Faik Ardahan
Köşe Yazarı
Faik Ardahan
 

Doğal Bir Olay Afete Nasıl Dönüşür

Antalya’da yağmur öyle sakin yağmaz. Coğrafyası gereği yoğun bulutlar dağları aşıp Anadolu Platosuna geçemez ve tüm yükünü bir anda yere indirir. Bu binlerce yıldır böyledir. 13 Şubat 2024 günü gece yarısından itibaren yağmur gökten kovayla su boşaltır gibi yağdı. Malum şehrin birçok yerini su bastı ve bu kente yakışmayan görüntüler oluştu. Gelin hep beraber suçluları bulalım. Birinci suçlu: Rant uğruna her yeri betona çeviren ve suyun akacağı, gideceği yeri bırakmayan kentin altyapı ve üst yapısını afet yönetimine uygun tasarlamayan ve imar eden tüm belediyeler suçludur. İkinci suçlu: Rantın önünü açan ve uygulayan belediyecilik anlayışından daha da suçlu olan rant ekonomisinden pay almak isteyen rantçı arsa sahipleridir. Üçüncü suçlu: Kenti rant temelli tasarlamayan yeşil alana, dere yataklarına yeteri kadar alan ayırmayan, imar planlarını ona uygun yapmayan belediye başkanlarını seçenler de rantçı arsa sahipleri ve belediye başkanları kadar suçludur. Dördüncü suçlu: Buna bir de ağzından sular aka aka rantın peşinden koşan ve ona müsaade edenler kadar rantı gördüğü halde ses çıkarmayanlar, itiraz etmeyenler, görmezden gelenler de bu talanın ve doğal afetlerden kaynaklı kayıpların ortaklarıdır. Suçu başkasının üstüne yıkarak kimse suçluluktan kurtulamaz. Beşinci suçlu: Son olarak "battı çıktılar" Avrupa'da hiçbir ilde kullanılmazken bizde mantar gibi kent tasarımında kullananlar da bu suçun ortaklarıdır. Modern kent timsali olarak bu battı çıktıların açılışında alkış tutanlar da bu suçun ortaklarıdır. Bu yazıyı sosyal medyadaki Instagram sayfamda paylaştığımda öğrencim Nurhan Taşçı’nın bana mesajı oldukça manidardır. Mesaj tam da bu suçluların altını çizer niteliktedir. “Evet hocam kader diyeceğiz. Zamanında bir yazı okumuştum. ‘Tercihleriyle yaşamına yön vermeyi bilmeyen toplumlar başına gelen her şeyi kader zanneder.’ diye.  Biz vatandaş olmayı, haklarımızı bilmeyi, haksızlık karşısında susmamayı, insan gibi bir hayat yaşamayı tercih etmediysek bu kaderdir. Bir de şöyle bir acı gerçek var. Siz çok nadir görülen, çok değerli bir çiçek olsanız bile bazen nerede açtığınız önemlidir bazen de sizin gibi açan çiçeklerin sayısı önemlidir ki çoğunluk güzellikte olsun. Cennet ülkemizde nice çiçeklerin açması ümidiyle”. Antalya gerçekten cennet. Bu cennete yakışır kent tasarımı ve belediyecilik gerekli. Kentin fiziki tasarımı ve rekreasyonel tasarımı da bütünleşerek yapılmalı. Ranttan yana değil rekreasyonel hayatı önceleyen bir kent tasarımı, yönetimi istiyor ve bekliyoruz.    
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2024 - Çarşamba

Doğal Bir Olay Afete Nasıl Dönüşür

Antalya’da yağmur öyle sakin yağmaz. Coğrafyası gereği yoğun bulutlar dağları aşıp Anadolu Platosuna geçemez ve tüm yükünü bir anda yere indirir. Bu binlerce yıldır böyledir.

13 Şubat 2024 günü gece yarısından itibaren yağmur gökten kovayla su boşaltır gibi yağdı. Malum şehrin birçok yerini su bastı ve bu kente yakışmayan görüntüler oluştu.

Gelin hep beraber suçluları bulalım.

Birinci suçlu: Rant uğruna her yeri betona çeviren ve suyun akacağı, gideceği yeri bırakmayan kentin altyapı ve üst yapısını afet yönetimine uygun tasarlamayan ve imar eden tüm belediyeler suçludur.

İkinci suçlu: Rantın önünü açan ve uygulayan belediyecilik anlayışından daha da suçlu olan rant ekonomisinden pay almak isteyen rantçı arsa sahipleridir.

Üçüncü suçlu: Kenti rant temelli tasarlamayan yeşil alana, dere yataklarına yeteri kadar alan ayırmayan, imar planlarını ona uygun yapmayan belediye başkanlarını seçenler de rantçı arsa sahipleri ve belediye başkanları kadar suçludur.

Dördüncü suçlu: Buna bir de ağzından sular aka aka rantın peşinden koşan ve ona müsaade edenler kadar rantı gördüğü halde ses çıkarmayanlar, itiraz etmeyenler, görmezden gelenler de bu talanın ve doğal afetlerden kaynaklı kayıpların ortaklarıdır.

Suçu başkasının üstüne yıkarak kimse suçluluktan kurtulamaz.

Beşinci suçlu: Son olarak "battı çıktılar" Avrupa'da hiçbir ilde kullanılmazken bizde mantar gibi kent tasarımında kullananlar da bu suçun ortaklarıdır. Modern kent timsali olarak bu battı çıktıların açılışında alkış tutanlar da bu suçun ortaklarıdır.

Bu yazıyı sosyal medyadaki Instagram sayfamda paylaştığımda öğrencim Nurhan Taşçı’nın bana mesajı oldukça manidardır. Mesaj tam da bu suçluların altını çizer niteliktedir.

“Evet hocam kader diyeceğiz. Zamanında bir yazı okumuştum. ‘Tercihleriyle yaşamına yön vermeyi bilmeyen toplumlar başına gelen her şeyi kader zanneder.’ diye.  Biz vatandaş olmayı, haklarımızı bilmeyi, haksızlık karşısında susmamayı, insan gibi bir hayat yaşamayı tercih etmediysek bu kaderdir. Bir de şöyle bir acı gerçek var. Siz çok nadir görülen, çok değerli bir çiçek olsanız bile bazen nerede açtığınız önemlidir bazen de sizin gibi açan çiçeklerin sayısı önemlidir ki çoğunluk güzellikte olsun. Cennet ülkemizde nice çiçeklerin açması ümidiyle”.

Antalya gerçekten cennet. Bu cennete yakışır kent tasarımı ve belediyecilik gerekli. Kentin fiziki tasarımı ve rekreasyonel tasarımı da bütünleşerek yapılmalı. Ranttan yana değil rekreasyonel hayatı önceleyen bir kent tasarımı, yönetimi istiyor ve bekliyoruz.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.