Faik Ardahan
Köşe Yazarı
Faik Ardahan
 

İstisnaların özerkliği yasası ve LGBT

Son birkaç yıldır LGBT, LGBTİ, LGBTTİQ gibi kısaltmalarla gündelik hayatın içinde gündemi meşgul eden, üzerlerine hak etmedikleri, insan haklarını yok sayacak bir formatta gidilen bireylerin cinsel tercihlerini, cinsel yönelimlerini tarif eden kavramlardır. En yaygın tarifle LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel), LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya travesti) veya LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender, intersex), LGBTTIQ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Travesti, Transseksüel, Intersex, Queer) şeklinde de kullanılmaktadır. 1900'lerden itibaren kullanılmaya başlayan "LGBT", eşcinsel hakları mücadelesinde kullanılan çatı kelimedir. Avrupa’da bu konuya bakış belki bir başka yazının konusu olabilir. Ama bu yazıda nüfus içindeki payına bakıldığında sayısı çok olmayan bu bireylerin yönelimleri üzerinden koparılan fırtınaların ne kadar haksız olduğu ile ilgili düşüncelerimi belirteceğim. Ben homofobik biriyim fakat o insanlara zulüm düzeyine ulaşan insan haklarına yapılan istismarı da yok sayamam, görmezden gelemem, arkamı dönemem. İktidarın aile yapısını koruma gibi bütünsel bir yaklaşımla ailenin erkek ve kadından oluşması gibi genelleyici bir yaklaşımla muhalefeti köşeye sıkıştırma çabası “Kötü Örnek Oluyorlar”, “Aile Yapımızı Bozdurmayacağız” gibi birçok söylemle yapılanmaktadır.  Hâlbuki toplumumuzda aile sadece kadın ve erkekten oluşmuyor. Eşini kaybetmiş veya boşanmış bireyler çocuklarıyla yaşıyorlarsa, ya da kardeşler bir arada yaşıyorlarsa onlar da aileden kabul edileceklerdir. Çocuklarıyla beraber yaşayan anne ve çocuklarıyla beraber yaşayan baba da kendisini aile olarak tanımlarlar ve haklıdırlar. Ben de oğlumu bu düşünce içinde büyüttüm ve baba oğul beraber o hayatı göğüsledik. Hatta kedileri veya köpekleriyle yaşayan yalnız bireyler de kendilerini aile olarak görebilmektedir. En son Kadın Voleybol Milli Takım oyuncularımızdan Ebrar’ın linçe uğraması kabul edilebilir bir şey değildir. Neymiş kız çocukları Ebrar’ı örnek alarak onlar da lezbiyen olurlarmış. Zeki Müren’i örnek alan bireylerde bir geylik oldu mu? Yoksa onlar Türk Sanat Müziğini severek dinleyip, o sanatı ileri düzeylere taşımayı mı tercih ettiler? Benzer durum Bülent Ersoy için de geçerlidir. 1981 yılında ameliyatla kadın olan Bülent hanımın bu tercihi başkaları için kötü örnek alınan bir durum mudur? Yoksa Zeki Müren’de olduğu gibi Bülent Hanım da sanatıyla mı büyük kitleleri etkiledi? Şair Küçük İskender, Murathan Mungan cinsel tercihleriyle mi yoksa şairlikleriyle mi bireyleri etkiledi? Yazar Elif Şafak cinsel tercihiyle mi yoksa şairliğiyle mi bireyleri etkiledi? Modacı Barbaros Şansal ve Cemil İpekçi hangi özellikleriyle örnek alındılar? Seda Sayan yedi kez evlendi, bilinen iki kişiyle de partner ilişkisi yaşadı. Seda Sayan bu haliyle kızlarımıza kötü örnek olup boşanma sayısını mı arttırdı? Bu örneklerin sayısını çoğaltmak mümkün. Benim yaptığım akademik sorgulamayla örnek alınarak cinsel tercihlerin değişmediği ile ilgili birçok bilimsel bulgu olmasına rağmen bu konu ile konunun tarafı olan uzmanlar tarafından akademik çalışmalar mutlaka yapılmalı ve LGBT bireylerin bu tercihlerinde örnek alınan LGBT bireylerin etkisi sorgulanmalı ve iddialar sorgulanmalı ve araştırma sonuçlarıyla kamuoyu bilgilendirilmelidir. 