Bulu'nun 6 ayı: Bir iktidar memurunun hazin sonu!

GÜNDEM 16.07.2021 - 16:56, Güncelleme: 16.07.2021 - 16:56
 

Bulu'nun 6 ayı: Bir iktidar memurunun hazin sonu!

Kayyum olarak geldiği üniversitede en ufak bir meşruiyete sahip olamadı. Direniş o koltuktan gidene kadar kesintisiz sürdü. İşte Boğaziçi'nin eylemle geçen 6 ayında yaşananların kısa özeti.

haberimizvar.net-Yeni yılın ilk günlerinde, 2 Ocak 2021'de Melih Bulu, AKP tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atandı. AKP ilçe başkanlığı, il başkan yardımcılığı, belediye başkanlığı aday adaylığı ve en son İstanbul Milletvekili adaylığı yapmış olan Melih Bulu'nun Boğaziçi'ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler büyük bir tepki gösterdi. Tepki okul bileşenleriyle de sınırlı değildi. Bu önemli eğitim kurumuna yapılan partizan müdahaleye kamuoyu da duyarsız kalmadı. Atamanın hemen ardından bir açıklama yapan Türkiye Komünist Gençliği, "Melih Bulu’nun da atanmış 3 memurun da rektörlüğünü kabul etmiyoruz. Kendilerinin alacağı hiçbir karar meşru değildir. İstedikleri kadar uğraşsınlar, üniversiteler yobazların çuvalına sığmaz. Boğaziçi Üniversitesi'nde ve tüm üniversitelerde öğrenciler kazanacak!" diyecekti. Gelen tepkilerin ardından YÖK tarafından yapılan açıklamada Bulu'ya sahip çıkılmış, "Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır. Bir üniversiteye rektör (adayı) olabilmek için, eski veya yeni hiç bir mevzuatımızda ilgili üniversitenin kadrolu profesörlerinden biri olma gibi bir koşul aranmamıştır" denilmişti. Ancak işler ne YÖK'ün ne de pervasızca bu karara imza atan Erdoğan'ın istediği gibi gidecekti... Bulu getirildiği makam açısından hiçbir meşruluk taşımadığını görmesine rağmen iktidar desteğine güvenip koltuğu bırakmamakta ısrar etti. Açıkça "birkaç aya unutulur" ifadelerini kullandı. Ancak unutulan, haberi bile olmadan kapının önüne konan kendisi oldu. Okul kapısına kelepçe Öğrenciler yaşanan bu gelişmenin ardından hızlıca eyleme geçerken, üniversitede toplanan yüzlerce öğrenci, kayyum rektöre geçit vermeyeceklerini ilan etti. Öğrencilerin eylemi polis saldırılarına konu olurken, saldırılara verilen yanıt daha da büyük bir direniş oldu. Öğrencilere operasyon Öğrencilerin kayyum rektöre karşı eylemleri giderek büyürken, 5 Ocak tarihinde bu kez protestocu öğrencilerin evine polis baskını düzenlendi, çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. 'Aynı gemideyiz' dedi Tepkiler sürerken, Bulu tipik bir AKP'li açıklaması yaparak "aynı gemideyiz" diyecek, "Boğaziçi'nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi'ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz. O sebeple Üniversite olarak asıl bizim işimiz olan Bilimsel Üretim'den uzaklaştıracak her türlü girişime de birlikte karşı gelmemiz gerekir diye düşünüyorum" ifadesini kullanacaktı. İçişleri öğrencileri hedef aldı: Hadsiz eylem İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı ise öğrencilerin kayyum rektöre karşı eylemlerini hedef alarak, "Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleşen bir protesto gösterisi sırasında Türk polisine yönelik atılan hadsiz slogan, bizleri son derece üzdü. Polislerimize katil denmesini bizim kabul edebilmemiz ve buna sessiz kalmamız mümkün değildir" diyecekti. Akademisyenler de eyleme geçti Süreç boyunca eylemlerine kesintisiz devam eden akademisyenler, ilk olarak 5 Ocak'ta rektörlüğe sırtlarını dönerek yaptıkları eyleme başladılar ve bu eyleme Bulu gidene kadar devam ettiler. Akademisyenler 7 aydır geri adım atmadan okulun bahçesinde yaptıkları eylemlerle Bulu'nun Boğaziçi'nde kabul görmeyeceğini açıkça göstermiş oldular. Hiçbir yardımcı bulamayan Bulu'nun dramı AKP'nin büyük desteğini alan Bulu, aynı desteği okul içinde bulamadı. Bulu rektör yardımcısı atamakta zorluk çekerken, bu konuda talepte bulunduğu birçok isim Bulu'yu geri çevirecekti. Okulda bulunan az sayıda destekçi ise Bulu'nun meşruiyetini sağlamasına yeterli olmayacaktı. Tutuklanan, gözaltına alınan öğrenciler... Boğaziçi'nde öğrencilerin ısrarlı eylemleri AKP'nin talimatıyla polis baskını ve saldırılarına konu olurken, eylemler boyunca tam 11 kişi hukuksuz şekilde tutuklandı, onlarca öğrenci ve direnişe destek veren yurttaş gözaltına alındı.  Erdoğan da destek verdi ama: Yürekleri yetse Erdoğan devam eden protestolar sonrası Bulu'ya ilk destek açıklamasında "Önüme 9 aday geldi. 9 adaydan bir tanesi olan Melih Bey'in atamasını yaptım. Melih Bey alanında başarılı bir arkadaş. Bazı televizyon kanalları istifa etmelidir diyor. Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı da istifa etmeli diyecekler" ifadesini kullanacak, "Osman Kavala denilen, bu ülkede Soros'un adeta ofisi olan kişinin karısı da aynı şekilde, Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır. Nadide bir üniversitemizi alın karıştırın mı diyeceğiz" şeklinde konuşacaktı. 6 ay hayali çöktü Ancak verilen tüm iktidar desteğine rağmen Bulu görev süresi boyunca üniversitede en ufak bir meşruiyete sahip olamadı. Üstelik Bulu, eylemlerine ve direnişlerine kesintisiz şekilde devam eden öğrencileri ve akademisyenleri hafife almakla nasıl bir hata yaptığını da gördü. Öğrencilerin ve akademisyenlerin istifa çağrılarına yanıt olarak "Asla istifayı düşünmüyorum. Başta bu krizin 6 ay içinde biteceğini öngörmüştüm, öyle de olacak" diyen Bulu, göreve getirildikten 6 ay sonra bir kararnameyle görevden alındı. Bulu, Resmi Gazete'deki kararı görmeden önce çıkan haberlere ilişkin verdiği yanıtla görevden alındığından haberi bile olmadığını ortaya koydu, daha da güç duruma düştü. Görev süresi boyunca üniversitede resmi olarak "rektör" sıfatını taşımasına rağmen bu sıfatın gerektirdiği hiçbir adımı atamayan, görev süresi boyunca en ufak bir meşruiyeti olmayan Bulu, geldiği gibi bir kararnameyle ama bu kez direniş kararnamesiyle kapının önüne konulmuş oldu.
Kayyum olarak geldiği üniversitede en ufak bir meşruiyete sahip olamadı. Direniş o koltuktan gidene kadar kesintisiz sürdü. İşte Boğaziçi'nin eylemle geçen 6 ayında yaşananların kısa özeti.

