Gelecek Partisi’nden Kanal İstanbul raporu: KAZA RİSKİ FAZLA

GÜNDEM 03.01.2020 - 12:51, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:04
 

Gelecek Partisi’nden Kanal İstanbul raporu: KAZA RİSKİ FAZLA

Gelecek Partisi’nin Kanal İstanbul itirazlarını açıklayan PİK Koordinatörü Feridun Bilgin, “Daha dar ve sığ olacağı için kaza riski fazladır. Nasıl finanse edileceği büyük bir soru işaretidir. Bir uluslararası hukuk sorunu ortaya çıkacaktır” dedi.

haberimizvar.net-Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu (PİK) Koordinatörü Feridun Bilgin, partisinin hazırladığı Kanal İstanbul raporunu açıkladı. Projenin ÇED raporunun şüphe uyandırdığını söyleyen Bilgin, “Getireceği avantajlardan ziyade daha fazla dezavantaj getireceği düşünceleri vardır. Boğaz’ın trafiğinde artma değil azalma olması öngörülüyor. İstanbul Boğazı’nda Marmaray tüneli yapılırken gemilerin şeridi teke düşürülmüştür, karşılıklı trafik olmadığı için kaza riski azalmıştır. Hem trafik, hem de kaza bakımından Boğazlardan geçişi tehdit edecek bir husus görünmemektedir. Kanal İstanbul daha dar ve daha sığ olacağı için kaza riski fazladır. Ters yönde akıntı olacağı için hızı düşürecektir” dedi.   ‘KANAL NASIL FİNANSE EDİLECEK?’   Projeyi ekonomik olarak da değerlendiren Feridun Bilgin, “Montrö Sözleşmesi’ne göre gemiler zorla Kanal İstanbul’a yönlendirilemez. Kanal İstanbul’un geçiş ücreti maliyeti baz alırsak, Boğaz’dan daha fazla olacak. Bu rakamlarla Kanal’ın nasıl finanse edeceği hususu büyük bir soru işaretidir. Projenin geri dönüşüne ilişkin yetkililerin kamuoyunu bilgilendirilmelidir. Bu projeyle ilgili olarak güzergâhın neden açıklanmadığı, halkla paylaşılmaması büyük bir soru işareti olarak karşımızda bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.   ‘KİRLİ SULAR MARMARA’YA AKACAK’   Kanal İstanbul projesinin üst gelir grubuna hitap ettiğini dile getiren Bilgin, “Karadeniz ve Marmara arasında Boğaz’da bir akıntı mevcuttur. Kanal’ın yapılması halinde Kanal’daki akıntı Karadeniz’den Marmara yönüne olacaktır. Kanal ile birlikte kirli sular Marmara Denizi’ne akacaktır. Bilim insanları Marmara’nın ölü bir deniz haline getireceğini belirtiyor. İstanbul Boğazı’na yansımalarının ne olacağını bilmiyoruz. İlk bakışta projeye baktığımızda sanki diğer faktörler göz arda edilerek, ucuz olsun diye belirlendiğini düşündüren güzergâh Sazlıdere Barajı’ndan geçmektedir. Sazlıdere İstanbul’un 25 günlük su ihtiyacını tek başına sağlayabilecek bir deredir. Terkos Gölü kanalın inşası ile birlikte yağmur sularını alamayacağından risk taşıdığı bilim insanlarınca belirtilmektedir” diye konuştu.   ‘İSTANBUL ÇÖL HALİNE DÖNÜŞEBİLİR’   Bilgin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Karadeniz ile Marmara Denizi arasında tuzlu su akımı zemin boşluklarını dolduracağından sızdırmaz bir proje hazırlanmalıdır. Kanalın dip ve kenarlarından boydan boya betonarme yapılması gerektiği belirtilmekte. Bunun maliyeti kamuoyunun dikkatinedir. Ada haline gelecek yer çöl haline dönebilir. Küçükçekmece Gölü dünyadaki önemli su havzalarından biridir. Gölün uluslararası sulak alan olduğu belirtilmektedir. Bu bölgenin yok edilmemesi gerektiğini göstermektedir. Yeraltı su kaynaklarını besleyen en önemli alanlardandır. Göçmen kuşların beklediği, beslendikleri ve üredikleri yerlerden biridir. Kanal İstanbul ile coğrafyasının bozulması kaçınılmaz olacaktır. ÇED raporuna göre tarım alanı, ormanlık alan, mera, çayırlık alan yok edilmektedir. Toprak en önemli kaynaklarımızdandır”.   ‘TÜRKİYE’NİN BÖYLE BİR LÜKSÜ YOK’   Hükümet ve ilgili kurumlardan açıklama isteyen Bilgin, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı taraf olmuştur. Böyle bir projeye ÇED olumlu raporu verdiği için ÇED olumsuz kararını nerelere vereceği merak konusudur.  İstanbul’a yeni bir cazibe alanı oluşturulmaktadır. Karayolu, demiryolu, metro, iletişim gibi çok sayıda hat devre dışı kalabilir. Türkiye’nin böyle bir harcama yapma gibi bir lüksünün olmadığını düşünüyoruz. Yaklaşık 18. yüzyıldan beri İstanbul Boğazı bizim uluslararası ilişkilerimizi belirleyici olmuştur.  Montrö Sözleşmesi’nin tartışmalı hale gelmesi ülkemiz için daha olumlu olmayacaktır. Montrö Sözleşmesi ülkemizin en önemli kazanımlarındandır” dedi. ‘KANAL PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ’ Bir uluslararası hukuk sorunu ortaya çıkacağının altını çizen Gelecek Partisi PİK Koordinatörü Feridun Bilgin, “Kanal İstanbul’un siyasi hukuk meselesi haline gelmesinden endişe duyuyoruz. Ülkemiz Karadeniz’de deniz güvenliğine önem göstermektedir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde bu projenin gerekliliği, önceliği, uluslararası ilişkilerimizi etkileri açısından hem geniş bir halk kitlesi, hem de partimiz tarafından tatmin edici bulunmamıştır. Çalışmaların içeriği ve yöntemi ne olursa olsun etkiler belli değildir. Projenin İstanbul gibi mega bir şehre getireceği yükler aşikârdır. Doğal denge, yaban hayat, orman yok edilmektedir. Afet yönetimini zorlayacak adımlar atılmaktadır. Projenin siyasi bir kavga ve kutuplaşmaya evrildiğini görmekteyiz. Olumsuzlukları kazandırdıklarından daha fazla olan bu projeden vazgeçilmelidir. Bu kadar geniş sorunlar içeren projeden dönülmesi siyasi bir erdem olarak algılanacaktır. Bu projeden vazgeçilmemesi halinde böylesine büyük etkileri olan proje için halk oylamasına götürülmesinin zaruri olduğunu belirtiyoruz” açıklamasında bulundu. 
Gelecek Partisi’nin Kanal İstanbul itirazlarını açıklayan PİK Koordinatörü Feridun Bilgin, “Daha dar ve sığ olacağı için kaza riski fazladır. Nasıl finanse edileceği büyük bir soru işaretidir. Bir uluslararası hukuk sorunu ortaya çıkacaktır” dedi.