5946 lise öğrencisi üzerinden yaptığım bir çalışmada rol model aldığınız kişiler kimler diye sormuştum? Verilen cevaplar çok manidar, %29,7’si örnek aldığım kimse yok derken, %22,2’si Annesini, %15,0’ı Atatürk dâhil olmak üzere, siyasi liderler ve devlet adamlarını, %11,8’i babasını , %9,2’si ağabeyini/Ablasını, %4,3’ü öğretmenlerinden birini örnek alıyor. Burada sorgulanması gereken bambaşka konular var. Anne ve babaların örnek alınma oranı nasıl arttırılabilir? Öğretmenlerin örnek alınma yüzdesi neden bu kadar düşük? Yani toplumun %1’i bile olmayan LGBTli bireyler üzerinden bir kaşık suda fırtına çıkarmamak gerekli. Sanki Türkiye’deki bireylerin istatistiki olarak anlamlı bir oranı cinsel tercihlerini değiştirmiş veya değiştirme riski varmış gibi LGBT bireylerin cinsel tercihlerini değil de sanat yaşamlarını, sporculuklarını, ticari başarılarını, o konudaki ustalıklarını örnek alındığında toplumda kavgalar bitecektir. Gelelim konumuza. Toplumumuzda “İstisnalar Kaideyi Bozmaz” diye bir ifade vardır ve bu ifade ile bazı istisna durumlar, davranışlar, olaylar, kişiler genelin davranışlarını değiştirmeyeceğini kabul eder. Yani korkulacak bir şey yok. Bilim de bunun doğru olduğunu kabul eder. İstatistiki olarak her şey normal dağılım tablosu ile anlatılır ve standart sapma ile ana kütlenin ne kadarının temsil edildiği tarif edilir. Normal dağılım tablosun merkezinden üç standart sapma sağa sola gidildiğinde ana kütlenin %99,7’si, iki standart sapma sağa sola gidildiğinde ana kütlenin %95’i, bir standart sapma sağa sola gidildiğinde ana kütlenin %68’i işleme dâhil edilmiş olur.   İstisna bölgesinin sağdaki olanda yer alan bireyler toplumun ileri gitmesini, pozitif değişmesini sağlarken, solundaki bireyler de toplumun geri gitmesine, negatif değişmesine sebep olurlar. Örneğin Hasan Mezarcı diye biri çıktı ve kendini peygamber ilan etti. Peşinden kimse gitmedi ve örnek alınmadı. Unutuldu gitti. Kenan Sofuoğlu diye biri çıktı motor sporlarıyla uğraşanlar arttı, Nasuh Mahruki diye birisi çıktı peşinden birçok kişi dağcılığa özendi, AKUT’çu olmak istediler. Unutulmadılar. Hala insanlara rol model olmaya devam ediyorlar. Gezi parkı olaylarında camide içki içildi denildi o caminin imamı “ben din insanıyım, oradaydım, yalan söyleyemem, camide içki içilmedi” dedi. Hala yüreğimizde yaşar kendisi. Benim bu konudaki düşüncem enerjisini bu konuda harcayan bireylere önerim enerjilerini daha doğru ve haklı yerlerde harcarlarsa vatana, millete daha fazla hizmet etmiş olurlar. Onlara tavsiyem, örnek alınacak iş insanı olmaları, avukat, mühendis, öğretmen, anne, baba, abla, kardeş olmaları. Hatta örnek alınan Müslüman olmaları. Nüfusun %95’inin Müslüman olduğu ülkemde yaşamıyla, kişiliğiyle, olaylara bakışıyla örnek olarak gösterebileceğim Müslümanlar çok da fazla değil. Ülkeyi yönetenlere de bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı herkesi bir birey olarak görüp, etnik kökenine, siyasi düşüncesine, dinine, cinsiyetine, cinsel yönelimine bakılmaksızın her türlü ayrımcılığı yok ederek ülke kaynaklarından eşit şekilde yararlanmalarını sağlamalarıdır. Ülkemiz ayrımcılığı çoğaltarak büyüyemez. Bunun örnekleri geçmişte çok görüldü. Bedelleri ağır ödendi. Artık normal bir insan olarak yaşamak için ağır bedeller ödemeye gerek yok.    
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2023 - Pazartesi

İstisnaların özerkliği yasası ve LGBT

Son birkaç yıldır LGBT, LGBTİ, LGBTTİQ gibi kısaltmalarla gündelik hayatın içinde gündemi meşgul eden, üzerlerine hak etmedikleri, insan haklarını yok sayacak bir formatta gidilen bireylerin cinsel tercihlerini, cinsel yönelimlerini tarif eden kavramlardır.

