Ben devrimden yana değil değişimden ve makul olana evrilmekten yanayım. Her devrim bir ötekisi yaratır çünkü ve hatta her devrim kendi çocuklarını yer. Oysa ben, ötekisi olmayan bir ülke ya da ötekisine kendi hayat tarzını dayatmayan bir sistem arzuluyorum.  Herkes çok radikal ve kimse kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımak istemiyor. Orta yolda buluşmak, makul olanda anlaşmak, sahip olduğumuz ve üreteceğimiz zenginlikleri adilce paylaşmak kimseye normal gelmiyor. Herkes kazanmak hem de ezici bir üstünlükle kazanmak ve ötekinin hayat damarlarını kesmek istiyor.    Yoo, hayır! Ben böyle bir ülke ve dünya peşinde değilim. Ben bir yeryüzü kiracısıyım ve aidatlarını ödedikleri, yeryüzünü kirletmedikleri ve ortak sorumluluklarını yerine getirdikleri sürece bütün kiracılar makbul ve meşrudur. Siyaset ve çok sık yapılan seçimler hepimizi çok keskinlestirdi ve aklın uzağına düşürdü. Lütfen heyecanlarımızı, arzularımızı, söylemlerimizi aklın ve reel politiğin süzgecinden geçirelim.    Akla ve dünyanın genel gerçeklerine aykırı söylemler bizi kahraman falan yapmaz.