haberimizvar.net-Yeni yılın ilk günlerinde, 2 Ocak 2021'de Melih Bulu, AKP tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atandı. AKP ilçe başkanlığı, il başkan yardımcılığı, belediye başkanlığı aday adaylığı ve en son İstanbul Milletvekili adaylığı yapmış olan Melih Bulu'nun Boğaziçi'ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler büyük bir tepki gösterdi. Tepki okul bileşenleriyle de sınırlı değildi. Bu önemli eğitim kurumuna yapılan partizan müdahaleye kamuoyu da duyarsız kalmadı.

Atamanın hemen ardından bir açıklama yapan Türkiye Komünist Gençliği, "Melih Bulu’nun da atanmış 3 memurun da rektörlüğünü kabul etmiyoruz. Kendilerinin alacağı hiçbir karar meşru değildir. İstedikleri kadar uğraşsınlar, üniversiteler yobazların çuvalına sığmaz. Boğaziçi Üniversitesi'nde ve tüm üniversitelerde öğrenciler kazanacak!" diyecekti.

Gelen tepkilerin ardından YÖK tarafından yapılan açıklamada Bulu'ya sahip çıkılmış, "Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır. Bir üniversiteye rektör (adayı) olabilmek için, eski veya yeni hiç bir mevzuatımızda ilgili üniversitenin kadrolu profesörlerinden biri olma gibi bir koşul aranmamıştır" denilmişti.

Ancak işler ne YÖK'ün ne de pervasızca bu karara imza atan Erdoğan'ın istediği gibi gidecekti... Bulu getirildiği makam açısından hiçbir meşruluk taşımadığını görmesine rağmen iktidar desteğine güvenip koltuğu bırakmamakta ısrar etti. Açıkça "birkaç aya unutulur" ifadelerini kullandı. Ancak unutulan, haberi bile olmadan kapının önüne konan kendisi oldu.

