Vicdani ret hakkı izleme raporu yayında

GÜNDEM 26.10.2020 - 14:21, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:06
 

Vicdani ret hakkı izleme raporu yayında

Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin nitelikli izlemesi altında yer alan “Ülke Grubu” davaları kararlarının uygulanmasıyla ilgili Vicdani Ret Derneği’nin de içerisinde olduğu altı farklı örgüt tarafından hazırlanan vicdani ret hakkı izleme raporu yayınlandı.

haberimizvar.net- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2006'da aldığı kararla, vicdani retçi Osman Murat Ülke'nin defalarca gözaltına alınmasıyla ilgili yapılan başvuruda, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesini ihlal ettiğine hükmetmişti. Bakanlar Komitesi, Türkiye’de vicdani ret hakkının ele alındığı Ülke Grubu davalarını, 2007 yılında "nitelikli izleme" kapsamına almıştı. Vicdani Ret Derneği, İnanç Özgürlüğü Girişimi, Norveç Helsinki Komitesi (Norwegian Helsinki Committee), Uluslararası Savaş Karşıtları (War Resisters İnternational), Avrupa Vicdani Ret Bürosu (European Bureau for Conscientious Objection) ve Connection e.V ile birlikte, Etkiniz desteğiyle, “Ülke Grubu” davaları kararlarının uygulanmasıyla ilgili bir izleme raporu hazırlamıştı. Geçen aylarda düzenlenen Bakanlar Komitesi toplantısı öncesinde komiteye sunulan rapor, Türkçe çevirisinin tamamlanmasının ardından yayımlandı. Komite, aldığı kararlarla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni, vicdani ret hakkı ile ilgili etkin adımlar atmaya ve vicdani ret hakkını tanımaya çağırdı.  Söz konusu izleme raporu, Türkiye’de vicdani ret hakkının mevcut durumuna ilişkin bir bilgilendirme yapmanın yanında; hükümetin Bakanlar Komitesi’ne vicdani ret hakkıyla ilgili sunduğu eylem planına ve tedbirlere dair yorum ve önerilerini de ele alıyor.  ‘VİCDANİ REDDİ TANIYIN’  2021 Haziran ayına kadar hükümetten vicdani ret hakkıyla ilgili bir eylem planı bekleyen Komite’nin kararlarını, Türkiye’de süren vicdani ret hakkı mücadelesi açısından heyecan verici bulduklarını belirten Vicdani Ret Derneği, hükümetin ilgili adımları atmasını istediklerini dile getirerek, vicdani reddi uluslararası insan hakları standartları uyarınca tanıması gerektiğini yeniden hatırlattı. “Yasama Tedbirleri ve İnsan Hakları Kısıtlamaları Gölgesinde Türkiye’de Vicdani Ret Hakkı” başlıklı İzleme Raporu’nu yayımlayan dernek, yaptığı yazılı açıklamada, T.C Hükümeti vicdani reddi uluslararası insan hakları standartlarına uygun bir şekilde tanıyana ve vicdani retçilerin sivil ölüm koşulları son bulana dek çalışmayı sürdüreceklerini belirtti. Dernek, raporda şu ifadelere yer verdi:  ‘ÜLKE GRUBU DAVALARI ‘NİTELİKLİ İZLEME’ KAPSAMINA ALINDI’ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2006'da aldığı kararla, vicdani retçi Osman Murat Ülke’nin defalarca gözaltına alınması ile yapılan başvuruda, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesini (alçaltıcı muamele yasağı) ihlal ettiğine hükmetmişti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye’de vicdani ret hakkının ele alındığı Ülke Grubu davalarını, 2007 yılında “nitelikli izleme” kapsamına aldı. Komite 2012’de aldığı en yakın tarihli kararda, Türk makamlarını vicdani ret hakkıyla ilgili gerekli önlemleri almaya ve retçiler için erişilebilir bir prosedür sağlamaya davet etmişti.  ‘ÖRGÜTLER KOMİTEYİ HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRDI’  Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, geçen nisan ayında “Ülke Grubu” davalarının ele alınacağı Bakanlar Komitesi toplantısı öncesinde, 31 Mart 2020 tarihinde Komite’ye bir eylem planı sunarak vicdani ret hakkına dair çeşitli tedbirlerin alındığını belirtti. Bedelli askerlik seçeneğinin getirilmesi, askeri mahkemelerin kaldırılması, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru imkanı gibi tedbirlerin, vicdani retçilerin yaşadığı ihlallerin ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirler olduğunu iddia etti. Vicdani Ret Derneği ve ortakları, hazırladıkları izleme raporunda, T.C. Hükümeti’nin eylem planına ve vicdani ret hakkına dair alındığı iddia edilen tedbirlere ilişkin yorumlar üretti. Başvurucuların farklı tarihlerde AYM’ye yaptıkları başvurulardan henüz yanıt alamadığını, retçilere yönelik idari para cezaları ve cezai soruşturmaların sürdüğünü, vicdani ret hakkıyla ilgili gerekli mevzuat değişiklikleri gibi birçok tedbirin hâlâ sağlanmadığını belirten örgütler, Komite’yi harekete geçmeye çağırdı. ‘T.C HÜKÜMETİ, VİCDANİ RET HAKKINI TANIMAYA DAVET EDİLDİ’  Raporu hazırlayan örgütler, Komite’yi Türk makamları gerekli tedbirleri alıncaya dek vicdani ret hakkıyla ilgili nitelikli izlemeyi sürdürmeye, Türk Makamlarından AYM’ye yapılan vicdani ret başvuruları konusunda 6 ay içerisinde Eylül 2020’ye kadar bilgi vermelerini istemeye, T.C. Hükümeti makamlarından vicdani retçilerin sayısına ve retçilerle ilgili idari para cezaları, cezai soruşturmalar ve hükümlerle ilgili istatistiki bilgi vermeye çağırdı. İlgili örgütler T.C. Hükümeti’ni de, vicdani ret hakkını uluslararası insan hakları standartları uyarınca tanımaya, vicdani reddin geçerli olup olmadığına karar verecek tarafsız karar mekanizmaları oluşturmaya, mevzuatta yer alan ve vicdani retçileri etkileyen tüm kısıtlayıcı hükümleri kaldırmaya, başvuru sahipleri ve benzer durumda olan retçilerin siyasal, kişisel, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını tam olarak kullanabilmelerini sağlamak amacıyla ivedi bir şekilde tedbir almaya çağırdı.  ‘İSTATİSTİKİ BİLGİLER TALEP EDİLDİ’  Bakanlar Komitesi ise, “Ülke Grubu” davalarına ilişkin gerçekleştirilen son toplantıda aldığı yeni kararlarla, T.C. Hükümeti’nden vicdani retçilerin sayısı ve AİHM kararlarında adı geçen vicdani retçilere yönelik idari para cezaları, kovuşturmalar ve mahkumiyetler hakkında geçen eylül ayına kadar istatistiki bilgi talep etti. (Ancak dernek tarafından ulaşılan bilgilere göre hükümet tarafından bir bilgi gönderilmedi) AİHM kararlarında ismi geçen tüm başvurucular için idari para cezaları, adli sicil kayıtları gibi sivil ölüme neden olan her türlü kaydın silinmesini, tekrar ceza tehdidine maruz kalmamalarının sağlanmasını istedi. Komite ayrıca 21 Haziran 2021 tarihinden önce Türk Hükümeti’ni vicdani ret hakkına dair somut önerilerle bir eylem planı hazırlamaya davet etti.  ‘RAPORUN ETKİSİNİ SOMUT BİR ŞEKİLDE GÖRDÜK’ Gazete Duvar’a rapora ilişkin açıklamalarda bulunan Vicdani Ret Derneği’nden Merve Arkun, insan hakları alanında çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası standartlar uyarınca bir insan hakkı olarak tanınan vicdani ret hakkına dair çalışmalar yapmaya, işbirlikleri yaratmaya çağırdı.  Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin uzun süredir Türkiye'de vicdani ret hakkını gündemine almadığını ifade eden Arkun, geçen haziran ayında düzenlenen toplantıda, Türkiye'de vicdani ret hakkını ele alan “Ülke Grubu” davalarının yeniden ele alındığını söyledi. Komite'nin toplantısı öncesinde, yurtiçi ve yurtdışında yer alan 5 farklı örgütle birlikte, “Ülke Grubu” davaları kararlarının uygulanmasıyla ilgili bir izleme raporu hazırladıklarını aktaran Arkun şöyle devam etti:  “Raporda, “Ülke Grubu” davalarında yer alan kişilerin ve Türkiye'de vicdani ret hakkının mevcut durumuna dair birçok veri paylaştık. Hükümet, Komite'nin toplantısı öncesi sunduğu eylem planında vicdani ret hakkına dair çeşitli tedbirleri aldığını iddia etti. Örneğin Asker Alma Kanunu ile getirilen bedelli askerlik uygulamasını, vicdani ret hakkına bir alternatif olarak sundu. Ya da Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru mekanizmasının, vicdani retçiler için bir yasama tedbiri olabileceğini belirtti. Oysa 2012 yılından bu yana, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 20'yi aşkın vicdani ret başvurusu için "ironik bir şekilde" hâlâ karar verilmedi. Bakanlar Komitesi, haziran ayında yaptığı toplantıda, Türkiye'de vicdani ret hakkı için umut verici kararlar aldı. Kararların bazılarında, hazırladığımız izleme raporunun etkisini, somut bir şekilde görme şansı yakaladık; Komite'ye sunduğumuz önerilerin bir kısmı, toplantıda alınan kararlarda karşımıza çıktı.”  ‘VİCDANİ RET BİR İNSAN HAKKIDIR’  Komitenin en son 2012 yılında Türkiye'de vicdani ret hakkına dair kararlar aldığını hatırlatan Arkun, o süreçten bugüne maalesef Türkiye'de vicdani ret hakkına dair herhangi bir ilerleme kaydedilemediğini belirtti. “Bu kez Komite'nin aldığı kararların bir baskı yaratmasını ve vicdani ret hakkıyla ilgili somut adımlar atılmasını istiyoruz” diyen Arkun, Komitenin haziran ayında aldığı kararlarla, hükümetten geçen eylül ayına kadar retçilerin sayısı, AİHM kararlarında vicdani retçilere yönelik idari para cezaları, kovuşturmalar ve mahkumiyetler hakkında istatistiki bilgi talep etmesine rağmen, hükümetin böyle bir istatistik paylaştığına dair bir bilgiye ulaşamadıklarını dile getirdi. Arkun, son olarak şunları söyledi:  “Komite yine aldığı kararla, 21 Haziran 2021'e kadar hükümeti vicdani ret hakkıyla ilgili eylem planı sunmaya çağırdı. Bu süreye değin, vicdani ret hakkını gündemde tutabilmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İlgili sivil toplum kuruluşlarını, parlamenterleri ve basını, konuyu takip etmeye çağırıyoruz. Türkiye'de vicdani ret hakkı için verilen mücadelede bizlere destek olmaya çağırıyoruz. Bu kararlarla beraber izlenecek etkin bir süreç, Türkiye'de vicdani ret hakkı konusunda somut gelişmeleri de beraberinde getirebilir. İnsan hakları alanında çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası standartlar uyarınca bir insan hakkı olarak tanınan vicdani ret hakkına dair çalışmalar yapmaya, işbirlikleri yaratmaya çağırıyoruz. Çünkü vicdani ret bir insan hakkıdır.”  Raporun tamamına buradan ulaşılabilir.
Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin nitelikli izlemesi altında yer alan “Ülke Grubu” davaları kararlarının uygulanmasıyla ilgili Vicdani Ret Derneği’nin de içerisinde olduğu altı farklı örgüt tarafından hazırlanan vicdani ret hakkı izleme raporu yayınlandı.

