Faik Ardahan
Köşe Yazarı
Faik Ardahan
 

Yeni yıl ne demek?

Yeni yıl, birçok kişinin yanlış bildiği bir tarihtir. İsa peygamberin doğum günü olduğuna inanılır ama değildir. İsa peygamberin doğum günü Noel Günü olan 25 Aralık’tır. Yani bilindiğinin tersine yeni yıl bir Hristiyan geleneği ve kutlaması değildir. Bu sadece bir kesimin YILBAŞI KUTLAMALARINI karalamak için uydurduğu bir durumdur. Bir Hristiyan Bayramı olan ve İsa'nın doğuşunu kutlayan Noel'den tamamen ayrı olarak kutlanır. Yılbaşı veya yeni yıl bir yılın bitiminin ve yeni bir yıla başlangıcın kutlandığı kültürel bir olaydır. Türkiye dâhil Gregoryen Takvimi’nin kullanıldığı birçok ülkede yılın ilk resmi günüdür. Aslında durup baktığınızda değişen sadece bir gündür. Aralık ayının otuz birinci gününden Ocak ayının birinci gününe geçilmesidir. Evren için hiçbir anlamı olmayan fakat bizim yüklediğimiz anlamıyla tariflenmiş bir an ve gündür.  Yani Aralık ayı da, onun otuz birinci günü de, hatta Ocak ayı da onun birinci günü de bizim o tarihlere yüklediğimiz bir anlamdır. Aynen kişisel anlam yüklediğimiz çevrim günleri gibi. Doğum günleri, evlilik yıl dönümleri, tanışma günleri, çıkma teklif edilen günler gibi. Ya da toplumsal olarak kutladığımız günler olan Gaziantep’in düşman işgalinden kurtarılma günü gibi, Atatürk’ün Ankara’ya gelme günü gibi. Her şehrin her bölgenin, her ulusun kendince anlamlı olan ve ritüel haline gelmiş günleri vardır. Kadir gecesi, Ramazan ayı ve bayramı gibi sadece biz Müslümanların bir araya geldiği, ortak anlamlı günler olarak kutladığımız günler gibi. Muharrem Ayı ilk gününde başlayıp 12 gün süren Muharrem orucunun Alevi vatandaşlarımızın ortak günü olduğu gibi. Biz Türklerin yılbaşı günü, en uzun gecenin olduğu yani Nardugan Bayramı olarak kutlanan 21 Aralık gecesinden sonraki ilk gündür. Budistlerin, Zerdüştlerin, Hristiyanların, Şilililerin, Brezilyalıların, Hinduların ve her milletin kendine özgü günleri ve bir araya gelerek yaşadığı, yaşattığı ortak değerleri vardır.  Ama yılbaşı denilen günün diğer günlerden tek farkı; dünyada hangi dinden olursa olsun, hangi etnik kökenden, hangi milletten olursa olsun aynı coşku ile ortak kutlanılan tek gün olmasıdır. Öyle bahsedildiği gibi Mekke’nin Fetih günü değildir. Bakın Sabah Gazetesi’nde ve VİKİPEDİ’de detaylı olarak anlatılan süreç şu şekildedir[1],[2]; Müslümanlarla Mekkeli Kureyşliler arasında Mart 628’de Hudeybiye Antlaşması yapılmıştır. Mekkeli Kureyşlilerin müttefiki olan Beni Bekir Kabilesi bu antlaşmaya aykırı biçimde, Müslümanların himayesindeki Huzaa Kabilesi’ne saldırmıştır. Peygamberimiz Mekke’ye haber göndererek, öldürülenlerin kan bedellerinin ödenmesini veya Beni Bekir Kabilesi’yle olan ittifakın sonlandırılmasını, aksi halde Hudeybiye Antlaşması'nın bozulmuş sayılacağını ve savaşa mecbur kalacaklarını bildirir. Mekkeliler, teklifleri reddetip harbe hazırlanacaklarını bildirdiler. Mekkeliler daha sonra fikir değiştirip Ebu Süfyan'ı Müslümanları bir barışa ikna etmesi için Medine'ye gönderdiler. Ancak görüşmelerden hiçbir netice alınamadı. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Hicret'in 8. yılı, Ramazan ayının 10. günü, 10 bin kişilik bir ordu ile Medine'den çıktı (1 Ocak 630). 20 Ramazan'da (11 Ocak 630) Hz. Muhammed ordusunu 4 kola ayırdı ve ordusuna şu emri verdi:  "Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz." Peygamberimiz hareket emri verdi ve Fetih Suresi'ni okuyarak Mekke'ye girdi. 3 kol herhangi bir direnişle karşılaşmazken Halid bin Velid'in komutasındaki 4. kol, İkrime bin Ebu Cehil önderliğindeki küçük bir saldırıyı geri püskürttü. Peygamberimiz Mekke'ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebu Süfyan'a bildirdiği şekilde, kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Ardından içerisinde 360 put bulunan Kâbe'ye yöneldi. İsra Suresi'nin 81. ayetini okuyarak putları birer birer devirdi. Daha sonra da beraberindeki Müslümanlarla Kâbe’yi tavaf etti. Yani Mekke bilinenin aksine Gregoryan Takvime göre 11 Ocak 630’da fethedildi. Ama bazı kişiler yılbaşının bir Hristiyan geleneği karalamasını yapıp Hicri Takvimin Miladi Takvimden 10 gün önce geldiğini tarifleyerek Mekke’nin Fethini 1 Ocak gününe denk getirmektedirler. Ama şunu söylemek mümkün; her toplum yeni yılı kendi istediği gibi kutlar. Kimisi havai fişekler eşliğinde, kimisi ailecek buluşarak, kimisi danslar, şenlikler düzenleyerek, kimisi ibadet ederek. Asıl olan bugünün nasıl kutlandığı değil, kutlanmasıdır. Asıl olan, tekrardan söylüyorum, hiçbir dinle ilişkilendirilmemesi gereken ve dünyada hangi dinden olursa olsun, hangi etnik kökenden, hangi milletten olursa olsun aynı coşku ile ortak kutlanılan tek gün olmasıdır. Ben herkesin YENİ YILINI canı yürekten kutluyor ve başta milletimize ve tüm dünya insanlarına sağlık, huzur, barış, kardeşlik, dayanışma ve her türlü hastalıktan uzak günler dilerim. [1] - https://www.sabah.com.tr/yasam/2020/01/01/mekke-ne-zaman-fethedildi-mekkenin-fethi-ne-zaman-ve-nasil-gerceklesmistir [1] - https://tr.wikipedia.org/wiki/Mekke%27nin_Fethi  
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2022 - Cuma

