Faik Ardahan
Köşe Yazarı
Faik Ardahan
 

Meslekler ve saygı duymak

Meslek kavramsal olarak, insan yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır. Genellikle her meslek o mesleğin yapan kişi açısından sosyal statüyü de belirler.  Her mesleğin toplumdaki sosyal statüsü birbiriyle aynı değildir. Saygıyı tanımlayan birçok parametre vardır. İlki mesleğin toplumda yarattığı katma değer ikincisi de o meslek erbabının kişiliğidir. Bireyin o meslek erbabı olarak yarattığı aura toplumdaki saygınlığını da belirler. Bu auranın iki boyutu vardır. Birincisi bu meslek erbabının o mesleği ilgilendiren bireylere davranış biçimi, ikincisi de o meslek erbaplarına davranış biçimidir. Aynen öğretmenin öğrencilerine davranışı, saygısı, sevgisi, verdiği eğitimin kalitesi, yeterliliği, öğretmenin diğer öğretmenlere ve eğitim sektörü içindeki diğer bireylere davranışı dışarıdan bakılınca gözüken bir auradır.  Tutkuyla yapılan iş ile sadece para kazanmak için yapılan iş arasında ciddi bir farklılık vardır. İşini tutkuyla yapanlar mutlaka toplumda hak ettiği saygıyı alacaktır. Bir zamanlar öğretmenlik toplumda inanılmaz saygın bir meslekken bugün eski değeri görmemektedir. Bunun elbette üzerinde uzun uzun durulması gereken çok ciddi bir konudur. Evet maaşı düşüktür. Evet öğretmen aldığı parayla kendini geliştirememektir. Hükümetler de bu meslek gurubuna gereken değeri vermemektedir. Ve sonuç maalesef üzücüdür. Bazı mesleklerin dönemsel olarak önemi artar. Mesela eskiden nalbantlık, semer yapıcılığı önemli zanaatler iken günümüzde yapanların sayısı yok olmak üzere, hatta karınlarını doyuracak kadar kazanç da elde edememektedirler. Hatta şu an bu mesleği yapanlar belki de bu mesleğin son temsilcileridir. Son zamanlarda hayat pahalılığı terzilerin, ayakkabı tamircilerinin daha fark edilir mesleklerden olmasını sağlasa da maalesef bu meslekler de yok olmak üzeredir. 2020’li yıllarda yaşadığımız COVID pandemi döneminde bazı mesleklerin önemi daha bilinir hale geldi. Bunların başında sağlık çalışanları, perakende sektörü çalışanları, lojistik elemanları, kentsel temizlik işini yapanlar gelir. Aynen ekonominin temel kuralında olduğu gibi bir işi yapan sayısı azaldıkça o kişinin değeri de artar. O işi yapanların sayısı arttıkça saygınlık daha çok o meslek erbabının kişiliğiyle bütünleşir. Bizim için emeklerini tüketen herkese olduğu gibi bir fırında hamur açan, ekmek pişiren, ekmeği biz uyanmadan bakkallara marketlere dağıtan kişilere saygı duymak insan olmanın gerektirdiği bir zorunluluktur.  Bazı meslek erbapları geçmişte kendi mesleklerine yeterince saygı göstermedikleri için bugün o mesleği yapanların mesleki itibarları zedelenmiştir. Hangi meslek olursa olsun her meslek saygı duyulmayı hak eder. Bir de yaptıkları işin özel bir bilgi donanımı gerektirmediği emeğiyle çalışanlar var. Mesela inşaat işçileri, tarım çalışanları, yevmiye ile çalışanlar. Bunların emeklerine inanılmaz saygı duymayı gerektirir. Toplumun görünmez kahramanlarıdır bunlar. Tarlayı süren, eken, hasat eden, ürünü toplayan, hale götüren, halde kasaları indirip bindiren, uzaklara kamyonla taşıyan, pazarda satan herkes içinde bulunduğumuz hayatın emektarlarıdır. Son zamanlarda inanılmaz saygı duyduğum bir çalışan grubu var. Bunlar bizim kentsel atıklarımızı çöp kamyonuyla yağmurda, çamurda, kışta kıyamette toplayıp, hijyenik olmayan, kötü koku içinde ömrü geçen Temizlik İşçileridir. Bir kamyonun arkasında düştü düşecek şekilde çalışırlar. Birçoğu asgari ücretle bu hayata razılar. Lütfen haklarınızı helal edin. Siz olmasanız yaşadığımız kent pislikten geçilmezdi. Hepiniz benim gözümde kahramansınız. Size inanılmaz saygı duyuyorum. Belediyelere sizinle ilgili diyeceğim iki şey var. Birincisi mutlaka bu işlerde çalışanlara aynen polislerde, röntgen işlerinde çalışanlar gibi mesleki zorluk ve risk tanımlaması yapılmalı. Hem emeklilik süresi kısaltılmalı hem de çalışma süreleri. Bir de aldıkları ücretler gerçekten göz doldurur bir düzeye çıkarılmalıdır. Ayrıca bu meslek grubundaki kişilerin çalışırken güvenlik önlemleri arttırılmalıdır. Yani o çöp kamyonundan düşme riskleri sıfır olmalıdır. Özetle ekmek parasını kazandığımız mesleklerimiz ve bu mesleklere gösterilen toplumsal saygı aslında bizim işimize, mesleğimize gösterdiğimiz saygının bize yansımasıdır. 
Ekleme Tarihi: 07 Kasım 2023 - Salı

Meslekler ve saygı duymak

Meslek kavramsal olarak, insan yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır. Genellikle her meslek o mesleğin yapan kişi açısından sosyal statüyü de belirler. 

