Gazeteci Metin Göktepe mezarı başında anıldı

GÜNDEM 08.01.2021 - 13:17, Güncelleme: 08.01.2021 - 13:17
 

Gazeteci Metin Göktepe mezarı başında anıldı

Polislerce gözaltına alınan ve dövülerek öldürülen Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe, katledilişinin 25. yılında, İstanbul Esenler’de bulunan Kemer Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. COVID-19 salgını nedeniyle kısıtlı sayıda kişinin katıldığı anma etkinliğinde ilk sözü Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat aldı.

haberimizvar.net- Evrensel’in haberine göre; anma etkinliğine Metin Göktepe’nin ailesi, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Cumartesi İnsanları, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Berkin Elvan’ın ailesi, CHP ve HDP milletvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP İstanbul İl Başkanı Erdal Avcı ve çok sayıda gazeteci katıldı. “Metin Göktepe ölümsüzdür”, “Evrensel yazıyor, Metin yaşıyor”, “İnadına hepimiz birer Metin’iz”, “Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın”, “Metinler ölmez Evrensel susmaz” gibi dövizler taşındı. Göktepe’nin mezarına Evrensel gazetesi ile birlikte karanfiller bırakıldı. Metin Göktepe’nin kardeşi Meryem Göktepe, pandemi nedeniyle anmaya katılamayan Fadime Göktepe’nin mesajını okudu. Anmada konuşan Fatih Polat, Metin’in şahsında, halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceklerini söyleyerek şunlara değindi: Basın özgürlüğü açısından tutunma noktası Metin bizim için. Çok sayıda gazeteci tutuklu. Ağır bir dönemden geçiyor Türkiye. Yeni açılan bir kanal bir ay yayın hayatı sürdüremiyor. Üç renkli bir şal nedeniyle, TELE1’e en ağırından ceza veriliyor. Mesleğimiz üzerinde ağır bir kuşatma var. Metin’in haberi takip etme konusunda kararlı duruşuna sahip çıkan çok güçlü bir damar var şimdi. Metin’in şahsında, halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğimizi söylüyorum. Sözlerine “25 yılda basın özgürlüğü konusunda bir adım atılmadı, geriye gidildi” diyerek başlayan Gökhan Durmuş, “Medyaya ve halka düşman bir iktidar var. 70 gazeteci tutuklu. Bugün de hâlâ gazeteciler gerçeğin peşinde olmaya devam ediyor. Metin bugün de yüzlerce, binlerce gazeteciye yol gösteriyor” diye konuştu. DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren “Her şeye rağmen haber yapan gazeteciler bizim umudumuz. Umutluyuz” diyerek şunlara değindi: Çeyrek asır oldu sevgili Metin’i kaybedeli. Her yıl geliyoruz. Her yıl daha ağır bir tabloyu anlatıyoruz. Çok sayıda gazeteci yargılanıyor. Bütün kurumlarıyla gazetecilere saldırıyorlar. Metin Göktepe katledildiğinde sarı basın kartı yok denilmişti. Bugün onlarca gazetecinin basın kartı yok. Van’da 4 gazeteci tutuklandı. Ayşegül Doğan hakkında, gazetecilik yaptığı için ceza verildi. Gazeteciliği devlet ya da iktidar tanımlayamaz. Her şeye rağmen haber yapan gazeteciler bizim umudumuz. Umutluyuz. Erol Önderoğlu, “Metin Göktepe cinayetini, 25 yıl önce verdiğimiz mücadeleyi yenilemeye, Metin Göktepe cinayetinde gelen adaleti bugünkü toplumlara anımsatmaya ihtiyacımız” derken Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da “Biz o günden bu yana hep adalet dedik, hep adalet diyeceğiz. Bugün Berkin’in haberini yapanlar ceza aldı ama vuranlar ceza almadı” dedi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise Metin Göktepe’nin gerçeğin peşinden koşarken katledildiğini belirterek şunları ifade etti: Metin gerçeğin peşinde koşarken