Yeni yıl ne demek?

Yeni yıl, birçok kişinin yanlış bildiği bir tarihtir. İsa peygamberin doğum günü olduğuna inanılır ama değildir. İsa peygamberin doğum günü Noel Günü olan 25 Aralık’tır. Yani bilindiğinin tersine yeni yıl bir Hristiyan geleneği ve kutlaması değildir. Bu sadece bir kesimin YILBAŞI KUTLAMALARINI karalamak için uydurduğu bir durumdur. Bir Hristiyan Bayramı olan ve İsa'nın doğuşunu kutlayan Noel'den tamamen ayrı olarak kutlanır.

Yılbaşı veya yeni yıl bir yılın bitiminin ve yeni bir yıla başlangıcın kutlandığı kültürel bir olaydır. Türkiye dâhil Gregoryen Takvimi’nin kullanıldığı birçok ülkede yılın ilk resmi günüdür.

Aslında durup baktığınızda değişen sadece bir gündür. Aralık ayının otuz birinci gününden Ocak ayının birinci gününe geçilmesidir. Evren için hiçbir anlamı olmayan fakat bizim yüklediğimiz anlamıyla tariflenmiş bir an ve gündür.  Yani Aralık ayı da, onun otuz birinci günü de, hatta Ocak ayı da onun birinci günü de bizim o tarihlere yüklediğimiz bir anlamdır.

Aynen kişisel anlam yüklediğimiz çevrim günleri gibi.

Doğum günleri, evlilik yıl dönümleri, tanışma günleri, çıkma teklif edilen günler gibi. Ya da toplumsal olarak kutladığımız günler olan Gaziantep’in düşman işgalinden kurtarılma günü gibi, Atatürk’ün Ankara’ya gelme günü gibi. Her şehrin her bölgenin, her ulusun kendince anlamlı olan ve ritüel haline gelmiş günleri vardır.

Kadir gecesi, Ramazan ayı ve bayramı gibi sadece biz Müslümanların bir araya geldiği, ortak anlamlı günler olarak kutladığımız günler gibi. Muharrem Ayı ilk gününde başlayıp 12 gün süren Muharrem orucunun Alevi vatandaşlarımızın ortak günü olduğu gibi.