haberimizvar.net- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2006'da aldığı kararla, vicdani retçi Osman Murat Ülke'nin defalarca gözaltına alınmasıyla ilgili yapılan başvuruda, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesini ihlal ettiğine hükmetmişti. Bakanlar Komitesi, Türkiye’de vicdani ret hakkının ele alındığı Ülke Grubu davalarını, 2007 yılında "nitelikli izleme" kapsamına almıştı.

Vicdani Ret Derneği, İnanç Özgürlüğü Girişimi, Norveç Helsinki Komitesi (Norwegian Helsinki Committee), Uluslararası Savaş Karşıtları (War Resisters İnternational), Avrupa Vicdani Ret Bürosu (European Bureau for Conscientious Objection) ve Connection e.V ile birlikte, Etkiniz desteğiyle, “Ülke Grubu” davaları kararlarının uygulanmasıyla ilgili bir izleme raporu hazırlamıştı. Geçen aylarda düzenlenen Bakanlar Komitesi toplantısı öncesinde komiteye sunulan rapor, Türkçe çevirisinin tamamlanmasının ardından yayımlandı. Komite, aldığı kararlarla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni, vicdani ret hakkı ile ilgili etkin adımlar atmaya ve vicdani ret hakkını tanımaya çağırdı. 

Söz konusu izleme raporu, Türkiye’de vicdani ret hakkının mevcut durumuna ilişkin bir bilgilendirme yapmanın yanında; hükümetin Bakanlar Komitesi’ne vicdani ret hakkıyla ilgili sunduğu eylem planına ve tedbirlere dair yorum ve önerilerini de ele alıyor. 

‘VİCDANİ REDDİ TANIYIN’ 

2021 Haziran ayına kadar hükümetten vicdani ret hakkıyla ilgili bir eylem planı bekleyen Komite’nin kararlarını, Türkiye’de süren vicdani ret hakkı mücadelesi açısından heyecan verici bulduklarını belirten Vicdani Ret Derneği, hükümetin ilgili adımları atmasını istediklerini dile getirerek, vicdani reddi uluslararası insan hakları standartları uyarınca tanıması gerektiğini yeniden hatırlattı. “Yasama Tedbirleri ve İnsan Hakları Kısıtlamaları Gölgesinde Türkiye’de Vicdani Ret Hakkı” başlıklı İzleme Raporu’nu yayımlayan dernek, yaptığı yazılı açıklamada, T.C Hükümeti vicdani reddi uluslararası insan hakları standartlarına uygun bir şekilde tanıyana ve vicdani retçilerin sivil ölüm koşulları son bulana dek çalışmayı sürdüreceklerini belirtti. Dernek, raporda şu ifadelere yer verdi: 

‘ÜLKE GRUBU DAVALARI ‘NİTELİKLİ İZLEME’ KAPSAMINA ALINDI’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2006'da aldığı kararla, vicdani retçi Osman Murat Ülke’nin defalarca gözaltına alınması ile yapılan başvuruda, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesini (alçaltıcı muamele yasağı) ihlal ettiğine hükmetmişti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye’de vicdani ret hakkının ele alındığı Ülke Grubu davalarını, 2007 yılında “nitelikli izleme” kapsamına aldı. Komite 2012’de aldığı en yakın tarihli kararda, Türk makamlarını vicdani ret hakkıyla ilgili gerekli önlemleri almaya ve retçiler için erişilebilir bir prosedür sağlamaya davet etmişti. 

