Toplumsal dilimiz silahlandı

GÜNDEM 21.08.2023 - 15:11, Güncelleme: 24.08.2023 - 15:30
 

Toplumsal dilimiz silahlandı

Haberlere, sosyal medyaya bakıyorum her yerde empati gücünü kaybetmiş birbirine saldıran insanları görüyorum. İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar olaylar, birilerinin yaralanmasına hatta ölmesine neden oluyor. Dilden çıkan küfür ve hakaretler önce bireysel sonra toplumsal savunmamızı arttırıyor.

Bize ne oluyor?  Neden git gide daha da öfkeleniyoruz?  Neden artık insanları üzüp kırmak umurumuzda olmuyor?  Neden dilimizi silah olarak kullanıyoruz?  Asla durmuyoruz! Asla sakinleşemiyoruz!   Bu öfke gitgide alevleniyor söndürmek yerine daha da harlıyoruz içimizde… Evde, otobüste, AVM'de, eğlence merkezlerinde, okullarda, iş yerlerinde, trafikte daha birçok yerde mutlaka öfkelenecek bir şeyler buluyoruz ve bu çok korkunç. Çünkü öfkelenirken bir yandan hayatın tadını kaçıyoruz bir yandan eskisi gibi gülemiyoruz, eğlenemiyoruz sadece kırıyoruz, döküyoruz. Kimi zaman insanları, kimi zaman eşyaları.   Fikirlerimizi bile belirtemiyoruz artık, hayır hayır belki de çok fazla fikrimizi belirttiğimiz için oluyor bütün bunlar inanın ben de bilmiyorum.    Örneğin sosyal medya artık herkes herkesin hayatına o kadar hakimki klavyelerimiz neredeyse birer silah oldu. İnsanların hayatlarına acımasızca yapılan yorumlar beni o kadar çok üzüyor ve korkutuyor ki artık bir fotoğraf paylaşırken bile saatlerce düşünür oldum.  Hadi diyelim sosyal medyayı hiç açmadık, telefonu bilgisayarı bir kenara bıraktık, bu sefer gündelik yaşantımızda ki öfke açığa çıkıyor. Öfke hiç bitmiyor, öfke tazeleniyor.    En basitinden sokakta yürürken yanlışlıkla omzumuza çarpan birine açıyoruz ağzımızı yumuyoruz gözümüzü veya araba kullanırken yanlış sinyal veren birine küfür ediyoruz kızıyoruz, yüksek sesle kahkaha atarken bile bizi hiç tanımayan biri kahkalarımızdan rahatsız olup o kadar kötü bakıyor ki gülüşümüzü bile sakınıyoruz artık.   Kimse mutlu olmak için çabalamıyor, aksine sinirlenecek daha çok şey buluyor. Bu durum geleceğe karşı kaygılarımı daha çok arttırıyor çünkü bunun asla bir sonu yok ben birinin anlık siniriyle sırf omzuna çarptığım için sokak ortasında öldürülmek istemiyorum abartma demeyin onu bile gördük...      18 yaşındaki bir genç kızın duygularını paylaşıyorum sizinle… Gelecek kaygısına bir de korkunun eklendiği bir gençten…Bizler sizin geleceğiniziz yaptığınız her hata, her karar ektiğiniz topum olacak. Ve biz Z kuşağı ektiğiniz tohumlarla yeşereceğiz. Ne ektiğinize iyi bakın, hatta görün, farkında olun.
Haberlere, sosyal medyaya bakıyorum her yerde empati gücünü kaybetmiş birbirine saldıran insanları görüyorum. İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar olaylar, birilerinin yaralanmasına hatta ölmesine neden oluyor. Dilden çıkan küfür ve hakaretler önce bireysel sonra toplumsal savunmamızı arttırıyor.

Bize ne oluyor? 
Neden git gide daha da öfkeleniyoruz? 
Neden artık insanları üzüp kırmak umurumuzda olmuyor? 
Neden dilimizi silah olarak kullanıyoruz? 
Asla durmuyoruz!
Asla sakinleşemiyoruz!

 

Bu öfke gitgide alevleniyor söndürmek yerine daha da harlıyoruz içimizde…
Evde, otobüste, AVM'de, eğlence merkezlerinde, okullarda, iş yerlerinde, trafikte daha birçok yerde mutlaka öfkelenecek bir şeyler buluyoruz ve bu çok korkunç. Çünkü öfkelenirken bir yandan hayatın tadını kaçıyoruz bir yandan eskisi gibi gülemiyoruz, eğlenemiyoruz sadece kırıyoruz, döküyoruz. Kimi zaman insanları, kimi zaman eşyaları.

 

Fikirlerimizi bile belirtemiyoruz artık, hayır hayır belki de çok fazla fikrimizi belirttiğimiz için oluyor bütün bunlar inanın ben de bilmiyorum. 
 

Örneğin sosyal medya artık herkes herkesin hayatına o kadar hakimki klavyelerimiz neredeyse birer silah oldu. İnsanların hayatlarına acımasızca yapılan yorumlar beni o kadar çok üzüyor ve korkutuyor ki artık bir fotoğraf paylaşırken bile saatlerce düşünür oldum. 
Hadi diyelim sosyal medyayı hiç açmadık, telefonu bilgisayarı bir kenara bıraktık, bu sefer gündelik yaşantımızda ki öfke açığa çıkıyor.

Öfke hiç bitmiyor, öfke tazeleniyor. 

 

En basitinden sokakta yürürken yanlışlıkla omzumuza çarpan birine açıyoruz ağzımızı yumuyoruz gözümüzü veya araba kullanırken yanlış sinyal veren birine küfür ediyoruz kızıyoruz, yüksek sesle kahkaha atarken bile bizi hiç tanımayan biri kahkalarımızdan rahatsız olup o kadar kötü bakıyor ki gülüşümüzü bile sakınıyoruz artık.
 

Kimse mutlu olmak için çabalamıyor, aksine sinirlenecek daha çok şey buluyor. Bu durum geleceğe karşı kaygılarımı daha çok arttırıyor çünkü bunun asla bir sonu yok ben birinin anlık siniriyle sırf omzuna çarptığım için sokak ortasında öldürülmek istemiyorum abartma demeyin onu bile gördük...   
 

18 yaşındaki bir genç kızın duygularını paylaşıyorum sizinle…
Gelecek kaygısına bir de korkunun eklendiği bir gençten…
Bizler sizin geleceğiniziz yaptığınız her hata, her karar ektiğiniz topum olacak. Ve biz Z kuşağı ektiğiniz tohumlarla yeşereceğiz. Ne ektiğinize iyi bakın, hatta görün, farkında olun.

Antalya HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.