Evet, koca bir dönem bitti ve karneler veriliyor. Herkes çok sevinçli çünkü neredeyse ülkenin bütün çocukları takdir ya da teşekkür alacak. Evlerde “Ankara’dan abim gelmiş evde bayram havası!“ modu yaşanıyor.
Aileler memnun, öğrenciler sevinçli; öğretmenler gururlu bu başarıdan. Nasıl olmasınlar ki koca bir ülke başarmanın gururunu yaşıyor. Bütün iç ve dış düşmanlarımızda kıskançlıktan neredeyse çat diye çatlayacak. Çatlasınlar patlasınlar, onlara inat başarmaya ve bunu sürdürmeye azimliyiz.
Bizim çocukların tereyağından kıl çeker gibi eğitim sürecinden geçip anlı şanlı diplomalar alması güçlerine gidiyor tabi keferelerin! Çünkü onların çocukları, bir sınıfı geçmek, bir diploma almak için ömürlerini harcıyorlar.
Sevgili gençler, muhterem veliler ve çok değerli Türk halkı!
Bu işte bir tuhaflık olduğunu sezmiyor musunuz? Hiçbir şey bu kadar kolay olmamalı, hayat bu kadar kolay değil çünkü. Hayat bu kadar kolay değil ama hayata giden yolları aşmak çok kolay. Olacak iş değil, bu işte bir terslik var, var ama kimse bunun farkında değil sanki. Notlara, taktir ve teşekkür belgelerine sevinmekten düşünmeye vakit bulamıyoruz.
Sınıf geçmenin bu kadar kolay olması sınıf atlamazı zorlaştırıyor. Sakın sınıf atlamamızı istemiyor olmasın birileri. Daha neler! Kim bunu ister ki?
Ama yine de sormadan edemiyor insan, bunca tuhaflığın başka bir izahı yok çünkü. İyi bir eğitim, okulların o bize çok sıkıcı gelen sınıflarında edinilen birikim, sınıf atlamanın ve bulunduğumuz imkansızlıklar dünyasından kurtulmanın, en önemlisi de ülkemizi geleceğe güvenle taşıyabilmenin yegane yoludur.
Hayat bir savaştır ve hayat savaşında tek silahımız bilgi. Ve biz çocuklarımızı bu silahtan yoksun olarak cepheye sürüyoruz. Bu, onlara yapılan en büyük haksızlık.
Yüksek not vermek bir öğretmen tavrı olabilir ve arada böyle öğretmenlerin olması motivasyon için gereklidir de, mesela ben bunlardan biriyim ama kolay sınıf geçmek, hatta sınıfta kalmanın imkansız olması bir eğitim anlayışı olamaz. Bilgi çağının çocuklarından bilgiyi çalmak ve onları rakiplerinin gerisinden yarışa sokmaktır bu. Aziz Sancar , Orhan Pamuk böyle bir sistemden geçmediği için Nobel Ödülü alabildi.
Sanatta, sporda, bilimde bir dünya markası olmak istiyorsak buna karşı durmalıyız. Özellikle de liseli gençler buna karşı çıkmalı, çünkü kaderlerini tayin eden şey sahip oldukları donanımdır.
Sınıf geçmeyi bu kadar kolaylaştıranlar, sınıf atlamamızı zorlaştırıyor.
Oysa insan gözü yüksekte olandır ama bu hayal gücünün zenginleşmesiyle mümkündür. Temel bilgiden mahrum, edebiyat ve sanat zevki verilmemiş bir nesil neyi hayal edecek?
Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanmak, başka bir dünyanın varlığından haberdar olmakla mümkündür.
Oysa bu sistem bizi hiçbir şeyden haberdar etmiyor, dağın öte yüzünü göstermiyor bize. Ve biz, dağın zaten bildiğimiz yüzünü ezber etmekten ibaret bir sistemin kurbanlarıyız.
Zorlukları aşma uğraşı merak duygusunu ve keşif heyecanını da diri tutar. Ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu şey de budur. Şeker dağıtır gibi diploma dağıtarak kimsenin merak duygusunu kamçılayamayız Ve meraklarını kamçılayamadığımız bir neslin geleceği merak konu olacaktır hep.
Anasayfa
Yazarlar
Zeyyat Şahin
Yazı Detayı
Bu yazı 116+ kez okundu.
