1 Mayıs yasak tanımaz

GÜNDEM 01.05.2021 - 14:34, Güncelleme: 01.05.2021 - 14:34
 

1 Mayıs yasak tanımaz

Kapitalizmin anlattığı masalların sonuna geldik. Acımasızlığın ve adaletsizliğin doruklarında yaşıyoruz. Sistem, toplumsal gelişmişliğin, ilerlemenin ölçütünü zamana endeksler. Oysa zamanın iradesi, müdahalesi yoktur. 19. yüzyılda bütün ömrünü patronlar için çalışarak tüketen işçilerin en önemli talebi 8 saatlik iş günüydü. 1 Mayıs’ı ortaya çıkaran şanlı tarihin üzerinden 150 yılı aşkın zaman geçti. Bugün eğer işsiz değilse dünya emekçilerinin en önemli taleplerinden biri yine 8 saatlik iş günü talebi. Yani zaman ancak toplumun yüzde 99’unu oluşturan emekçiler bilinçli bir mücadele etrafında birleşmişse ilerleme getiriyor.

Gökçe Şentürk- Kapitalizmin anlattığı masalların sonuna geldik. Acımasızlığın ve adaletsizliğin doruklarında yaşıyoruz. Sistem, toplumsal gelişmişliğin, ilerlemenin ölçütünü zamana endeksler. Oysa zamanın iradesi, müdahalesi yoktur. 19. yüzyılda bütün ömrünü patronlar için çalışarak tüketen işçilerin en önemli talebi 8 saatlik iş günüydü. 1 Mayıs’ı ortaya çıkaran şanlı tarihin üzerinden 150 yılı aşkın zaman geçti. Bugün eğer işsiz değilse dünya emekçilerinin en önemli taleplerinden biri yine 8 saatlik iş günü talebi. Yani zaman ancak toplumun yüzde 99’unu oluşturan emekçiler bilinçli bir mücadele etrafında birleşmişse ilerleme getiriyor.  Eşitsizlik virüsü Covid-19 salgını eşitsizliğin can alan boyutunu ayna gibi yansıtıyor. ILO rakamlarına göre sadece 2020’de 255 milyon iş kaybı yaşandı. Ama diğer yandan da dünyadaki milyarderlerin toplam serveti Mart 2020 ile Aralık 2020 arasında 3 trilyon 900 milyar dolarlık artışla 11 trilyon 950 milyar dolara yükseldi. Jeff Bezos, Bernard Arnault, Bill Gates, Mark Zuckerberg gibi isimlerin bulunduğu dünyanın en zengin 10 kişisinin serveti aynı dönemde net olarak 540 milyar dolar arttı. Ama dünyayı ayakta tutan işçiler açlıktan ölmektense sosyal mesafe ve izolasyonun mümkün olmadığı işyerlerinde çalışmaya mecbur.  Kapitalist sömürüyü meşrulaştıranların bir diğer masalı da bilim ve teknolojinin toplumsal ilerleme sağlayacağı argümanıdır. Hadi bakalım. Dünyadaki en zengin 10 kişinin 9 aylık servet artışıyla tüm dünyanın aşılanması mümkün. Oysa 100’ün üzerinde ülkeye aşı daha hiç ulaşmadı bile. Dünyanın aşı üretim fabrikası olan Hindistan salgından kırılıyor. Kapitalist barbarlık her yönüyle neden yıkılması gerektiğini gösteriyor. Türkiye’de 1 Mayıs Dünyadan başlayarak Türkiye’ye döndüğümüzde ise tablo tamamlanıyor. Öncesinden bahsetmeye gerek yok. Turizm sezonuna yetişmek için yapılan tam kapanma tuz-biber oldu. İlk gününde İstanbul’da toplu taşıma yetersiz kaldı, ek seferler kondu. İşçiler çarkları döndürecek. Neden? Turizm sezonunda AKP’nin nefes kadar ihtiyacı olan dövize erişebilmesi için vaka sayılarının düşmesi gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek işsizliği ile karşı karşıyayız. 