‘Bu sistem içinde siyasete dönmem’

GÜNDEM 18.09.2020 - 12:32, Güncelleme: 07.12.2020 - 14:06
 

‘Bu sistem içinde siyasete dönmem’

Antalya’nın tanınmış siyasetçilerinden Avukat Nizamettin Sağır, yaklaşık 3 yıldır uzak durduğu aktif siyasetle ilgili, “Türkiye’de siyaset kurumu da, siyasetçi de maalesef bitmiş durumda. Tek adam rejimi siyasette üretimi ortadan kaldırdı. Bu system devam ettiği müddetçe ben siyasetin içinde olmam” dedi.

haberimizvar.net-Aslında bir hukukçu olmasına ragmen kamuoyu Nizamettin Sağır’ı daha çok siyasi kimliğiyle tanıdı, sevdi. Yıllarca siyaset yaptığı MHP’de il başkanlığı yaptığı dönemler partinin kentteki en etkin, en parlak olduğu dönemlerdi. Vurduğu yerden ses getirir, günaşırı yaptığı belgeli-fotoğraflı basın açıklamalarıyla kentte gündemi belirleyen isim olurdu. Derken bir şeyler oldu, siyasetteki cadı çarkı işledi, küstürdüler ve o çok sevdiği, yıllarca hizmet ettiği partisinden ayrıldı. O sırada yeni kurulmuş olan ve MHP’den bir çok arkadaşının da yeraldığı İYİ Parti’ye geçti. Kurucu il başkanı olarak bugünkü il binasını tutu, tefriş etti. İYİ Parti girdiği ilk seçimden Antalya’da büyük bir zaferle ayrılırken, onun bu başarıda payı büyüktü. Nitekim seçim öncesi ‘Ayrılacağım’ dedi ve seçim sonrası da başkanlıktan ayrıldı. Başkanlıktan ayrıldığı gibi aktif siyasetten de koptu, uzaklaştı. Yaklaşık 3 yıldır siyaseti kendi ifadesiyle sadece uzaktan izleyen Avukat Nizamettin Sağır’la bu süreci konuştuk. Sadece sağ siyasetin değil her kesimin sevgi ve sempati duyduğu Sağır’a siyasetten niye koptuğunu, küskünlüklerini, kırgınlıklarını ve gelecekle ilgili planlarını sorduk… *Herkesin merak ettiği klasik soruyla başlayalım; Nizamettin Sağır siyasetten niye uzaklaştı ? Siyasete küstü mü ? Hayır buna küskünlük demeyelim de bir ara, bir mola diyelim. Nedenine gelince, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi denilen garabetin halk oylamasıyla kabul edilmesinden itibaren Türkiye’de siyaset kurumu zaten bitti. Sistem değişikliğiyle tek adam rejimi dediğimiz rejim geldi. Bu rejimde adına siyasetçi denilen kişi tek adamsa yaptığına siyaset denilir. Ama onun etrafındakinin yaptığına siyaset denilemez. İktidar olan AK Parti’de bakanlar dahi bir açıklama yaparken cümleye, ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları üzerine..’ diye başlıyor dikkat ederseniz. Yani Cumhurbaşkanının ürettiği şeyin adı siyaset ama onun dışında kalanın siyasetle alakası yok. Mesela milletvekilleri Mustafa Köse veya Atay Uslu veya bir başkası Cumhurbaşkanı’nın uygun görmediği bir şeyi Antalya’da hayata geçirebilir mi ? Cumhurbaşkanı’nın onay vermediği bir şeyi söyleyebilir mi ? Söyleyemez. İktidardaki milletvekillerinin bile bir yetkisi yok. Böyle bir ortamda ne diye siyaset yapayım. Türkiye’de siyaset ve siyasetçinin işi bitmiş. PARLAMENTER SİSTEME GEÇİLMESİ LAZIM *Bu sadece iktidarın sorunu mu ? Muhalefet farklı mı ? Maalesef muhalefet de pek farklı değil. Mevcut siyasi partiler kanunundan kaynaklanan hatayla genel başkanların dediğinin haricinde bir siyaset yapma imkanı yok. Siyasetçiye verilen yetki sadece yerel siyasette bazı şeyleri dile getirmekten ibaret. Yani siyasetçi asli görevini yerine getirip siyaset üretme yetkisine sahip değil. Genel fotoğraf bu ve böyle bir fotoğrafın içinde benim işim olamaz. Ben siyaset üretemeyeceksem, siyasetimi hayata geçiremeyeceksem, ifade etemeyeceksem, ifade etmek için genel başkanın veya reisin talimatlarını bekleyeceksem böyle bir siyaseti niye yapayım ? Maalesef bugünün Türkiye’sinde siyasetin kapısı kapanmıştır. Türkiye’de siyasete yeniden dönülebilmesi için yeniden parlamenter sisteme geçilmesi lazım. Bu olmadan Türkiye’de siyaset üretimi filan olamaz. *Yani parlamenter sistem geri gelirse siz de siyasete döneceksiniz öyle mi ? Elbette. Siyaset üretebileceğim ortam olursa niye dönmeyeyim. Ben kentime, ülkeme hizmet etmek istiyorum. Bir şeyler üretmek ve bunları hayata geçirmek istiyorum. Dolayısıyla parlamenter sisteme dönülmesi halinde veya bunun için verilecek mücadele içerisinde yer alırım, destek veririm. Ama içinde bulunduğumuz system devam ettiği müddetçe aktif siyasete dönme gibi bir düşüncem yok. Çünkü tek akılla ülkenin yönetilemeyeceğine inanıyorum. Tek akılla bırakın ülkeyi Antalya’yı dahi yönetemezsiniz. Antalya’ya bir değil 10 tane Muhittin Böcek lazım mesela. Buna izin verilmediği müddetçe siyaset yapmanın manası yok. Haa siyasetten anlışılan, ‘kim belediye başkanı olacak, kim milletvekili olacak vs’ ise bu da zaten beni ilgilendirmiyor. Kimseyi ilgilendirdiğini de düşünmüyorum. Böyle bir mantıksızlık içerisinde siyaseti asla düşünmüyorum. 
Antalya’nın tanınmış siyasetçilerinden Avukat Nizamettin Sağır, yaklaşık 3 yıldır uzak durduğu aktif siyasetle ilgili, “Türkiye’de siyaset kurumu da, siyasetçi de maalesef bitmiş durumda. Tek adam rejimi siyasette üretimi ortadan kaldırdı. Bu system devam ettiği müddetçe ben siyasetin içinde olmam” dedi.

