Zeyyat Şahin
Köşe Yazarı
Zeyyat Şahin
 

Maarif (eğitim) şart mı!?

Öğrenciyken ve öğretmenliğimin ilk yıllarında “EĞİTİM ŞART” sözünü duyunca heyecanlanırdım. Neredeyse iman ederdim bu söze. Olup biten her şeydeki olumsuzluğun, hayatımızı işgal eden fenalıkların bu söze itimat edilmemesinden kaynaklandığına inanırdım.   Sonra bir gün fark ettim ki “EĞİTİM ŞART “diyenler, Büyük başkan için adam yetiştirmemizi isteyen Başkanın adamlarıydı. Küresel kapitalizmin bütün dünyayı saran ahtapot kolları bizim de hayatımızı işgal etmişti.   Bunu fark etmenin kahredici acısını yaşıyordum. Çünkü biliyordum ki “EĞİTİM ŞART” diyenlerin sayısı “Şart olan eğitim nasıl bir eğitimdir?” sorusunu soranlardan çok fazlaydı. Yani yalnız pazarlarımız değil zihinlerimiz de işgal edilmişti.   Kendisini tanımlamak için başka tanımları da zihin süzgeçlerinden geçirenler değil “EĞİTİM Şart” diyenlerin düşlediği insan tipi. Kendini yenileyerek ve fikrini başka fikirlerle zenginleştirerek hayatta yol alanları istemiyor onlar.   Onların istediği biat eden, itaat eden; başkasının düşlerini ve isteklerini koşulsuz yerine getiren bir yığın. Yığın, yani özensiz, düzensiz, isteksiz ve amaçsız bir araya getirilmiş bir topluluk.  “Slogan sürünün ideolojisidir” diyor CEMİL MERİÇ. Onların sloganları da “EĞİTİM ŞART.”   Çocuklarımızı hayata hazırlama düşümüze bu sloganla sızıp onları hayatın ve gerçeğin uzağına sürüyorlar. Kendini gerçekleştiremeyen, gerçekleri göremeyen en önemlisi de bir kez bile “GERÇEK NEDİR?” sorusunu sormayan çocuklar istiyorlar onlar. Çünkü sorulardan ve soranlardan korkuyorlar. Çünkü biliyorlar ki sorular çoğalırsa ezberleri tükenecek ve soranlar onları keşfedecek.   Bu yüzden de ezberleri bozulmasın diye “EĞİTİM ŞART” yalanıyla bir ezberi dayatıyorlar bize. Ezberlerini ezber edersek  emirlerine koşulsuz itaat edeceğimizi biliyorlar. Oysa eğitim ezberleri unutma ve bireyin kendisine sorulardan bir dünya kurabilme sürecidir. Uygarlık tarihi cevaplayanların değil; soranların tarihidir.   Sordukça sırrına erer hayatın ve sordukça yenilenir, tazelenir insan. İşte bu yüzden küresel kapitalizme biat eden büyük başkanın küçük adamları durmadan tekrar ederler bu ezberi. Bilirler ki tazelenen ve yenilenen insan, eskiyen dünyanın eskiyen cevaplarına itibar etmez.   O zaman sormak gerekmez mi? İnsanı yenilemeyecek, özgürleştirmeyecek ve kendisini 'Büyük Başkan'dan daha kıymetli hissetmesini sağlamayacaksa eğitim neden şart olsun ki?
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2024 - Cumartesi

Maarif (eğitim) şart mı!?

Öğrenciyken ve öğretmenliğimin ilk yıllarında “EĞİTİM ŞART” sözünü duyunca heyecanlanırdım. Neredeyse iman ederdim bu söze. Olup biten her şeydeki olumsuzluğun, hayatımızı işgal eden fenalıkların bu söze itimat edilmemesinden kaynaklandığına inanırdım.
 
Sonra bir gün fark ettim ki “EĞİTİM ŞART “diyenler, Büyük başkan için adam yetiştirmemizi isteyen Başkanın adamlarıydı. Küresel kapitalizmin bütün dünyayı saran ahtapot kolları bizim de hayatımızı işgal etmişti.
 
Bunu fark etmenin kahredici acısını yaşıyordum. Çünkü biliyordum ki “EĞİTİM ŞART” diyenlerin sayısı “Şart olan eğitim nasıl bir eğitimdir?” sorusunu soranlardan çok fazlaydı. Yani yalnız pazarlarımız değil zihinlerimiz de işgal edilmişti.
 
Kendisini tanımlamak için başka tanımları da zihin süzgeçlerinden geçirenler değil “EĞİTİM Şart” diyenlerin düşlediği insan tipi. Kendini yenileyerek ve fikrini başka fikirlerle zenginleştirerek hayatta yol alanları istemiyor onlar.
 
Onların istediği biat eden, itaat eden; başkasının düşlerini ve isteklerini koşulsuz yerine getiren bir yığın. Yığın, yani özensiz, düzensiz, isteksiz ve amaçsız bir araya getirilmiş bir topluluk.
 “Slogan sürünün ideolojisidir” diyor CEMİL MERİÇ. Onların sloganları da “EĞİTİM ŞART.”
 
Çocuklarımızı hayata hazırlama düşümüze bu sloganla sızıp onları hayatın ve gerçeğin uzağına sürüyorlar. Kendini gerçekleştiremeyen, gerçekleri göremeyen en önemlisi de bir kez bile “GERÇEK NEDİR?” sorusunu sormayan çocuklar istiyorlar onlar. Çünkü sorulardan ve soranlardan korkuyorlar. Çünkü biliyorlar ki sorular çoğalırsa ezberleri tükenecek ve soranlar onları keşfedecek.
 
Bu yüzden de ezberleri bozulmasın diye “EĞİTİM ŞART” yalanıyla bir ezberi dayatıyorlar bize. Ezberlerini ezber edersek  emirlerine koşulsuz itaat edeceğimizi biliyorlar. Oysa eğitim ezberleri unutma ve bireyin kendisine sorulardan bir dünya kurabilme sürecidir. Uygarlık tarihi cevaplayanların değil; soranların tarihidir.
 
Sordukça sırrına erer hayatın ve sordukça yenilenir, tazelenir insan. İşte bu yüzden küresel kapitalizme biat eden büyük başkanın küçük adamları durmadan tekrar ederler bu ezberi. Bilirler ki tazelenen ve yenilenen insan, eskiyen dünyanın eskiyen cevaplarına itibar etmez.
 
O zaman sormak gerekmez mi?
İnsanı yenilemeyecek, özgürleştirmeyecek ve kendisini
'Büyük Başkan'dan daha kıymetli hissetmesini sağlamayacaksa eğitim neden şart olsun ki?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.