katledildi. Gazeteciliğe başlamadan önce, üniversite gençliğinin mücadelesinde yanı başımızda, omuz başımızda olan Metin’i anmak istiyorum. Metin yaşıyor. Bugün üniversitesine sahip çıkan gençlerin mücadelesinde yaşıyor. Metin bize güç vermeye devam ediyor. Metin Göktepe kimdir? Metin Göktepe, 10 Nisan 1968’de Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Çipil köyünde dünyaya geldi. Yaşamının ilk 11 yılını burada geçiren Göktepe, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan, 8 çocuklu bir ailenin 7. çocuğuydu. İlkokulu, köyün tek okulunda, birleştirilmiş sınıfta okuyan Göktepe, abla ve ağabeylerinin yıllara yayılan göçünün ardından 1979’da annesi ve babasından hemen önce küçük kardeşi Aziz ile birlikte İstanbul’a geldi. Aynı yıl Esenler’deki Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu’na kaydoldu ve 5. sınıfı burada okudu. Ortaokula o zamanki adıyla Esenler Lisesi’nde başladı ve liseyi de burada okuyarak şimdiki adıyla Bakırköy İbrahim Turhan Lisesi’nden 1986’da mezun oldu. Lisede de başarılı bir öğrenci olan Göktepe, mezun olduktan sonra bir yıl dershaneye devam etti ve buradaki başarısıyla, kardeşinin de dershaneye gitmesini sağladı. Yaz tatillerinde çalışarak harçlığını çıkaran ve böyle okuyan Göktepe, 1989 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’ne girdi. Bu sırada fabrikada çalışan ablası, ağabeyi ve 1986’dan itibaren kültürel ve sosyal faaliyetlerine katıldığı dernek sayesinde siyasetle tanıştı. Göktepe, üniversitede öğrenci gençlik mücadelesinin aktif bir üyesi oldu. Gazeteciliğe 1992 yılında Gerçek dergisinde başlamış, daha sonra 1995 yılında da Evrensel Gazetesi’nde muhabirlik yapmaya başlamıştır. Göktepe’nin ölümü 8 Ocak 1996 tarihinde cezaevinde öldürülen iki tutuklunun cenazesini izlemek için görevi başındayken polislerce toplu halde gözaltına alınan bin kişinin arasındaydı. Bin kişiye yakın insanla gözaltına alınıp; “gazeteciye özel muamele” diyen polislerce dövülerek öldürülen Göktepe’nin ölümü büyük yankılar uyandırmıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan 11 Ocak 1996 günü 32. Gün programında, “Konuyla ilgili tam bilgim yok. Ancak son gelen bilgiler Metin Göktepe’nin duvardan düşerek öldüğü şeklindedir!” diye bir açıklama yaptı. Duvardan düştüğü iddia edilen gazetecinin -kamuoyu baskısıyla- gözaltında dövülerek öldürüldüğü kabul edilmek zorunda kalındı. Dönemin içişleri bakanı, savunduğu bu tez çürütülünce Fadime Göktepe’den özür dilemiş, ancak Göktepe’nin annesi bu özrü kabul etmeyerek sorumluların yargılanmasını talep etmiştir. 4 yıl süren dava şubat 1999 yılında yapılan mahkemeyle alınan kararla 11 memurdan altısına 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş, usul yönünden bozulan dava kapsamında 5 Mayıs 1999’da Yargıtay tarafından, ceza alan altı memurdan beşinin cezası onanmış sanık emniyet amirine verilen ceza esastan bozulmuştur. Kamuoyunda Rahşan affı diye bilinen afla şartlı tahliyeden yararlanan polisler toplam 1 yıl 8 ay yattılar. Metin Göktepe gözaltında öldürülmüş gazeteciler içinde katilleri için mahkumiyet kararı verilmiş ilk gazetecidir.  
Polislerce gözaltına alınan ve dövülerek öldürülen Evrensel Gazetesi Muhabiri Metin Göktepe, katledilişinin 25. yılında, İstanbul Esenler’de bulunan Kemer Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. COVID-19 salgını nedeniyle kısıtlı sayıda kişinin katıldığı anma etkinliğinde ilk sözü Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat aldı.