haberimizvar.net-Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu (PİK) Koordinatörü Feridun Bilgin, partisinin hazırladığı Kanal İstanbul raporunu açıkladı. Projenin ÇED raporunun şüphe uyandırdığını söyleyen Bilgin, “Getireceği avantajlardan ziyade daha fazla dezavantaj getireceği düşünceleri vardır. Boğaz’ın trafiğinde artma değil azalma olması öngörülüyor. İstanbul Boğazı’nda Marmaray tüneli yapılırken gemilerin şeridi teke düşürülmüştür, karşılıklı trafik olmadığı için kaza riski azalmıştır. Hem trafik, hem de kaza bakımından Boğazlardan geçişi tehdit edecek bir husus görünmemektedir. Kanal İstanbul daha dar ve daha sığ olacağı için kaza riski fazladır. Ters yönde akıntı olacağı için hızı düşürecektir” dedi.

 

‘KANAL NASIL FİNANSE EDİLECEK?’

 

Projeyi ekonomik olarak da değerlendiren Feridun Bilgin, “Montrö Sözleşmesi’ne göre gemiler zorla Kanal İstanbul’a yönlendirilemez. Kanal İstanbul’un geçiş ücreti maliyeti baz alırsak, Boğaz’dan daha fazla olacak. Bu rakamlarla Kanal’ın nasıl finanse edeceği hususu büyük bir soru işaretidir. Projenin geri dönüşüne ilişkin yetkililerin kamuoyunu bilgilendirilmelidir. Bu projeyle ilgili olarak güzergâhın neden açıklanmadığı, halkla paylaşılmaması büyük bir soru işareti olarak karşımızda bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

 

‘KİRLİ SULAR MARMARA’YA AKACAK’

 

