Faik Ardahan
Köşe Yazarı
Faik Ardahan
 

Ben yap diyorsam yapacaksın Ben dur diyorsam duracaksın

Saygısızsınız. Kabasınız. Bunu söylerken o mesleğin tamamını içine almıyorum. Sadece olaylardaki kişileri kastediyorum. Son bir haftada yaşadığım iki olayı sizinle paylaşacağım. Hafta sonu yörüklerin yaylasında idim. Pazar günü dönerken Gazipaşa öncesi bir yerlerde jandarma uygulama noktası vardı. Bir jandarma yolda dur veya geç dediği belli olmaz bir biçimde el hareketleri yaptı. Yanımda oğlum vardı ona da sordum “Geç mi diyor dur mu diyor?” diye. “Dur” baba dedi. Durdum. Camı açtım gülmeyen bir yüz ve emir veren bir sesle “Kimliğini ver!” dedi. Kimliği verdim ve ekledim “’Duracak mıyım, geçecek miyim?’ Belli olmuyor el hareketinizden” dediğimde cevap “Ben buradaysam duracaksın beyim” oldu.  Olur, tabi ki. Sindiremediğim yiyecekler gibi sindiremediğim sözler ve davranışlar da vardır. Bu davranışı hem içime sindiremedim hem de ülkemin jandarmasına yakıştıramadım.   Kimliğimizi verdi “Devam edin” dedi. Donuk bir surat. Yaşadığına pişman, yaşayanı da pişman eden bir ses tonu. Biz de devam ettik yolumuza. Daha bugün, yani 9 Şubat 2024 tarihinde eve 13:30 civarı geldim. Her zamanki bıraktığım yere arabamı park edip eve gireceğim oradan bir trafik polisi “Oraya park etme, başka bir yere park et” diye bağırdı. O arada evinin önüne park etmiş bir arabayı trafiğin aracı çekiyordu. Aramızda 40-50 mt. mesafe var. Yanına vardım “Neden?” diye sordum. “Ben park etme diyorsam etmeyeceksin. Ben yap diyorsam yapacaksın. Gidip başka yere park edip, gelip sebebini soracaksın” dedi.  Nedir bu saygısızlık. Nedir bu had bilmezlik. Nedir bu ahlaksızlık düzeyindeki güç zehirlenmesi. Evimin önüne park ederken bağıran bir trafik polisi. “Yarabbi neyle sınanıyorum” dedim içimden. Arabayı park ettim ve yanına gittim “Sebebi lütfen söyleyin” dedim. “Bisiklet yarışı var ve yolu boşaltıyoruz” dedi.  Mesela bu bisiklet yarışı başka bir ülkede yapılıyor olsaydı. Bir hafta önceden o mahallede oturanların cep telefonlarına SMS gönderilirdi. Orada yaşayanlar uyarılırlardı. Arabalarını çekecekleri yerler belirlenirdi.  Ahh gelişmiş ülke olmak ahhh. Daha kaç fırın ekmek yememiz gerek. Daha kaç küfür duymamız gerek acaba. Ben gerçekten doğru coğrafyada ama geri kalmış bir sistemde yaşayan bir bireyim. Bu kirliliği hak etmiyorum. Hiç kimsenin de hak ettiğini düşünmüyorum. Devleti temsil eden bireylerin ve kurumların; vatandaşa (normal vatandaşa diye de altını çize çize söylüyorum) bakışının, elinin, dilinin ve tavrının yumuşak olması gerekir. Herkesi suçlu gibi gören ve herkese suçlu gibi davranan geri kalmışlıkla 61 yaşına gelmiş meslek hayatının en üst noktasında biri olarak yüzleşmek ve karşı karşıya gelmek istemiyorum.  Jandarmanın asayişle ilgili biriminin mutlaka eğitimden geçirilmesi gerek. Polisin, trafik polisinin ha keza aynı eğitimden geçirilmesi gerekir. Bu konuda yetkililerin gereğini yapmaları gerekir.  Kalbinin üstüne Al Bayrağın resmi ile görev yapan, devleti temsil edenlere bayrağın koruyuculuğu, sahip çıkıcılığı gerekir. Alınacak çok yolumuz, çıkarılacak çok dersimiz var. İnşallah gelişmiş ülke olduğumuz zamanları görebilirim.
Ekleme Tarihi: 11 Şubat 2024 - Pazar

Ben yap diyorsam yapacaksın Ben dur diyorsam duracaksın

Saygısızsınız. Kabasınız. Bunu söylerken o mesleğin tamamını içine almıyorum. Sadece olaylardaki kişileri kastediyorum.

