Doğal kaynaklarıyla ön plana çıkan Batı Akdeniz Bölgesi son yıllarda önemli çevresel sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu sorunların bir kısmı bölgesel nedenlerden, bir kısmı ise küresel nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bölgesel nedenler; nüfus artışı, çarpık kentleşme, bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları, doğal kaynakların plansız tüketilmesi ve atık yönetiminin düzgün bir şekilde uygulanamaması gibi nedenlerdir. Küresel nedenler ise; sera gazlarının artışı ve iklim değişikliği gibi tüm dünya genelinde etkisini gösteren problemlerdir. Bu bağlamda, Batı Akdeniz Bölgesi’ndeki çevresel sorunlara hem bölgesel hem de küresel ölçekte etkili olabilecek çözüm arayışları ortaya çıkmaktadır. Yaşamı olumsuz yönde etkileyen çevre sorunlarına neden olan unsurların başında hızla artan nüfus, düzensiz kentleşme ile çevreyi dikkate almayan, onu olumsuz etkileyen teknoloji kullanımı, başka bir deyişle sanayileşme gelmektedir. Bu ana nedenlerin haricinde turizm gibi kısa sürede fazla nüfusa hizmet verebilmeyi gerektiren faaliyetler de çevre sorunlarının bugünkü noktaya gelmesindeki diğer nedenler arasında sayılabilir. Antalya, Türkiye’de en çok turist gelen ikinci il olmakla birlikte bu turistik faaliyetler çevresel sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle “Antalya İli Turizm Kaynaklı Çevresel Sorunları” adlı ayrı bir başlıkta bu sorunların üzerinde durulmuştur. TÜİK verilerine göre, ilin 2022 yılı yerleşik nüfusu 2 milyon 688 bin4 k işidir. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü verilerine göre ise 2022 yılında, 13 milyon 508 bin 628 turist ziyareti kayda geçilerek bir rekor kırılmıştır. Nüfusunun yaklaşık 6 katı kadar turist ağırlayan ilin altyapısının bu nüfusa hizmet edebilecek bir şekilde tasarlanma ihtiyacı çevre kirliliğine karşı mücadelede göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Suyun ve su mücadelelerinin tüm dünyadaki çevre veya ekoloji hareketleri içerisinde özel bir yeri var. Su, bütün bir yaşamın kaynağı olması dolayısıyla ekolojik sistemin en temel maddesi. Başta küresel ısınma olmak üzere çevre sorunları dediğimiz hemen her şey bir şekilde su sorununa bağlanıyor. Küresel ısınma içilebilir su varlıklarını azaltıyor, okyanus seviyesinin yükselmesine neden oluyor. Su varlıklarında değişim kuraklığa ve/veya sellere neden oluyor, kitlesel göçler yaşanıyor, su varlıklarının giderek azalması suyun kontrolünü stratejik bir hedef haline getiriyor. Su bir savaş aracı haline geliyor. Büyüyen kentlere su tedariki modern şehirciliğin en temel sorunlarından biri olarak karşımızda duruyor. Bu örnekleri daha da genişletmek mümkün. Batı Akdeniz’de hızla büyüyen susuzluk tehdidine karşı kapsamlı bir plan yapılması gerekiyor. Hemen adımların atılması yaşamsal önemde.  Çünkü tehlike çok büyük ve kapıdan girmek üzere. Belki de girdi bile…