL’nin virman hareketleri toplamından oluşmuş olabileceği kanaatine vardı. Kaçmaz’ın avukatı Nizamettin Sağır’ın şikayetinde üniversiteye yapılan toplam binaların maliyetinin 35-40 milyon TL olduğunu belirttiğini de kaydeden savcılık, üniversitenin açılışında yapılmış olan diğer masraflarla birlikte toplanan bağışların üniversiteye harcandığı kanaat ve sonucunda varıldığını söyledi.

KAMU ARAZİSİ İPOTEK GÖSTERİLDİ

UAÜ’ye fakülte yapılması kaydıyla devlet tarafından tahsis edilen Manavgat Gündoğdu’daki arazi ipotek gösterilerek alınan 120 milyon dolar ve 30 milyon TL krediyle ilgili Deniz Bank’tan gelen cevabi yazıya değinen Başsavcılım, “Bu kredinin borçlusu Öge Seyahat Tur. A.Ş.’dir. Bu kredinin üzerinde üniversitenin herhangi bir kefaletinin bulunmadığı, kullanılan kredinin toplam 60 milyon 693 bin 500 USD olduğu, ayrıca kredi kullanımı ile ilgili üniversitenin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı görülmüştür. Sadece müştekinin iddiasına göre üniversite tarafından otele tahsis edilen arsa üzerine bu krediden dolayı ipotek tesis edildiği, bu olayda da müştekinin iddia etmiş olduğu şekilde üniversite mütevelli heyeti olan şüphelilerin herhangi bir zimmet,  güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık suçları tespit edilememiştir” diyerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.

ZAMAN GAZETESİNDE YÜZDE 10 HİSSE

Cumhuriyet Başsavcılığının aldığı bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz eden Nizamettin Sağır,  gerekçelerini şöyle sıraladı: “Şüpheli Fettah Tamince hakkındaki takipsizlik kararı kesinleştiği ve bu kesinleşmeden sonra yeni delil ortaya çıkmadığı yönündeki tespit dosya içeriğine aykırıdır. Şöyle ki; KOM Şube Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta İrfan A.Ş.’deki ortaklığın haricinde KHK ile kapatılan Yedi Renk Sanat Vakfı’nın kurucusu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca yine dosyaya ibraz ettiğimiz ticaret sicil Belgelerine göre şüpheli Tamince’nin 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra 12 Ocak 2014 tarihinde FETÖ’nün yayın organlarının sahibi olan Feza Yayıncılık A.Ş.’den yüzde 10 hisse aldığı ve bu hisseleri 5 ay kadar sonra 20 Mayıs 2014 tarihli yönetim kurulu kararı ile devrettiği, yine FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesi ile KHK ile kapatılan Türk-Rus Kültür Vakfı, Gevher Sultan Vakfı, Tolerans Vakfı gibi vakıfların kurucusu ve TUSKON’un üyesi olduğuna ilişkin yeni deliller ortaya çıkmıştır”.

SAVCI YENİ DELİLLERİ DİKKATE ALMADI

Başsavcılığın tespitinin aksine önceden verilmiş takipsizlik kararından sonra yeni deliller ortaya çıktığını savunan Sağır,  “Savcılık bu kararı ile kendi tespitlerine de ters düşmüştür. Karar bu nedenle usul, yasa ve dosyadaki belgelere aykırıdır. Kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. FETÖ’ye ait olduğu gerekçesiyle kapatılan vakfın kurucusu, 17-25 Aralık sonrası FETÖ şirketi ortağı, FETÖ’cü kuruluşların üyesi ve Bank Asya’da yüz milyonlarca liralık bağış hesabı olan Fettah Tamince FETÖ’cü değilse, kime FETÖ’cü denilir? Bu sorunun cevabı da verilmelidir” diyerek itiraz etti.

‘ADALETE GÖLGE DÜŞÜREN BİR KARAR’

Osman Kaçmaz’ın şikayetindeki zimmet suçu ile ilgili olarak Başsavcılığın ‘bağış toplamı 129 milyon civarında değil’ diyerek ve bu bağışların üniversiteye harcandığı kanaatine vararak verdiği karara da itiraz eden Nizamettin Sağır, “Bu tespit de usul ve yasaya aykırıdır. İddia ettiğimiz zimmet suçunun ortaya çıkarılması için dosyanın emekli Sayıştay denetçilerinden oluşacak bilirkişiye tevdi edilmesi ve denetime elverişli bir raporun hazırlatılması gerekir iken dosya yetersiz bir bilirkişiye göndererek hatalarla dolu, soyut, tarafsızlıktan ve bilimsellikten uzak hazırlanan, iddialarımızı çürütmeye çalışan bu bilirkişinin raporuna itibar edilmiştir. İddia makamının delilleri toplamadan, söz konusu zimmet iddiamızın hiçbirini değerlendirmeye tutmadan, şüpheli olarak gösterdiğimiz kişilerin ifadelerini almadan, gerekli bilgi ve delilleri toplamadan, daha doğrusu etkin soruşturma yapmadan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi hakka, hukuka ve adalete de gölge düşürmüştür” dedi.

