dini chat
deneme bonusu deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
kuşadası escort antalya travesti çorlu escort çerkezköy escort çeşme escort kayseri escort konya escort gaziantep escort fethiye escort bodrum escort
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler
Zeyyat Şahin
Köşe Yazarı
Zeyyat Şahin
 

Müstehakız!

Düşünün! Hükümetsiniz ve karşınızda yaşam koşullarının iyileştirilmesini isteyen kitleler var: memurlar,  emekliler, çiftçiler...   Bu durumda ne yaparsınız? Açız, çocuklarımıza harçlık veremiyoruz, eve ekmek götüremiyoruz çığlıklarına kulak verir ve bir hal çaresine bakarsınız değil mi? Aksi halde seçim sandığında bunun hesabını size sormalarından korkarsınız.    Bu, bütün dünyada böyledir.    Düşünün!  Sendikasınız ve yoksulluğun pençesinde boğuşan üyeleriniz var. Bu üyelerinizin sesini duyurmak, insanca yaşam taleplerini gerçekleştirmek varlık nedeniniz değil mi? Bunun için eylem yapmak,  iş bırakmak,  işvereninizle kavga etmek yapmanız gereken en önemli şey değil mi? Yani bu haklı talepler için sokağa inersiniz.    Bu, bütün dünyada böyledir.    Peki, bizde işler nasıl yürüyor, daha doğrusu yürümüyor? Şimdi bizdeki manzaraya bakalım.       Hükümet, çalışanların çığlığına hiç kulak vermez çünkü bu insanları hamasetle kolayca ikna edebileceğini bilir.    Bu topraklarda vatan,  millet,  Sakarya edebiyatı yoksulluk edebiyatından daha değerlidir çünkü  ve Hükümet bunun farkındadır. En önemlisi de yaşamaya dair incelikli zevkleri gelişmemiş bir halk kitlesiyle karşı karşıyadır ve bu kitle boğaz tokluğunu yaşamak zanneder. Böyle bir halkı ikna etmenin ve seçimleri bu kişilerin oyuyla kazanmanın mümkün olduğunu bilir ve kazanır da.   Peki, bu durumda Hükümet yoksulun çığlığına neden kulak versin ki?   Kimi sendikalar, özellikle de yetkili sendikalar ve yancıları üyelerinin taleplerine hiç kulak asmaz. Üyelerinin talepleri için sokağa inmek yerine Hükümetin siyasal projelerine destek için sokağa iner. Bilir ki hakları için sokağa inmediği üyelerinden birini bile kaybetmeyecek hatta üye sayısını artıracaktır çünkü üyelerinin hatta diğer sendikakarın üyelerinin de sınıf bilinciyle değil siyasal saiklerle örgütlü oldukları malumudur.    Peki,  bu durumda sendikalar neden üyelerinin çıkarı için mücadele etsin ki?   Velhasılıkelam biz başımıza gelenlere müstehakız ve bu olup bitenler başımıza geleceklerin en kötüsü de olmayabilir.
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2025 -Salı

Müstehakız!

Düşünün!
Hükümetsiniz ve karşınızda yaşam koşullarının iyileştirilmesini isteyen kitleler var: memurlar,  emekliler, çiftçiler...
 
Bu durumda ne yaparsınız?
Açız, çocuklarımıza harçlık veremiyoruz, eve ekmek götüremiyoruz çığlıklarına kulak verir ve bir hal çaresine bakarsınız değil mi? Aksi halde seçim sandığında bunun hesabını size sormalarından korkarsınız. 
 
Bu, bütün dünyada böyledir. 
 
Düşünün! 
Sendikasınız ve yoksulluğun pençesinde boğuşan üyeleriniz var. Bu üyelerinizin sesini duyurmak, insanca yaşam taleplerini gerçekleştirmek varlık nedeniniz değil mi? Bunun için eylem yapmak,  iş bırakmak,  işvereninizle kavga etmek yapmanız gereken en önemli şey değil mi? Yani bu haklı talepler için sokağa inersiniz. 
 
Bu, bütün dünyada böyledir. 
 
Peki, bizde işler nasıl yürüyor, daha doğrusu yürümüyor? Şimdi bizdeki manzaraya bakalım. 
 
   Hükümet, çalışanların çığlığına hiç kulak vermez çünkü bu insanları hamasetle kolayca ikna edebileceğini bilir. 
  Bu topraklarda vatan,  millet,  Sakarya edebiyatı yoksulluk edebiyatından daha değerlidir çünkü  ve Hükümet bunun farkındadır. En önemlisi de yaşamaya dair incelikli zevkleri gelişmemiş bir halk kitlesiyle karşı karşıyadır ve bu kitle boğaz tokluğunu yaşamak zanneder. Böyle bir halkı ikna etmenin ve seçimleri bu kişilerin oyuyla kazanmanın mümkün olduğunu bilir ve kazanır da.
 
Peki, bu durumda Hükümet yoksulun çığlığına neden kulak versin ki?
 
Kimi sendikalar, özellikle de yetkili sendikalar ve yancıları üyelerinin taleplerine hiç kulak asmaz. Üyelerinin talepleri için sokağa inmek yerine Hükümetin siyasal projelerine destek için sokağa iner. Bilir ki hakları için sokağa inmediği üyelerinden birini bile kaybetmeyecek hatta üye sayısını artıracaktır çünkü üyelerinin hatta diğer sendikakarın üyelerinin de sınıf bilinciyle değil siyasal saiklerle örgütlü oldukları malumudur. 
 
Peki,  bu durumda sendikalar neden üyelerinin çıkarı için mücadele etsin ki?
 
Velhasılıkelam biz başımıza gelenlere müstehakız ve bu olup bitenler başımıza geleceklerin en kötüsü de olmayabilir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.