En yaygın tarifle LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel), LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya travesti) veya LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender, intersex), LGBTTIQ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Travesti, Transseksüel, Intersex, Queer) şeklinde de kullanılmaktadır. 1900'lerden itibaren kullanılmaya başlayan "LGBT", eşcinsel hakları mücadelesinde kullanılan çatı kelimedir.

Avrupa’da bu konuya bakış belki bir başka yazının konusu olabilir. Ama bu yazıda nüfus içindeki payına bakıldığında sayısı çok olmayan bu bireylerin yönelimleri üzerinden koparılan fırtınaların ne kadar haksız olduğu ile ilgili düşüncelerimi belirteceğim. Ben homofobik biriyim fakat o insanlara zulüm düzeyine ulaşan insan haklarına yapılan istismarı da yok sayamam, görmezden gelemem, arkamı dönemem.

İktidarın aile yapısını koruma gibi bütünsel bir yaklaşımla ailenin erkek ve kadından oluşması gibi genelleyici bir yaklaşımla muhalefeti köşeye sıkıştırma çabası “Kötü Örnek Oluyorlar”, “Aile Yapımızı Bozdurmayacağız” gibi birçok söylemle yapılanmaktadır.  Hâlbuki toplumumuzda aile sadece kadın ve erkekten oluşmuyor. Eşini kaybetmiş veya boşanmış bireyler çocuklarıyla yaşıyorlarsa, ya da kardeşler bir arada yaşıyorlarsa onlar da aileden kabul edileceklerdir. Çocuklarıyla beraber yaşayan anne ve çocuklarıyla beraber yaşayan baba da kendisini aile olarak tanımlarlar ve haklıdırlar. Ben de oğlumu bu düşünce içinde büyüttüm ve baba oğul beraber o hayatı göğüsledik. Hatta kedileri veya köpekleriyle yaşayan yalnız bireyler de kendilerini aile olarak görebilmektedir.

En son Kadın Voleybol Milli Takım oyuncularımızdan Ebrar’ın linçe uğraması kabul edilebilir bir şey değildir. Neymiş kız çocukları Ebrar’ı örnek alarak onlar da lezbiyen olurlarmış.

Zeki Müren’i örnek alan bireylerde bir geylik oldu mu? Yoksa onlar Türk Sanat Müziğini severek dinleyip, o sanatı ileri düzeylere taşımayı mı tercih ettiler? Benzer durum Bülent Ersoy için de geçerlidir. 1981 yılında ameliyatla kadın olan Bülent hanımın bu tercihi başkaları için kötü örnek alınan bir durum mudur? Yoksa Zeki Müren’de olduğu gibi Bülent Hanım da sanatıyla mı büyük kitleleri etkiledi? Şair Küçük İskender, Murathan Mungan cinsel tercihleriyle mi yoksa şairlikleriyle mi bireyleri etkiledi? Yazar Elif Şafak cinsel tercihiyle mi yoksa şairliğiyle mi bireyleri etkiledi? Modacı Barbaros Şansal ve Cemil İpekçi hangi özellikleriyle örnek alındılar? Seda Sayan yedi kez evlendi, bilinen iki kişiyle de partner ilişkisi yaşadı. Seda Sayan bu haliyle kızlarımıza kötü örnek olup boşanma sayısını mı arttırdı?

Bu örneklerin sayısını çoğaltmak mümkün. Benim yaptığım akademik sorgulamayla örnek alınarak cinsel tercihlerin değişmediği ile ilgili birçok bilimsel bulgu olmasına rağmen bu konu ile konunun tarafı olan uzmanlar tarafından akademik çalışmalar mutlaka yapılmalı ve LGBT bireylerin bu tercihlerinde örnek alınan LGBT bireylerin etkisi sorgulanmalı ve iddialar sorgulanmalı ve araştırma sonuçlarıyla kamuoyu bilgilendirilmelidir.