Kanal İstanbul projesinin üst gelir grubuna hitap ettiğini dile getiren Bilgin, “Karadeniz ve Marmara arasında Boğaz’da bir akıntı mevcuttur. Kanal’ın yapılması halinde Kanal’daki akıntı Karadeniz’den Marmara yönüne olacaktır. Kanal ile birlikte kirli sular Marmara Denizi’ne akacaktır. Bilim insanları Marmara’nın ölü bir deniz haline getireceğini belirtiyor. İstanbul Boğazı’na yansımalarının ne olacağını bilmiyoruz. İlk bakışta projeye baktığımızda sanki diğer faktörler göz arda edilerek, ucuz olsun diye belirlendiğini düşündüren güzergâh Sazlıdere Barajı’ndan geçmektedir. Sazlıdere İstanbul’un 25 günlük su ihtiyacını tek başına sağlayabilecek bir deredir. Terkos Gölü kanalın inşası ile birlikte yağmur sularını alamayacağından risk taşıdığı bilim insanlarınca belirtilmektedir” diye konuştu.

 

‘İSTANBUL ÇÖL HALİNE DÖNÜŞEBİLİR’

 

Bilgin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Karadeniz ile Marmara Denizi arasında tuzlu su akımı zemin boşluklarını dolduracağından sızdırmaz bir proje hazırlanmalıdır. Kanalın dip ve kenarlarından boydan boya betonarme yapılması gerektiği belirtilmekte. Bunun maliyeti kamuoyunun dikkatinedir. Ada haline gelecek yer çöl haline dönebilir. Küçükçekmece Gölü dünyadaki önemli su havzalarından biridir. Gölün uluslararası sulak alan olduğu belirtilmektedir. Bu bölgenin yok edilmemesi gerektiğini göstermektedir. Yeraltı su kaynaklarını besleyen en önemli alanlardandır. Göçmen kuşların beklediği, beslendikleri ve üredikleri yerlerden biridir. Kanal İstanbul ile coğrafyasının bozulması kaçınılmaz olacaktır. ÇED raporuna göre tarım alanı, ormanlık alan, mera, çayırlık alan yok edilmektedir. Toprak en önemli kaynaklarımızdandır”.

 

‘TÜRKİYE’NİN BÖYLE BİR LÜKSÜ YOK’

 

Hükümet ve ilgili kurumlardan açıklama isteyen Bilgin, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı taraf olmuştur. Böyle bir projeye ÇED olumlu raporu verdiği için ÇED olumsuz kararını nerelere vereceği merak konusudur.  İstanbul’a yeni bir cazibe alanı oluşturulmaktadır. Karayolu, demiryolu, metro, iletişim gibi çok sayıda hat devre dışı kalabilir. Türkiye’nin böyle bir harcama yapma gibi bir lüksünün olmadığını düşünüyoruz. Yaklaşık 18. yüzyıldan beri İstanbul Boğazı bizim uluslararası ilişkilerimizi belirleyici olmuştur.  Montrö Sözleşmesi’nin tartışmalı hale gelmesi ülkemiz için daha olumlu olmayacaktır. Montrö Sözleşmesi ülkemizin en önemli kazanımlarındandır” dedi.

‘KANAL PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ’

Bir uluslararası hukuk sorunu ortaya çıkacağının altını çizen Gelecek Partisi PİK Koordinatörü Feridun Bilgin, “Kanal İstanbul’un siyasi hukuk meselesi haline gelmesinden endişe duyuyoruz. Ülkemiz Karadeniz’de deniz güvenliğine önem göstermektedir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde bu projenin gerekliliği, önceliği, uluslararası ilişkilerimizi etkileri açısından hem geniş bir halk kitlesi, hem de partimiz tarafından tatmin edici bulunmamıştır. Çalışmaların içeriği ve yöntemi ne olursa olsun etkiler belli değildir. Projenin İstanbul gibi mega bir şehre getireceği yükler aşikârdır. Doğal denge, yaban hayat, orman yok edilmektedir. Afet yönetimini zorlayacak adımlar atılmaktadır. Projenin siyasi bir kavga ve kutuplaşmaya evrildiğini görmekteyiz. Olumsuzlukları kazandırdıklarından daha fazla olan bu projeden vazgeçilmelidir. Bu kadar geniş sorunlar içeren projeden dönülmesi siyasi bir erdem olarak algılanacaktır. Bu projeden vazgeçilmemesi halinde böylesine büyük etkileri olan proje için halk oylamasına götürülmesinin zaruri olduğunu belirtiyoruz” açıklamasında bulundu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.