haberimizvar.net- Evrensel’in haberine göre; anma etkinliğine Metin Göktepe’nin ailesi, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, Cumartesi İnsanları, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Berkin Elvan’ın ailesi, CHP ve HDP milletvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP İstanbul İl Başkanı Erdal Avcı ve çok sayıda gazeteci katıldı.

Metin Göktepe ölümsüzdür”, “Evrensel yazıyor, Metin yaşıyor”, “İnadına hepimiz birer Metin’iz”, “Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın”, “Metinler ölmez Evrensel susmaz” gibi dövizler taşındı. Göktepe’nin mezarına Evrensel gazetesi ile birlikte karanfiller bırakıldı. Metin Göktepe’nin kardeşi Meryem Göktepe, pandemi nedeniyle anmaya katılamayan Fadime Göktepe’nin mesajını okudu.

Anmada konuşan Fatih Polat, Metin’in şahsında, halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceklerini söyleyerek şunlara değindi:

Basın özgürlüğü açısından tutunma noktası Metin bizim için. Çok sayıda gazeteci tutuklu. Ağır bir dönemden geçiyor Türkiye. Yeni açılan bir kanal bir ay yayın hayatı sürdüremiyor. Üç renkli bir şal nedeniyle, TELE1’e en ağırından ceza veriliyor. Mesleğimiz üzerinde ağır bir kuşatma var. Metin’in haberi takip etme konusunda kararlı duruşuna sahip çıkan çok güçlü bir damar var şimdi. Metin’in şahsında, halkın haber alma hakkını savunmaya devam edeceğimizi söylüyorum.

Sözlerine “25 yılda basın özgürlüğü konusunda bir adım atılmadı, geriye gidildi” diyerek başlayan Gökhan Durmuş, “Medyaya ve halka düşman bir iktidar var. 70 gazeteci tutuklu. Bugün de hâlâ gazeteciler gerçeğin peşinde olmaya devam ediyor. Metin bugün de yüzlerce, binlerce gazeteciye yol gösteriyor” diye konuştu.

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren “Her şeye rağmen haber yapan gazeteciler bizim umudumuz. Umutluyuz” diyerek şunlara değindi:

Çeyrek asır oldu sevgili Metin’i kaybedeli. Her yıl geliyoruz. Her yıl daha ağır bir tabloyu anlatıyoruz. Çok sayıda gazeteci yargılanıyor. Bütün kurumlarıyla gazetecilere saldırıyorlar. Metin Göktepe katledildiğinde sarı basın kartı yok denilmişti. Bugün onlarca gazetecinin basın kartı yok. Van’da 4 gazeteci tutuklandı. Ayşegül Doğan hakkında, gazetecilik yaptığı için ceza verildi. Gazeteciliği devlet ya da iktidar tanımlayamaz. Her şeye rağmen haber yapan gazeteciler bizim umudumuz. Umutluyuz.

Erol Önderoğlu, “ Metin Göktepe cinayetini, 25 yıl önce verdiğimiz mücadeleyi yenilemeye, Metin Göktepe cinayetinde gelen adaleti bugünkü toplumlara anımsatmaya ihtiyacımız” derken Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da “Biz o günden bu yana hep adalet dedik, hep adalet diyeceğiz. Bugün Berkin’in haberini yapanlar ceza aldı ama vuranlar ceza almadı” dedi.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise Metin Göktepe’nin gerçeğin peşinden koşarken katledildiğini belirterek şunları ifade etti:

Metin gerçeğin peşinde koşarken katledildi. Gazeteciliğe başlamadan önce, üniversite gençliğinin mücadelesinde yanı başımızda, omuz başımızda olan Metin’i anmak istiyorum. Metin yaşıyor. Bugün üniversitesine sahip çıkan gençlerin mücadelesinde yaşıyor. Metin bize güç vermeye devam ediyor.