haberimizvar.net-Aslında bir hukukçu olmasına ragmen kamuoyu Nizamettin Sağır’ı daha çok siyasi kimliğiyle tanıdı, sevdi. Yıllarca siyaset yaptığı MHP’de il başkanlığı yaptığı dönemler partinin kentteki en etkin, en parlak olduğu dönemlerdi. Vurduğu yerden ses getirir, günaşırı yaptığı belgeli-fotoğraflı basın açıklamalarıyla kentte gündemi belirleyen isim olurdu. Derken bir şeyler oldu, siyasetteki cadı çarkı işledi, küstürdüler ve o çok sevdiği, yıllarca hizmet ettiği partisinden ayrıldı. O sırada yeni kurulmuş olan ve MHP’den bir çok arkadaşının da yeraldığı İYİ Parti’ye geçti. Kurucu il başkanı olarak bugünkü il binasını tutu, tefriş etti. İYİ Parti girdiği ilk seçimden Antalya’da büyük bir zaferle ayrılırken, onun bu başarıda payı büyüktü. Nitekim seçim öncesi ‘Ayrılacağım’ dedi ve seçim sonrası da başkanlıktan ayrıldı. Başkanlıktan ayrıldığı gibi aktif siyasetten de koptu, uzaklaştı. Yaklaşık 3 yıldır siyaseti kendi ifadesiyle sadece uzaktan izleyen Avukat Nizamettin Sağır’la bu süreci konuştuk. Sadece sağ siyasetin değil her kesimin sevgi ve sempati duyduğu Sağır’a siyasetten niye koptuğunu, küskünlüklerini, kırgınlıklarını ve gelecekle ilgili planlarını sorduk…

*Herkesin merak ettiği klasik soruyla başlayalım; Nizamettin Sağır siyasetten niye uzaklaştı ? Siyasete küstü mü ?