Son bir haftada yaşadığım iki olayı sizinle paylaşacağım.

Hafta sonu yörüklerin yaylasında idim. Pazar günü dönerken Gazipaşa öncesi bir yerlerde jandarma uygulama noktası vardı. Bir jandarma yolda dur veya geç dediği belli olmaz bir biçimde el hareketleri yaptı. Yanımda oğlum vardı ona da sordum “Geç mi diyor dur mu diyor?” diye. “Dur” baba dedi. Durdum. Camı açtım gülmeyen bir yüz ve emir veren bir sesle “Kimliğini ver!” dedi. Kimliği verdim ve ekledim “’Duracak mıyım, geçecek miyim?’ Belli olmuyor el hareketinizden” dediğimde cevap “Ben buradaysam duracaksın beyim” oldu. 

Olur, tabi ki. Sindiremediğim yiyecekler gibi sindiremediğim sözler ve davranışlar da vardır. Bu davranışı hem içime sindiremedim hem de ülkemin jandarmasına yakıştıramadım.  

Kimliğimizi verdi “Devam edin” dedi. Donuk bir surat. Yaşadığına pişman, yaşayanı da pişman eden bir ses tonu. Biz de devam ettik yolumuza.

Daha bugün, yani 9 Şubat 2024 tarihinde eve 13:30 civarı geldim. Her zamanki bıraktığım yere arabamı park edip eve gireceğim oradan bir trafik polisi “Oraya park etme, başka bir yere park et” diye bağırdı. O arada evinin önüne park etmiş bir arabayı trafiğin aracı çekiyordu. Aramızda 40-50 mt. mesafe var. Yanına vardım “Neden?” diye sordum. “Ben park etme diyorsam etmeyeceksin. Ben yap diyorsam yapacaksın. Gidip başka yere park edip, gelip sebebini soracaksın” dedi. 

Nedir bu saygısızlık. Nedir bu had bilmezlik. Nedir bu ahlaksızlık düzeyindeki güç zehirlenmesi. Evimin önüne park ederken bağıran bir trafik polisi. “Yarabbi neyle sınanıyorum” dedim içimden. Arabayı park ettim ve yanına gittim “Sebebi lütfen söyleyin” dedim. “Bisiklet yarışı var ve yolu boşaltıyoruz” dedi. 

Mesela bu bisiklet yarışı başka bir ülkede yapılıyor olsaydı. Bir hafta önceden o mahallede oturanların cep telefonlarına SMS gönderilirdi. Orada yaşayanlar uyarılırlardı. Arabalarını çekecekleri yerler belirlenirdi. 

Ahh gelişmiş ülke olmak ahhh. Daha kaç fırın ekmek yememiz gerek. Daha kaç küfür duymamız gerek acaba.

Ben gerçekten doğru coğrafyada ama geri kalmış bir sistemde yaşayan bir bireyim. Bu kirliliği hak etmiyorum. Hiç kimsenin de hak ettiğini düşünmüyorum. Devleti temsil eden bireylerin ve kurumların; vatandaşa (normal vatandaşa diye de altını çize çize söylüyorum) bakışının, elinin, dilinin ve tavrının yumuşak olması gerekir. Herkesi suçlu gibi gören ve herkese suçlu gibi davranan geri kalmışlıkla 61 yaşına gelmiş meslek hayatının en üst noktasında biri olarak yüzleşmek ve karşı karşıya gelmek istemiyorum. 

Jandarmanın asayişle ilgili biriminin mutlaka eğitimden geçirilmesi gerek. Polisin, trafik polisinin ha keza aynı eğitimden geçirilmesi gerekir. Bu konuda yetkililerin gereğini yapmaları gerekir. 

Kalbinin üstüne Al Bayrağın resmi ile görev yapan, devleti temsil edenlere bayrağın koruyuculuğu, sahip çıkıcılığı gerekir.

Alınacak çok yolumuz, çıkarılacak çok dersimiz var.
İnşallah gelişmiş ülke olduğumuz zamanları görebilirim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.