Zeyyat Şahin
Köşe Yazarı
Zeyyat Şahin
 

Kardeşlenme sorunu

Kardeşlenemeyen buğday kavrulur, başağa duramaz, yok olur; bir samana bile dönüşemez. O nedenle kardeşlenmek başağa durmaktan çok daha önemlidir. Bu topraklar hem dolu başaklara sahip buğdayları hem de bu buğdayları kardeşçe paylaşan insanları barındırdı asırlarca. “Üretmek değil paylaşmak önemlidir” felsefesiyle ayakta kaldı bütün kırımlara ve yıkımlara rağmen bu topraklar. Zulmün kılıçları kelleler uçururken yok olmadı çünkü kardeşlenmeyi biliyordu. Ve zalim zulmünü icra için yeniden yollara düşünce neden yıllarca Anadolu’yu parçalayamadığının, neden Anadolu insanını yok edemediğinin farkına vardı. Bu topraklarda önce kardeşlenme fikrini yok etmek gerekiyordu. Biliyordu ki kardeşlenmeyen kavrulur yok olurdu. Hükmünü icraya koyuldu. Önce bir mozaik olduğumu söyledi, sonra mozaiği oluşturan parçaların birbirinden ayrılabileceğini fısıldadı kulaklarımıza ve kimilerimiz de inandı buna. Oysa mozaik yani o muazzam güzellik ancak bir araya gelmekle ortaya çıkıyordu. Mozaik dağılınca parçalar sıradan ve işlevsiz bir taş olmaktan öte hiçbir şey ifade etmiyor. Ancak ezilip, un ufak olup, toz oluyor, yok oluyor. Zalim de bunu istiyor zaten bunu farkında değil misiniz? Ama yağma yok! Biz kardeşlenmenin, birbirimize destek olarak boy atmanın, başağa durmanın sevdasındayız. Başkaca bir şeye tahammülümüz yok. Sabrımızın sınırını merak edenler, tarih ezberlerini kontrol etsinler. Selahattin Eyyubi’nin peşinden Kudüs’e akan Fatih’in atlarıyla dolu dizgin Bizans surlarını aşan hep bu toprağın insanlarıydı ve kardeşlenmeyi bilirlerdi. Atatürk’ün peşinden bir sel olup Ege’ye akan da onlardı. Diyarbakır’dan, Antep’ten, Trabzon’dan, Antalya’dan, Konya’dan, Sivas’tan… gelmişlerdi, kardeştiler, kardeşlenmeyi hüner sayarlardı. Varlıklarının devamının kardeşlenmekte olduğunu bilirlerdi. Ve şimdi, yine kardeşlenme zamanı. Kuraklığa ve susuzluğa inat başağa durma zamanı. Zalime verilecek tek cevabımız emperyalizmin akıl almaz silahlarına karşı tek zırhımız kardeşliğimiz. Kardeşliğimizi kaybeder, kardeşlenmeyi ihmal edersek yaz ortası karlar altında kalır, donar, yok oluruz. Bizi parçalamaya çalışanların amacı kardeşliği yok etmek, kardeşlenme kültürünü ortadan kaldırmak; her birimizi bir tarafa fırlatmak ve yok etmek. Oyuna gelmeyelim. Asla birimizi diğerimizden daha çok sevmiyorlar. Emperyalist sevmez çünkü. Onun gıdası sömürü, kursağı haram, taktiği haincedir. Ve sömüreceği insanlar arasında ayrım yapmaz. Bir olmanın, gür olmanın, hür olmanın yolu kardeşlenmeye devam etmek ve daha da gürleşmektir. Anadolu coğrafyasında tek bir sorun vardır, kardeşlenme sorunu. Nazım Hikmet’in dediği gibi; “Bir ağaç gibi tek ve hür/ bir orman gibi kardeşçesine” yaşamak varken bu coğrafyada emperyalizmin oyununa gelip yangınlarda yok olmak hiç de akıllıca değil.  
Ekleme Tarihi: 18 Mayıs 2023 - Perşembe

Kardeşlenme sorunu

Kardeşlenemeyen buğday kavrulur, başağa duramaz, yok olur; bir samana bile dönüşemez. O nedenle kardeşlenmek başağa durmaktan çok daha önemlidir.