Her mesleğin toplumdaki sosyal statüsü birbiriyle aynı değildir. Saygıyı tanımlayan birçok parametre vardır. İlki mesleğin toplumda yarattığı katma değer ikincisi de o meslek erbabının kişiliğidir. Bireyin o meslek erbabı olarak yarattığı aura toplumdaki saygınlığını da belirler. Bu auranın iki boyutu vardır. Birincisi bu meslek erbabının o mesleği ilgilendiren bireylere davranış biçimi, ikincisi de o meslek erbaplarına davranış biçimidir. Aynen öğretmenin öğrencilerine davranışı, saygısı, sevgisi, verdiği eğitimin kalitesi, yeterliliği, öğretmenin diğer öğretmenlere ve eğitim sektörü içindeki diğer bireylere davranışı dışarıdan bakılınca gözüken bir auradır. 

Tutkuyla yapılan iş ile sadece para kazanmak için yapılan iş arasında ciddi bir farklılık vardır. İşini tutkuyla yapanlar mutlaka toplumda hak ettiği saygıyı alacaktır.

Bir zamanlar öğretmenlik toplumda inanılmaz saygın bir meslekken bugün eski değeri görmemektedir. Bunun elbette üzerinde uzun uzun durulması gereken çok ciddi bir konudur. Evet maaşı düşüktür. Evet öğretmen aldığı parayla kendini geliştirememektir. Hükümetler de bu meslek gurubuna gereken değeri vermemektedir. Ve sonuç maalesef üzücüdür.

Bazı mesleklerin dönemsel olarak önemi artar. Mesela eskiden nalbantlık, semer yapıcılığı önemli zanaatler iken günümüzde yapanların sayısı yok olmak üzere, hatta karınlarını doyuracak kadar kazanç da elde edememektedirler. Hatta şu an bu mesleği yapanlar belki de bu mesleğin son temsilcileridir. Son zamanlarda hayat pahalılığı terzilerin, ayakkabı tamircilerinin daha fark edilir mesleklerden olmasını sağlasa da maalesef bu meslekler de yok olmak üzeredir.

2020’li yıllarda yaşadığımız COVID pandemi döneminde bazı mesleklerin önemi daha bilinir hale geldi. Bunların başında sağlık çalışanları, perakende sektörü çalışanları, lojistik elemanları, kentsel temizlik işini yapanlar gelir.

Aynen ekonominin temel kuralında olduğu gibi bir işi yapan sayısı azaldıkça o kişinin değeri de artar. O işi yapanların sayısı arttıkça saygınlık daha çok o meslek erbabının kişiliğiyle bütünleşir.

Bizim için emeklerini tüketen herkese olduğu gibi bir fırında hamur açan, ekmek pişiren, ekmeği biz uyanmadan bakkallara marketlere dağıtan kişilere saygı duymak insan olmanın gerektirdiği bir zorunluluktur. 

Bazı meslek erbapları geçmişte kendi mesleklerine yeterince saygı göstermedikleri için bugün o mesleği yapanların mesleki itibarları zedelenmiştir.

Hangi meslek olursa olsun her meslek saygı duyulmayı hak eder.

Bir de yaptıkları işin özel bir bilgi donanımı gerektirmediği emeğiyle çalışanlar var. Mesela inşaat işçileri, tarım çalışanları, yevmiye ile çalışanlar. Bunların emeklerine inanılmaz saygı duymayı gerektirir. Toplumun görünmez kahramanlarıdır bunlar. Tarlayı süren, eken, hasat eden, ürünü toplayan, hale götüren, halde kasaları indirip bindiren, uzaklara kamyonla taşıyan, pazarda satan herkes içinde bulunduğumuz hayatın emektarlarıdır.

Son zamanlarda inanılmaz saygı duyduğum bir çalışan grubu var. Bunlar bizim kentsel atıklarımızı çöp kamyonuyla yağmurda, çamurda, kışta kıyamette toplayıp, hijyenik olmayan, kötü koku içinde ömrü geçen Temizlik İşçileridir. Bir kamyonun arkasında düştü düşecek şekilde çalışırlar. Birçoğu asgari ücretle bu hayata razılar. Lütfen haklarınızı helal edin. Siz olmasanız yaşadığımız kent pislikten geçilmezdi. Hepiniz benim gözümde kahramansınız. Size inanılmaz saygı duyuyorum. Belediyelere sizinle ilgili diyeceğim iki şey var. Birincisi mutlaka bu işlerde çalışanlara aynen polislerde, röntgen işlerinde çalışanlar gibi mesleki zorluk ve risk tanımlaması yapılmalı. Hem emeklilik süresi kısaltılmalı hem de çalışma süreleri. Bir de aldıkları ücretler gerçekten göz doldurur bir düzeye çıkarılmalıdır. Ayrıca bu meslek grubundaki kişilerin çalışırken güvenlik önlemleri arttırılmalıdır. Yani o çöp kamyonundan düşme riskleri sıfır olmalıdır.

Özetle ekmek parasını kazandığımız mesleklerimiz ve bu mesleklere gösterilen toplumsal saygı aslında bizim işimize, mesleğimize gösterdiğimiz saygının bize yansımasıdır. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.