Okul kapısına kelepçe

Öğrenciler yaşanan bu gelişmenin ardından hızlıca eyleme geçerken, üniversitede toplanan yüzlerce öğrenci, kayyum rektöre geçit vermeyeceklerini ilan etti. Öğrencilerin eylemi polis saldırılarına konu olurken, saldırılara verilen yanıt daha da büyük bir direniş oldu.

Öğrencilere operasyon

Öğrencilerin kayyum rektöre karşı eylemleri giderek büyürken, 5 Ocak tarihinde bu kez protestocu öğrencilerin evine polis baskını düzenlendi, çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.

'Aynı gemideyiz' dedi

Tepkiler sürerken, Bulu tipik bir AKP'li açıklaması yaparak "aynı gemideyiz" diyecek, "Boğaziçi'nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi'ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz. O sebeple Üniversite olarak asıl bizim işimiz olan Bilimsel Üretim'den uzaklaştıracak her türlü girişime de birlikte karşı gelmemiz gerekir diye düşünüyorum" ifadesini kullanacaktı.

İçişleri öğrencileri hedef aldı: Hadsiz eylem

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı ise öğrencilerin kayyum rektöre karşı eylemlerini hedef alarak, "Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleşen bir protesto gösterisi sırasında Türk polisine yönelik atılan hadsiz slogan, bizleri son derece üzdü. Polislerimize katil denmesini bizim kabul edebilmemiz ve buna sessiz kalmamız mümkün değildir" diyecekti.

Akademisyenler de eyleme geçti

Süreç boyunca eylemlerine kesintisiz devam eden akademisyenler, ilk olarak 5 Ocak'ta rektörlüğe sırtlarını dönerek yaptıkları eyleme başladılar ve bu eyleme Bulu gidene kadar devam ettiler. Akademisyenler 7 aydır geri adım atmadan okulun bahçesinde yaptıkları eylemlerle Bulu'nun Boğaziçi'nde kabul görmeyeceğini açıkça göstermiş oldular.

Hiçbir yardımcı bulamayan Bulu'nun dramı

AKP'nin büyük desteğini alan Bulu, aynı desteği okul içinde bulamadı. Bulu rektör yardımcısı atamakta zorluk çekerken, bu konuda talepte bulunduğu birçok isim Bulu'yu geri çevirecekti. Okulda bulunan az sayıda destekçi ise Bulu'nun meşruiyetini sağlamasına yeterli olmayacaktı.

Tutuklanan, gözaltına alınan öğrenciler...

Boğaziçi'nde öğrencilerin ısrarlı eylemleri AKP'nin talimatıyla polis baskını ve saldırılarına konu olurken, eylemler boyunca tam 11 kişi hukuksuz şekilde tutuklandı, onlarca öğrenci ve direnişe destek veren yurttaş gözaltına alındı.

 Erdoğan da destek verdi ama: Yürekleri yetse

Erdoğan devam eden protestolar sonrası Bulu'ya ilk destek açıklamasında "Önüme 9 aday geldi. 9 adaydan bir tanesi olan Melih Bey'in atamasını yaptım. Melih Bey alanında başarılı bir arkadaş. Bazı televizyon kanalları istifa etmelidir diyor. Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı da istifa etmeli diyecekler" ifadesini kullanacak, "Osman Kavala denilen, bu ülkede Soros'un adeta ofisi olan kişinin karısı da aynı şekilde, Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır. Nadide bir üniversitemizi alın karıştırın mı diyeceğiz" şeklinde konuşacaktı.

6 ay hayali çöktü

Ancak verilen tüm iktidar desteğine rağmen Bulu görev süresi boyunca üniversitede en ufak bir meşruiyete sahip olamadı. Üstelik Bulu, eylemlerine ve direnişlerine kesintisiz şekilde devam eden öğrencileri ve akademisyenleri hafife almakla nasıl bir hata yaptığını da gördü. Öğrencilerin ve akademisyenlerin istifa çağrılarına yanıt olarak "Asla istifayı düşünmüyorum. Başta bu krizin 6 ay içinde biteceğini öngörmüştüm, öyle de olacak" diyen Bulu, göreve getirildikten 6 ay sonra bir kararnameyle görevden alındı. Bulu, Resmi Gazete'deki kararı görmeden önce çıkan haberlere ilişkin verdiği yanıtla görevden alındığından haberi bile olmadığını ortaya koydu, daha da güç duruma düştü.

Görev süresi boyunca üniversitede resmi olarak "rektör" sıfatını taşımasına rağmen bu sıfatın gerektirdiği hiçbir adımı atamayan, görev süresi boyunca en ufak bir meşruiyeti olmayan Bulu, geldiği gibi bir kararnameyle ama bu kez direniş kararnamesiyle kapının önüne konulmuş oldu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.