‘ÖRGÜTLER KOMİTEYİ HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRDI’ 

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, geçen nisan ayında “Ülke Grubu” davalarının ele alınacağı Bakanlar Komitesi toplantısı öncesinde, 31 Mart 2020 tarihinde Komite’ye bir eylem planı sunarak vicdani ret hakkına dair çeşitli tedbirlerin alındığını belirtti. Bedelli askerlik seçeneğinin getirilmesi, askeri mahkemelerin kaldırılması, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru imkanı gibi tedbirlerin, vicdani retçilerin yaşadığı ihlallerin ortadan kaldırılmasına yönelik tedbirler olduğunu iddia etti. Vicdani Ret Derneği ve ortakları, hazırladıkları izleme raporunda, T.C. Hükümeti’nin eylem planına ve vicdani ret hakkına dair alındığı iddia edilen tedbirlere ilişkin yorumlar üretti. Başvurucuların farklı tarihlerde AYM’ye yaptıkları başvurulardan henüz yanıt alamadığını, retçilere yönelik idari para cezaları ve cezai soruşturmaların sürdüğünü, vicdani ret hakkıyla ilgili gerekli mevzuat değişiklikleri gibi birçok tedbirin hâlâ sağlanmadığını belirten örgütler, Komite’yi harekete geçmeye çağırdı.

‘T.C HÜKÜMETİ, VİCDANİ RET HAKKINI TANIMAYA DAVET EDİLDİ’ 

Raporu hazırlayan örgütler, Komite’yi Türk makamları gerekli tedbirleri alıncaya dek vicdani ret hakkıyla ilgili nitelikli izlemeyi sürdürmeye, Türk Makamlarından AYM’ye yapılan vicdani ret başvuruları konusunda 6 ay içerisinde Eylül 2020’ye kadar bilgi vermelerini istemeye, T.C. Hükümeti makamlarından vicdani retçilerin sayısına ve retçilerle ilgili idari para cezaları, cezai soruşturmalar ve hükümlerle ilgili istatistiki bilgi vermeye çağırdı. İlgili örgütler T.C. Hükümeti’ni de, vicdani ret hakkını uluslararası insan hakları standartları uyarınca tanımaya, vicdani reddin geçerli olup olmadığına karar verecek tarafsız karar mekanizmaları oluşturmaya, mevzuatta yer alan ve vicdani retçileri etkileyen tüm kısıtlayıcı hükümleri kaldırmaya, başvuru sahipleri ve benzer durumda olan retçilerin siyasal, kişisel, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını tam olarak kullanabilmelerini sağlamak amacıyla ivedi bir şekilde tedbir almaya çağırdı. 

‘İSTATİSTİKİ BİLGİLER TALEP EDİLDİ’ 

Bakanlar Komitesi ise, “Ülke Grubu” davalarına ilişkin gerçekleştirilen son toplantıda aldığı yeni kararlarla, T.C. Hükümeti’nden vicdani retçilerin sayısı ve AİHM kararlarında adı geçen vicdani retçilere yönelik idari para cezaları, kovuşturmalar ve mahkumiyetler hakkında geçen eylül ayına kadar istatistiki bilgi talep etti. (Ancak dernek tarafından ulaşılan bilgilere göre hükümet tarafından bir bilgi gönderilmedi) AİHM kararlarında ismi geçen tüm başvurucular için idari para cezaları, adli sicil kayıtları gibi sivil ölüme neden olan her türlü kaydın silinmesini, tekrar ceza tehdidine maruz kalmamalarının sağlanmasını istedi. Komite ayrıca 21 Haziran 2021 tarihinden önce Türk Hükümeti’ni vicdani ret hakkına dair somut önerilerle bir eylem planı hazırlamaya davet etti. 

‘RAPORUN ETKİSİNİ SOMUT BİR ŞEKİLDE GÖRDÜK’

Gazete Duvar’a rapora ilişkin açıklamalarda bulunan Vicdani Ret Derneği’nden Merve Arkun, insan hakları alanında çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası standartlar uyarınca bir insan hakkı olarak tanınan vicdani ret hakkına dair çalışmalar yapmaya, işbirlikleri yaratmaya çağırdı. 

