Gürlevik Yaylası'ndaki doğa katliamını Meclis'e taşıdı

haberimizvar.net- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından yanıtlanması için verdiği soru önergesinde Gürlevik Yaylası’nda maden arama ruhsatı alan bir firmanın, tekrar maden sondajı yapmasına yönelik çalışmaların su kaynağını buradan sağlayan ve yaylayı kullanan yöre halkını tedirgin ettiğini belirten CHP’li Coşar, Manavgat’a bağlı Halitağalar, Boztepe, Karakaya, Odaönü, Örenşehri, Yalçıdibi Mahalleleri başta olmak üzere çok sayıda mahallenin su kaynağının Gürlevik Yaylası olduğunu ve su kaynaklarının yok olacağını belirtti. CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar verdiği soru önergesi sonrası yaptığı açıklamada şunları ifade etti; GÜRLEVİK YAYLASI’NDA TALAN ISRARI: DOĞA VE SU KAYNAKLARI TEHLİKEDE “AKP iktidarı rant amaçlı ve talan sonuçlu doğa katliamı madencilik ısrarından vazgeçmiyor. Antalya Gündoğmuş’taki Gürlevik Yaylası’nda madencilik faaliyetleri için geçtiğimiz yıl yine aynı firma tarafından yaylada maden sondajı yapılmak istenmiş ancak bölge halkının duyarlılığı ile önüne geçilmişti. Ancak gelinen noktada firma elindeki ruhsatın bitiş tarihi yaklaşırken ısrarını sürdürmektedir. Firma bölgeye iş makinelerini tekrar getirmiş, çalışma muhtarlar ve bölge halkının direnci ile şimdilik durmuştur. Gündoğmuş Gürlevik Yaylası hem bulunduğu ilçe sakinleri hem de komşu ilçesi Manavgat’taki yakın mahalleler içinde önemli bir yerdir. Yıllardır bölge halkının geçim kaynağı olan hayvancılık bu sahada yapılmaktadır. Ayrıca çevredeki çok sayıda mahallenin su kaynağı bu yayladan sağlanmaktadır. Gürlevik Yaylası’nda olası bir madencilik faaliyeti doğayı, doğal hayatı, su kaynaklarını, hayvancılık ve bir yaşam tarzını yok edecektir. Antalya’nın doğasına vurulmak istenen talan projesinde halka rağmen ısrar edilemez.” YAYLALARIMIZ ŞİRKETLERİN DEĞİL, HALKINDIR! “Gürlevik Yaylası’nda maden arama ruhsatı alan ve maden arama sondajı yapmak isteyen firmanın, çevreye ve su kaynaklarına vereceği zararlar içinde bulunduğumuz iklim krizinde yaşanan temiz su kaynağı sıkıntısı düşünüldüğünde telafisi mümkün olmayan sorunları arka arkaya getirecektir. Ayrıca ilgili firma hakkında muhtarlar ve bölge halkının aktardıkları arasında, firmanın ruhsatının Konya ilini kapsadığı bu bölgeye ait olmadan çalışma yapma çabasında olduğu iddia edilmekte, öte yandan ÇED sürecine dâhi hiçbir bilginin olmadığı da belirtilmiştir. AKP iktidarında ülkenin birçok coğrafyasında gerçekleşen ve gerçekleşmesi için rantın önünü açan yasal düzenlemeleri yakın zamanda meclis çatısı altında da yaşadık. Doğamızı talan eden, rant sağlayan vahşi madencilik faaliyetleri ile bir coğrafyanın kaderi ile oynayanlar, ilk seçimde bunun hesabını halka vereceklerdir. Antalya’da ve ülkenin her bir yerinde yapılan çevre katliamlarına halkla birlikte izin vermeyeceğiz. Doğamız ve geleceğimiz için direneceğiz.”