Hayır buna küskünlük demeyelim de bir ara, bir mola diyelim. Nedenine gelince, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi denilen garabetin halk oylamasıyla kabul edilmesinden itibaren Türkiye’de siyaset kurumu zaten bitti. Sistem değişikliğiyle tek adam rejimi dediğimiz rejim geldi. Bu rejimde adına siyasetçi denilen kişi tek adamsa yaptığına siyaset denilir. Ama onun etrafındakinin yaptığına siyaset denilemez. İktidar olan AK Parti’de bakanlar dahi bir açıklama yaparken cümleye, ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları üzerine..’ diye başlıyor dikkat ederseniz. Yani Cumhurbaşkanının ürettiği şeyin adı siyaset ama onun dışında kalanın siyasetle alakası yok. Mesela milletvekilleri Mustafa Köse veya Atay Uslu veya bir başkası Cumhurbaşkanı’nın uygun görmediği bir şeyi Antalya’da hayata geçirebilir mi ? Cumhurbaşkanı’nın onay vermediği bir şeyi söyleyebilir mi ? Söyleyemez. İktidardaki milletvekillerinin bile bir yetkisi yok. Böyle bir ortamda ne diye siyaset yapayım. Türkiye’de siyaset ve siyasetçinin işi bitmiş.


PARLAMENTER SİSTEME GEÇİLMESİ LAZIM

*Bu sadece iktidarın sorunu mu ? Muhalefet farklı mı ?

Maalesef muhalefet de pek farklı değil. Mevcut siyasi partiler kanunundan kaynaklanan hatayla genel başkanların dediğinin haricinde bir siyaset yapma imkanı yok. Siyasetçiye verilen yetki sadece yerel siyasette bazı şeyleri dile getirmekten ibaret. Yani siyasetçi asli görevini yerine getirip siyaset üretme yetkisine sahip değil. Genel fotoğraf bu ve böyle bir fotoğrafın içinde benim işim olamaz. Ben siyaset üretemeyeceksem, siyasetimi hayata geçiremeyeceksem, ifade etemeyeceksem, ifade etmek için genel başkanın veya reisin talimatlarını bekleyeceksem böyle bir siyaseti niye yapayım ? Maalesef bugünün Türkiye’sinde siyasetin kapısı kapanmıştır. Türkiye’de siyasete yeniden dönülebilmesi için yeniden parlamenter sisteme geçilmesi lazım. Bu olmadan Türkiye’de siyaset üretimi filan olamaz.

*Yani parlamenter sistem geri gelirse siz de siyasete döneceksiniz öyle mi ?

Elbette. Siyaset üretebileceğim ortam olursa niye dönmeyeyim. Ben kentime, ülkeme hizmet etmek istiyorum. Bir şeyler üretmek ve bunları hayata geçirmek istiyorum. Dolayısıyla parlamenter sisteme dönülmesi halinde veya bunun için verilecek mücadele içerisinde yer alırım, destek veririm. Ama içinde bulunduğumuz system devam ettiği müddetçe aktif siyasete dönme gibi bir düşüncem yok. Çünkü tek akılla ülkenin yönetilemeyeceğine inanıyorum. Tek akılla bırakın ülkeyi Antalya’yı dahi yönetemezsiniz. Antalya’ya bir değil 10 tane Muhittin Böcek lazım mesela. Buna izin verilmediği müddetçe siyaset yapmanın manası yok. Haa siyasetten anlışılan, ‘kim belediye başkanı olacak, kim milletvekili olacak vs’ ise bu da zaten beni ilgilendirmiyor. Kimseyi ilgilendirdiğini de düşünmüyorum. Böyle bir mantıksızlık içerisinde siyaseti asla düşünmüyorum. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.