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin uzun süredir Türkiye'de vicdani ret hakkını gündemine almadığını ifade eden Arkun, geçen haziran ayında düzenlenen toplantıda, Türkiye'de vicdani ret hakkını ele alan “Ülke Grubu” davalarının yeniden ele alındığını söyledi. Komite'nin toplantısı öncesinde, yurtiçi ve yurtdışında yer alan 5 farklı örgütle birlikte, “Ülke Grubu” davaları kararlarının uygulanmasıyla ilgili bir izleme raporu hazırladıklarını aktaran Arkun şöyle devam etti: 

“Raporda, “Ülke Grubu” davalarında yer alan kişilerin ve Türkiye'de vicdani ret hakkının mevcut durumuna dair birçok veri paylaştık. Hükümet, Komite'nin toplantısı öncesi sunduğu eylem planında vicdani ret hakkına dair çeşitli tedbirleri aldığını iddia etti. Örneğin Asker Alma Kanunu ile getirilen bedelli askerlik uygulamasını, vicdani ret hakkına bir alternatif olarak sundu. Ya da Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru mekanizmasının, vicdani retçiler için bir yasama tedbiri olabileceğini belirtti. Oysa 2012 yılından bu yana, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 20'yi aşkın vicdani ret başvurusu için "ironik bir şekilde" hâlâ karar verilmedi. Bakanlar Komitesi, haziran ayında yaptığı toplantıda, Türkiye'de vicdani ret hakkı için umut verici kararlar aldı. Kararların bazılarında, hazırladığımız izleme raporunun etkisini, somut bir şekilde görme şansı yakaladık; Komite'ye sunduğumuz önerilerin bir kısmı, toplantıda alınan kararlarda karşımıza çıktı.” 

‘VİCDANİ RET BİR İNSAN HAKKIDIR’ 

Komitenin en son 2012 yılında Türkiye'de vicdani ret hakkına dair kararlar aldığını hatırlatan Arkun, o süreçten bugüne maalesef Türkiye'de vicdani ret hakkına dair herhangi bir ilerleme kaydedilemediğini belirtti. “Bu kez Komite'nin aldığı kararların bir baskı yaratmasını ve vicdani ret hakkıyla ilgili somut adımlar atılmasını istiyoruz” diyen Arkun, Komitenin haziran ayında aldığı kararlarla, hükümetten geçen eylül ayına kadar retçilerin sayısı, AİHM kararlarında vicdani retçilere yönelik idari para cezaları, kovuşturmalar ve mahkumiyetler hakkında istatistiki bilgi talep etmesine rağmen, hükümetin böyle bir istatistik paylaştığına dair bir bilgiye ulaşamadıklarını dile getirdi. Arkun, son olarak şunları söyledi: 

“Komite yine aldığı kararla, 21 Haziran 2021'e kadar hükümeti vicdani ret hakkıyla ilgili eylem planı sunmaya çağırdı. Bu süreye değin, vicdani ret hakkını gündemde tutabilmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İlgili sivil toplum kuruluşlarını, parlamenterleri ve basını, konuyu takip etmeye çağırıyoruz. Türkiye'de vicdani ret hakkı için verilen mücadelede bizlere destek olmaya çağırıyoruz. Bu kararlarla beraber izlenecek etkin bir süreç, Türkiye'de vicdani ret hakkı konusunda somut gelişmeleri de beraberinde getirebilir. İnsan hakları alanında çalışan tüm sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası standartlar uyarınca bir insan hakkı olarak tanınan vicdani ret hakkına dair çalışmalar yapmaya, işbirlikleri yaratmaya çağırıyoruz. Çünkü vicdani ret bir insan hakkıdır.” 

Raporun tamamına buradan ulaşılabilir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.