Ebru Küçükaydın
Köşe Yazarı
Ebru Küçükaydın
 

Bataklığı kurutanlarla sineklerin savaşı!

Vicdanların, ahlakın, etik değerlerin uyuşturulduğu bir dönemde gazetecilik yapmak her geçen gün zorlaşıyor.  Hepimiz insanız eksiklerimiz, yanlışlıklarımız ve günahlarımız var. Yıllardır kendi yaptığım bir yanlışı başka biri yapmışsa ne o yanlışı ve yanlışlığı yapan kişiyi konuşmayı, ne de haber yapma hakkını kendime verdim. Hal böyle olunca siyaset yaptığım dönemde etik bulmadığım için gazetecilik yapmadım. Eğer bir isim adının önünde bir camianın adını taşıyorsa kendinden önce camianın değerlerine sahip çıkması gerektiği kanaatini taşımaktayım. İşte bu nedenledir ki; Bu kentte basın camiasında dokunulmazlıkları olan dün Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Menderes Türel’e dokundum, bugün AK Partili Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’ye dokunuyorum. 500 bin TL’lik rüşveti sorarken de dönemin bakanlarına belediye başkanlarına dokundum, sahillerimizi gasp eden MUÇEV’in vakıf değil ticari şirket olduğunu da duyurdum… Yetmedi mi? Konyaaltı Sahili peşkeş çekilmeden hesap sordum, soru sorduğum için yargılandım, saldırıya uğradım, ofisim basıldı. Son 15 günlük haberlere ve köşe yazılarıma bakarsanız Muhittin Böcek ile oğlu Gökhan Böcek’in büyükşehir belediyesinin makamında yumruk yumruğu girdiğini, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın Real AVM imar değişikliğini, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in bölgesinde inşa edilen kaçak malikaneleri, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in sendika savaşlarını, Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren’in 4 yıl işe gitmeden belediyeden aldığı maaşı, taksicilerin haklarının Böcek, ATSO Başkanı Ali Bahar, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan gözetiminde yendiğini, … ilk aklıma gelenler bunlar oldu, daha sayayım mı? Bataklığın kuruması adına gazetecilik yaparken, bataklığın üzerindeki sinekleri öldürmeye çalışanlarla hiç muhatap olmadım. Çünkü gazetecilik sinekleri öldürmekle vakit harcanacak değil, bataklığı kurutmak için ömür verilecek bir meslek.  50 yaşında, 34 yıldır gazetecilik yapan biriyim, bu saatten sonra birilerine kendimi onaylatma ihtiyacı içinde olmam, olamam. Kişisel takıntılar içinde hiç olmam. Benim takıntım Antalya… Antalya’yı bataklığa döndürenin adı bugün Semih olur, yarın Hakan olur. İsimlerinin ne olduğu beni hiç ilgilendirmez, Antalya tarihine kara leke olacak kararlara imza atanlarla mücadelem…  Bildiğim yolda ilerlerken geçtiğimiz gün ‘Fenix Yapı’ ile ilgili köşe yazımı kaleme aldım. Vay efendim sen kimsin de bunu yazarsın edasıyla yazımı okuyanlar boyumu, kilomu, kapasitemi hatta IQ’mu ölçmüş. Oysa ki, bu kentte etikte, ahlakta, duruşta kimin kaç okka çektiğini herkes iyi bilir.  Çoğunlukta kendi ezberinde bildiklerini uygulama adına birileri komisyonculuğa soyunmuş. Kendilerine hak gördükleri ‘paraları’ alma adına aracılık yapma rolünü üstlenmiş. Oysa ki ben gazeteciliği bu şekilde yapmadığımı konunun muhataplarına cevapladım. haberimizvar.net’te ‘para ve hatır’ geçmez dediğim çok adam oldu.  Ben gazeteciyim, belgeleriyle ortaya koyduğum her konunun ilgilisi gazete ofisini kapısını çalar girer, derdini anlatır, bende açıklamasını yazarım. Ya da 7 gün 24 saat açık 0555 332 97 86 nolu telefonumdan beni arar, açıklamasını yapar, noktasına virgülüne dokunmadan yazarım. Ne kimsenin radyo istasyonuyum, ne habercilikten para kazanma hesabım olur, ne de üzerimden para kazanmayı hak görenlere izin veririm. Ama koltuğunu kaybetmeme adına kişiliklerini heba eden, ideolojiden uzak insanlar tarafından yönetiliyorsak ve bunları birileri günyüzüne çıkarıyorsa ve siz yazılanlara öfkeleniyorsanız bu karakterlere kan veren bir tarafınız olduğunu da sizlere hatırlatmak isterim. Bunları anlatırken aslında 3. dünya ülkesinde Antalya’nın nasıl yönetildiğini anlattım sizlere… Şimdi de bir hikâye ile hep birlikte kıssadan hisse çıkaralım; Bir kümes var. Kümeste birçok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar. Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor. Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor. Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye… Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor. Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor. 1-Kümes NERESİ? 2-Yaşlı horozlar KİMLER? 3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor? 4-En önemlisi tilki KİM? Siz sorulara yanıt ararken, ben yeni bir araştırma haber için çalışmaya koyulayım. Hadi, kalın sağlıcakla…
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2023 - Cuma

Bataklığı kurutanlarla sineklerin savaşı!

Vicdanların, ahlakın, etik değerlerin uyuşturulduğu bir dönemde gazetecilik yapmak her geçen gün zorlaşıyor. 

