Antalya Konyaaltı Sahil bandı bilinen adıyla “Konyaaltı Sahil Yaşam Parkı” hiçbir şehre nasip olmayacak kadar özellikli ve nadir bir kordon. Şehrin içinden denize girebildiğiniz, dinlenebildiğiniz muazzam bir rekreasyon alanı. Ama maalesef ki ülkemdeki her yerde olduğu gibi burası da bir rant alanı. Mevcut hali ile de dokunulmazlığı olan bir alan. Antalya Büyükşehir Belediyesi (ABB) bu alanın ihalesini yapan kurum fakat ihalesini yaptığı yerde zarar etmekte, birçok işi yapmak veya yaptırmak konusunda çaresizlik yaşamakta. Tabi ki bu durumun müsebbibi mevcut yönetim değil. 30 yıllık Antalyalı olarak neredeyse özel durumlar hariç bu sahile gelmediğim gün olmamıştır. Hatta son zamanlarda burayı daha çok yaşıyorum. Bazen gün doğumunu izleyebilmek için gün batımından itibaren burada oluyorum. Derin derin içime çekiyorum bu güzelliği. Yazın, kışın, baharda da buranın çok farklı problemleri var. Ama bu problemlerin çözümünün muhatabı kimdir bilemiyorum. Daha önce birçok yazımda bu problemleri tek tek yazdım. Ama bu sefer bambaşka iki konuya değinmek istiyorum. Birincisi yamaç paraşütü ile ilgili. Son zamanlarda havanın güzel olduğu günlerde motorlu yamaç paraşütünü uçarken görüyorum. Aynı kişi mi farklı kişiler mi bilmiyorum. Nereden kalkıp nereye indiğini de bilmiyorum. Bazen pilotla birlikte yolcu da görüyorum. Demek ki ticari uçuş da yapılıyor. Sormak istediğim sorular var. Soru-01: Bu uçuş yetkililerin bilgisi dâhilinde mi yapılıyor? Soru-02: Uçuş yapan kişilerin bu alanda iniş-kalkış izni var mı? Soru-03: Bu kişilerin yolcu ile uçma izinleri ve yeterlilikleri var mı? Soru-04: İniş-kalkış ve uçuş sırasında oluşacak herhangi acil bir iniş, çarpma durumunda oluşacak riskler yönetiliyor mu? Soru-05: Resmi kurumlar ve bu uçuşu yapanlar bunun önlemlerini almışlar mı? Yoksa sahipsizlik ve denetimsizlik bu konuda da var mı? İkincisi sokak müzisyenleri ile ilgili saçma sapan olan görsel kirlilik. Dünyanın dört bir yanına giden ve orada sokak sanatçılarını imrenerek dinleyen biriyim. Orada gerçekten bir sanat var. İnsanlar izlerler keyif alırlar. Son derece güzel bir rekreasyonel aktivitedir oralardan geçenler için. Hatta bazen öyle olur ki o sanatçının orada olduğunu bilirsiniz ve yolunuzu değiştirirsiniz onu görmek için. Oralarda hiçbir sokak sanatçısına amfi kullandırılmaz. Kullananlarda ise ses düzeyi belli bir desibelin üstüne geçemez. Sadece yanından geçerken duyabileceğiniz bir ses düzeyinde sanatlarını yaparlar. Özellikle kentin belli yerleri bu amaçla seçilir ve onun dışında aktiviteye izin verilmez. Kentin o mekânlarında sürekli aynı kişileri görmezsiniz. Adil olunması açısından her bir sanatçıya aynı mekân tahsis edilir ve bir sanatçı haftanın hatta ayın belli günlerinde o mekânı kullanabilir. Bu işleri o belediye takip eder ve denetler. Konyaaltı Sahil Yaşam Parkı’nda durum ne? Cevabını merak ettiğim birçok soru var. Soru-06: Sokak sanatçılarının büyük çoğunluğu hep aynı yerde haftanın, ayın her günü müzik yapmakta. Birileri orada müzik yapmak isterse onu oraya sokmamaktalar. Bu alanlar belediyenin izin verdiği yerler mi? Soru-07: Neden aynı yerde hep aynı kişiler oluyor? Başka talep eden mi yok yoksa bu işin içinde başka işler mi dönüyor? Soru-08: 100 metre uzaktan yaptığını duyabileceğiniz düzeyde yüksek sesle amfi kullanarak müzik yapılıyor. Bu durum kimin denetiminde? Soru-09: Defalarca Antalya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı’nı arayıp ihbarda bulunmama rağmen neden işlem yapılmıyor? Ya da işlem yapılmasına rağmen çaresiz mi kalınıyor? Soru-10: ABB, problemin farkında fakat siyasi ya da başka gerekçelerle görmezlikten mi geliyor? Soru-11: Konyaaltı Sahil Yaşam Parkı’ndaki bu başıboşluk ve denetimsizliğin gerçekten çözümü için ne bekleniliyor? Bu kent hepimizin. Sahip çıkmadığımızda elden gittiğini biliyorum. Benim tek derdim mutlu bir birey olarak Antalya’da yaşamak. Antalya’nın da mutlu bir kent olmasını istemek. Parmağımı taşın altına koymak.