5946 lise öğrencisi üzerinden yaptığım bir çalışmada rol model aldığınız kişiler kimler diye sormuştum? Verilen cevaplar çok manidar, %29,7’si örnek aldığım kimse yok derken, %22,2’si Annesini, %15,0’ı Atatürk dâhil olmak üzere, siyasi liderler ve devlet adamlarını, %11,8’i babasını , %9,2’si ağabeyini/Ablasını, %4,3’ü öğretmenlerinden birini örnek alıyor. Burada sorgulanması gereken bambaşka konular var. Anne ve babaların örnek alınma oranı nasıl arttırılabilir? Öğretmenlerin örnek alınma yüzdesi neden bu kadar düşük? Yani toplumun %1’i bile olmayan LGBTli bireyler üzerinden bir kaşık suda fırtına çıkarmamak gerekli. Sanki Türkiye’deki bireylerin istatistiki olarak anlamlı bir oranı cinsel tercihlerini değiştirmiş veya değiştirme riski varmış gibi LGBT bireylerin cinsel tercihlerini değil de sanat yaşamlarını, sporculuklarını, ticari başarılarını, o konudaki ustalıklarını örnek alındığında toplumda kavgalar bitecektir.

Gelelim konumuza. Toplumumuzda “İstisnalar Kaideyi Bozmaz” diye bir ifade vardır ve bu ifade ile bazı istisna durumlar, davranışlar, olaylar, kişiler genelin davranışlarını değiştirmeyeceğini kabul eder. Yani korkulacak bir şey yok. Bilim de bunun doğru olduğunu kabul eder. İstatistiki olarak her şey normal dağılım tablosu ile anlatılır ve standart sapma ile ana kütlenin ne kadarının temsil edildiği tarif edilir. Normal dağılım tablosun merkezinden üç standart sapma sağa sola gidildiğinde ana kütlenin %99,7’si, iki standart sapma sağa sola gidildiğinde ana kütlenin %95’i, bir standart sapma sağa sola gidildiğinde ana kütlenin %68’i işleme dâhil edilmiş olur.

 

İstisna bölgesinin sağdaki olanda yer alan bireyler toplumun ileri gitmesini, pozitif değişmesini sağlarken, solundaki bireyler de toplumun geri gitmesine, negatif değişmesine sebep olurlar. Örneğin Hasan Mezarcı diye biri çıktı ve kendini peygamber ilan etti. Peşinden kimse gitmedi ve örnek alınmadı. Unutuldu gitti. Kenan Sofuoğlu diye biri çıktı motor sporlarıyla uğraşanlar arttı, Nasuh Mahruki diye birisi çıktı peşinden birçok kişi dağcılığa özendi, AKUT’çu olmak istediler. Unutulmadılar. Hala insanlara rol model olmaya devam ediyorlar. Gezi parkı olaylarında camide içki içildi denildi o caminin imamı “ben din insanıyım, oradaydım, yalan söyleyemem, camide içki içilmedi” dedi. Hala yüreğimizde yaşar kendisi.

Benim bu konudaki düşüncem enerjisini bu konuda harcayan bireylere önerim enerjilerini daha doğru ve haklı yerlerde harcarlarsa vatana, millete daha fazla hizmet etmiş olurlar. Onlara tavsiyem, örnek alınacak iş insanı olmaları, avukat, mühendis, öğretmen, anne, baba, abla, kardeş olmaları. Hatta örnek alınan Müslüman olmaları. Nüfusun %95’inin Müslüman olduğu ülkemde yaşamıyla, kişiliğiyle, olaylara bakışıyla örnek olarak gösterebileceğim Müslümanlar çok da fazla değil.

Ülkeyi yönetenlere de bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı herkesi bir birey olarak görüp, etnik kökenine, siyasi düşüncesine, dinine, cinsiyetine, cinsel yönelimine bakılmaksızın her türlü ayrımcılığı yok ederek ülke kaynaklarından eşit şekilde yararlanmalarını sağlamalarıdır. Ülkemiz ayrımcılığı çoğaltarak büyüyemez. Bunun örnekleri geçmişte çok görüldü. Bedelleri ağır ödendi. Artık normal bir insan olarak yaşamak için ağır bedeller ödemeye gerek yok.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.