Yorucu, yoğun, stresli ve bir o kadarda heyecanlı bir dönemi geride bıraktık. Belediye başkan adayları arasında kıran kırana bir mücadele yaşandı. İyi olan, kendini iyi ifade eden, en güven duyulan adaylar göreve geldi. Hepsine hayırlı, uğurlu olsun. Allah utandırmasın.  Seçim sonuçları neticesinde Antalya ilçeleri Büyükşehir dahil olmak üzere CHP adaylarını tercih etti. Ak Parti bu yarıştan telafisi kolay olmayan bir sonuçla çıktı. Epeyce yara aldı. Bu yarayı nasıl saracaklarını, doğrusu bende çok merak ediyorum.  Antalya teşkilatı seçim sonu değerlendirmesinde umarım, çuvaldızı başkasına batırmadan önce, iğneyi kendilerine batırmayı ihmal etmezler. Zira aday adaylığı için müracaatın başladığı ilk günden itibaren Antalya Ak Parti'de (görmeye hiç alışık olmadığım) acemice alınan kararlara ve sürekli yalan söylenen bir süreç yönetimine tanıklık ettim. Antalya Ak Parti; aday adaylarının ve dava arkadaşlarının, tabiri caizse aklıyla alay etti. Bence çok ayıp etti.  Yanlış yürütülen bu süreç bazı ilçelerde tabanı derinden sarstı, hiç gereği yokken kutuplaşmaya neden oldu. Ve sonuç ortada.... Olmadı beyler, olmaz da! Antalya Ak Parti Teşkilatına; Fabrika ayarlarınıza dönmeden bir daha sahaya inmeyin derim. Gerçi sahada hepi topu bir avuçsunuz. Her seçimde hep aynı yüzler. Birçoğunuz rozeti takıyor, teşkilatta kendine uygun yeri kapıyor, bazıları bu sayede hatırı sayılır ticaret yapıyor ama halka inmiyor, inemiyor. İl yönetimi dahil, tüm ilçelere soruyorum; kaç tane yönetim kurulu üyeniz sahaya inerek, kapı kapı gezerek oy istedi?  Benden size küçük bir tavsiye; Cumhurbaşkanı, Ak Parti Genel Başkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan çalışacak, teşkilatlar hazıra konacak devri bitti. Nasıl olsa Reis var, adayın kim olduğunun ne önemi var, biz Ak Partiyiz ceketimizi koysak kazanırız söylemi, özellikle Kepez ve Serik sonucundan sonra sona erdi.  Unuttuğunuz taban, size kendini yeniden hatırlattı. "Beyler bu teşkilatlar, makamlar yan gelip yatma yeri değil" dediler. Hadi bakalım bir çay koyun, yeniden başlıyorsunuz....