HESAP HAREKETLERİ ANALİZ EDİLMEDİ

İddia makamının bilirkişiye gönderdiği soruşturma dosyasındaki üst yazıda ‘banka hesap hareketlerinin çözüm ve veri analizi yapılması’ istendiği halde, düzenlenen bilirkişi raporunda bir banka ekstresi içeriklerinin tekrar özetlendiğini, herhangi bir veri analiz değerlendirmesi yapılmadığını ileri süren Nizamettin Sağır, şikayet dilekçesinde şunları söyledi: “Halbuki iddia ettiğimiz zimmet suçunun ortaya çıkarılması için emekli Sayıştay denetçilerinden oluşacak bilirkişiye gönderilmiş olsaydı çözüm ve veri analizi yapılarak ilgili evraklar ile birlikte denetime elverişli bir raporun hazırlanacağından hiç kimsenin kuşkusu kalmayacaktı. Yetersiz kabul ettiğimiz bilirkişi raporu incelendiğinde rapordaki rakamların gerçekleri yansıtmadığı ilk bakışta anlaşılmaktadır. Dosyada var olmasına rağmen Akbank ve Yapı Kredi bankalarına ait POS hesapları bilirkişi raporuna yansıtılmamış, bilirkişi adeta bu hesapları gözden kaçırmaya çalışmıştır. Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, ‘nakit bağış, yardım ve yapılan ödemeler toplamı 45 milyon 592 bin 538 TL, 1 milyon 950 bin 861 dolar ve 45 Euro’dur’ denmesine karşılık, rapor içeriğinde 149 milyon 345 bin 814 TL, 6 milyon 829 bin 723 USD ve 187 bin Euro bağış toplandığı görülmektedir” ifadelerini kullandı.

VAKIF ÜNİVERSİTESİ ÖZEL ŞİRKET DEĞİL

Bilirkişi raporunda yaklaşık 200 milyon lira olan rakamın sonuç bölümüne yaklaşık 64 milyon olarak yansıtıldığının altını çizen Sağır, “Bilirkişinin sonuç bölümünde belirttiği 64 milyon lira doğru kabul edilse bile, bilirkişi raporunda herhangi bir tespit olmamasına rağmen savcılığın, üniversitenin kuruluş ve bitim aşamasında 40 milyon TL harcandığı yönündeki kabulü ile ortada hesabı belli olmayan 24 milyon liralık bir para var. Bu paranın nereye harcandığı belli değildir. Cumhuriyet savcılığı kamu kurumu niteliğindeki vakıf üniversitesini adeta bir özel şirket gibi değerlendirerek soyut ve bilimsellikten uzak bir karar vermiştir” dedi.

BİLİRKİŞİ RAPORU BİLİMSELLİKTEN UZAK

Bilirkişi raporunun çelişkilerle dolu, dosyadaki delillere açıkça aykırı ve bilimsellikten uzak olduğunu söyleyen Sağır, savcılığın 120 milyon USD ve 30 milyon ipotekle ilgili yaptığı değerlendirmeye de itiraz etti. Şüphelilerin Uluslararası Antalya Üniversitesi’ne (UAÜ) turizm uygulama oteli yapılması kaydıyla tahsis edilen arazi üzerine 5 yıldızlı otel kurmak için tahsisli kamu arazisini ipotek göstererek 120 milyon dolar ve 30 milyon TL kredi aldıklarını hatırlatan Sağır, “Devletin sahip olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edilerek kredi çekildiği yönündeki şikayetimiz üzerine Cumhuriyet Savcısı bizzat ilgili belgeleri istemek yerine, UAÜ’nün Denizbank’a yazdığı ve bankanın da ‘müşteri sırrı kapsamında’ diyerek açıklamadığı cevabi yazıya dayanarak karar vermiştir” itirazında bulundu.

BANKA VE TAPU KAYITLARI İSTENMELİDİR

Sağır şu noktalara dikkat çekti: “Denizbank’ın cevabi yazısında üniversitenin kredi için kefalet vermediği, ancak ipotekten hiç bahsetmediği görülmektedir. Bizim iddiamız kefalet değil ipotek koyulduğu ve devletin bu nedenle zarara uğratıldığı yönündedir. Ayrıca otel inşaatını UAÜ mütevelli heyeti üyelerinden Ömer Gür’ün şirketine, ihaleye dahi çıkarılmadan yaptırılması Vakıflar Kanunu ve İhale Kanunu’na aykırı olduğu gibi TCK’ya göre de suç teşkil etmesine rağmen bu hususlar göz ardı edilerek şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olamadığı kararı verilmiştir. Bu usul ve yasaya aykırıdır”. Bu itirazlarından sonra Denizbank’tan alınan kredinin tüm belgelerinin ve ilgili tapu kayıtlarıyla ipotek belgelerinin getirilmesini talep eden Nizamettin Sağır, bunların emekli Sayıştay denetçilerinden oluşan bir bilirkişi kurulu tarafından incelenmesini istedi. Sağır’ın bu itirazı 14 Ağustos 2018’de Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi. Adalet Bakanlığının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı talep işte bu takipsizlik kararı ve itirazın reddedilmesinin kaldırılmasını içeriyor. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.