“Kral çıplak” hikâyesini çoğumuz biliriz. Bir an başkan çıplak deyip bir hayal kuralım. Hayal edin: Belediye, her ay topladığı vergileri ve yaptığı harcamaları yerel gazetelerde ve internet ortamında ilan ediyor. Her ay bir yerel televizyon kanalına çıkarak ilan ettiği gelir ve giderler hakkında vatandaşın sorularını yanıtlıyor. Hayale devam. Belediyece yapılan ihaleler, bu ihalelere katılanlar, sundukları şartlar her ay ilan ediliyor. İhalelere katılanların başkan ve belediye yönetimiyle varsa akrabalık, arkadaşlık ve iş ilişkileri de ilan ediliyor. Ve yapılan ihalelerle başlayan yatırımların hangi aşamada olduğu, o aşamaya kadar ne miktarda harcama yapıldığı ilan ediliyor. Daha da önemlisi ihale edilerek başlatılan yatırımların şehrin on yıl yirmi yıl sonrasını nasıl etkileyeceğine dair bilim adamları tarafından hazırlanmış öngörüler de halka anlatılıyor ve halk ihalenin gerçekten gerekli olduğuna inanıyor. Hayale devam, nasıl olsa hayal etme özgürlüğümüze kimse sınır koyamaz. Belediye meclis toplantıları yerel televizyonlardan canlı yayınlanıyor ve izleyemeyen vatandaşlar için toplantı tutanakları yerel gazetelerde ilan ediliyor. Özellikle imar tadilatı konusunda alınan kararlar; şehir planlamacıları, mimarlar odası, üniversite gibi kurumların olumlu görüşleri alınarak yapılıyor. Ve bu görüşler de tadilat kararlarıyla birlikte ilan ediliyor. Hayale devam. Belediye başkanı zorunlu olmadıkça vatandaşla birlikte toplu taşım araçlarını kullanarak işine gidip geliyor. Hatta bizim gibi balık istifi ve ayakta yolculuk yapıyor kimi zaman. Ve başkanımız, zaman zaman pazar arabasını alıp semt pazarlarında alışveriş yapıyor. Ve düşünün, belediye başkanımız ve belediye meclisi üyelerimiz göreve gelirken mal varlıklarını ve bunları nasıl edindiklerini yerel medya aracılığıyla ilan ediyorlar. Altı ayda bir mal varlıklarındaki değişimi, özellikle artış varsa onu, gerekçeleriyle ve belgeleriyle birlikte ilan ediyorlar. Ve lütfen hayal edin, başkanlarımız belediyedeki odalarını bir saray salonu olmaktan çıkarıp mütevazı bir çalışma ofisine dönüştürüyorlar. Böylece vatandaş girince şatafattan ürkmeden, kendisini değersiz hissetmeden davranabiliyor. BİLGE KAĞAN: “AZ MİLLETİ ÇOK, AÇ MİLLETİ TOK KILDIM” DİYOR VE MUHTEMELEN KENDİ AÇLIĞI VE ÇIPLAKLIĞINI DÜŞÜNMÜYORDU. BAŞKANLARIMIZ KENDİLERİ ÇIPLAK KALSALAR BİLE BİZİ GİYDİRMEK KENDİLERİ AÇ KALSALAR BİLE BİZİ DOYURMAKLA MÜKELLEFTİR. BİZE DEĞİLSE BİLE BİLGE KAĞAN’A LAYIK OLMAK İÇİN BUNA DEĞER. Ve son muhteşem hayali birlikte kuralım: BELEDİYE BAŞKANIMIZ HALA KENDİSİNİ BİZDEN SAYIYOR VE HALA BİZİM GİBİ YAŞAYIP BİZİM GİBİ DAVRANIYOR.