Yerel siyasetin kendi iç kavgaları, koronavirüs derken ekonomi tartışılmaz, ülke siyasetinin iç dinamiklerinin oyun kurma taktikleri görünmez oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta millet ittifakının öneminin altını çizerek, ‘demokrasi’de birleştik mesajını vermesi ‘demokrasinin çimentosu’ olarak kabul ediliyor. Millet İttifakı’nın ağabeyi Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ağabeye olan saygısını ortadan kaldırmak için yapılan hamle bilindiği gibi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘evine dön’ çağrısı oldu. Bahçeli, evine dön çağırısıyla Akşener’e Millet İttifakı’ndaki çimentonun ağabeyden ablaya dönüştüğünü hatırlattı kendince. Akşener ise buna önce Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret ederek karşılık verdi. Bu gelişmelerin sonrasında cezaevinden Selehattin Demirtaş’ın yaptığı ‘olması gereken ittifak’ detayları da önemli uyarıları içinde barındırıyordu. SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ağzından düşürmemeye başladığı ‘demokrasi’ çağrıları Millet İttifakı’na karşı duruşun ortak sesi olarak Cumhur İttfakı’nı hala zorluyor. Cumhur ittifakı için hedef böl, parçala taktiği olsa da, ittifak partilerin buluşma noktası ‘demokrasi bloğu’ Millet İttifakı’nda bulunan partilerin içine sızarak bölme taktiğinin başarılı olamayacağını şimdiden gözler önüne serdi. Millet İttifakı’nın taktiksel yaklaşımları karşısında Cumhur İttifakı da kendi içinde bölünme, parçalanmaya karşı her türlü önlemi almış durumda… Cumhur İttifakı’nda MHP’nin sürekli olarak AKP’ye karşı yaptığı çıkışlar, Devlet Bahçeli’nin görevinin ne zaman biteceğini düşündürtüyor. Ayrıca gözden kaçan bir ayrıntı aslında tüm detayı da gözler önüne seriyor. MHP’nin 2021 tarihinde yapılacak kongresi öncesi Bahçeli’nin imzasını taşıyan 8 Temmuz 2020 tarihli genelgede parti teşkilatlarına dikkat çekici uyarılar bulunuyor. Genelgede oluşacak provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiği ve her ne olursa olsun genel merkez talimatı olmadan kimsenin sokağa çıkmaması, kimseyle karşı karşıya gelinmemesi, MHP’li olmayan ama kendisini partiliymiş gibi gösteren, MHP’ye ait sembolleri kullanarak hareket eden provokatörlere karşı uyanık olunmasını istendi. MHP kendi içinde iki tehlike görüyor! MHP’li olmadığı halde kendini MHP’li gibi gösterenler kimler? AKP’liler ve FETÖ’cüler. Bahçeli bu tehlikeye karşı ne yapıyor peki? Güvenlik soruşturması. Bu durumda MHP, AKP iktidarının parti içi güvenliği için baskı yapıyor. Yeni üye olandan tutun da, parti içinde olup MHP’li taklidi yapanları ayırt etmek için sülalesinden başlayarak vatansever mi, milliyetçi mi, hakkında açılan soruşturma var mı, çocukları hangi okulda okuyor, tarikat bağlantılarına kadar tüm sorularına yanıt bulabilmek için AKP iktidarının güvenlik soruşturmasından yararlanan MHP, ne çelişkidir ki, kendi içinde MHP taklidi yapan AKP’lileri ayıklama derdine düşüyor. Tencere dibin kara benim ki senden kara misali, MHP taklidi yapan AKP’liler neden ittifak kurduğu partinin içinde yer alıyor. İşte dikkat edilmesi gereken en önemli konu bu… Zaman zaman Bahçeli tarafından uyarılarla karşılaşan Erdoğan, MHP’nin ittifakta daim kılabilmek adına tabanda bu taktikle bütünleşme sağlamayı hedefliyor. Bu durumu en iyi okuyanlar ocaklardan yetişme olan ülkücüler. Rahatsızlıklarını şimdilik kulaktan kulağa fısıltı şeklinde dile getiriyorlar. Ne zaman ki devletin desteği Devlet’ten çekilir işte o zaman MHP tabanındaki fısıltılar uğultuya dönüşür. AKP, Millet İttifakı’nı parçalama taktikleri içindeyken, kendi kurduğu ittifakı ayakta tutmak adına her türlü yöntemi deneyecek. 2023 seçimlerine kadar bu yöntemler yetecek mi, işte orası muamma…