Hepimiz insanız eksiklerimiz, yanlışlıklarımız ve günahlarımız var. Yıllardır kendi yaptığım bir yanlışı başka biri yapmışsa ne o yanlışı ve yanlışlığı yapan kişiyi konuşmayı, ne de haber yapma hakkını kendime verdim. Hal böyle olunca siyaset yaptığım dönemde etik bulmadığım için gazetecilik yapmadım. Eğer bir isim adının önünde bir camianın adını taşıyorsa kendinden önce camianın değerlerine sahip çıkması gerektiği kanaatini taşımaktayım.
İşte bu nedenledir ki;
Bu kentte basın camiasında dokunulmazlıkları olan dün Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Menderes Türel’e dokundum, bugün AK Partili Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’ye dokunuyorum. 500 bin TL’lik rüşveti sorarken de dönemin bakanlarına belediye başkanlarına dokundum, sahillerimizi gasp eden MUÇEV’in vakıf değil ticari şirket olduğunu da duyurdum…
Yetmedi mi? Konyaaltı Sahili peşkeş çekilmeden hesap sordum, soru sorduğum için yargılandım, saldırıya uğradım, ofisim basıldı.
Son 15 günlük haberlere ve köşe yazılarıma bakarsanız Muhittin Böcek ile oğlu Gökhan Böcek’in büyükşehir belediyesinin makamında yumruk yumruğu girdiğini, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın Real AVM imar değişikliğini, Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’in bölgesinde inşa edilen kaçak malikaneleri, Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in sendika savaşlarını, Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren’in 4 yıl işe gitmeden belediyeden aldığı maaşı, taksicilerin haklarının Böcek, ATSO Başkanı Ali Bahar, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Şoförler Odası Başkanı Mehmet Ali Alkan gözetiminde yendiğini, … ilk aklıma gelenler bunlar oldu, daha sayayım mı?
Bataklığın kuruması adına gazetecilik yaparken, bataklığın üzerindeki sinekleri öldürmeye çalışanlarla hiç muhatap olmadım. Çünkü gazetecilik sinekleri öldürmekle vakit harcanacak değil, bataklığı kurutmak için ömür verilecek bir meslek. 
50 yaşında, 34 yıldır gazetecilik yapan biriyim, bu saatten sonra birilerine kendimi onaylatma ihtiyacı içinde olmam, olamam. Kişisel takıntılar içinde hiç olmam. Benim takıntım Antalya… Antalya’yı bataklığa döndürenin adı bugün Semih olur, yarın Hakan olur. İsimlerinin ne olduğu beni hiç ilgilendirmez, Antalya tarihine kara leke olacak kararlara imza atanlarla mücadelem… 
Bildiğim yolda ilerlerken geçtiğimiz gün ‘Fenix Yapı’ ile ilgili köşe yazımı kaleme aldım. Vay efendim sen kimsin de bunu yazarsın edasıyla yazımı okuyanlar boyumu, kilomu, kapasitemi hatta IQ’mu ölçmüş. Oysa ki, bu kentte etikte, ahlakta, duruşta kimin kaç okka çektiğini herkes iyi bilir. 
Çoğunlukta kendi ezberinde bildiklerini uygulama adına birileri komisyonculuğa soyunmuş. Kendilerine hak gördükleri ‘paraları’ alma adına aracılık yapma rolünü üstlenmiş. Oysa ki ben gazeteciliği bu şekilde yapmadığımı konunun muhataplarına cevapladım. haberimizvar.net’te ‘para ve hatır’ geçmez dediğim çok adam oldu. 
Ben gazeteciyim, belgeleriyle ortaya koyduğum her konunun ilgilisi gazete ofisini kapısını çalar girer, derdini anlatır, bende açıklamasını yazarım. Ya da 7 gün 24 saat açık 0555 332 97 86 nolu telefonumdan beni arar, açıklamasını yapar, noktasına virgülüne dokunmadan yazarım. Ne kimsenin radyo istasyonuyum, ne habercilikten para kazanma hesabım olur, ne de üzerimden para kazanmayı hak görenlere izin veririm.
Ama koltuğunu kaybetmeme adına kişiliklerini heba eden, ideolojiden uzak insanlar tarafından yönetiliyorsak ve bunları birileri günyüzüne çıkarıyorsa ve siz yazılanlara öfkeleniyorsanız bu karakterlere kan veren bir tarafınız olduğunu da sizlere hatırlatmak isterim.
Bunları anlatırken aslında 3. dünya ülkesinde Antalya’nın nasıl yönetildiğini anlattım sizlere…
Şimdi de bir hikâye ile hep birlikte kıssadan hisse çıkaralım;
Bir kümes var. Kümeste birçok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor.
Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor.
Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar da zayıf ve küçük tavuklar.
Yaşlı ve büyük horoz ise dışarı bırakmadığı tavuklara ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.
Kümese giremeyen tilki bunun üzerine kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır
alıyor. Bir süre sonra tilki küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor.
Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyorlar. Artık popüler olan genç ve artık irileşen horozun etrafında ise tavuklar toplanıyor. Bu aşamada tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakıyor. Kümeste bir tartışma çıkıyor.
Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye…
Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor.

Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar genç ve artık güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki her tavuk semiriyor. Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor.

Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor.

1-Kümes NERESİ?
2-Yaşlı horozlar KİMLER?
3-Genç horoz KİM, şu anda neler yapıyor?
4-En önemlisi tilki KİM?
Siz sorulara yanıt ararken, ben yeni bir araştırma haber için çalışmaya koyulayım.
Hadi, kalın sağlıcakla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.