Zeyyat Şahin
Köşe Yazarı
Zeyyat Şahin
 

Toprağı ve tohumu seçmek

“Aşklarım ve inançlarım işgal altındadır” diyor İsmet Özel. Aşklarım ve inançlarım değilse bile kentlerim işgal altında ve ben bu seçimde işgale karşı oy vereceğim. Evet, işgale karşı; ama aynı zamanda ekilmeyen tarlalara, terk edilmiş dağlara, kaybolan tohumlara karşı oy vereceğim. İnsanlar kentlere aktıkça geride budanmayan ağaçlar, çimlenmeyen tohumlar, sağılmayan koyunlar, keçiler kalıyor. Kentleri işgal eden kalabalıklar, köyleri ve dağları ıssız bırakıyorlar. Adaylar , devasa projelerden, daha büyük kent hayallerinden bahsettikçe insanlar yollara düşüyor ve yollar onları, devasa kentlerin devasa yoksulluğuna taşıyor. İyi ama biz büyük bir kent istemiyoruz ki. Bizim istediğimiz sokakları pırıl pırıl, geceleri ışıl ışıl, parkları ve bahçeleri yemyeşil kentler. Bizler kentlerin büyümesini değil çocuklarımızın güzel kentlerde keyifle büyümesini istiyoruz. Kentlere taşınan yoksulluk, köylerden ve küçük kasabalardan çalınan zenginliklerdir. Bunu görmek ve buna yönelik tedbirler almak gerek; oysa biz tam tersini yapıyoruz. Herkesi kente çağıran büyük projelerden bahsediyoruz durmadan. Ve böylece tohumları kaybolmuş, türküleri unutulmuş, üretimi durmuş bir Anadolu inşa ediyoruz hep beraber. Terk ettiğimiz ve artık ekilmeyen o küçük tarlaların toplamı Avrupa’nın birkaç ülkesinden büyük. O küçük tarlalar, parası olmasa da insana yoksulluğunu hissettirmiyordu; çünkü sofraların zenginliğiydi onlar. Devasa projelerle insanları kentlere çağırırken bir kültürü de yok ediyoruz; çünkü kültür üretim demek. Üstelik bir kent kültürü de oluşturamadığımız için dengemizi kaybediyoruz. Aslolan kentleri büyütmek değil, kentleri kentleştirmektir. Büyük bir Antalya değil, sokaklarında kentlilerin dolaştığı ve gerçekten burası kent diyebileceğimiz bir Antalya istiyoruz. TOHUMLAR KAYBOLUR, SÜRÜLER AZALIR VE TARLALAR BOŞ KALIRSA KENTLER DE AÇ KALIR, FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ? VE FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ Kİ İNSANLAR KENTLERDE DAHA ÇABUK ÖLÜYOR? BU YÜZDEN BİZİ ÖLÜME VE KENTE ÇAĞIRANLARA DEĞİL; YAŞANABİLEN KENTLER VE AĞACIYLA, SUYUYLA, KURDUYLA, KUŞUYLA YAŞAYAN BİR ANADOLU VAAD EDENLEREDİR OYUM.
Ekleme Tarihi: 29 Şubat 2024 - Perşembe

Toprağı ve tohumu seçmek

“Aşklarım ve inançlarım işgal altındadır” diyor İsmet Özel. Aşklarım ve inançlarım değilse bile kentlerim işgal altında ve ben bu seçimde işgale karşı oy vereceğim.

Evet, işgale karşı; ama aynı zamanda ekilmeyen tarlalara, terk edilmiş dağlara, kaybolan tohumlara karşı oy vereceğim. İnsanlar kentlere aktıkça geride budanmayan ağaçlar, çimlenmeyen tohumlar, sağılmayan koyunlar, keçiler kalıyor. Kentleri işgal eden kalabalıklar, köyleri ve dağları ıssız bırakıyorlar.

Adaylar , devasa projelerden, daha büyük kent hayallerinden bahsettikçe insanlar yollara düşüyor ve yollar onları, devasa kentlerin devasa yoksulluğuna taşıyor. İyi ama biz büyük bir kent istemiyoruz ki. Bizim istediğimiz sokakları pırıl pırıl, geceleri ışıl ışıl, parkları ve bahçeleri yemyeşil kentler. Bizler kentlerin büyümesini değil çocuklarımızın güzel kentlerde keyifle büyümesini istiyoruz.

Kentlere taşınan yoksulluk, köylerden ve küçük kasabalardan çalınan zenginliklerdir. Bunu görmek ve buna yönelik tedbirler almak gerek; oysa biz tam tersini yapıyoruz. Herkesi kente çağıran büyük projelerden bahsediyoruz durmadan. Ve böylece tohumları kaybolmuş, türküleri unutulmuş, üretimi durmuş bir Anadolu inşa ediyoruz hep beraber.

Terk ettiğimiz ve artık ekilmeyen o küçük tarlaların toplamı Avrupa’nın birkaç ülkesinden büyük. O küçük tarlalar, parası olmasa da insana yoksulluğunu hissettirmiyordu; çünkü sofraların zenginliğiydi onlar.

Devasa projelerle insanları kentlere çağırırken bir kültürü de yok ediyoruz; çünkü kültür üretim demek. Üstelik bir kent kültürü de oluşturamadığımız için dengemizi kaybediyoruz. Aslolan kentleri büyütmek değil, kentleri kentleştirmektir. Büyük bir Antalya değil, sokaklarında kentlilerin dolaştığı ve gerçekten burası kent diyebileceğimiz bir Antalya istiyoruz.

TOHUMLAR KAYBOLUR, SÜRÜLER AZALIR VE TARLALAR BOŞ KALIRSA KENTLER DE AÇ KALIR, FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ? VE FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ Kİ İNSANLAR KENTLERDE DAHA ÇABUK ÖLÜYOR? BU YÜZDEN BİZİ ÖLÜME VE KENTE ÇAĞIRANLARA DEĞİL; YAŞANABİLEN KENTLER VE AĞACIYLA, SUYUYLA, KURDUYLA, KUŞUYLA YAŞAYAN BİR ANADOLU VAAD EDENLEREDİR OYUM.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.