Biz Türklerin yılbaşı günü, en uzun gecenin olduğu yani Nardugan Bayramı olarak kutlanan 21 Aralık gecesinden sonraki ilk gündür.

Budistlerin, Zerdüştlerin, Hristiyanların, Şilililerin, Brezilyalıların, Hinduların ve her milletin kendine özgü günleri ve bir araya gelerek yaşadığı, yaşattığı ortak değerleri vardır.  Ama yılbaşı denilen günün diğer günlerden tek farkı; dünyada hangi dinden olursa olsun, hangi etnik kökenden, hangi milletten olursa olsun aynı coşku ile ortak kutlanılan tek gün olmasıdır.

Öyle bahsedildiği gibi Mekke’nin Fetih günü değildir. Bakın Sabah Gazetesi’nde ve VİKİPEDİ’de detaylı olarak anlatılan süreç şu şekildedir[1],[2];

Müslümanlarla Mekkeli Kureyşliler arasında Mart 628’de Hudeybiye Antlaşması yapılmıştır. Mekkeli Kureyşlilerin müttefiki olan Beni Bekir Kabilesi bu antlaşmaya aykırı biçimde, Müslümanların himayesindeki Huzaa Kabilesi’ne saldırmıştır. Peygamberimiz Mekke’ye haber göndererek, öldürülenlerin kan bedellerinin ödenmesini veya Beni Bekir Kabilesi’yle olan ittifakın sonlandırılmasını, aksi halde Hudeybiye Antlaşması'nın bozulmuş sayılacağını ve savaşa mecbur kalacaklarını bildirir. Mekkeliler, teklifleri reddetip harbe hazırlanacaklarını bildirdiler. Mekkeliler daha sonra fikir değiştirip Ebu Süfyan'ı Müslümanları bir barışa ikna etmesi için Medine'ye gönderdiler. Ancak görüşmelerden hiçbir netice alınamadı.

Peygamberimiz Hz. Muhammed, Hicret'in 8. yılı, Ramazan ayının 10. günü, 10 bin kişilik bir ordu ile Medine'den çıktı (1 Ocak 630). 20 Ramazan'da (11 Ocak 630) Hz. Muhammed ordusunu 4 kola ayırdı ve ordusuna şu emri verdi:  "Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz."

Peygamberimiz hareket emri verdi ve Fetih Suresi'ni okuyarak Mekke'ye girdi. 3 kol herhangi bir direnişle karşılaşmazken Halid bin Velid'in komutasındaki 4. kol, İkrime bin Ebu Cehil önderliğindeki küçük bir saldırıyı geri püskürttü.

Peygamberimiz Mekke'ye girer girmez genel af ilan edildiğini bildirdi ve Ebu Süfyan'a bildirdiği şekilde, kimseye dokunulmayacağını ilan etti. Ardından içerisinde 360 put bulunan Kâbe'ye yöneldi. İsra Suresi'nin 81. ayetini okuyarak putları birer birer devirdi. Daha sonra da beraberindeki Müslümanlarla Kâbe’yi tavaf etti.

Yani Mekke bilinenin aksine Gregoryan Takvime göre 11 Ocak 630’da fethedildi. Ama bazı kişiler yılbaşının bir Hristiyan geleneği karalamasını yapıp Hicri Takvimin Miladi Takvimden 10 gün önce geldiğini tarifleyerek Mekke’nin Fethini 1 Ocak gününe denk getirmektedirler.

Ama şunu söylemek mümkün; her toplum yeni yılı kendi istediği gibi kutlar. Kimisi havai fişekler eşliğinde, kimisi ailecek buluşarak, kimisi danslar, şenlikler düzenleyerek, kimisi ibadet ederek. Asıl olan bugünün nasıl kutlandığı değil, kutlanmasıdır. Asıl olan, tekrardan söylüyorum, hiçbir dinle ilişkilendirilmemesi gereken ve dünyada hangi dinden olursa olsun, hangi etnik kökenden, hangi milletten olursa olsun aynı coşku ile ortak kutlanılan tek gün olmasıdır.

Ben herkesin YENİ YILINI canı yürekten kutluyor ve başta milletimize ve tüm dünya insanlarına sağlık, huzur, barış, kardeşlik, dayanışma ve her türlü hastalıktan uzak günler dilerim.

[1] - https://www.sabah.com.tr/yasam/2020/01/01/mekke-ne-zaman-fethedildi-mekkenin-fethi-ne-zaman-ve-nasil-gerceklesmistir

[1] - https://tr.wikipedia.org/wiki/Mekke%27nin_Fethi

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.