Metin Göktepe kimdir?

Metin Göktepe, 10 Nisan 1968’de Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Çipil köyünde dünyaya geldi. Yaşamının ilk 11 yılını burada geçiren Göktepe, geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan, 8 çocuklu bir ailenin 7. çocuğuydu. İlkokulu, köyün tek okulunda, birleştirilmiş sınıfta okuyan Göktepe, abla ve ağabeylerinin yıllara yayılan göçünün ardından 1979’da annesi ve babasından hemen önce küçük kardeşi Aziz ile birlikte İstanbul’a geldi. Aynı yıl Esenler’deki Hasip Dinçsoy İlköğretim Okulu’na kaydoldu ve 5. sınıfı burada okudu. Ortaokula o zamanki adıyla Esenler Lisesi’nde başladı ve liseyi de burada okuyarak şimdiki adıyla Bakırköy İbrahim Turhan Lisesi’nden 1986’da mezun oldu. Lisede de başarılı bir öğrenci olan Göktepe, mezun olduktan sonra bir yıl dershaneye devam etti ve buradaki başarısıyla, kardeşinin de dershaneye gitmesini sağladı. Yaz tatillerinde çalışarak harçlığını çıkaran ve böyle okuyan Göktepe, 1989 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’ne girdi. Bu sırada fabrikada çalışan ablası, ağabeyi ve 1986’dan itibaren kültürel ve sosyal faaliyetlerine katıldığı dernek sayesinde siyasetle tanıştı. Göktepe, üniversitede öğrenci gençlik mücadelesinin aktif bir üyesi oldu. Gazeteciliğe 1992 yılında Gerçek dergisinde başlamış, daha sonra 1995 yılında da Evrensel Gazetesi’nde muhabirlik yapmaya başlamıştır.

Göktepe’nin ölümü

8 Ocak 1996 tarihinde cezaevinde öldürülen iki tutuklunun cenazesini izlemek için görevi başındayken polislerce toplu halde gözaltına alınan bin kişinin arasındaydı. Bin kişiye yakın insanla gözaltına alınıp; “gazeteciye özel muamele” diyen polislerce dövülerek öldürülen Göktepe’nin ölümü büyük yankılar uyandırmıştı. Dönemin İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan 11 Ocak 1996 günü 32. Gün programında, “Konuyla ilgili tam bilgim yok. Ancak son gelen bilgiler Metin Göktepe’nin duvardan düşerek öldüğü şeklindedir!” diye bir açıklama yaptı. Duvardan düştüğü iddia edilen gazetecinin -kamuoyu baskısıyla- gözaltında dövülerek öldürüldüğü kabul edilmek zorunda kalındı. Dönemin içişleri bakanı, savunduğu bu tez çürütülünce Fadime Göktepe’den özür dilemiş, ancak Göktepe’nin annesi bu özrü kabul etmeyerek sorumluların yargılanmasını talep etmiştir.

4 yıl süren dava şubat 1999 yılında yapılan mahkemeyle alınan kararla 11 memurdan altısına 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş, usul yönünden bozulan dava kapsamında 5 Mayıs 1999’da Yargıtay tarafından, ceza alan altı memurdan beşinin cezası onanmış sanık emniyet amirine verilen ceza esastan bozulmuştur. Kamuoyunda Rahşan affı diye bilinen afla şartlı tahliyeden yararlanan polisler toplam 1 yıl 8 ay yattılar. Metin Göktepe gözaltında öldürülmüş gazeteciler içinde katilleri için mahkumiyet kararı verilmiş ilk gazetecidir.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.