Sınıf geçmek ve sınıf atlamak
Evet, koca bir dönem bitti ve karneler veriliyor. Herkes çok sevinçli çünkü neredeyse ülkenin bütün çocukları takdir ya da teşekkür alacak. Evlerde “Ankara’dan abim gelmiş evde bayram havası!“ modu yaşanıyor.
Aileler memnun, öğrenciler sevinçli; öğretmenler gururlu bu başarıdan. Nasıl olmasınlar ki koca bir ülke başarmanın gururunu yaşıyor. Bütün iç ve dış düşmanlarımızda kıskançlıktan neredeyse çat diye çatlayacak. Çatlasınlar patlasınlar, onlara inat başarmaya ve bunu sürdürmeye azimliyiz.
Bizim çocukların tereyağından kıl çeker gibi eğitim sürecinden geçip anlı şanlı diplomalar alması güçlerine gidiyor tabi keferelerin! Çünkü onların çocukları, bir sınıfı geçmek, bir diploma almak için ömürlerini harcıyorlar.
Sevgili gençler, muhterem veliler ve çok değerli Türk halkı!
Bu işte bir tuhaflık olduğunu sezmiyor musunuz? Hiçbir şey bu kadar kolay olmamalı, hayat bu kadar kolay değil çünkü. Hayat bu kadar kolay değil ama hayata giden yolları aşmak çok kolay. Olacak iş değil, bu işte bir terslik var, var ama kimse bunun farkında değil sanki. Notlara, taktir ve teşekkür belgelerine sevinmekten düşünmeye vakit bulamıyoruz.
Sınıf geçmenin bu kadar kolay olması sınıf atlamazı zorlaştırıyor. Sakın sınıf atlamamızı istemiyor olmasın birileri. Daha neler! Kim bunu ister ki?
Ama yine de sormadan edemiyor insan, bunca tuhaflığın başka bir izahı yok çünkü. İyi bir eğitim, okulların o bize çok sıkıcı gelen sınıflarında edinilen birikim, sınıf atlamanın ve bulunduğumuz imkansızlıklar dünyasından kurtulmanın, en önemlisi de ülkemizi geleceğe güvenle taşıyabilmenin yegane yoludur.
Hayat bir savaştır ve hayat savaşında tek silahımız bilgi. Ve biz çocuklarımızı bu silahtan yoksun olarak cepheye sürüyoruz. Bu, onlara yapılan en büyük haksızlık.
Yüksek not vermek bir öğretmen tavrı olabilir ve arada böyle öğretmenlerin olması motivasyon için gereklidir de, mesela ben bunlardan biriyim ama kolay sınıf geçmek, hatta sınıfta kalmanın imkansız olması bir eğitim anlayışı olamaz. Bilgi çağının çocuklarından bilgiyi çalmak ve onları rakiplerinin gerisinden yarışa sokmaktır bu. Aziz Sancar , Orhan Pamuk böyle bir sistemden geçmediği için Nobel Ödülü alabildi.
Sanatta, sporda, bilimde bir dünya markası olmak istiyorsak buna karşı durmalıyız. Özellikle de liseli gençler buna karşı çıkmalı, çünkü kaderlerini tayin eden şey sahip oldukları donanımdır.
Sınıf geçmeyi bu kadar kolaylaştıranlar, sınıf atlamamızı zorlaştırıyor.
Oysa insan gözü yüksekte olandır ama bu hayal gücünün zenginleşmesiyle mümkündür. Temel bilgiden mahrum, edebiyat ve sanat zevki verilmemiş bir nesil neyi hayal edecek?
Başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanmak, başka bir dünyanın varlığından haberdar olmakla mümkündür.
Oysa bu sistem bizi hiçbir şeyden haberdar etmiyor, dağın öte yüzünü göstermiyor bize. Ve biz, dağın zaten bildiğimiz yüzünü ezber etmekten ibaret bir sistemin kurbanlarıyız.
Zorlukları aşma uğraşı merak duygusunu ve keşif heyecanını da diri tutar. Ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu şey de budur. Şeker dağıtır gibi diploma dağıtarak kimsenin merak duygusunu kamçılayamayız Ve meraklarını kamçılayamadığımız bir neslin geleceği merak konu olacaktır hep.
Ekleme
Tarihi: 19 Ocak 2023 - Perşembe
Sınıf geçmek ve sınıf atlamak
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.