11 milyonu aşkın işsiz var. Çalışsa da sefaletten kurtulamayan 7 milyonu aşkın insan var. Derin bir çukurda hayatta kalma mücadelesi veriyoruz.  Ama hak aramak, sendikalı olmak, greve çıkmak hatta ve hatta 1 Mayıs bile yasak. Emekçi milyonlar aileleriyle tam kapanmada açlığa terk edildi. Ama lebalep-doldurucu Cumhurbaşkanı Erdoğan pandemide İstanbul’da mısınız diye soran gazeteciye “En kötü ihtimalle Türkiye’deyim” diyor. Başından beri para babaları kendi korunaklı alanlarına çekildiler. Aşıya erişim onlar için bir mesele olmadı. İstediklerinde özel uçaklarıyla seyahat edebildiler. Bir gün çalışmazsa açlığa mahkum milyonlar umurlarında bile olmaz. En kötü ihtimal haline getirdikleri bu ülkeden istedikleri zaman lüksün ve şatafatın başkaca merkezlerine geçiş yapabiliyorlar.  16 milyon işçi her gün tıklım tıklım dolu araçlarda işe gitmek ve üretmek zorundayken 1 Mayıs’ı engelleme seferberliği dikkat çekiyor. Kalabalık işyerlerinde salgın yok ama açık havada hakkını aramak isteyen emekçiye pandemi bahanesiyle yasak getiriliyor. Sonra dalga geçer gibi yeni Çalışma Bakanı “1 Mayıs ancak özgürlüğün olduğu yerde kutlanır. Özgürlüğün olmadığı ülkelerde, kapalı toplumlarda, kapalı rejimlerde, 1 Mayıs kutlanmaz, resmi devlet törenine dönüşür.” diye döktürüyor. İstanbul’da günler öncesinden sıkıyönetim ilan edildi. İktidar can korkusundan halkın yoksulluğunu anlatan, eylem ya da afiş ne varsa, bilhassa da 1 Mayıs çağrısı içeren, saldırıyor.  AKP emekçilerin artan öfkesini 1 Mayıs yasaklarıyla sadece büyütüyor. Bugün 1 Mayıs’ta bu toprakların mücadele direncini göstermek için alanlarda olmalıyız. Ama asıl mesele, meşakkatli olan emekçilere yasaklanan alanları işçi sınıfının örgütlü mücadelesi ile geri almaktır, hayatın akışını emekçilerin belirleyeceği günler için hazırlanmaktır.  Dünyanın her yerinde hayatta kalmak için, dünyayı eşitlik ve özgürlükle yeniden kurmak için mücadele edenlere selam olsun. Yaşasın 1 Mayıs.
Kapitalizmin anlattığı masalların sonuna geldik. Acımasızlığın ve adaletsizliğin doruklarında yaşıyoruz. Sistem, toplumsal gelişmişliğin, ilerlemenin ölçütünü zamana endeksler. Oysa zamanın iradesi, müdahalesi yoktur. 19. yüzyılda bütün ömrünü patronlar için çalışarak tüketen işçilerin en önemli talebi 8 saatlik iş günüydü. 1 Mayıs’ı ortaya çıkaran şanlı tarihin üzerinden 150 yılı aşkın zaman geçti. Bugün eğer işsiz değilse dünya emekçilerinin en önemli taleplerinden biri yine 8 saatlik iş günü talebi. Yani zaman ancak toplumun yüzde 99’unu oluşturan emekçiler bilinçli bir mücadele etrafında birleşmişse ilerleme getiriyor.