Bu topraklar hem dolu başaklara sahip buğdayları hem de bu buğdayları kardeşçe paylaşan insanları barındırdı asırlarca. “Üretmek değil paylaşmak önemlidir” felsefesiyle ayakta kaldı bütün kırımlara ve yıkımlara rağmen bu topraklar. Zulmün kılıçları kelleler uçururken yok olmadı çünkü kardeşlenmeyi biliyordu.

Ve zalim zulmünü icra için yeniden yollara düşünce neden yıllarca Anadolu’yu parçalayamadığının, neden Anadolu insanını yok edemediğinin farkına vardı. Bu topraklarda önce kardeşlenme fikrini yok etmek gerekiyordu. Biliyordu ki kardeşlenmeyen kavrulur yok olurdu. Hükmünü icraya koyuldu. Önce bir mozaik olduğumu söyledi, sonra mozaiği oluşturan parçaların birbirinden ayrılabileceğini fısıldadı kulaklarımıza ve kimilerimiz de inandı buna. Oysa mozaik yani o muazzam güzellik ancak bir araya gelmekle ortaya çıkıyordu. Mozaik dağılınca parçalar sıradan ve işlevsiz bir taş olmaktan öte hiçbir şey ifade etmiyor. Ancak ezilip, un ufak olup, toz oluyor, yok oluyor. Zalim de bunu istiyor zaten bunu farkında değil misiniz?

Ama yağma yok! Biz kardeşlenmenin, birbirimize destek olarak boy atmanın, başağa durmanın sevdasındayız. Başkaca bir şeye tahammülümüz yok. Sabrımızın sınırını merak edenler, tarih ezberlerini kontrol etsinler. Selahattin Eyyubi’nin peşinden Kudüs’e akan Fatih’in atlarıyla dolu dizgin Bizans surlarını aşan hep bu toprağın insanlarıydı ve kardeşlenmeyi bilirlerdi. Atatürk’ün peşinden bir sel olup Ege’ye akan da onlardı. Diyarbakır’dan, Antep’ten, Trabzon’dan, Antalya’dan, Konya’dan, Sivas’tan… gelmişlerdi, kardeştiler, kardeşlenmeyi hüner sayarlardı. Varlıklarının devamının kardeşlenmekte olduğunu bilirlerdi.

Ve şimdi, yine kardeşlenme zamanı. Kuraklığa ve susuzluğa inat başağa durma zamanı. Zalime verilecek tek cevabımız emperyalizmin akıl almaz silahlarına karşı tek zırhımız kardeşliğimiz. Kardeşliğimizi kaybeder, kardeşlenmeyi ihmal edersek yaz ortası karlar altında kalır, donar, yok oluruz.

Bizi parçalamaya çalışanların amacı kardeşliği yok etmek, kardeşlenme kültürünü ortadan kaldırmak; her birimizi bir tarafa fırlatmak ve yok etmek. Oyuna gelmeyelim. Asla birimizi diğerimizden daha çok sevmiyorlar. Emperyalist sevmez çünkü. Onun gıdası sömürü, kursağı haram, taktiği haincedir. Ve sömüreceği insanlar arasında ayrım yapmaz.

Bir olmanın, gür olmanın, hür olmanın yolu kardeşlenmeye devam etmek ve daha da gürleşmektir. Anadolu coğrafyasında tek bir sorun vardır, kardeşlenme sorunu. Nazım Hikmet’in dediği gibi; “Bir ağaç gibi tek ve hür/ bir orman gibi kardeşçesine” yaşamak varken bu coğrafyada emperyalizmin oyununa gelip yangınlarda yok olmak hiç de akıllıca değil.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.