Gökçe Şentürk- Kapitalizmin anlattığı masalların sonuna geldik. Acımasızlığın ve adaletsizliğin doruklarında yaşıyoruz. Sistem, toplumsal gelişmişliğin, ilerlemenin ölçütünü zamana endeksler. Oysa zamanın iradesi, müdahalesi yoktur. 19. yüzyılda bütün ömrünü patronlar için çalışarak tüketen işçilerin en önemli talebi 8 saatlik iş günüydü. 1 Mayıs’ı ortaya çıkaran şanlı tarihin üzerinden 150 yılı aşkın zaman geçti. Bugün eğer işsiz değilse dünya emekçilerinin en önemli taleplerinden biri yine 8 saatlik iş günü talebi. Yani zaman ancak toplumun yüzde 99’unu oluşturan emekçiler bilinçli bir mücadele etrafında birleşmişse ilerleme getiriyor. 

Eşitsizlik virüsü

Covid-19 salgını eşitsizliğin can alan boyutunu ayna gibi yansıtıyor. ILO rakamlarına göre sadece 2020’de 255 milyon iş kaybı yaşandı. Ama diğer yandan da dünyadaki milyarderlerin toplam serveti Mart 2020 ile Aralık 2020 arasında 3 trilyon 900 milyar dolarlık artışla 11 trilyon 950 milyar dolara yükseldi. Jeff Bezos, Bernard Arnault, Bill Gates, Mark Zuckerberg gibi isimlerin bulunduğu dünyanın en zengin 10 kişisinin serveti aynı dönemde net olarak 540 milyar dolar arttı. Ama dünyayı ayakta tutan işçiler açlıktan ölmektense sosyal mesafe ve izolasyonun mümkün olmadığı işyerlerinde çalışmaya mecbur. 
Kapitalist sömürüyü meşrulaştıranların bir diğer masalı da bilim ve teknolojinin toplumsal ilerleme sağlayacağı argümanıdır. Hadi bakalım. Dünyadaki en zengin 10 kişinin 9 aylık servet artışıyla tüm dünyanın aşılanması mümkün. Oysa 100’ün üzerinde ülkeye aşı daha hiç ulaşmadı bile. Dünyanın aşı üretim fabrikası olan Hindistan salgından kırılıyor. Kapitalist barbarlık her yönüyle neden yıkılması gerektiğini gösteriyor.

Türkiye’de 1 Mayıs

Dünyadan başlayarak Türkiye’ye döndüğümüzde ise tablo tamamlanıyor. Öncesinden bahsetmeye gerek yok. Turizm sezonuna yetişmek için yapılan tam kapanma tuz-biber oldu. İlk gününde İstanbul’da toplu taşıma yetersiz kaldı, ek seferler kondu. İşçiler çarkları döndürecek. Neden? Turizm sezonunda AKP’nin nefes kadar ihtiyacı olan dövize erişebilmesi için vaka sayılarının düşmesi gerekiyor.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek işsizliği ile karşı karşıyayız. 11 milyonu aşkın işsiz var. Çalışsa da sefaletten kurtulamayan 7 milyonu aşkın insan var. Derin bir çukurda hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. 
Ama hak aramak, sendikalı olmak, greve çıkmak hatta ve hatta 1 Mayıs bile yasak. Emekçi milyonlar aileleriyle tam kapanmada açlığa terk edildi. Ama lebalep-doldurucu Cumhurbaşkanı Erdoğan pandemide İstanbul’da mısınız diye soran gazeteciye “En kötü ihtimalle Türkiye’deyim” diyor. Başından beri para babaları kendi korunaklı alanlarına çekildiler. Aşıya erişim onlar için bir mesele olmadı. İstediklerinde özel uçaklarıyla seyahat edebildiler. Bir gün çalışmazsa açlığa mahkum milyonlar umurlarında bile olmaz. En kötü ihtimal haline getirdikleri bu ülkeden istedikleri zaman lüksün ve şatafatın başkaca merkezlerine geçiş yapabiliyorlar. 
16 milyon işçi her gün tıklım tıklım dolu araçlarda işe gitmek ve üretmek zorundayken 1 Mayıs’ı engelleme seferberliği dikkat çekiyor. Kalabalık işyerlerinde salgın yok ama açık havada hakkını aramak isteyen emekçiye pandemi bahanesiyle yasak getiriliyor. Sonra dalga geçer gibi yeni Çalışma Bakanı “ 1 Mayıs ancak özgürlüğün olduğu yerde kutlanır. Özgürlüğün olmadığı ülkelerde, kapalı toplumlarda, kapalı rejimlerde, 1 Mayıs kutlanmaz, resmi devlet törenine dönüşür.” diye döktürüyor. İstanbul’da günler öncesinden sıkıyönetim ilan edildi. İktidar can korkusundan halkın yoksulluğunu anlatan, eylem ya da afiş ne varsa, bilhassa da 1 Mayıs çağrısı içeren, saldırıyor. 
AKP emekçilerin artan öfkesini 1 Mayıs yasaklarıyla sadece büyütüyor. Bugün 1 Mayıs’ta bu toprakların mücadele direncini göstermek için alanlarda olmalıyız. Ama asıl mesele, meşakkatli olan emekçilere yasaklanan alanları işçi sınıfının örgütlü mücadelesi ile geri almaktır, hayatın akışını emekçilerin belirleyeceği günler için hazırlanmaktır. 
Dünyanın her yerinde hayatta kalmak için, dünyayı eşitlik ve özgürlükle yeniden kurmak için mücadele edenlere selam olsun.
Yaşasın 1 Mayıs.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.